OLUMLAMALAR & ŞİFA Sana Bana Özel 

Katatonik Şizofreni

Bir Kavram Olarak Katatoni
Katatoni, psikomotor belirtilerle karakterize bir klinik tablo. İlk kez 1874 yılında, Karl Ludwig Kahlbaum tarafından tanımlanmıştır. Psikiyatrik bozukluklar dışında başka çeşitli tıbbi nedenlerle de ortaya çıkabilir.

Katatoni DSM-IV’e kadar, sadece şizofreninin bir parçası olarak ele alınmıştır.Daha önceleri şizofreninin bir parçası olarak görülen katatoni, daha sonra başka nedenlere bağlı olarak da ortaya çıkmasının gösterilmesiyle ayrı bir olgu olarak ele alınmaya başlanmıştır.Katatoni, Amerikan Psikiyatri Birliği’nin yayımı olan Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı’nın güncel basımı DSM-IV’te, ayrı bir bozukluk olarak tanımlanmamaktadır. DSM-IV’te katatonik şizofreninin bir alt tipi olarak kodlanmış, ancak buna ek olarak duygudurum bozukluklarına ve genel tıbbi duruma bağlı olarak da kodlanmıştır.

Katatonide Görülen Belirtiler
Katatonide görülen bulgular arasında şunlar yer almaktadır: Basit hareket bozuklukları (balmumu yumuşaklığı, mannerizm, stereotipi, katalepsi gibi), karmaşık irade bozuklukları (birlikte gitme, birlikte yapma, karşıt olma, harekette iki değerlilik (ambitandans), ekopraksi ve hipermetamorfozis), davranış bozuklukları (taşkınlıktan stupora kadar değişen etkinlik düzeyi), konuşma bozuklukları (konuşmada stereotipi, mannerizm, ekolali, palilali, mutizm gibi).En sık bulguları ise; mutizm, postür alma (posturing), negativizm, donup kalma, ekofenomeni (ekolali ve ekopraksi gibi) ve rijiditedir.

Katatonik kişinin belli bir durumda uzun süre kıpırdamadan kalması demektir. Katatonik şizofreninin en önde gelen belirtileri hareket alanındadır. Katatonik tip şizofreninin başlıca özelliği motor hareketsizlik, aşırı motor etkinlik, aşırı negativizm, seçici konuşmamazlık, istemli davranışlarda acayiplikler, ekolali ya da ekopraksiyi kapsayabilen belirgin bir psikomotor bozukluktur. Ekolali, başka bir kişi tarafından yeni söylenen bir sözcüğün ya da deyişin papağan gibi açıkça ve anlamsız bir biçimde patolojik olarak yinelenmesidir. Ekopraksi, başka bir kişinin davranışlarını durmadan taklit etmedir. Diğer özellikleri basmakalıp davranışlar, otomatik baş eğme ya da taklitçiliktir. Ağır Katatonik stuporda kendisini ya da başkalarını yaralamasını önlemek için kişinin yakın gözlem altında tutulması gerekebilir. Bitkinlik ya da kendine zarar verme davranışları da olabilir. Motor hareketsizlik, katalepsi(balmumu esnekliği), ya da hastanın ancak tekrarlayan şiddetli uyaranlarla uyandırılabildiği derin uyku veya cevapsızlık durum (stupor)la kendini gösterebilir. Aşırı motor etkinlik açıkça amaçsızdır ve dış uyaranlardan etkilenmez. Bu kişiler Katatonik hareketsizlik ve aşırı hareketlilik ve heyecan arasında gidip gelebilirler; ancak her iki durumda da motor belirtiler ön plandadır. Çoğunlukla hasta belirli bir duruşta uzun süre kalır, dışarıdan yapılan ilişki kurma girişimlerine tepkisiz gibidir. Yemez, içmez, uyumaz, konuşmaz, verilen öğütlere uymaz. Bazen birden atak, aşırı hareketli bir durumu olabilir. Bazen yatağında kımıldamadan komadaymış gibi yatar. Donakalım durumunda bazen telkine aşırı yatkınlık görülebilir ve hastaya istediğiniz duruşu verebilirsiniz(mum esnekliği).Katatonik reaksiyonun başlangıcı diğer tiplerden daha hızlı olabilir; ancak büyük olasılıkla daha önce gerçeklerden kopma ve durgunlukla ilgili ipuçları göstermiştir. Hareketsiz duran katatonik hastaların kol ve bacakları şişebilir. Hasta dış çevre ile ilişkisini kesmiş gibi görünürse de, gerçekte çevrede olup bitenleri tanımakta ve kaydetmektedir; fakat tepkisiz görünmektedir. Eksitasyon döneminde katatonik hasta büyük bir sıkıntıyla sürekli dolaşarak anlamsızca durmadan konuşabilir. Bugün şizofreninin bu formuna belki de garip hareketlerin giderilme-sinde ilaç tedavisinin başarılı olması nedeniyle nadiren rastlanmaktadır. Başlangıç çoğunlukla 15–25 yaş arasındadır ve birden olur. Tekrarlanan yüz hareketleri ve ilkel atak davranışlar görülebilir.

Tanı ve Tedavi
Psikoz belirtileri başladıktan sonra en az 6 ay devam etmesi gerekir ki hastaya şizofreni tanısı konulsun. Eğer daha kısa süre geçti ise hastanın tanısı tam olarak konmaz beklenir (kısa psikotik bozukluk, şizofreni benzeri bozukluk, vs). Bazen şizofreni yaşanılan genel tıbbi bir duruma bağlı olarak ta ortaya çıkabilir. Bunun ayrımını tam olarak yapmak mümkün değildir. Ancak hastalıkla şizofreni arasındaki ilişki bilimsel olarak doğrulanırsa bundan söz edilebilir.

Şizofreninin tedavisinde yeni çıkan ilaçlar büyük ufuklar açmıştır. Bu ilaçların bazen yıllarca toplumdan kaçmış hastalara bile faydalı olduğu görülmektedir. Tedavide ilaçlar ilk sırada gelir. Bu hastalık için psikoterapilerin yeri neredeyse yok gibidir. Sosyal yardımlar ise toplumsal uyumun daha iyi olmasını sağlar. Böylece şizofreni hastalığının ortaya çıkardığı fiziksel ve sosyal yıkım çok daha uzun sürede ve daha az ortaya çıkar.

Her Dem Bütünün Hayrına OLsun

Buna da Bakmalısın !

Leave a Comment

error: Content is protected !!