Sana Bana Özel SPİRİTÜEL 

SABAHLARI NİYETİNİZİ YÜKLEDİĞİNİZ BİR BARDAK SU İÇİNİZ

İrade niyetle güçlenir.

İrade esas itibariyle O?na aittir. İnsanın iradesi şuurunun elverdiği kadar küçük, kısıtlı bir iradedir. Etkin olabildiğimiz alan sahip olduğumuz realitenin alanı kadar olduğu gibi orada dahi kısıtlıdır.

İrade büyük ve etkin bir güçtür. İrademizi doğru kullanamadığımız kadar vicdan bize azap verir. Çünkü iradenin kullanılamaması gönlü yaralamaktadır. Vicdan gönlün koruyucusu olması nedeniyle her iradesizlikte ateş gibi insanı yakar. Bu insanın hayrına değerli bir mekanizmadır. Çocuğun ateşe dokunmamayı öğrenmesi gibi!

İrade bildiğimiz doğrulara göre yaşamaktır. Bildiğimiz doğrulara göre yaşamak iradeyi güçlendirir ve bizi iradenin Asıl Sahibine yaklaştırır. Yeni doğruları görme ve onları yerine getirme gücüne sahip oluruz.

İnsan alışageldiği yanlışlar, söylediği beyaz yalanlar, nefsin rahatlığı ve rehaveti içinde yaşam sürme, sözünde durmamak ve daha pek çok doğru olmayan durumda hemen vicdan azabı hissetmez fakat içinde sıkıntı vardır, neşesiz ve keyifsizdir, hiç sebepsiz yere içinde oluşan rahatsızlığı “bugün hiç havamda değilim” diye ifade eder. “Bugün havasında olmadığı için” mutsuz, tedirgin, aksi, öfkeli ve kaba davranmaya açıktır. Bütün bunlar aslında vicdan mekanizmasının tesirleridir ama insan bunu anlayamaz. Çünkü toplumsal şuur içinde böyle öğrenmiş, böyle kabul etmiştir. Üzerindeki o havayı dağıtmak için, bir sigara, bir kahve, bir kadeh içki, neşeli arkadaşları aramak, biraz dedikodu, maddi olanak nispetinde alışveriş, “oyun günü” ve daha bilemediğim nefis tuzakları ile geçici bir ferahlık yaratma!

Böyle bir yaşam doğru davranış konusunda bizi daha da iradesiz bırakıyor. Yapmayı istediğimiz pek çok güzel, yararlı çalışmayı da yapamaz hale geliyoruz. Sigarayı bırakmak istiyorum, kilo vermek istiyorum, mesleğimde başarılı olmak istiyorum, huzurlu sevecen olmak, öfkemi kontrol etmek istiyorum ama irademi kullanamıyorum ve başaramıyorum! Demek ki ben böyleyim! Bunları düşünüp sonunda kendimiz hakkında bu hükme de varmışsak bizim için yaşam artık hep sıkıntı olacaktır.

Her yanlış ve her doğru bir düşünce ve bir adımla başlar. Yaşadığımız sürece her koşulda doğru adımı atma şansı verilmiştir. Çünkü her doğru adımda irademiz bir basamak yükselir. Doğruyu yapmak konusunda niyetimiz çok önemli! Niyet içteki samimi istektir. Bu niyeti O’nun önünde vereceğimiz bir söze dönüştürmeliyiz. Nasıl ki oruç tutarken “niyet ettim yarın ki orucuma” diyoruz ve bir bardak su içiyoruz. Şüphesiz o niyet O’na verdiğimiz bir sözdür ve bu sözün enerjisini farkında olmadan elimizdeki bir bardak suya iletiyoruz, o suyu içtikten sonra iftara kadar bir şey yiyip içmeyeceğimiz konusunda kesin bir kararlılığımız, kesin bir inancımız var. Böylece biz irademizi bizden beklenen bir konuda O’nun İradesi ile birleştiriyoruz. Oruç tutanlar, bir veya iki gün nefsin yoklamasına uğrarlar ama üçüncü günde nefsin ümidi kalmaz bir kenara çekilir. Artık bayrama kadar oruç çok kolaylıkla tutulur. Eğer bayramda o birden ölçüsüzce yiyip içme yanlışına girmeseydik, yaşamın sonuna kadar orucun bize kazandırmak istediği değerleri sürdürür ve üzerine güçlü bir irade ile yeni değerleri katardık.

          Ölçüsüz yeme içme, sayısız ölçüsüzlükle birliktedir. Ve sonuç iradesizliktir. İrade hırs değildir, inat değildir. İrade bizi yükselten O’na yakınlaştıran güçtür.

Her doğru adım niyetle başlar, niyetin sözle ifadesi farklı bir güç yaratır. Çünkü niyetle yüklenen sözün, sesin büyük güçleri olduğu gibi doğruluğa yönelik söz O’nun bizden beklediğidir, dolayısıyla söz O Makamın önünde verilmiştir. Ve doğrular, sayısız doğrularla birliktedir. Doğrular doğrularla beslenir ve güçlenir. Yanlışlar, ölçüsüzlükler de birbiriyle!

Neden bu çok değerli, çok güçlü niyet mekanizmasını sabahları kullanmıyoruz? Sabah kalktığımızda yüzümüzü yıkayıp, bir bardak suyu elimizde tutarken kendimizde düzeltmek istediğimiz bir konu için niyetimizi ve sözümüzü o suya yükleyelim ve içelim. Niyetimiz ve sözümüz o suyla kanımıza karışsın tüm hücrelerimize ulaşsın. Ve bunu her sabah tekrarlayalım. Nefsimiz sabrımızı, gücümüzü en çok iki gün, üç gün deneyecek sonra kenara çekilecektir. Çünkü biz gücümüzü, irademizi niyetimizle, inancımızla Büyük İrade ve Büyük Güçle birleştirdik.  Hepimize kolay gelsin.

Her Dem Bütünün Hayrına OLsun

Buna da Bakmalısın !

Leave a Comment

error: Content is protected !!