GİZLİ İLİMLER Sana Bana Özel 

Ab-ı hayat suyu

Bengi su, Âb-ı hayat, Hayat suyu ya da Dirilik suyu, birçok söylencede adı geçen, içen kişiye ölümsüzlük kazandırdığına inanılan efsanevî su. Farklı Türk dillerinde Mengüsuv, Bengüsub olarak da söylenir. Bengü/Bengi/Mengü/Mengi sözcüklerinin tamamı Türkçede sonsuz (veya sonsuzluk) demektir.

Aslında ayrı ayrı mitolojik dizgelerde karşılaşılan bir anlayıştır. Bengi su’ya, söylenceler ve mitolojik metinlerden başka dini kitaplarda, Hızır’ın adıyla bağlı ve Musa’nın öyküsü anlatılırken karşılaşılır. Anlatılara göre bu suyu ilk içenler Hızır ve İlyas -peygamberler- olmuştur. Bengi su ve sonsuz yaşam aktarışıyla bağlı çok sayıda anlatı olsa da bu anlatılar, eski yeryüzü uygarlıklarında, Gılgamış, Oğuz Han ve İskender Zülkarneyn gibi, yalnız birkaç kişinin adıyla bağlantılı düşünülmüştür. Bu anlatılar arasındaki bağlılık araştırıldığında, Bengi su ile ilgili anlatıların kökeninin Sümerler olduğu anlaşılmıştır. Sonraki dönemlerin araştırmaları ise Bengi su ile bağlı anlatıların daha eski geleneklerde aranması gerektiği görüşünü doğrulamıştır.

Adına bazen ‘Dirilik Suyu’ denilen Bengi su, Zulmet diye tanımlanan karanlık ve bilinmeyen bir dünyada gizlidir. İskender’de Bengi suyunun peşinden Zulmet’e kadar gider, ancak onu elde etmeyi başaramaz. Onun adıyla ilgili Bengi su, yaratıcı başlangıç sayılan ilk karmandan (kaos – sudan), dirilik verme, sonsuz yaşatma, ölümsüzleştirme imlerini alıp, kendinde saklamıştır. Bu anlamda Bengi su simgesinde, yaratılış mitinde olan başlangıç gibi, ilk suyun izlerini bulmak mümkündür. Suyun varlığa yaşam veren gücü, çeşitli inanç dizgelerinde onun, sonsuzluğa kavuşturan ve ölümsüzlük kazandıran güç olduğuna dair görüşlerin ortaya çıkmasına yol açmıştır.

Bengi suyunun yaşam verme gücü üstüne ilk düşüncelere anlatılarda rastlanır. Örneğin ölen kahramanın üstüne su serpilmesiyle, hapşırıp ayağa kalkması, karşılaşılan konulardan biridir. Söylence ve anlatılarda, bazı kahramanların Bengi su içerek ölümsüzlük kazanmaları da sık görünür. Aşk masallarında buta alarak, inanılmaz güzelleşen kahramanın içtiği Işık kadehi’nin de Bengi su ile dolu olduğu söylenir. İnanışlarda Bengi suyunun eskiden gelen, karışık bir anlamı vardır. Aşığın Buta (Bade) alması esnasında içtiği ışığın da aslında bu su olduğu öne sürülür. Çünkü ozanın söylediği türküler kendisinin ölümünden sonra da yaşamaya devam edecektir. Yani o da bir semboldür. Tasavvuf şairleri, onunla ilgili şöyle demişlerdir: “Toprağı düşen adi tohuma can veren su, dirilik suyu değilse, nedir o zaman?”

Birçok efsaneye göre ab-ı hayat sadece zulmet ülkesinde bulunur. Bazı kaynaklar ise onun kızıl denizinin derinliklerinden çıkarılan bir bitki (galsam otu) ya da (şahı galsam) olduğunu söyler.

İran mitolojisinde dört kutsal varlığın bir araya getirilerek kanlarından oluşturulan karanlık bir iksir olduğuna inanılmaktadır. Bunlar; şah-ı galsam, şahmeran, imperan, zümrüd-ü anka’dır.

Bengi su içenlere ölümsüzlük ve gençlik sağlar. Yaşam ağacının köklerinden çıkar. Bir ırmak veya dere şeklinde akar. Bazen köpük şeklinde gelir. Örneğin, Köroğlu destanında bir ırmaktan üç köpük şeklinde gelir. Mecazen bilgeliği, kalıcı eserler bırakmayı, iyiliği simgeler. Ölüleri bile diriltebilir. Uluğ Kayın’ın dibindeki bir çukurdan kaynaklanır. Başında bir bekçi ruh bulunur. İçenlere güç ve kuvvet verir. Hastaları iyileştirir. Ayrıca Bengi adlı bir halk oyunu da mevcuttur.

Pek çok uygarlıkta böyle bir yaşam suyuna dair, çoğu zaman birbirinden bağımsız olarak ortaya çıkıp gelişen ortak bir inancın bulunması ise ilgi çekicidir.

Her Dem Bütünün Hayrına OLsun

Buna da Bakmalısın !

Leave a Comment

error: Content is protected !!