ASTROLOJİ Sana Bana Özel 

KUZEY AY DÜĞÜMÜ BOĞA BURCU KADERSEL ASTROLOJİK ETKİLERİ

Kuzey Düğümü Boğa Burcunda ve Kuzey Düğümü 2. Evde

Geliştirilecek Nitelikler

Bu alanlardaki çalışma gizli yeteneklerin ve becerilerin ortaya çıkmasına yardımcı olabilir.

•  Sadakat

•  Sınırların farkındalığı

•  Adım adım ilerlemek

•  Bir özdeğer duygusu

•  Kişisel değerlerin farkındalığı

•  Sabır

•  Kendinin ve başkalarının ifade edilmiş gereksinimlerine saygı göstermek

•  Beş duyudan zevk almak

•  Şükretmek  

•  Dünya Ana’dan beslenmenin farkındalığı

•  Bağışlamak

•  Sebat

Geride Bırakılacak Eğilimler

Bu eğilimlerin etkisini azaltmaya çalışmak yaşamı daha kolay ve zevkli kılmaya yardımcı olabilir.

•  Kriz durumlarına çekilmek

•  Başkalarının işleriyle aşırı ilgilenmek

•  Sabırsızlık

•  Uygunsuz yoğunluk

• Yargılama eğilimi

•  Kafayı başkalarının psikolojik güdülerine takmak

•  Başkalarının istekleriyle işbirliği yapmaya direnmek

• Aşırı tepki göstermek

•  Bir bölümü ortadan kaldırmak için bir şeyi yıkmak

•  Saplantılı zorlayıcı eğilimler

KAÇINILACAK TUZAK

Boğa Kuzey Düğümü insanının farkında olması gereken Aşil’in topuğu, onun özdeğerini başkaları vasıtasıyla bulmaya çalışması­dır; (“Ancak başkaları beni onayladıklarında kendimi iyi hissede­bilirim”). Bu da onu sonsuz bir eşruh (ruh eşi) arayışı tuzağına düşürebilir: (“Eğer bu özel kişinin enerjisine sahip olursam, ken­dimi tamamlanmış hissedeceğim.”) Gerçekte, bu insan bir tanımak duygusunu ancak kendi içinde kazanabilir; bu asla bir ilişkinin, hatta bir eşruhla ilişkinin yan ürünü olarak gelmeye­cektir. O, başkalarından ne kadar çok destek ve onay alırsa al­sın, daima daha fazlasına ihtiyacı olduğunu düşünür. Aslında, başkalarının onayı onun doğru yolda olup olmadığının yanlış bir göstergesidir. Başkaları ne düşünürlerse düşünsünler, onun kendisi için doğru olduğunu bildiği ölçütlere göre yaşaması, bir özdeğeri duygusu geliştirmesine yardımcı olacaktır.

Sonuç olarak, bir noktada o başkalarının ağına dolanmayı, onların işlerine karışmayı bırakmalı ve kendi yolunda yürümelidir. İroni şu ki, o bunu yapmaya başladığında, başkaları onu hem parasal olarak hem de enerji düzeyinde destekleyeceklerdir.

BU İNSAN ASLINDA NE İSTER ?

Bu insanın aslında istediği şey, bir başkasının enerjisiyle birleşmek ve karşılıklı olarak güçlenmeyi hissetmektir. O, mutlak ve kalıcı bağlılık aramaktadır. O, tüm maddi gereksinimlerini karşıla­yacağına güvenebileceği bir partner ister ve o da partnerinin tüm duygusal gereksinimlerini karşılayacaktır (ya da bunun tersi de olabilir) o işbirliği içinde karşılıklı olarak birbirini güçlendi­rici ve tamamen güvenilebilir bir ilişki ister. Bu tip bir ilişkiyi ba­şarıyla oluşturabilmek için, o ayırt edici olmalı, benzer enerjiye ve değerlere sahip olan birini bulmalıdır. Paylaşılan hedefler bireyler olarak her biri için değerli olmalıdır.

Bunun gerçekleşmesi için, Boğa Kuzey Düğümü insanı ön­ce kendi değerleriyle temasa geçmelidir. Kendi içinde güçlü ol­malı, kendisinin ne istediğinin farkında olmalı ve onun için ger­çek ve anlamlı olan şeye uyumlanmalıdır. Burada onun başarması gereken şey, kendi enerji sistemini oluşturması ve birey olarak kim olduğunu anlamasıdır. Enerjisi güçlendiğinde, o bir­likte başarılı bir partnerlik oluşturabileceği benzer enerjiye sahip bir eşi otomatik olarak kendisine çekecektir.

Yetenekler/ Meslek

Bu ister bir yuva, ister bir ilişki ya da bir iş olsun, bu insan usta bir inşaatçıdır, bir mimardır. Kurallara uyduğu takdirde, her şe­yi başarıyla inşa edebilir. O, gerçekten değerli gördüğü şeyle uyum içindeki mesleklerde yükselir. Örneğin, eğer o masajın insanlara şifa verme aracı olduğunu ve kendisi için de kârlı olabileceğini düşünüyorsa, o zaman o alanda başarılı olacaktır. O para konu­sunda da yeteneklidir; kendi başına para kazanabileceği ve rahat edebileceği yollara odaklanması da onu uygun bir mesleğe yönel­tecektir.

Yaşamın fiziksel veçhelerini ve beş duyuyu takdir etmeyi vurgulayan herhangi bir alan onun için zevkli ve kârlı olacaktır: Örneğin, çiftçilik, inşaatçılık, mühendislik, yemek pişirme ya da bedensel eğitim verme. Genellikle, Boğa Kuzey Düğümü insanı için en iyi yol “kendi işinde çalışmaktır”: O ya kendi projesini ya da işini yönetmeli veya kendini özerk hissedebileceği bir şirkette çalışmalıdır. O ivedi sonuçlardan vazgeçmeyi ve her seferinde bir adım atmayı, bir sonraki adımı atmadan önce bir önceki adı­mından emin olmayı öğrenmelidir.

Boğa Kuzey Düğümü insanı kriz durumlarında çok etkili olma yeteneğine sahiptir ve psikolojiye doğal olarak yatkındır. Başkalarının gereksinimlerinin ve arzularının farkında olması, onun kendi amacını gerçekleştirmesine yardımcı olabilir. Başka­larının enerjisini açıkça kabul ederek ve bu enerjiyi karşılıklı ola­rak güçlendirici (her iki tarafın da kazançlı çıktığı) biçimlerde kullanarak, her iki tarafın da istediği sonuçlara ulaşılmasına yar­dımcı olabilir. Ancak, eğer o psikoloji ya da kriz yönetimi üzerin­de odaklanan bir meslek seçerse, genellikle tatmin olmaz ve so­nunda kendisini boş hisseder. Yeteneklerini somut değeri olan, istikrar ve denge duygusunu artıran bir şey oluşturmak için kullandığında, o daha iyi durumda olur.

Boğa kuzey Düğümü İçin iyileştirici onaylamalar

•   “Kazanmak için, adım adım, yavaş yavaş ve kararlı bir biçim­de ilerlemeliyim.”

•  “Kendi değerlerime uygun yaşadığımda, kendimi iyi hissederim.

•  “Doğa Ana bana gereksindiğim enerjiyi verir.”

• “Kendi gereksinimlerimi ve başkalarının ifade edilmiş gereksi­nimlerini doyurduğumda, ilişkiler için sağlam bir temel kura­rım.”

•  “Eğer rahatsam, ‘doğru yoldayım’ demektir.”

•  “Başkalarının hakkımda ne düşündükleri beni hiç ilgilendir­mez.”

BAŞKALARIYLA KAYNAŞMAK

Geçmiş yaşamlarında, Boğa Kuzey Düğümü insanı iktidardaki nüfuzlu kişilerle ayrılmaz, birbirine bağlı ilişkilere girmişti. O, Kral’ın arkasındaki Kraliçe ya da Kibar Fahişe idi ve “içerideki haberlerin” sırdaşıydı, ama sonunda kararları diğer kişi verirdi. O, Şefin Danışmanı, Başkanın Başyardımcısı ya da Generalin Sırdaşı idi. O tüm gücünü, enerjisini ve karizmasını daha kud­retli olan eşruhu için kullandı ve bunun karşılığında o kişiden özdeğerinin tanınması anlamına gelen onay ve takdiri aldı.

Geçmiş yaşamlarda, kudret sahibi kişi Boğa Kuzey Düğü­mü insanını giydirdi, besledi ve şımarttı. Boğa Kuzey Düğümü insanının yapması gereken tüm şey o kişiye bağlı kalmak ve onun arzularını gerçekleştirmesine yardımcı olmaktı; böylece o da en iyi yaşam tarzım sürdürecekti. Bu yüzden, şimdi bu insan (sanki onun kredi kartlarını başka birisi ödeyecekmiş gibi) para konusunda düşüncesiz davranma eğilimindedir, ama bu enkarnasyonda bu böyle işleyecek şekilde düzenlenmemiştir! Boğa Kuzey Düğümü insanının geçmiş yaşamlarında başka bir kişiye dayanması, onu yaşamını kendi yetenekleriyle kazanabileceği bil­gisinden yoksun bırakmıştır. Bu yüzden, bu enkarnasyonda o özgüvenini yeniden kazanmanın bir yolu olarak parasal sorum­luluğu üstlenmelidir; o parayı nasıl harcadığının bilincinde ol­madığında, yıkıcı bir borç yaratabilir.

Bu yaşamla ilgili diğer geçmiş yaşamlar “kötü bir şöhret­le” geçirilmişti bu şu ya da bu biçimde bir fahişelikti. O yaşam­larda, Boğa Kuzey Düğümü insanının başarısı kendi sınırları­nın olmamasına dayanıyordu, böylece o bir başkasının enerji ala­nıyla her iki kişinin tek başına yapabileceğinden daha çok güç üreten biçimlerde başarıyla kaynaşabiliyordu. O, başkalarının gereksinimlerine karşı bir duyarlılık geliştirdi, bu da o enkarnasyonlarda onun çok işine yaradı. Ancak, başkalarıyla böyle yoğun bir biçimde kaynaşma, Boğa Kuzey Düğümü insanının ayrı bir varlık olarak kendi gereksinimleri ve değerleri duygusunu yitir­mesine neden oldu. Bundan dolayı, o bu enkarnasyonda başka bir kişiyle aşırı derecede ya da çok çabuk kaynaştığında, kendi sınırlarını, değerlerini ve ruhsal ahlakım koruması gerektiği yö­nünde bir uyarı olarak ihanetle karşılaşır.

Bu insan, geçmiş yaşamlarında stratejist ve danışman ola­rak psikoloji uzmanıydı; başkalarının psikolojisine nüfuz ederek onların güdülerini ve gereksinimlerini anlar ve davranışlarını önceden tahmin ederdi. O, dengesiz kişilerin çevresindeydi; onla­rın zihinsel ya da duygusal işlev bozukluklarını ortaya çıkarmalarına yardım eder, onları iyileştirir ve bunun karşılığında para­sal yardım alırdı. Psişik duyarlılığı onun hem düşmanın kafa ya­pısını tahmin etmesini, hem de eşruhunun ifade edilmemiş ge­reksinimlerini ve arzularının karşılamasını sağlardı. Ancak, bu enkarnasyonda onun başkalarına uyumlanması, kendi yönünü somut ve tutarlı bir biçimde izlemesini engeller. Şimdi, başkalarıyla derin biçimde kaynaşmadan uzak durarak kendi işine daha çok odaklanması onun en yüksek hayrına olur.

Bazı Boğa Kuzey Düğümü insanları geçmiş yaşamlarında gücü kötüye kullanmış ve şiddet uygulamışlardır. Bu yaşamda onlar gücü kötüye kullanmamayı öğreniyorlar ve bazıları için bu kendilerinin kötü muamele görmeleri, istismar edilmeleri an­lamına gelebilir. Bu enkarnasyondaki dersler bu insanlar için kolay değildir. Onlar bu yaşamda uyuşturucu ya da alkol bağım­lılığı dönemlerinden, ciddi psikolojik sorunlarla uğraşmaya, bü­yük şirketlerin yönetim kurullarında bulunmaktan, katı bir ruh­sal yolda olmaya kadar gerçek aşırı uçları deneyimleyebilirler. Onların yaşam yelpazelerinde karanlığın derinliklerinden aydın­lığın doruklarına dek her şey olabilir.

KRİZ BİLİNCİ

Başkalarıyla güç mücadelelerine girerek geçirilen enkarnasyonlar krizi, travmayı ve “sinirli huysuz yaşama”yı çeken bir bilinç oluşturmuştur. Boğa Kuzey Düğümü insanı, krizden kaynak­lanan adrenalin hücumuna bağımlıdır. O “büyük heyecanı” ya­şayabilmek uğruna bedenine, sağlığına ve esenlik halini koru­mak için gerekli dinginliğe aldırmaz. Defalarca, gereksiz oldu­ğunda bile, kendisini bir krize sokacak riskler alır. Sonra çırpınır, mücadele eder ve yıkıcı yoğunluğunun yaşamının tüm alan­larını altüst etmesine izin verir. Bazen aşırı miktarda uyuşturu­cu madde ve alkol kullanır; bu da her gün yeni krizler yaratır. Ya da onun bu durumda olan bir partneri vardır bu onun yaralan­mış olduğunu gördüğü ve iyileştirebileceğini düşündüğü bir kişi olabilir.

Yaratmak istediğine ters düşen, görünüşte esnek olmayan bir durumla karşı karşıya kaldığında, Boğa Kuzey Düğümü insa­nı çoğunlukla o denli aşırı tepki gösterir ki, hiç yoktan bir kriz yaratır. Bu aşırı tepkiler çoğunlukla o birlikte yaşadığı insanla ayrılma durumuyla karşılaştığında ya da diğer kişinin ona yüzde yüz bağlı olmadığını hissettiğinde ortaya çıkar. Özdeğeri duy­gusundan yoksun olduğundan, o “başlıca kişi”nin (para ya da enerji sağlayan kişinin) onu sürekli olarak onaylamasına bağım­lıdır bu bağımlılık yaşamı sürdürebilmek anlamına gelir. O, ken­di davranışını diğer kişinin önemli gördüğü şeye göre ayarlaya­bilmek için, o kişinin psişesini “yalandan izler.” Bu yolla, o kişi için vazgeçilmez olacağını, böylece yaşamını garanti altına alabi­leceğini düşünür.

Eğer o diğer kişinin onu incitecek bir şey yaptığından korkuyorsa, ilk tepkisi intikam almaya kalkışmak olur. Ancak, eğer güdüsü intikam almaksa, o daima kaybeder. O, gereksinimlerini karşılamak için, insanlara ve durumlara pratik bir biçimde yak­laşmalıdır. O zaman savunmada olmayı bırakabilir ve diğer kişi­ye, “Bak, bu benim için gerçekten önemli,” diyebilir. Kuvvete başvurmak yerine, alçakgönüllü bir yaklaşımda bulunmak onun için iyi bir sonuç verecektir

Amaç, onun yaratmak istediği olumlu sonuçlara odaklan­mış olarak kalmasıdır. Gereksinimlerini karşılamak bu insan için geçerlidir ve eğer o incinmekten ya da ihanete uğramaktan korkuyorsa, kendisini korumak için bir şeyler yapmalıdır. So­run, onun aşırı tepki gösterme ve durumu aşırı büyütme eğili­minde olmasıdır.

Boğa Kuzey Düğümü insanı o denli tutkuludur ki, yoğun duygu ve heyecan hissetme güdüsü bazen onun ne yaptığını fark etmesini engeller. Onun bu enkarnasyonda başarması gereken şeylerden biri, o tutkulu enerjinin sorumluluğunu üstlenip, onu yapıcı biçimde yönlendirmektir. Tutkunun sırf tutku olarak pe­şine düşmek ve onu sınırına vardırmak yıkımla sonuçlanır. Bu enkarnasyonda o yıkmak yerine inşa etmeyi ve başardığı biçimde inşa etmenin onun alışık olduğu yoğunluktan daha çok zaman aldığını öğreniyor.

Bu insan, korkuyla davrandığında, yıkıcı olur; sevgiyle dav­randığında yapıcı olur. O, tutkusunu enerjisini ve zihinsel gü­cünü yararlı bir şey yaratmaya adamayı öğreniyor ve bunu yap­tığında kendisini harika hisseder! O, yaşamın kendisini krize götüren ve bedenini mahveden (mali, kişisel ya da cinsel) riskler almaya inatçı bir düşkünlükten daha fazla şeyler içerdiğini öğ­reniyor. Yaşamını altüst eden, mahveden şey onun ne yaptığı de­ğil, şiddetli ve zorlayıcı yaklaşımıdır. O yavaşlamak ve kendisi üzerinde yavaş yavaş ve devamlı olarak çalışarak sağlam bir köklerine ve öz duygusu oluşturabileceğini anlamalıdır.

Boğa Kuzey Düğümü insanı, birçok enkarnasyonda başka­larıyla güç mücadelesine girmiş olduğundan, bu yaşamda huzu­ra muazzam bir ihtiyaç duymaktadır. O, kendisini bir durumu zorlama arzusuna kaptırdığında, tüm durumun çökeceğini öğre­niyor. Tam aksine, o duruma huzur kattığında, durum herkesin hayrına olacak bir biçimde onun lehine dönecektir.

ÖZSAYGISI

Bu enkarnasyonda, Boğa Kuzey Düğümü insanı kendi özdeğerini deneyimlemeyi öğreniyor. Geçmiş enkarnasyonlarda, o gücü­nü bir başkasıyla bütünleştirmek uğruna, kendisi için önemli olan şeyden vazgeçti. O, diğer kişiyi başarıyla güçlendirme yo­lunda olup olmadığını anlamak için onaylanmayı bir gösterge olarak kullandı ve geçmiş yaşamlarda bu işe yaradı. Ama o onaylanmaya bağımlı hale geldi ve onaylanmak için gerekli olan her şeyi yaptı, bazen bunun için kendi ahlak kurallarını bile ihlal etti.

Bu insan, kendi değer sistemini köreltmiş olduğundan, bu kez dünyaya, başkalarından aldığı geribildirimden ayrı bir özdeğeri duygusu olmadan geldi. Bu onu çevresindekilerin değerleri­ni benimsemeye götürür.

Geçmişte bunun doğru olmasına karşın, bu enkarnasyonda o partnerinin onu maddi yönden destekleyeceği ya da bir başka biçimde onaylayacağı beklentisiyle partnerini güçlendirmeye odak­landığında, bu iyi sonuç vermeyecektir. Bu enkarnasyonda o kendi değer sistemine göre yaşayarak, direkt olarak bir özsay­gı geliştirmeyi öğreniyor. O ancak kendisi bunu yapmak istedi­ğinde, bu onun değerlerine uygun düştüğünde ve karşılığında bir şey elde etmeyi beklemeden başkalarını güçlendirmelidir.

Onaylanma

Boğa Kuzey Düğümü insanı kendisini övme eğilimindedir. O, ço­ğunlukla, bir başka kişinin söylediği şeyi sohbeti geçmişteki bir başarısına odaklamak birisine nasıl yardım ettiğini, ya da ne ka­dar güçlü olduğunu gösteren bir öyküyü anlatmak için bir tramplen olarak kullanır, o zaman durmadan konuşur! Bilinçal­tı olarak, onun aradığı şey onaylanmadır.

Başkalarıyla ilişki ve etkileşimler esnasında o kendisini gü­vensiz hissetmeye başlar, böylece dışarıdan onay kazanmak için dikkati kendi üzerine çekerek bu güvensizliği telâfi etmeye ça­lışır. Başkalarının onun değerini göreceklerini, onu takdir ede­ceklerini ve ona saygı duyacaklarını, böylece güvensizliğinin aza­lacağını umar. Ne yazık ki, bu “geçici bir çare”dir. Onun bunu sürekli olarak yapması gerekir ve gerçekte, kendi üzerinde odak­lanma alışkanlığı başkalarını ondan soğutur. İroni şu ki, Boğa Kuzey Düğümü insanının yetersizlik duygusu sadece o kendi­sini yargılamaya ya da başkalarıyla kıyaslamaya başladığında or­taya çıkar.

Bu insan bir hayli öfke taşır. Ancak, eğer daha derin bir bi­çimde bakarsa, öfkesinin aslında korkuya dayandığını görecektir: Saygı görmeme, sevilmeme, insan gibi muamele görmeme kor­kusu. Bu yüzden, o belli bir durumda öfkelendiğinde, kendi ken­disine, “Ben ne’den korkuyorum?” diye sormalıdır. Bu onun bir çözüm bulmasına yardımcı olacaktır.

Boğa Kuzey Düğümü insanı, başkalarından almayı hak et­tiğini düşündüğü onaylamayı almadığında, çoğunlukla düş kırık­lığına uğrar ve özdeğerinin elinden alınmış olduğunu hisseder. Onun tüm korkuları şu konu çevresinde toplanır: “Ben nasıl takdir edilip onaylanacağım?” O, verdiği ve karşılığında gerek­sindiği şeyi alamadığı için korkar ve öfkelenir. Ama bu gereksi­nim asla dışarıdan doyurulamaz. O ne kadar varlıklı, prestijli ve güçlü olursa olsun başkalarından kendisini derin bir düzeyde iyi hissetmesini sağlayacak kadar onaylanma alamaz. Onun öfkesi­nin çözümü, kendi değerlerine uygun olarak, kendini onaylayıcı biçimde yaşamaya başlamasını içerir. O, kendi özdeğeri duygusu­nu başkalarının sağlamasını beklemekten vazgeçip, kendi içine bakmaya başladığında, birden öfkesi üretken enerjiye dönüşür.

Bazen Boğa Kuzey Düğümü insanı, gerçekten içinden gele­ni değil de, başkaları tarafından onaylanacağını düşündüğü bir kariyeri sürdürür. O, alkışlanabilmek için, başkalarının “yük­sek” gördükleri bir mesleği sürdürebilir. Sonra, eğer takdir edil­diğini hissetmezse, bu onun işinden zevk almasını engelleyebilir. Böyle bir durumda, onun için en iyi yol, işinin hangi veçhesinin onu mutlu ettiğini düşünmektir: İşi onun önemli olduğunu dü­şündüğü değerleri geliştirmekte midir? O, kendisini iyi hisset­mesini sağlayan becerileri mi kullanmaktadır? Ona güven veren seçkin bir iş mi yapmaktadır? Çalışmasının hak ettiğini düşün­düğü parayı kazanmakta mıdır? O işinin takdir ettiği yanını bul­malı ve bu değerlerin “yolunda” olduğu için kendisini bilinçli olarak onaylamalıdır. Onun sürekli olarak güvenebileceği onay­lama budur: Kendisini, başka birinin gereksinimlerini karşıla­maktan çok, kendisi olduğu için takdir etmek.

Başkalarından gelen onaylama bu insan için “enerji veren besin”dir. O her zaman arkadaşlarının onu aramalarından ya da ziyaret etmelerinden hoşlanır, çünkü bu onun varlığının kabul ve tasdik edilmesi demektir. O başkalarına ihtiyaç duymamak, kendi kendisine yeterli olmak için kendisini enerjiyle beslemenin yollarını bulmalıdır. Ondan sonra o başkalarıyla, buna muhtaç olduğu için değil, istediği için ilişki ve etkileşime girebilir

Onun için olumlu, kendini onaylayıcı bir hareket de, kendi­si için malî bir plân hazırlamaktır. Buna ek olarak, her gün onun için iyi bir yemek hazırlamak gibi kişisel olarak anlamlı şeyler yapmaya zaman ayırması da kendini onaylayıcı bir davra­nış olur. Amaç, başkaları ne derlerse desinler, kendisini ruhen besleyen ve iyi hissetmesine yardımcı olan düzenli faaliyetlerde bulunmaktır. O bunu yaptığında, “doğru yolda” olur.

SINIRLAR

Çocukluk döneminde, Boğa Kuzey Düğümü çocuğunun ebeveyn­leri ona kendi değerlerini empoze etmeye çalışırlar. Bu “normal” bir ebeveynsel tutumdur, ama çoğu çocuk, doğuştan sahip olduğu içsel değerlerden açıkça farklı olan ebeveynsel değerleri fazla önemsemez. Ancak, Boğa Kuzey Düğümü çocuğu, önceden oluş­turulmuş içsel değerlere sahip olmadığından, ebeveynlerinin de­ğerlerini benimsemeye çok açıktır. O, ebeveynlerinden ayrı oldu­ğunu göremez. Ebeveynleriyle olan bilinçaltı bağını koparmak onun yaşamındaki en büyük mücadelelerden biridir.

Bu insan, onun neye gereksinim duyduğunu ifade etmeyi ve önce başkalarının gereksinimlerini düşünmekten kaçınmayı öğreniyor. O, çoğunlukla, hayatta nerede bulunduğunu ve nere­ye gitmek istediğini bilinçli olarak görmenin tersine, başkaları­nın durumlarına tepki göstererek ve durumların “içine düşerek” yaşadığını hisseder. Başkalarının güdülerine aşırı odaklanma eğilimi gösterir bilinçaltı olarak, önce diğer kişinin ne istediğini ta­nımlayarak, kendisinin gereksinim duyduğu şeyi arar. Ancak böy­le yaptığında, çoğunlukla yoldan çıkar. O, bir başkasının güdü­lerini tam olarak anladığını düşünebilir ve buna göre harekete geçebilir ya da o kişiye karşılık verebilir, ama sonra yaptığı de­ğerlendirmenin yanlış olduğunu görür.

Başkalarının arzularına ve fikirlerine uyumlanmaktan ka­çınarak, bunun yerine kendi gereksinimlerine odaklanmak onun için en iyi yoldur: “Benim gereksinimim budur… Benim neden­lerim şunlardır.” Sarsılmaz bir güvenlik duygusu geliştirmek ve hedeflerine erişmek için, Boğa Kuzey Düğümü insanı kendi rahat­lık düzeyiyle temasta kalmalı ve kendi sınırlarını saptamalıdır. Bir hedefi dikkate alırken, kendi kendisine şöyle sormalıdır: “Bu hedefle ilgili olarak kendimi rahat hissediyor muyum? O bana doğru geliyor mu?” O çok hızlı davranıp davranmadığını sapta­mak için kendi içsel rahatlık duygusuna da başvurabilir; eğer çok hızlı davranıyorsa, yavaşlamalı ve ona rahat gelen bir hızda devam etmelidir. O kendi sınırları içinde sağlam durduğunda, onun için gerçekten önemli olanı geliştirme yolunda ilerlediğin­de, başkaları onun önemli saydığı şeyi sağlamak için ayarla­malar yapmaya daha gönüllü bulacaktır.

Kendini Sabote Etmek

Boğa Kuzey Düğümü insanı kendisini sabote etme, başarıyı deneyimlemesini engelleyecek şeyler yapma eğilimindedir. Onun hedefi kendisi için önemlidir ve ona candan bağlıdır. Ama o ay­nı zamanda kendisini değersiz de hisseder ve bilinçaltı olarak, kendi yoluna hedefine erişmesini engelleyecek barikatlar ku­rar. Ve sonra, onun açılmayacağını bilerek, kapıyı yumruklayıp durur.

Kendisini yenilgiye uğratma güdüsü, genellikle onun far­kında olmadığı bir şeydir; bu yüzden, bu insan için biraz iç göz­lem ya da derin psikolojik inceleme gereklidir. Bazen onu hede­fine başarıyla erişmekten alıkoyan şey, onun gerçek ya da hayali bir deneyimden, ya da suçluluk duyduğu bir şeyden ötürü kendisini cezalandırmasıdır. Örneğin, o beş yaşındayken küçük kardeşini itmiş, kardeşinin başı bir yere çarpıp yaralanmış olabi­lir ve bilinçaltı olarak, o hâlâ suçluluk duyar.

Hedeflere erişmek, onlara erişmek için denenmiş, doğru, sis­temli adımların atılmasını içerir. Ama bu insanın içsel direnişi o kadar çoktur ki, o hedefine erişmesini sağlayacak olan aşikâr bir şeyi dışlar. Örneğin, eğer o tıp fakültesine gitmek istiyorsa, bu­nun için gerekli niteliklere sahipse, en yüksek düzeyli tıp fakül­telerine başvurabilir; ama ayrıca daha kolayca girebileceği bir tıp fakültesine başvurmaz. O zaman, eğer o bu yüksek düzeyli fakültelerin hiçbiri tarafından kabul edilmezse, tüm yolunu tıka­mış olur.

Boğa Kuzey Düğümü insanının kendisini, bilinçaltı olarak, yenilgiye uğratmasının bir başka yolu da, altında bir güvenlik ağı olmadan tehlikeye atılmasıdır. Bu, yedek paraşüt olmadan atlamaya ya da emniyet kemeri takmadan araba sürmeye ben­zer: O gereksiz riskler alır. Sonuç olarak, o istediği hedeflere erişmek için kendi enerjisine güvenmelidir. Başkalarının vaatle­rinin gerçekleşeceğini umabilir, ama sonuçta hangi beklenmedik şey vuku bulursa bulsun her şeyi sağlama bağlamak ona kalmış bir şeydir. Onun sadece mantığını kullanması yetmez: Sağduyu­sunu da kullanması ve yaşamını plânlaması gerekir.

Bunun anahtarı pratik bir yaklaşımı benimseyip, hedefine erişmeye odaklanmak yerine, atması gereken bir sonraki adıma odaklanarak adım adım ilerlemektir. Geçmiş yaşamlarında çok fazla pratik deneyimi olmadığından, o stratejisini, onun istediği­ne benzer sonuçlan başarıyla yaratmış olan kişilere danışabilir.

Bu insan bazen, olduğundan “daha fazla” olmayı ister (di­ğer insanları etkilemeyi sever), ve bu da sorunlar yaratabilir. O, olduğu gibi olması gerektiğini öğreniyor. Onun kendisini sabote etmesi, aşırı hızlı ilerlemek ya da o anda oldu­ğundan “daha büyük” olmayı istemesinden kaynaklanır. O, be­deninde köklenmiş olarak, kendisiyle kalmalıdır.

YARGILAMAK

Boğa Kuzey Düğümü insanı katı bir biçimde yargıladığında baş­kalarına verdiği ciddi zararı pek fark etmez. O, diğer kişinin his­lerini umursamadan, onun inanç sistemini büyük bir haklılık coşkusuyla, düşüncesizce yıkar. O hiçbir şeyi kutsal görmez, do­layısıyla, bir başkası için kutsal olabilecek bir şeyi yıkmaktan hiç çekinmez.

Söylemeye gerek yok, yargılayıcı olmak ona hiç dost kazan­dırmaz. Aslında, bu ona yakınlaşmak isteyebilecek olan insanları ondan uzaklaştırır. İnsanlar yargılanmaktan korktukları için ona güvenmezler. Bu insan, başkalarının inşa etmiş olduklarını yıkmaktan vazgeçmeyi, onun yerine kendisi için önemli ve de­ğerli olanı inşa etmeye odaklanmayı öğreniyor. Onun için “kötü” ile savaşmanın en iyi yolu, “iyi”ye doğru enerjik olarak ilerleme kaydetmektir.

Aslında, başkalarının davranışlarında yargıladığı şeyler onun kendi değerlerini bulması için bir ipucu olabilir. Örneğin, eğer o bir başkasını aynı anda iki cinsel ilişkiyi sürdürdüğü için eleşti­riyorsa, belki bu kendisinin tek eşliliğe değer vermesinin bir ipu­cudur ve “tek eşlilik” onun “Benim İçin Önemli Olan Değerler” listesine yazılmalıdır. O bu değerlere uygun yaşamaya başladı­ğında, bir özdeğeri duygusu geliştirmeye de başlayacaktır. Kendi değerlerine tutarlı bir biçimde bağlı kaldığında, farklı değerleri olan insanlara karşı daha az yargılayıcı olacaktır.

Boğa Kuzey Düğümü insanı ayrıca kendisine karşı da çok yargılayıcı olma ve kendi değerini küçümseme eğilimindedir. Onun kendine ait doğru davranış kuralları vardır; herkesi en sert biçimde de kendisini buna göre ölçer. O, kendisinin en kötü düşmanı olabilir. Durum onun beklediği gibi sonuçlanmadığın­da, kendisini uyumsuz olmakla suçlar. Bu nedenle, o iki kere acı çeker: Önce, geçici kötü ruh hali yüzünden ve sonra, kötü ruh hali içine girmiş olduğundan ötürü kendisini yanlış bularak.

O çoğunlukla kendisini başka insanlarla kıyaslar ve başkalarının sahip oldukları şeylerden ötürü kıskançlık duyar bu da onun yaşamını çok daha karmaşık ve mutsuz kılar! Her birimiz, eğer hayatta yaptığımız şey bizi mutlu ediyorsa, o zaman doğru yoldayız demektir. Ama kendimizi başkalarıyla kıyasladığımız anda, kaybederiz. Kullandığımız ölçütlere bağlı olarak, birisi her zaman bizden daha yukarıda ya da daha aşağıdadır. Boğa Kuzey Düğümü insanı, onun işinin yargılamak olmadığını öğreniyor; onun işi, her durumla elinden geleni en iyi şekilde başa çıkarak yaşamak ve kişisel olarak anlamlı bulduğu yönde adım adım ilerle­mektir.

Kendi İşine Bakmak

Kendi sınırlarını çoğunlukla tam olarak bilmediğinden, Boğa Kuzey Düğümü insanı başkalarının işine burnunu sokma eğili­mindedir. O, başkalarının işlerine rahatça karışır, ama başkaları onun işine karıştıklarında şoke olur ve son derecede dik kafalı davranabilir! Bu insan, bir başkasının bilinçaltı güdüleriyle ilgili tahminler yürütürken, o kişi hakkında her türlü yargıda bulu­nabilir. Sonra da üzülür, çünkü o diğer kişinin ne yapması ge­rektiğine karar vermiştir, ama o kişi bunu yapmamaktadır.

Sorun, bu insanın kendi değerlerini başkalarına projekte etmesi ve sonra onlar bu değerlere uygun davranmadıklarında onları yargılamasıdır. Diğer kişinin hedefleri tamamen farklı ve seçtiği yol onun için çok doğru olabilir. Örneğin, eğer bir Boğa Kuzey Düğümü kadını evlilik ve bağlılık istiyorsa, o “evliliğe uy­gun” olmayan erkeklerle gezmekten hoşlanan bir arkadaşını aşı­rı derecede yargılayabilir. Oysa arkadaşı yaşamının o noktasın­da durulmak istemiyor olabilir, böylece, hoş ve kısa vadeli ilişki­ler yaşayabileceği erkeklerle gezmesi onun için doğru olabilir. Boğa Kuzey Düğümü insanı, başkalarının farklı değerleri ve he­defleri olabileceğini anlayacak kadar alçakgönüllü olmalıdır. O, baş­kalarının işine karışmak yerine, kendi gelişimine odaklanmalıdır.

Bu insan, ayrıca, fikirlerini, istemeden, şiddetli ve yargılayı­cı bir biçimde ifade etme eğilimindedir; bu da onun çevresindeki kişileri rahatsız eder. O, kendisinde de aynı eğilimler olduğunu kabul etmeden, başkalarının işlev bozukluklarını işaret etmekte­dir. O henüz bu nitelikleri kendi içinde “sahiplenmemiş” oldu­ğundan, ağır duygusal imalarda bulunmadan yorumlar yapamaz. Bunu yapabilmesinin anahtarı, o niteliği ya da davranışı kendi içinde de görmek ve kendisini bundan ötürü bağışlamaktır o zaman, onun başkaları için -Doğru Hareketi- tanımlamaya çalışarak kendisini haklı çıkarması gerekmeyecektir.

O, değer verdiği niteliklere kendisi örnek oluşturarak kişi­sel davranışını sağlam bir temele oturttuğunda, kendisini huzur içinde hissedecektir. Artık, başkalarında beğenmediği nitelikler gördüğünde yargılayıcı olmayacaktır, çünkü muhtaç olduğu bil­giyi kazanmış olacaktır: O kim olduğunu ve neyi temsil ettiğini bilecektir.

Boğa Kuzey Düğümü insanının başkalarının işine karışma eğiliminin bir başka veçhesi, onun geçmiş yaşamlarda bir başkasının bilinçaltının derinliklerini araştırmakta uzmanlaşmış bir zihinsel şifacı (psikiyatr, psikolog, danışman, büyücü hekim) olmasından kaynaklanır. Ancak, bu enkarnasyonda kendisini baş­kalarının zihinsel enerji alanlarından ayırıp, onun yerine kendi işi üzerine odaklanması onun en yüksek hayrına olacaktır.

Bu insan başkalarının yargılarına karşı çok duyarlıdır ve eğer birisi onun enerji alanını olumsuz bir biçimde etkilerse, o kişinin çevresinde çok zaman geçirmemesi onun için iyi olur. Geçmiş yaşamlarda, o diğer kişiyle mümkün olduğu kadar çok yakın olabilmek için onun zihinsel alanına uyumlanmıştır. Diğer kişinin onu nasıl gördüğünün çok farkında olmuştur; böylece, birliği daha iyi sağlamak için davranışını anında ayarlayabilmiştir. Ancak, bu enkarnasyonda, duyarlılığını başkalarının onu na­sıl gördüklerini sezmek için kullanması, onu yalnızca kendisi ol­ma gücünden koparacaktır. Onun işi başkalarının zihinlerinden ve işlerinden uzak durmaktır. Onun için iyi bir onaylama şudur: “Başkalarının benim hakkımda ne düşündükleri beni hiç ilgilen­dirmez!”

KARANLIK YAN

Bazen Boğa Kuzey Düğümü insanı çok etkili ve nüfuzlu pozisyonlara çekilir. O çok güçlü hukuk firmalarında avukat, büyük şirketlerde yönetici, vb. olabilir. Bu pozisyonlarda bulunmak ba­zen onun ilkesiz yanını, dürüst olmayan yanını harekete geçirir. Bu veçhe ortaya çıktığında, o emrinde çalışanlara, kendi ahlak kurallarına, ya da kendisine ihanet edebilir ego kazancına bağlı hale gelebilir. Bu insan, kendisini tümüyle egosuna kaptırdığında, öne geçmek için her şeyi yapmaya gönüllü olur ve para ve güç dünyasında ilerlemek için “ruhunu sattığını” düşünmeye başlar. Çoğunlukla, o diğer insanların karşılığında bir çıkar bek­leyerek ona bir şeyler vermelerine izin vererek “her şeyi satar.” Çok geçmeden, bir başkasının oyununa katılır, başkalarının de­ğerlerine uygun yaşamaya başlar.

Bu insan kendi gücünü başkalarına teslim etmeye o denli alışmıştır ki, bu enkarnasyonda ayartılar ortaya çıktığında, güç ve özel ayrıcalıklar kazanmak için teslim olmak onun için kolay­dır. Ve bu pozisyonda o bir hayli güce sahip olur: İnsanları işe alır, işten çıkarır, onları batırabilir ya da çıkarabilir. Bu, egoyu şişirir. O, çalışanlarını her an işlerini kaybetme endişesiyle bırakarak gücünü kötüye kullanabilir. Ancak, bu taktikler personelin moralinin bozulmasına yol açar ve Boğa Kuzey Düğümü insanı çalışanların iyi niyetini, güvenini ve sadakatini kaybeder.

O, gücü kötüye kullanma ayartılarına karşı koymayı öğre­niyor. Sonuçta, “ne ekerseniz, onu biçersiniz;” o, gücü kötüye kullandığında, bu hiçbir zaman onun aklından çıkmaz, yakasını bırakmaz. Bu insan, kendi değerini ciddi bir biçimde zayıflatmadan, kendi değerlerine aykırı davranamayacağını öğreniyor. Ve bu çok önemlidir, çünkü özsaygısı Boğa Kuzey Düğümü insanının bu enkarnasyonda erişmeyi hedeflediği şeydir.

Bu insan, Işık yolunu seçmiş olduğunda bile, “karanlık yanının” farkındadır. Örneğin, garsonluk yapan Boğa Kuzey Dü­ğümlü bir kadın müşterim vardı. Onun Yüksek Benliği, en zor müşterilerin sevgiye en çok ihtiyaç duyanlar olduğunun farkındaydı. O bu müşterilere bilinçli olarak sevgi ve olumlu enerji verdiğinde, çoğu kez, bu insanlar yumuşarlardı. Ama sonra müşterim mutfağa gider ve havaya yumruklar savurarak hayalinde onları döverdi! Bu hareket onun geçmiş yaşam eğilimlerinin or­taya çıkmasıydı. O, sonra tekrar müşterisinin yanına gider ve ona yine “doğru” olduğunu bildiği sevecenlikle davranırdı. Ama bazen, bu nodal gruptaki insanın içgüdüsel tepkisi, geçmiş yaşam yanının birisini “pataklamasına” izin vermek de olabilir.

Boğa Kuzey Düğümü insanı bazen karanlık yanda yaşar, başkalarının güdülerinden kuşkulanır ve kötülüğü çevresinde­kilere projekte eder (onlarda kötülüğü arar). O, başkalarında gördüğü kötülüğü kendi bilinçaltının bir yansıması olarak göre­rek, kendisi hakkında çok şey öğrenecektir. Ayrıca, o kötülüğü aradığında, kendisini engelleyen olumsuz enerjiye karşı savun­masız kalır. Bu insanın bu eğiliminin kurbanı olmaktan kaçın­mak için yapabileceği en iyi şey, başkalarının “karanlık yanına” odaklanmayı bırakıp, kendi yaşamında geliştirmekte olduğu gü­ce odaklanmaktır. O göz siperi takmış bir at gibi davranmalı, gerçekleştirmek istediği olumlu şeylere odaklanmalıdır. O, güçlü psişesini Işığa odaklanmak için kullandığında, olumlu güçleri kendisine çekecektir.

GEREKSİNİMLER

BİR RAHATLIK KUŞAĞI OLUŞTURMAK

Boğa Kuzey Düğümü insanının başka bir kişiye bu kadar ba­ğımlı hale gelmesinin nedeni, kendi içsel rahatlık duygusundan kopmuş olmasıdır. O zaman onun, diğer kişiyle olan bağı dışın­da, tutunacağı bir şeyi kalmamıştır bu da olsa olsa, savunmasız ve dengesiz bir pozisyondur. Eğer o kendi rahatlık düzeyiyle bi­linçli olarak temasta kalırsa, ilişkileri çok daha iyi yürür, çünkü bu durumda o kendi içinde sağlam ve dengeli bir şey yaratmış­tır. Bu insan geçmiş yaşamlarında o kadar çok köklü değişimler geçirmiştir ki, bu enkarnasyonda onun dinlenmesi, mal mülk edinmesi ve yaşamın iyi yiyecekler, iyi seks ve rahat, dengeli bir ev ortamı gibi basit zevklerinin tadını çıkarması için programlan­mıştır. İçsel “rahatlık” hissi, doğru yolda olmanın doğru bir gös­tergesidir. Eğer o kendi rahatlık kuşağının sınırlarına bağlı ka­lırsa, kazanacaktır.

İSTEKLERE KARŞI GEREKSİNİMLER

Zaman zaman, kıskançlık Boğa Kuzey Düğümü insanı için bir sorun olarak ortaya çıkar. O başkalarının mallarını mülklerini görüp onlara imrenir. Bu insanın, çoğunlukla, başkalarının mal­larını mülklerini arzulamaya dayanan, sonsuz bir “istekler” zin­ciri vardır. O bir komşusunun yeni arabasını görür ve hemen onun içindeki bir mekanizma, “Bunu istiyorum,” der. Ama iste­yişi güvensizliğe dayandığında, bu onun için asla iyi bir sonuç vermez bu dipsiz bir kuyudur. Aradığı varlık duygusunu kazan­mak için onun yapacağı en iyi şey, sahip olmadığı şeye odaklan­mayı bırakıp, sahip olduğu zenginliği takdir etmeye başlamaktır.

Bu, Boğa Kuzey Düğümü insanı için bir maddi birikim enkarnasyonudur; bu yüzden, onun mal mülk edinmeyi arzulama­sı yanlış değildir. Ancak, o arzuladığı şeyleri kendi çabalarıyla el­de etmeye gönüllü olmalıdır. Kıskançlık hissettiğinde, o bu hisse gerçekten gereksindiği bir şeyin neden olup olmadığını araştırabilir; sonra onun uğrunda uğraşmaya değip değmediğine karar verebilir. “İstemenin” kurbanı olmak yerine, o eğer onu kazan­maya istekliyse, arzuladığı her şeye sahip olabileceğini öğreni­yor.

Boğa Kuzey Düğümü insanı dikkatini başkalarının istek­lerine ve güdülerine verme eğilimindedir. Bunun altında, onun yaşamı sürdürme güdüsü vardır, bu güdü onu başkalarıyla ilgi­lenmeye sevk eder. O, işleri sadeleştirmelidir: “Başkalarının zih­nine girmekten” vazgeçmeli ve kendisiyle temasa geçmelidir. “Be­nim burada neye ihtiyacım var? Bu durumda kendimi rahat his­setmek için benim neye ihtiyacım var?”

Bu insanın aslında istediği şey, güvensizliğinin ortadan kaldırılmasıdır tüm gereksinimlerinin karşılanacağını bilmektir. Bu, başkalarının sahip oldukları şeyleri kapmayı değil, evrenin sunduğu bolluğu takdir etmeyi içeren bir enkarnasyondur. Eğer o paniğe kapılıp, yaşamına bu bolluğun gelişini hızlandırmaya ça­lışırsa, kendi doğal zamanlamasının rahatlığıyla teması yitirir.

Boğa Kuzey Düğümü insanı, kaderi tarafından, kendi içsel öz duygusunu, varlık duygusunu artıracak şeyin birikimini yap­maya yönlendirilmiştir. Onun başarması gereken şey, yaşamın sunduğu armağanları almak için yeterince uzun bir süre yavaş­lamaktır. Belli kişileri “kaynağı” olarak görmekten vazgeçerek ve doğrudan yaşamla partner olarak, o yaşamını sürdürebilme konusundaki güvensizliğinden en nihayet kurtulabilir. O, her ye­ni gereksinim ortaya çıktığında yolculuğunu kolaylaştırmak için, yaşamın ona çoğunlukla beklenmedik bir biçimde ortaya çıkan doğru insanları gönderdiğini görecektir.

Zamanlama ve Değer

Boğa Kuzey Düğümü insanı her konuda “acele içindedir.” Araba sürerken bile, çevredeki manzaranın keyfini çıkarmak yerine, gitmek istediği yere bir an önce varmak ister, bu yüzden de o yolculuk ona çok uzun gelir. Bu insan anında sonuç almak ister. O inanılmayacak kadar yoğundur ve şimdi kendisini dizginleme­yi, kendi rahatlık kuşağı içinde kalmayı ve kendi gücüne bağlı kalmayı öğrenmektedir.

Bu insan, temelinin sağlam olması için yavaş yavaş inşa etmeyi öğreniyor. Yavaş yavaş ilerlemek onun için zordur, çün­kü o buna alışkın değildir; ancak, bu enkarnasyonda kader onu hızlı yoğunluğun yerine, yavaş ve düzenli ilerlemeyi geçirmeye yöneltmiştir.

Onun yapması gereken geçişe şöyle bir örnek verilebilir: Bir gökdelenin yerine yenisinin yapılması gerektiğinde, bu işte iki çalışma ekibi yer alır. Ekiplerden biri mevcut gökdeleni di­namit, vinç ve buldozerlerle yıkıp ortadan kaldırır. Bu işi onlar bir hafta içinde yapabilirler, ama yeni gökdeleni inşa etme süreci bir yıl alabilir. Geçmiş yaşamlarda, Boğa Kuzey Düğümü insanı yı­kıcılar ekibindeydi ama şimdi o inşa etmek için buradadır. İnşa etmek çok daha fazla zaman alır ve hiçbir aşama aceleye getiri­lemez ya da atlanamaz, aksi takdirde tüm yapı çöker!

Bu insan yavaşlamayı ve onun için önemli olanı dikkatle acele etmeden inşa etmeyi öğreniyor: Bu bir ilişki, bir iş girişimi ya da bir hayali gerçekleştirmek olabilir. Eğer o kendisini rahat­sız hissediyorsa, bu onun inşa etme sürecinde gerekli bir adımı atladığını gösteren bir uyarıdır. O kendisine güvenmeyi ve tek başına elde ettiği yavaş ve düzenli ilerlemeden kazandığı dingin­liği takdir etmeyi öğreniyor.

Başarılı sonuçlar yaratmak için yavaş yavaş gitmesi gerek­mesine karşın, Boğa Kuzey Düğümü insanının harekete geçmek için belli ölçüde bir uyarıya da ihtiyacı vardır. Bir kriz onu hare­kete geçirebilir ve bu kriz enerjisinin olmaması onun projelerini geliştirmesini engelleyebilir. Hedeflerini çevreleyen bir kriz olma­dığında, ona yardımcı olabilecek bir şey, kendisi için “zaman sı­nırları” koymasıdır.

Zaman sınırları “yapay bir kriz” görevi görebilir. Boğa Ku­zey Düğümü insanı atması gereken adımları gözden geçirebilir ve onları yazabilir. En iyi sonuçlar için, bu süreç kesin ve net ol­malıdır: Hedef nedir, hangi aşamaları içermektedir ve her aşa­manın tamamlanma tarihi. Bu ona doğal bir “kriz enerjisi” ve­rir.

Bu insan plânına en yüksek önceliği vermelidir: O tek hedefe erişmek onun yaşamındaki en önemli şey olmalı ve baş­ka her şey o hedefe tâbi olmalıdır. Örneğin, eğer o on beş kilo vermek istiyorsa, önceden saptanmış bir süre için, bu onun en önemli ve öncelikli işi olmalıdır. Başka her şey iş, eğlence, vs. ikinci plânda kalmalıdır. İş yerinde, onun perhizi önce gelmeli­dir; başkalarının ne yaptıklarına aldırmadan, o perhizinde ne varsa tam olarak onu yemelidir, çünkü bu onun en önemli işidir. Eğer öğleden sonra enerjisinin azalmış olduğunu hissederse, bir fincan kahve ya da Çin çayı içebilir, perhizi bozmanın dışındadır. Kendisini açığa vurması, başkalarının onun gerçekte kim ol­duğunu anlamalarını, gereksinimlerini fark etmelerini ve amaç­larına ulaşmasına yardımcı olmalarını sağlayacaktır.

Boğa Kuzey Düğümü insanı başkalarının gizli arzularına karşı duyarlıdır. O, çoğunlukla, başkalarının kendi kendilerinin daha çok farkına varmalarına ve kendini sabote edici bilinçaltı güdülerinden daha az zarar görmelerine yardımcı olabilecek ka­dar çok kavrayışlıdır. Ama bu insanın bir kör noktası vardır: O, başkalarının kendilerini “nasıl sabote ettiklerini” açıkça görebilir, ama kendisinin bunu nasıl yaptığını göremez. Daha kötüsü, o kendi bilinçaltı güdüleri hakkında başkalarından gelen geribildirime kuvvetle direnir. Onu sevenler, bu insanın kendisini in­cittiğini ya da engellediğini açıkça görebilirler. Ama bu davranı­şı onun dikkatine sunduklarında, bu insan bunu yadsıma eğilimi gösterir. Bu enkarnasyonda ilerlemek için, o bilinçaltı suçluluk duygusunu ve kendini sabote edici davranışlarını fark etmeli ve bırakmalıdır.

Onun yardıma direnmesi, kısmen, kendisinin yardım eden kişi olmaya alışkın olmasından kaynaklanır. Bu insan, başkaları­nın onun değerli niteliklerini görebileceklerini ve onları mükemmelleştirmesine yardım edebileceklerini kabullenmeye alışık de­ğildir. Ayrıca, eleştiriye o denli duyarlıdır ki, çoğunlukla, başka­larının eleştirilerini kendisini tam olarak ifade etmeye teşvik edici olarak yorumlamak yerine, kendi değerinin onaylanmama­sı olarak yorumlar. Bunun çözümü, onun geliştirmek istediği şeylere, yani kendi fikirlerine ve amaçlarına odaklanmasıdır. Bo­ğa Kuzey Düğümü insanının işi, bu kez başkalarının onu güçlen­dirmelerine izin vermektir.

Büyük bir dönüm noktası, onun zamanını ve enerjisini, kendisi için önemli olan projelere odaklaması, başka bir kişi için önemli olduğunu düşündüğü şeylerle oyalanmamasıdır. Örne­ğin, insanlara onların ilgi alanlarını içeren kitaplar satın almayı seven Boğa Kuzey Düğümlü bir müşterim vardı. Bu çok cömert­çe bir davranıştı ve bu hanım kendi işini gücünü bırakıp o insanlar için değerli olacağını düşündüğü mesajlar içeren kitaplar arardı. Onun kitaplar yolladığı bir kişi, benim hiç kitap okuma­yan bir arkadaşımdı! Bu, bu insanın kendisinden yardım isteme­miş ve bu yardımı takdir etmeyebilecek kişiler uğruna kendi he­definden sapmasının bir örneğidir.

Bu enkarnasyonda, Boğa Kuzey Düğümü insanı kendi gü­cünü geri almak için buradadır. O kendi gücü içinde durduğun­da, başkalarına muhtaçlıktan değil, cömert olmasını sağlayan bir hoşnutluk duygusundan ötürü sevecen davranabilir ve yar­dım edebilir. Böylece, onun ilk sorumluluğu kendisine karşıdır: Kendi değerini tanımasını ve yaşamdan zevk almanın doyumu­nu sağlayan şeyler yapmak. Artık onun yapacağı savaşlar, vazge­çeceği şeyler, fırlatıp atacağı yanları yoktur. Bu bir inşa etme enkarnasyonudur: Bu yaşamda o kendisiyle bağ kurarak bir rahat­lık duygusu geliştirmelidir.

BAĞIŞLAMAK

Kendisini tam olarak kabullenebilmek için, bu insan geçmişte onu yaralamış olan kişileri bağışlama yoluyla bırakmalıdır. Bu­na, şimdiki yaşamdaki insanlar ve geçmiş enkarnasyonlardan kaynaklanan her türlü kuşku ve öfke hissi de dahildir. Bağışla­ma, bu insanın gücünü tam olarak koruyabilmesi için gereklidir. Ve onun bağışlamak için en iyi güdüsü cömertlik değil, kendi ge­reksinimlerini karşılamak olmalıdır.

Geçmiş yaşamlarda, Boğa Kuzey Düğümü insanının kendi­ni koruma yöntemi intikam almaktı: Eğer birisi ona bir taş atar­sa, o da ona bir taş fırlatırdı ayrıca o kişiyi durdurmak için bir taş daha atardı. O enkarnasyonlarda başkalarının gücüne karşı koymak canlandırıcıydı, ama bu enkarnasyonda bu bir enerji is­rafıdır, onu yeni, huzurlu yönünden saptıran bir tutumdur. O yalnızca rahat ve dengeli bir yaşam kurmak ve dünyada olmanın tadını çıkarmak istemektedir.

Ancak, bunu başarmak için, Boğa Kuzey Düğümü insanı kötü muamele görme ya da yaralanma sorunuyla uğraşırken bağışlamanın gerekliliğiyle yüzleşmelidir onun diğer kişiyi psi­şik alanından temizlemesinin ve iç huzurunu yeniden kazana­bilmesinin tek yolu budur. Diğer kişi ona her ne yapmış olursa olsun, o hem o kötü muameleyi, hem de o muameleye izin verdi­ği için kendisini bağışlamalıdır. Onun bu deneyimden kazandığı gücü fark etmesi de çok yardımcı olur.

Eğer birisi ona bağışlama noktasının ötesinde bir yanlış yapmışsa, onun bu durumu bırakabilmek için o kişiyle yüzleş­mesi gerekebilir. Boğa Kuzey Düğümü insanının bunu başarma­sının bir yolu, rahatsız edilmeyeceği bir yere gitmek, gözlerini kapamak ve bağışlayamadığı kişiyi bir iskemleye oturmuş ona bakarken imgelemektir. İmgeleme yoluyla, o bu kişiyle yüzleşebilir ve neler hissettiğini ona anlatabilir. Sonra o, sezgisel olarak, karşısındaki kişiden gelecek yanıtı dinlemelidir.

Eğer onun zihninde bu kişi içtenlikle özür dilerse, Boğa Kuzey Düğümü insanı onu bağışlayabilir. Ancak, eğer o kişi küs­tahça karşılık verir ya da kendisini haklı çıkarmaya çalışırsa ve­ya yaptığı haksızlığın ağırlığının hâlâ farkında değilse ona karşı­lık vermek uygun olabilir. Hayalinde, Boğa Kuzey Düğümü insanı o kişiye ona yaptıklarını ve vermiş olduğu acıyı aynen yaşatabilir. O zaman, onu bağışlayabilir ve yaşamından çıkarabilir.

Bağışlamak bu insan için gereklidir; bağışlamak onun geç­mişteki acı verici anılardan kurtulmasının anahtarıdır. Eğer o birisine kızmış ve onu bağışlamamışsa, bu onu o kişiye psişik olarak olumsuz bir biçimde bağlar.

Onun bağışlamak istememesinin bir nedeni korkudur. Eğer o kişiyi bağışlayacak olursa, o kişinin ona ne yapabileceğini bilmez ve kendi öfkeli anılarının saldırısına karşı korunmasız ka­lacağından korkar. Onu istismar etmiş birisine karşı tekrar sa­vunmasız kalabileceğini düşünür. Ama aslında, eğer o gerçekten bağışlarsa, o kişiyle olan bağını koparır. O zaman, o kişinin yaptı­ğı hiçbir şey onu incitemez.

KÖRLENMEK

Boğa Kuzey Düğümü insanı birçok enkarnasyonu kendisi ve baş­kaları arasındaki birbirine bağlı enerji alanlarının ağına dolana­rak geçirdiğinden, fiziksel köklenme duygusuyla, bedeniyle te­masta olma ve yaşamın fiziksel veçhelerinden zevk alma duygu­suyla teması yitirmiştir. Geçmiş yaşamlarda o “uçmak” için yüksek âlemleri deneyimlemek istediğinden, diğer realiteleri deneyimlemek için bir ayağını yerden kesmiş, sonra her iki ayağı­nı da yerden kesmiştir! Bu yüzden, bu enkarnasyonda o bir kök­lenme duygusuna ya da içsel istikrar ve dengeye sahip değildir. Onun başarması gereken şey, ayaklarını tekrar yere basmak ve kendi içsel güç duygusunu yeniden kazanmaktır.

Takdir Etmek

Bu insan için bu yaşamda doyumun esas anahtarlarından biri, takdir etme duygusunu bilinçli olarak uyandırmaktır. Yalnızca bu uygulama bile onun yaşamında önemli bir fark yaratacaktır. Geçmiş yaşamlarda, takdir etmeyi hissetmek için zaman ayır­mak onun aklından geçen son şeydi. Onun bilinci kriz yönetimi­ne sıkıca bağlıydı ve o heyecana bağımlıydı. Arzuları asla doy­mak bilmezdi, o daima daha fazlasını isterdi. Bu enkarnasyonda aşırı aktif arzuyu dengelemek için, o onun panzehirini uygula­malıdır, bu da sahip olduğu şeyleri takdir etmektir.

Bu insanın takdir etme enerjisini geliştirmesi, kısmen, ya­şamında zaten var olan bolluğu kabul ve tasdik etmesini içerir. O, yaşamın o âna kadar ona getirdikleri için şükran duyduğun­da, rahatlar, huzur duyar ve sevildiğini hisseder. Takdir etme enerjisi onu tekrar kendi içine çeker ve o böyle kendi içinde mer­kezlendiğinde kendisini yaşamın ona daha çok şey getirmesine açar.

Örneğin, ne kadar çok ya da az parası olursa olsun, Boğa Kuzey Düğümü insanı şöyle diyebilir: “Bana (sahip olduğu ne varsa: bir ev, sofrada yiyecek, vs.) satın alabileceğim kadar para sağladığın için sana teşekkür ederim, Evren.” Eğer bir partneri yoksa o şöyle diyebilir: “Beni sevmeleri için yaşamıma gönderdi­ğin dostlar, aile, iş arkadaşları, çocuklar, evcil hayvanlar, vs. için sana teşekkür ederim, Evren.” Onun aradığı doyumun, tamlığın anahtarı budur. Bunun dışsal olarak olup bitenlerle hiçbir ilgisi yoktur; bu onun sahip olduğu şeyleri incelikle kabul ve takdir etmesiyle ilgilidir. O sahip olduğu şeyleri açıklıkla ve hissede­rek takdir etmek için zaman ayırdığında, içindeki sevginin tamlığını deneyimlemeye başlar; bu da onun sık sık hissettiği heye­can ve çalkantının yerini alır.

DOĞA İLE BAĞLANTI

Kendini yenilenmiş ve doyumlu hissetmek için herkesin besle­yici enerji almaya ihtiyacı vardır. Geçmiş yaşamlarda, Boğa Ku­zey Düğümü insanı bu beslenmeyi sağlamak için eşruh ilişkile­rine bağımlı hale gelmişti. Bu yaşamda, o her ne zaman bu ge­reksinimini karşılaması için başkasına bel bağlasa, kendisini düş kırıklığına uğramış hisseder. Bu böyle programlanmıştır, çünkü onun dersi kendi gereksinimlerini karşılamada bağımsız hale gel­mektir.

Bu enkarnasyonda, bu insanın Doğa Ana ve yerküre ile bü­yülü bir ilişkisi vardır ve kaderi gereği, beslenmesinin büyük bö­lümü doğadan gelecektir. Doğa Ana’ya uyumlanması onun Doğa Ana’nın enerjisine doğrudan bağlanmasını, onu şifa ve enerji ve­rici bir biçimde mest etmesini sağlar. İç huzuruna ve güce kavuş­mak için, Boğa Kuzey Düğümü insanı düzenli biçimde doğada zaman geçirmeli ve Doğa Ana’nın ona verdiği desteği bilinçli ola­rak takdir etmelidir. Bu süreç onun temel duygusal halini sihirli bir biçimde dinginliğe dönüştürecektir. Bu insan kendi içinde sürekli olarak dingin bir destek temelini güçlendirdiğinde, baş­kalarıyla ilişkilerinde güvensizlik uyandıran durumlar daha az sıklıkta meydana gelecektir.

Bu düğümsel gruptaki insanların bazıları iyi bitki yetiştir­me yeteneğine sahiptir ve onlar bitkilerle ya da bahçeyle uğraşmayı yatıştırıcı bulabilirler. Doğa Ana’dan gereğince enerji al­mak bir bitkiye ya da ağaca dokunmak ve doğanın onu besleme­sine izin vermek bu insanın en yüksek hayrınadır. Bir ağaca sarılmak ona bir insana sarılmak kadar enerji ve mutluluk vere­bilir. Onun bir insana sarılması da iyidir (bedensel sevgi onun için her zaman yararlıdır), ama eğer kime sarılacağı ya da onların güdüleri ile ilgili tereddütleri varsa, bir ağaç ona ihtiyaç duy­duğu “birleşmeyi” her zaman sağlayacaktır.

Doğadan enerji alma yeteneği onun başkalarıyla paylaşabi­leceği bir armağandır. Örneğin, eğer o parkta bir arkadaşıyla do­laşıyor ve “ağaç enerjisi” hakkındaki bilgisini onunla paylaşıyor­sa, arkadaşı onunla birlikteyken doğanın enerjisini daha çok fark edecek ve bu deneyimle kalıcı bir biçimde zenginleşecektir.

Bedensel Zevk

Amaçlarını gerçekleştirmeye odaklanmak için, bu insanın kendi değerini bilme sorunuyla yüzleşmesi gerekir. O kendisinin kendine zaman ve enerji harcamaya değmediğini hissedebilir, oysa bu his tümüyle yersizdir. Boğa Kuzey Düğümü insanı kendisinin önemli gördüğü şeyleri yaparak zaman geçirmelidir; çünkü bu onun yaşamı ve ilişkileri kendi kendine yeterlilik temelinden deneyimlemek için gereksindiği kaynaklan geliştirecektir.

Gerçek şu ki, ruhsal denge için, onun bu enkarnasyondaki kaderi yaşamın bedensel zevklerini deneyimlemek, köklenmek ve dünyevi varlığının duygusunu yeniden kazanmaktır. Geçmiş ya­şamlarda, Boğa Kuzey Düğümü insanı ruhsal/psişik duyulardan derin bir zevk almış, bu yanını geliştirmiştir. Şimdi, beş fiziksel duyunun daha derin bir farkındalığını geliştirme zamanıdır. Bu enkarnasyonda, onun duyuları genellikle epey duyarlı ve iyi ge­lişmiştir. Amaç, onun fiziksel duyularının ona sunduğu zevke dikkat etmesidir: İlkbaharın kokusu, iyi bir yemeğin tadı, hoş­landığı bir parfümün kokusu, ya da sevgilisinin dokunuşu. Ağır­lık kaldırmak ya da başka bir bedensel egzersiz bile ona bedensel olarak zevk verebilir; bu onu bedeniyle temasa geçiren zevk alma ve/veya özsaygısı ile sonuçlanan herhangi bir şey olabilir.

Müzik bu insan için, zihinsel frekanslarını uyumlu kalıpla­ra sokan mükemmel bir zevk kaynağıdır; o, arka plânda düzenli olarak müzik çalınmasından yarar görebilir. O, doğanın seslerine sahile vuran dalgaların sesine ve kuşların ötüşüne uyumlanır. İşitme duyusundan zevk alması tamamıyla onun “yolunda” bulunan bir şeydir. O, görme duyusundan da çevresindeki gü­zelliği fark etmekten, sanat eserlerini takdir etmekten, ya da gü­neşin batışını seyretmekten zevk alır.

Boğa Kuzey Düğümü insanının tat alma duyusu da iyi gelişmiştir; iyi bir yemeğin tadını tam olarak çıkarmak ve lüks lo­kantalara gitmek tümüyle onun “yolunda” bulunan şeylerdir. Onun dokunma duyusunun farkında olması da yararlıdır. Za­man ayırıp bir ağaca, bir yaprağa, bir tahta ya da kumaş parçası­na dokunması ve fiziksel rahatlık hissetmesi onun için tümüyle uygundur. Ayaklarının altında karın çıtırdadığını hissetmek bile onun için bedensel bir zevk olabilir.

Onun köklenme duygusunu geliştirmesinin bir başka yolu, giysilerinin bedenine nasıl bir his verdiğinin bilincinde olması­dır. Bu giysi bedene zevk mi, yoksa rahatlık mı veriyor? Bu ku­maşın temasından hoşlanıyor mu? Onun kendisine özen göstermek ve kendini şımartmak için giymesi gereken giysiler onlardır. Giyinme, kendi değerini bilme konusunda güçlü bir vasıta da olabilir. Önemli bir randevuya giderken, eğer onun kendisini rahat ve güvenli hissettiren bir giysi ile buluşacağı kişiyi etkileyeceğini düşündüğü bir giysi arasında seçim yapması gerekiyor­sa, onun için en iyisi, içinde kendisini rahat hissettiği giysiyi giymektir. Böylece, buluşacağı kişinin tepkisi her ne olursa olsun, o kendisini kendi içinde rahat hisseder.

Bu insan için “iyi karma” olan diğer bedensel deneyimler, masaj yapmayı ya da yaptırmayı ya da manikür, yüz beden kom­presi, sauna ve jakuzi ile şımartılmayı içerir. O kendisine bu bedensel ödülleri ve zevkleri verdiğinde, diğer insanların verebile­cekleri bedensel zevke o kadar çok ihtiyaç duymayacaktır.

İLİŞKİLER

Eşruhu Aramak

Boğa Kuzey Düğümü insanı eşruhunu arayarak doğar. Bu bağı çok yoğun bir biçimde istemesi, ilişkilere çok çabuk girme eğili­miyle, gençliğinde sık sık sevgili değiştirmesine neden olabilir. Onun bu enkarnasyonda başarması gereken şey, bu birleşmeye daha az odaklanıp, kendi değerlerini geliştirmeye daha çok odak­lanmaktır o zaman o uygun eşi kendisine çekecektir.

Geçmiş yaşamlardan, bu insan her şeyi vermeye ve diğer kişinin karşılıkta bulunmasına alışkındır. Ama bu enkarnasyon­da, onu şaşırtacak bir biçimde, başkalarının ona aynı ortak bağımlı biçimde karşılık vermeleri onun astrolojik haritasında yer almamaktadır. Bu, evrenin onun istismar edici ortak bağımlılıktan kurtularak kendi kendine yeterli olmayı öğrenmesine yar­dım etme şeklidir. Kalbinin derinliğinde o, dünyada her şeyden daha çok, bir eşruh ister bu karşılıklı olarak savunmasızlık, bağlılık ve birbirini güçlendirme içinde birlikte yaşayacağı o özel kişidir. Bu hayalin gerçekleşmesi için, onun önce kendi içinde bütün olmayı deneyimlemesi gerekir. O kendisini bütün hisset­mek için artık başka bir insana ihtiyaç duymadığında, ancak o zaman doğru yaşam partnerini kendine çekecektir.

Boğa Kuzey Düğümü insanı, bazen kendisini son derece yal­nız hisseder, eşruhunu bulmak için yanıp tutuşur. O tutarlı, gü­venilir bir yoldaşlığın rahatlığını özler ve bu yaşamda sadık bir yoldaş bulmak onun doğuştan kazandığı bir haktır. Ama bu en­karnasyonda başka her şeyde olduğu gibi, o bunu hak etmelidir. O kendi bütünlüğünü ve yönünü deneyimlemek için çaba göster­diğinde ve kendi başına güçlü bir ırmak haline geldiğinde, aynı yönde giden başka bir güçlü ırmakla birleşebilir ve ikisi birlikte denize akabilirler.

İstilacı Manevralar

Eşruh özlemi çekmesi, Boğa Kuzey Düğümü insanının başkalarının psikolojisini incelemesine neden olur. Geçmiş yaşamlarda bu yöntem onun işine yaramıştı: Başka bir insanın psikolojik ya­pısını anlaması, onunla arasında karşılıklı olarak güçlendirici bir bağın kurulmasını kolaylaştırmıştı. Ancak, o başka insanların psişelerine girmeye o denli alışmıştır ki, kendi sınırlarıyla teması yitirmiştir! Şimdi, o başka birinin enerji alanına girdiğinde, çok ileri gider ve istilacı olur ve her iki insan özerklik duygularını yitirmeye başlar. Ayrıca, diğer kişi, Boğa Kuzey Düğümü insanı­nın onu kendi başına bir kişi olarak takdir etmek ve güçlendir­mek yerine, bağlanma birleşme enerjisini istediğini sezebilir.

Bu insan herkesin onun istediği aynı duygusal şeyleri iste­diğini düşünür: Sevgi, kabul görmek, takdir edilmek. Böylece o başkalarına bu duygusal desteği ve teşviki sunar. Ama eğer ace­le eder ve diğer kişinin ruh halini değiştirmeye çalışırsa, o kişi sı­nırlarının istila edildiğini hissettiği için öfkeyle tepki gösterebi­lir, bu da bu insanı şaşırtabilir.

Ayrıca, Boğa Kuzey Düğümü insanı çoğunlukla istemeden başka bir kişinin enerji alanına takılıp kalır ve kendisini rahat­sız hissetmeye başlar. Eğer o bir başkasının ruh hallerine aşırı gömülürse, bu kendi enerjisinin dağılmasına neden olur. Böyle olduğunda, onun yapacağı en iyi şey oradan ayrılmak ve köklenmek için kendisine zaman vermektir biraz yürüyüş yapmak, ya da bir ağaca dokunarak doğanın besleyici enerjisinin içine akma­sını sağlamaktır. Sonra, kendisini sakin, güvenli ve kendi enerji­sinde merkezlenmiş hissettiğinde, o kişiye ya da duruma yeni­den yaklaşabilir ve ne yapacağını bilir.

Bu enkarnasyonda, Boğa Kuzey Düğümü insanı bir başka­sıyla birleşmeye kalkışmadan önce, ayrı bir varlık olarak kendi psişik enerji alanını koruyabilmelidir. O bir başkasıyla birleşti­ğinde, o kişiyle arasında bir “mesafe” bırakmalıdır. O, yalnızken yaptığı her şeyi partnerinin önünde de yapma eğilimindedir ki bu kesinlikle iyi bir fikir değildir, çünkü partner kendisini ayrı bir bireyden çok, onun bir parçasıymış gibi hissetmeye başlaya­bilir. İlişkisinin ve kendisinin gelişimi bakımından gereksindiği alanı yaratmak için, Boğa Kuzey Düğümü insanının, bireyselliği­ni ve özdeğerini destekleyen sınırlar oluşturması gereklidir. Sı­nırlara alışık olmadığından, ilk başta o başkalarının sınırlarını tanımakta ve kendi sınırını oluşturmakta zorlanır. Ama eğer sakin kalırsa, kendi sınırlarını belirleyecek farkındalığı kazanır; böylece yaşamı güçlenir ve o başkalarının sınırlarına karşı daha büyük bir duyarlılık kazanır. Sağlıklı sınırlar, onun kendisine ve başkalarına karşı saygısının gelişmesine yardımcı olur.

Kötü Muamele

Boğa Kuzey Düğümü insanının geçmiş enkarnasyonlarda, bağ­lılık ilişkileri aşırı tüketici hale geldiğinde ortaya çıkan güç çatış­malarından ötürü, o kötü muamele görebilir ve gösterebilirdi. Bu insanın bu enkarnasyonda başarması gereken başlıca şeyler­den biri, kendi kimliğini ebeveynlerinin kimliğinden ayırmaktır. Bu bağı koparmak için o kendi sınırlarını oluşturmalıdır; aksi takdirde, bu durum bir güç çatışması yaratmayı sürdürür.

Bu insan gücü kötüye kullanmamayı öğreniyor; bazen o bu dersi kendisi kötü muamele görerek, istismar edilerek öğrenir. Çocukluğunda kötü muamele gördüğünde, o bir seçimle karşı karşıya kalır: Yetişkin olduğunda o da başkalarına kötü muame­le edebilir, ya da bu kalıbı kırabilir ve uğradığı kötü muamelenin intikamını almaz. O, sevgiyi ve bağışlamayı öğreniyor ve bu dersleri kendisinin haksız biçimde yaralanmasının sonucunda alabilir.

Bazen, uğradığı kötü muamele başkaları tarafından apaçık görülse bile, Boğa Kuzey Düğümü insanı çocukluk döneminin zor geçtiğini yadsır. O, ebeveynlerini iyi olarak betimler ve ken­disinin “kötü” olduğu için kötü muameleyi bir ceza olarak hak ettiğini düşünür. Suçu yüklenmeye aşırı gönüllüdür. İki çocuklu Boğa Kuzey Düğümlü bir kadın müşterim vardı; ebeveynleri ço­cukluğunda ona cinsel, fiziksel ve duygusal bakımdan çok kötü davranmışlardı. Ancak, müşterim onların iyi bir ana baba olduk­larını düşünüyordu. O en nihayet psikiyatrik tedavi gördü ve bir gün doktoru ona şunu sordu: “Çocukken senin görmüş olduğun cezayı hak ettiklerini düşünmen için sence çocuklarının ne yap­maları lazım?” O, çocuklarının ne yaparlarsa yapsınlar bu tür bir muameleyi hak etmeyeceklerini anladığında, böyle düşünme­yi birden ve kesinlikle bıraktı.

Boğa Kuzey Düğümü insanı bir yetişkin olarak kötü mua­mele gördüğünde, önce bunun böyle olduğunu kabul ve tasdik etmelidir. Sonra, kendisini o durumdan kurtarmalı ve bağışlama yoluyla aradaki psikolojik bağı koparmalıdır. Çoğunlukla, kötü muamele görme ve suçluluk duygusuyla ilgili geçmiş yaşam ve çocukluk anılarını ortaya çıkarmasını ve bunlardan kurtulması­nı sağlayan psikoterapi ya da başka bir müdahale biçimi ona çok iyi gelir. Onun kendisini yaradılıştan “kötü” ve başkaları tara­fından sevilmiyor olarak algılama eğilimi, aslında başkaları ta­rafından onaylanmak için yaptığı aşırı duyarlı bir yoklamadır. Bu insan onaylanma aramayı bıraktığında, kendini sevilmez his­setme konusunda o kadar incinmeye açık olmayacaktır. Bazen, ona kötü davranmış kişiler ondan uzak dururlar ve bunun ne­deni de anlaşılabilir: Bir insan bir başka insana kötü davrandı­ğında, daha sonra büyük bir suçluluk duyabilir.

Boğa Kuzey Düğümü insanı usta inşaatçıdır. O bir ilişkiyi kurmaya odaklandığında ve bunu kendine özgü ve kendi rahat­lık düzeyine uygun bir biçimde yaparsa, bu ilişki sonsuza dek sü­rer. Onun başarması gereken şey, diğer kişinin enerjisinin kendi rahatlık duygusunu bozmasına izin vermemektir herhangi bir biçimde “itilip kakılmasına” izin vermesi onun yararına değildir.

Ayırt Etmek

Kendisi için hayatta nelerin önemli olduğunu bilerek doğmadı­ğından, Boğa Kuzey Düğümü insanı başkalarının değerlerini so­ruşturma eğilimindedir. Ama bu hiçbir zaman işe yaramaz, çün­kü başkaları kendileri için neyin önemli olduğunu ona anlattık­larında, Boğa Kuzey Düğümü insanı kendi kendisine, “Bu …’dan dolayı önemi değil,” der ve diğer kişi onaylanmadığını hisseder. Bu durumda sadece Boğa Kuzey Düğümü insanı aradığı şe­yi elde edememekle kalmaz, bu süreç diğer kişiyi kendi değerle­rini izlediği yolun dışına çıkarır ve o sonuçta altüst olur.

Boğa Kuzey Düğümü insanı birçok enkarnasyonu başkala­rının değer sistemlerine tâbi olarak geçirdiğinden, bazen, eğer is­tediği şeyin toplumda kabul görmediğini ya da ona yakın olanlar tarafından doğru bulunmadığım düşünürse, onu gizler. Ama bu enkarnasyonda, bir özdeğeri duygusu geliştirmek için, o kendi değerlerini başkalarının değerlerinden ayırmak ve kendi istediği şeye saygı göstermelidir. O ancak, gerçekten yapmak istediği şe­yin peşine düştüğünde kendisini iyi hisseder. Örneğin, eğer çok para kazanmak onun için önemliyse, onun eğilimi başkalarının değerlerinin onu geçersiz kılmasına izin vermektir: “Ama bu çok maddiyatçı bir istek, oysa sen spiritüel birisin.” O zaman, o ken­disini kötü hisseder ve içindeki o arzuyu bastırmaya çalışır. Bu onun kendi özdeğeri duygusunu nasıl zayıflattığının tipik bir ör­neğidir.

Ancak, eğer bu insan zenginlik arzusunu başka birisi onay­lamıyor diye bastırırsa, sonunda para konusunda sorunlarla kar­şılaşacaktır. Eğer o para sorunlarını çözmeye çalışırsa, bir şey ona karşı çalışacaktır çünkü o parasal başarı konusunda kendi­sini suçlu hissetmektedir. O zaman, yaşamının bu veçhesini ne­den toparlayamadığını bilmediğinden ötürü, “saplanıp kalacak” ve kendisini kötü hissedecektir. Bu yüzden, eğer o zenginliği ar­zuluyorsa, yapacağı en iyi şey onun peşine açıkça düşmektir.

Boğa Kuzey Düğümü insanının yakın ilişki adayları olarak “rahatsız” tipleri kendisine çekmesi de bir ayırt etme sorunu­dur. Belki geçmiş yaşamlarda duygusal olarak rahatsız kişilerle uğraşmış olmasından ya da “uçlarda yaşamayı” çekici bulduğun­dan, o yakınlık kurmanın riskli olduğu kişilere çekilme eğilimin­dedir. Bu kişilerden birine bağlandığında ve ona güvendiğinde ise, sonunda hep düş kırıklığına uğrar.

Bu insan durumun farkındadır; o çok rahatsız olduğu için karşılığında hiçbir şey veremeyecek olan biriyle uğraştığını bilir, ama yine de ona çekilir. O, bu kişinin iyileşmesine yardımcı ola­bileceğini düşünür ve sonra onun minnettar olmasını ve karşılık­ta bulunmasını bekler. Ama bu, Boğa Kuzey Düğümü insanı için “nasıl kaybederim”e eşittir! Onun işi ayırt etmek ve psikolojik olarak sağlıklı olan insanlarla ilişki kurmaktır.

Bu insan, başkalarının değerlerini benimseyerek onlar ta­rafından onaylanmaya çalıştığında da yanlış insanlara bulaşır. Örneğin, kendisi uyuşturucu madde kullanmasa bile, bunun iyi görünmesini sağlayacağını düşünüyorsa, uyuşturucu maddeler­den söz edebilir ve onları kullanmayı savunabilir. Bu, hem onun, hem de diğerlerinin kafasını karıştırır: Böylece o, normal olarak ona çekilebilecek olan kişileri kendisinden uzaklaştırır ve des­tekler göründüğü değerlere sahip kişileri kendisine çeker. Eğer o kendisi için gerçekten önemli olan şeyle temasa geçer ve o değer­leri açıkça temsil ederse, o zaman o değerlere gerçekten sahip olan kişileri kendisine çekecektir.

Bu enkarnasyonda, Boğa Kuzey Düğümü insanının krize değil, istikrar ve dengeye ihtiyacı vardır. Bunu ilişkilerde elde et­mek için, o partnerinin onu geçersiz kılmasına izin vermemeli­dir. Eğer partneri onu rahatsız eden bir şey söylerse, ona, “Bu beni rahatsız etti,” diyebilir. Böylece, diğer kişiye kendi sınırla­rını bildirir, ona kendisini ayarlaması ve onun gereksinimlerine uyumlanması için bir fırsat verir. İlişki geliştikçe, bu kişinin uy­gun bir partner olup olmadığı anlaşılacaktır.

BİRLEŞMEK

Boğa Kuzey Düğümü insanı, her birinin tek başına yapabilece­ğinden çok daha fazlasını başarmak için, başka bir kişiyle birleş­meyi, bu enerjiyi sever. Bu süreç kendi içinde iyidir. Sorun, Boğa Kuzey Düğümü insanının B kişisi olarak A kişisinin değerinin farkında olan ve onun hedeflerine erişmesine yardım eden kişi olarak tahterevallinin bir ucuna “yapışıp kalmış” olmasıdır.

Bu artık iyi sonuç vermez. Boğa Kuzey Düğümü insanının A kişisi olmasının B kişisinin ona çekilmesine ve onun hedeflerine erişmesine yardımcı olmasına izin veren kişi olmasının za­manı gelmiştir. Bu insan bencil değildir. Diğer kişi onun hayalle­rini gerçekleştirmesine yardımcı olduğunda, o da ona yardımcı olur. Ama başarılı bir partnerlik oluşturmak için, Boğa Kuzey Dü­ğümü insanı diğer kişinin desteklediği kişi olmalıdır! Bu da onun değerlerini ve hedeflerini açıklığa kavuşturması ve diğer kişinin onu desteklemesine izin vermesi anlamına gelir.

Bu insan, paylaşılan enerjilerin ve karşılıklı olarak birbirini güçlendirmenin onun yaşamını sürdürmesinin anahtarı olması­na o denli alışmıştır ki, bilinçaltı olarak, yaşayabilmek için diğer kişinin enerjisine muhtaç olduğunu düşünür. İşte bu yüzden ilk ilişkilerinde çoğunlukla kötü seçimler yapar yeterince düşün­meden, son derece enerji yüklü bir birlikteliğe balıklama dalar umarsızlığı diğer kişiyi doğru biçimde değerlendirebilmesini en­geller.

Bu insan bir ilişkinin başlangıcındaki yoğun enerjiye kendi­sini kaptırdığında sağlam bir zeminde durmuyor olur. O bunun olmasına izin verdiğinde, mutlak itimat gerektiren bir biçimde savunmasız hale gelir. O zaman, eğer diğer kişi bir karar verme­si için ona baskı yaparsa, o ilişkiye çok çabuk bağlanmaya kalkı­şabilir. Oysa işleri çok çabuk yapması onun için iyi sonuç ver­mez; bu enkarnasyonda, o olumlu sonuçlar almak için yavaş ve düzenli bir yaklaşımı benimsemelidir. Onun “içine balıklama daldığı” ilişkiler büyük olasılıkla başarısızlığa mahkûmdur; çün­kü bu ilişkilerin temeli diğer kişiyle birbirlerine gerçekten uygun olmalarından çok, geçici bir enerji bağına dayanır. Ayrıca, eğer bu insan çok hızlı giderse, onunla diğer kişi arasındaki (eğer ince ayarlamalar için zaman verilseydi) uygun olabilecek ilişki böyle olmaz, çünkü partnerler gerekli yumuşak uyum sağlama aşama­larını atlamışlardır.

Başarılı uzun vadeli bir ilişki kurabilmek için, Boğa Kuzey Düğümü insanı önce kendi enerjisinin yeterli olduğunu anlama­lıdır o kendi enerjisiyle yaşamını sürdürebilir. Kendisini eksik hissettiği sürece, onun gibi özsaygısı düşük olan kişileri kendine çekmeyi sürdürecektir. Ama onu güden dizginlenmemiş muh­taçlık ortadan kalktığında, aslında kimin enerjisinin onu güçlen­direceğini ve ona mutluluk vereceğini keşfetmek için zaman ayı­rabilir!

CİNSELLİK

Boğa Kuzey Düğümü insanı genellikle son derece cinseldir. O, cinsel ilişkinin yoğunluğunu, heyecanını ve cinsel ilişki yoluyla gerçekleşen birleşmeyi arar. O gençlik yıllarında her önüne çı­kanla sevişmiş olabilir. Eğer o bir kişiyle arasında bir bağ hisse­derse, hemen yatağa girip birleşme sürecini başlatmak ister. Sonra, ilişki başladığı gibi çabucak biter, çünkü tutkuyu destek­leyen sağlam bir temel yoktur.

Bu insan yaşamının çoğunu bir eşruh arayarak geçirir bu, parçalı bulmacanın onun “parçasına” tıpatıp uyan o “parçası”dır. Onun sabırsızlanmasının ve bağın kurulmasına zaman tanı­madan, ilişkinin başlangıcında cinsel ilişkiye girmesinin nedeni, bir eşruhu çok istemesi ve cinsel ilişki yoluyla o kişinin kim oldu­ğunu anlayacağını sanmasıdır. İroni şu ki, eğer acele etmezse, cinsel enerji çok daha yoğun ve doyum verici olacaktır, çünkü süreç içinde o ilişki için anlamlı bir temel oluşturmuş olacaktır.

Ancak, onun geçmiş yaşamlarında insanlarla zihinsel ve duygusal olarak kaynaşma deneyimi o kadar çok olmuştur ki, o çoğunlukla bedeninden zevk alma veçhesini cinsel sürecin dışın­da bırakır, ilişkilerde cinsel olarak “tükenebilir” ve bunun nede­nini anlamaz. Bu enkarnasyonda, onun başkalarının enerji alan­larından geri çekilmesi ve kendi bedeni içinde bir “merkez” duy­gusu oluşturması programlanmıştır; onun için mutlu bir seks yaşamının anahtarı budur. O, ilişkilerinde bilerek ağır davran­malı, diğer kişiyle bedensel bir bağı tam olarak geliştirmeden onunla cinsel ilişkiye girmemelidir.

Boğa Kuzey Düğümü insanı bir hayli fiziksel sevgiye ihti­yaç duyar: Öpüşmek, elini tutmak, dokunmak, masaj yapmak diğer kişinin ellerinin onun teninde nasıl bir his yarattığını ve sinir sisteminin o kişiye, sadece bedensel düzeyde (imgelemeleri­nin yardımı olmadan) nasıl bir tepki verdiğini hissetmek. Sonra o diğer kişinin bedeninin ona nasıl bir his verdiğini ve ona do­kunduğunda o kişinin bedeninden fiziksel bir karşılık alıp alma­dığını anlamalıdır. Bu, bedenden bedene duyarlılığı geliştirmek onun tüm bedensel duyularını devreye sokacak, bedensel olarak zevk almasına yol açacak ve cinselliğine sağlam bir temel sağlaya­caktır. Eğer Boğa Kuzey Düğümü insanının bedeni diğer kişiyle rezonansa girmemişse, bu önemli bir bilgidir: O fiziksel düzeyde kalıcı bir varlığı olmayan bir romantik ilişkiyi sürdürmek iste­meyecektir.

Zaman içinde, Boğa Kuzey Düğümü insanı uzun vadeli partneriyle cinsel sorunlar yaşamaya başlayabilir. Böyle oldu­ğunda, genellikle bunun nedeni onun seksi karşılığında bir şey elde etmek için kullanıyor olmasıdır. Örneğin, eğer bir Boğa Ku­zey Düğümü kadını çiçek ya da mücevher istiyorsa, partnerine bunları satın aldırmak için seksi kullanabilir. Eğer bir erkek, eşinden belli bir davranış bekliyorsa, istediğini elde etmek için seksi esirgeyebilir ya da takas olarak kullanabilir.

Bu yolla cinsel arzu başka güdüler tarafından sulandırılmış bir hale gelir ve zamanla birlikteliğin cinsel yanının içtenliği azalır. Diğer kişi seks yoluyla yönetilme girişimini hisseder ve bu insana olan ilgisini yitirmeye başlar. Sonuç olarak, bir zamanlar çok tutkulu olan ilişki platonik arkadaşlığa dönüşebilir ya da ik­tidarsızlık hissine veya cinsel soğukluğa neden olabilir. Seks dür­tüsünü zihinsel olarak yönlendirmeye çalıştığında, Boğa Kuzey Düğümü insanı doğal cinsel gücüyle teması yitirir.

Bu enkarnasyonda, bu insan, başka herhangi bir güdü ol­madan, partneriyle cinsel hazzı paylaşmanın değerini bilmeyi öğreniyor. O, yaşamın yemek, seks, rahat olmak gibi basit, do­ğal zevklerinin değerini öğreniyor bir insan bedenine sahip ol­manın armağanları olan fiziksel hazları tadını çıkarmayı öğre­niyor.

Sadakat

Sadakat ve bağlılık Boğa Kuzey Düğümü insanı için çok önemli­dir. O, genellikle, “oynaşmaz;” yaşamını birlikte geçirebileceği, kendisiyle aynı şeyleri hisseden bir partner ister. O doyum his­setmek ister, bu yüzden, evlendiğinde eşine psişik olarak uyumlanır ve onu gücüyle, enerjisiyle, onaylamasıyla beslemeye başlar ve eşinin de ona aynı şekilde karşılık vermesini bekler. Bu işe yaramaz, çünkü Boğa Kuzey Düğümü insanı bunu eşinin bakış açısından onun gereksinimlerinin neler olduğunu ayırt etmeden yapar. Eşinin gereksinimlerine uyumlanacağı yerde, kendi de­ğerlerini eşine projekte eder. Eşinin ne istediği ve neye gereksi­nim duyduğu konusunda kendi düşündüğü şeyi ona projekte eder ve sonra o gereksinimleri karşılar ama eşinin asıl gereksi­nimlerini ve arzularını nadiren fark eder.

Boğa Kuzey Düğümü insanı için, sağlam bir ilişki, her bir kişinin kendi gereksinimlerini karşılamanın sorumluluğunu üst­lenmesine ve ilişki dışındaki faaliyetlerden enerji kazanmasına dayanır. O zaman, karşılıklı güçlendirmeye, birbirinin enerjisini tüketmek yerine birbirine enerji vermeye dayanan sağlıklı bir ilişki gerçekleşebilir.

Bu insan, bir ilişkide iki insan arasındaki sadakatin her iki kişinin kendi kendisine sadık olmasına dayandığını öğreniyor. O, bir başkasına sağlıklı bir biçimde sadık olabilmek için önce ken­disiyle bir sadakat bağı oluşturmalıdır. Örneğin, kendine sadık olmak dürüstçe iletişim kurmayı içerir: Partnerine uymak için kişisel gereksinimlerini yok saymak yerine, “Ben bu konuda ra­hat değilim,” demeyi içerir. Bu, onay alabileceği farklı yerlerde durmak yerine, neyin doğru olduğunu içsel olarak hissedip, son­ra orada dürüstçe durmayı içerir.

Kendi değerlerine uygun yaşayarak, bu insan doğru kişinin ona karşılık vermesine ve onu desteklemesine olanak verir. Bu, partnerini kaybetmeyi göze almaya gönüllü olmak anlamına ge­lir. Eğer o kendisine sadık kalarak, içsel rahatlık düzeyinin ona söylediği şeyi dürüstçe açıklarsa, diğer kişi ya daha yakınlaşarak onu onaylayacak, ya da ayrılarak daha uygun bir kişiye yer aça­caktır.

Zor zamanlar bir evlilikte stres yarattığında, Boğa Kuzey Düğümü insanı sadakati iki kişiyi bir arada tutan nitelik olarak görür, zor dönemi atlatana dek evliliği üzerinde çalışır. Sadakat, her iki kişinin, vazgeçmek yerine, sorunların üzerinde dürüst ve kararlı bir biçimde çalışmasını içerir. Bu insan böyle bir durum­da eşinin orada olacağından emin olmalıdır, böylece birlikteliğe tam olarak yatırım yaptığında düş kırıklığına uğramayacaktır.

Bu Boğa Kuzey Düğümü insanı için önemli bir mesele ol­duğundan, onun yakın bir ilişkiye girmeden önce yapacağı en iyi şey partnerine şöyle sormaktır: “Sadakat partnerimin iyi günde de, kötü günde de yanımda olacağını bilmek benim için önemli­dir. Bu bir ilişkide senin için de önemli bir nitelik midir?” O, iliş­kinin başlangıcında bunu açıklığa kavuşturarak, diğer kişinin onun sunduğu ilişki tipini anlamasını sağlar.

Bu onun içindeki muhtaç yana özen göstermesinin en etki­li yollarından biridir: Gereksinimlerinin neler olduğunu keşfet­mek, bunların önemli olduklarını kabul ve tasdik etmek ve son­ra diğer kişinin nasıl bir karşılık vereceğini anlamak için bu ge­reksinimleri açıkça ifade etmek. Amaç, ilişkideki alışverişi bek­lentiler âleminden çıkarıp açıkça ortaya koymak, ilişki ilerledik­çe önemli olanı dile getirmektir. O zaman onlar birbirlerinin ge­reksinimlerini karşılamayı ve birbirlerini gereksindikleri tutarlı temelde mutlu etmeyi isteyip istemediklerini saptayabilirler.

ESİRGEMEK

Boğa Kuzey Düğümü insanı diğer kişinin gereksindiği şeyi on­dan esirgeme eğilimi gösterir, çünkü o diğer kişinin gerçekten neye ihtiyaç duyduğu konusunda yargılayıcıdır. Örneğin, diğer kişi haftada bir akşam arkadaşlarıyla briç oynamak istediğini söyleyebilir. Boğa Kuzey Düğümlü partner buna karşı çıkabilir: “Senin buna ihtiyacın yok; o insanlar senin çapında değiller.” Böylece, partnerinin ifade edilmiş gereksinimini onaylamayarak o ilişkiye zarar verir. Onun yapacağı en iyi şey, kendi arzularını ileri sürmeden, diğer kişiyi gerçekten anlamaktır.

Boğa Kuzey Düğümü insanı kendi gereksinimlerinin çok farkında olduğundan, partneri bir şey istediğinde onun ilk tep­kisi direnmek olabilir. O sürekli olarak vermek istemez, çünkü kendisini boşalmış hisseder; böylece, partnerin istemiş olduğu şeyi kasten ondan esirger ve onun istediği şeyi yargılayarak ken­di pozisyonunu savunur. Bu durumda, her iki kişi de kaybeder. Diğer kişi kendisini yoksun bırakılmış hisseder, bu yüzden Boğa Kuzey Düğümü insanına daha az ya da içerlemeyle vererek inti­kam alır. Bu, bu insanın geliştirmek istediği bağı ciddi bir biçim­de zayıflatır.

Partnerinin istediği şeyi ondan esirgeme eğiliminden vaz­geçmesi bu insanın yararınadır. Çoğunlukla, bunun anahtarı ayırt etmedir. Diğer kişinin ifade ettiği gereksinimi Boğa Kuzey Düğümü insanının özdeğeri duygusunu ihlal ediyor mu? Eğer öyle değilse o diğer kişiye gereksindiği şeyi vermelidir. Nasıl, baş­ka birinin değerlerine göre yaşamak onun için uygunsuzsa, baş­kasının da onun değerlerine göre yaşamasını beklemesi uygun­suzdur. Diğer kişi yalnızca kendisi olmaktadır.

GEREKSİNİMLERİN FARKINDALIĞI

İfade edilmiş gereksinimler ile ifade edilmemiş gereksinimler arasında bir fark vardır, ifade edilmiş bir gereksinim partnerin istediğini söylediği bir şeydir (her gün bir saat tek başına kal­mak, bir projeyi gerçekleştirmek için zaman, haftada bir kez bir­likte akşam yemeğine çıkmak, vs.). Boğa Kuzey Düğümü insanı bu gereksinimleri cömertçe karşıladığında, partneri mutlu olur ve ona yoğun bir sevgi ve takdirle karşılık verir, ifade edilmemiş bir gereksinim ise diğer kişiye projekte edilmiş bir şeydir. Bu di­ğer kişinin gerçekten istediği şeyi tatmin etmez ve her iki tarafın hoşnutsuzluğuna yol açar.

Bazen bu insan, bencil görünme korkusuyla, neye ihtiyaç duyduğunu açıklamaya çekinir. Aslında, o ne istediğini açıklamadığında, partnerini onu mutlu etme fırsatından yoksun bıra­kır. Ayrıca, eğer sınırlarını belirtmez ve başkalarına ne istediğini bildirmezse, insanlar ona olan saygılarını kaybetmeye başlarlar. Bu insan hiçbir şeye itiraz etmez; “Hayır, bu uygun değil!” de­mez. O, kendisini savunacak kadar kendisine yeterince değer vermediğinden, başkaları onu istismar edebilirler.

Başkaları Boğa Kuzey Düğümü insanına onun gereksinim­lerini karşılayacak anahtarı elinde tutan tanrılar gibi görünebi­lir. O başkalarına aşırı değer verir ve kendisini küçümser. Bu kalp kırıklığına yol açan bir dengesizliktir. Bir kez o bunu anla­dığında, diğer kişinin onun gereksinimlerini karşılayıp karşıla­mayacağını kestirmeye çalışmak yerine, ne hissettiğini ve mutlu olmak için neye ihtiyaç duyduğunu partnerine bildirmeye baş­lar. Ne kendini haklı çıkarma, ne de uzlaşma sadece, ilişkide ne­ye ihtiyaç duyduğunu basitçe açıklama. Açıkça, “Bu ilişkide mutlu olmak için ihtiyaç duyduğum şey budur,” diyerek, o diğer kişiye ona uyumlama fırsatı verir. İroni şu ki, o kendisine bu şekilde sadık olduğunda, diğer kişinin davranışında yaptığı deği­şiklikler genellikle Boğa Kuzey Düğümü insanı için de yararlı olur.

Bu insan bazen vereceği kadar vermiş olduğunu ve verecek başka bir şeyi kalmamış olduğunu hisseder. Bu onun sürekli ola­rak partnerinin gereksinimlerinin farkında olmasından kaynak­lanır insanın sürekli olarak diğer kişi üzerinde konsantre olma­sı epey enerji ister! Kendisini boşalmış hissetmesi aslında onun yararınadır: Bu ona kendi içine dönmesinin ve önce kendi gerek­sinimlerini karşılamasının gerekliliğini hatırlatır. Aksi takdirde, partneri ne kadar çok verirse versin, o kendisini boşalmış hisset­meye devam eder.

Açığa Vurmak

İnsanlık tarihinde yaşam deneyimlerine karşılık olarak birçok olumsuz düşünce ve duygu üretilmiştir: Özellikle yetersizlik, suçluluk ve utanç duygusu. Bu duygular kişisel değildir; onlar ortak bilinçaltının bir parçasıdır. Onlar bizi bireyler olarak doğru bir biçimde tanımlamasalar da, eğer biz bu duygulardan biriyle özdeşleşirsek, bunu gizleme eğilimi gösteririz. Sonra, bu korkunç duygulan yalnızca bizim hissettiğimizi düşünürüz.

Boğa Kuzey Düğümü insanında bu süreç aşırı uçta meydana gelir. Onun yanından olumsuz bir duygu geçer ve o onu yaka­lar, ona tutunur ve onu gizlemeye çalışır. Onu gizleyebilmek için, bu insanın onu içinin derinliklerine gömmesi gerekir. Bu duyguları başkalarından gizlemek muazzam bir enerji ister ve ne hissettiğini birisinin anlayacağı korkusu onda epey endişe ya­ratır. Bu insan, başkalarına karşı o kadar duyarlı ve psişik ola­rak bağlıdır ki, başkalarının da onun neler hissettiğini bildikleri­ni sanır, bu yüzden bu duygulan gizlemek için gerçekten gerili­me girer.

Bu endişeyi aşmak için onun yapacağı en iyi şey, tabaka­ları teker teker kaldırarak, neler hissettiğini açığa vurmaktır. O hissettiklerini açığa vurduğunda, onlardan kurtulabilir Işık onları dağıtacaktır. O, güvendiği insanlarla birlikteyken, yani tehditkâr olmayan durumlarda duygularını açığa vurmalıdır bunu yapmayı ilk kez göze aldığında her durum tehdit edici görünse de, bunu yapmalıdır.

O bu işleme şöyle başlayabilir: “Seninle paylaşmak istedi­ğim bir şey var ve bunu söylemekten biraz korkuyorum.” Bu bir tabakayı kaldırır. Sonra: “İçimde bir endişe hissediyorum ve bu­nun nedenini tam olarak bilmiyorum. Endişenin altında sanki bir his var gibi ve onun ne olduğundan emin değilim.” Bu başka bir tabakayı kaldırır. Her bir tabaka açığa vurulduğunda ve bıra­kıldığında, bir sonraki tabaka kendini gösterir: “Hay Allah, sanı­rım, bir nedenden ötürü, bu durumda bir yetersizlik duygusu hissediyorum.” Nokta. İşte o kadar. Bir kez açığa vurulduğunda, o duygu dağdır artık endişe, kendini yetersiz hissetme duygusu kalmamıştır, hepsi bırakılmıştır. Bu işlemle, Boğa Kuzey Düğü­mü insanı içsel olumsuz duygulardan kalıcı biçimde kurtulur ve tüm ilişki ve etkileşimlerinde daha az endişe duymaya başlar.

HEDEFLER

KENDİNE GÜVENMEK

Boğa Kuzey Düğümü insanının bu enkarnasyonda başarı için başkalarına güvenmesine izin verilmeyecektir, çünkü o kendi­sine güvenmeyi öğrenmelidir. Böylece, o istediği şeyi yaratmak için başka birinin enerjisine güvendiğinde ve o yüksek beklenti­lerine göre gerçekleşmediğinde, bu, evrenin ona kendi değerini bilmek için başkalarına bel bağlamasına izin verilmediğini bir kez daha hatırlatmasıdır. İroni şu ki, bir kez o kendisine güven­meyi öğrendiğinde, başkaları onun hedeflerine erişmesi için yar­dımına koşarlar! Onun güveni başarıyı kendi başına, adım adım yaratmış olduğu için bu başarıyı hiç kimsenin onun elinden ala­mayacağını bilmekten kaynaklanır.

KENDİ DEĞERİNİ SAPTAMAK

Boğa Kuzey Düğümü insanı güce sahip olduğunu kabul ve tas­dik etmek için başkalarına bel bağladığında, hiç güce sahip oldu­ğunu hissetmeyecektir. O gücünün kendi içinde olduğunu idrak ettiğinde ise, bir hayli güce sahip olur. Onun gücüne sahip çık­ması, kısmen, kendi değerini anlamasını içerir. Onun değerli bir şey olmaya çalışması gerekmez; onun değeri kendindendir onun varlığı bu dünyaya getirmiş olduğu bir armağandır. Onun özdeğeri duygusu, sürekli değişen genel görüş ortasında tutunabileceği tek şeydir. O kendi değerini başkalarının saptamalarına izin verdiğinde, ha bire inip çıkar, yükselip alçalır.

Bu düğümsel pozisyonda bulunan ve nesli tükenmekte olan hayvanlar üzerinde çalışan bir kadın müşterim vardı. Hayvan­larla uğraşırken giysileri kirlendiği ve koktuğu için, o her gün işe bir yedek giysi götürüyordu. Bir gün yedek giysilerini götürmeyi unuttu ve eve iş giysileriyle dönmek zorunda kaldı ve o gün ya­nında kafes içinde bir hayvan da taşımak zorundaydı. Araba va­puruna binmek için beklerken, insanların ondan uzak durduk­larını ve ona tepeden baktıklarını fark etti. Sonra, otomobil ticareti yapan ve üç yeni otomobili araba vapuruna sokması gereken bir arkadaşı gelip, ondan bunlardan birini araba vapuruna sokmasını rica etti. O, yepyeni Lincoln Continental marka otomobile bindiğinde, araba vapurundaki in­sanların tutumunun değiştiğini fark etti: Onlar ona dostça dav­ranıyor, gülümsüyor ve el sallıyorlardı. Oysa onun değeri (içsel kimliği) aynıydı. O, başka insanların onun değerini saptamaları­na izin vermesinin ne denli geçersiz olduğunu görebilmişti.

Bu enkarnasyonda, Boğa Kuzey Düğümü insanı için en önemli hedef kendi değerlerine bağlanmak ve bir özdeğeri duy­gusu geliştirmek, kendi değerini bilmektir. O, onay kazanmak için başkalarının değerlerini kabul ederek, ya da başkalarının değerlerine direnerek özdeğerini elde edemeyeceğini öğreniyor. Her iki durumda da, o kaybeder. O kendisi için gerçekten önemli ve değerli olan şeyi kendi değerlerini keşfettiğinde kazanır. Özde­ğeri duygusu bu değerlere göre yaşamanın bir yan ürünü olarak gelecektir.

O bu gerçeği görür, ama yine de, değerlerinin neler olduğu­nu bilemeyebilir. Ve bu da iyidir. O temiz bir sayfaya ruhunun en derin düzeyinde bulunanla temas kurmak için eşsiz bir fırsa­ta sahiptir. Amaç, kendisi için önemli olanı, hangi değerlerin ona köklenmişlik duygusu, güven ve dünyaya endişelenmeden bakma gücü verdiğini bilinçli olarak keşfetmektir. O kendisine şöyle sormalıdır: “Bana kendimi iyi hissettirecek, bir özdeğeri duygusu ve izleyecek sağlam bir yol verecek olan prensipler hangileridir, hangi prensiplere göre yaşayabilirim?”

Örneğin, eğer Boğa Kuzey Düğümü insanı iletişimde dü­rüstlüğün onun için bir değer olduğuna karar verirse, kendisini rahatsız hissettiğinde bunu karşısındaki insanlara bildirmeye baş­lamalıdır. Eğer o kendi işini kurmasının önemli olduğuna karar verirse, buna sistemli bir biçimde zaman ayırmaya başlayabilir. Bir kez, izleyeceği yöne kesin olarak karar verdiğinde, bu insan disiplin sahibidir. Yaşam yolculuğu sırasında, eğer o hangi yolu seçeceğinden emin olamıyorsa, kendi kendisine şöyle sorabilir: “Dış dünyadaki sonuçları ne olursa olsun, bu eylemde bulunmak benim kendimi iyi hissetmemi sağlayacak mı?” Eğer yanıt evet ise, o güvenle işe girişebilir.

Ayırt etmeyi sürdürmek için, o kendisine şöyle sorabilir: “Bu yönü seçmek beni rahatlatıyor mu, endişelendiriyor mu?” O, kendi rahatlık kuşağıyla uyum içinde hareket etmeyi seçtiğinde, kazanır; eğer bir güvenlik ağı olmadan endişeyi seçerse, kaybe­der. “Bu yol içsel huzura mı götürüyor, yoksa daha fazla kriz mi yaratacak?” İçsel huzur onu zafere götürecektir. “Benim güdüm kendi kendimi onaylamak mı, yoksa başkalarının onayını kazan­mak mı?” Onun doğal olarak değerli bulduğu prensipleri onayla­yan ve ona özsaygısı duygusu veren yollar onun kazanmasına yardımcı olur.

KENDİNİ GÜÇLENDİRMEK

Boğa Kuzey Düğümü insanı başkalarını güçlendirmeye o denli alışkındır ki, kendisini nasıl güçlendireceğini unutmuştur. Bu enkarnasyonda, onun başarması gereken şey, projektörü kendi­sine çevirerek kendisini güçlü kılmaktır. O bunu nasıl yapacağı­nı başkalarını güçlendirmek için ne yaptığını fark ederek ve sonra aynı taktikleri kendisine uygulayarak keşfedebilir. Örne­ğin, o diğer kişinin gerçekten ne istediğini hisseder ve onu istedi­ği şeyin peşine düşmeye teşvik eder. Diğer kişide doğal olarak var olana katkıda bulunur. Böylece, aynı şeyi kendisine de uygulaya­rak, hangi projenin ya da yönün ona enerji verdiğini bulabilir. O neyi inşa etmek istemektedir? Bir kez onun ne olduğunu anladı­ğında, kendi kendisini o yönde desteklemeli ve teşvik etmelidir.

Bu, onun gücünü geri alma, gücünü başkalarına teslim et­mek ya da kendisine karşı sorumlu olmayan biçimlerde paylaş­mak yerine kendisi için kullanma yaşamıdır. Örneğin, eğer o her ay evinin ipotek borcunu denkleştirmekte zorlanırken, ener­jisini hayır işlerine harcıyorsa, bu önce kendisine güvenli bir ma­lî temel sağlamadan başkasının amacına yardımcı olmaktır.

Bu insan, ister zaman, ister para, ister kişisel yetenekler biçiminde olsun, enerjiyi boşa harcamamayı öğreniyor. Kaynak­larını bilinçli olarak kullanmayı öğreniyor. Onun enerjisini ra­hatlık ve güven oluşturma yolundan saptırmak çok kolaydır. O, kendi gereksinimlerini karşılayacak işler yapma konusunda ken­disine güvenmediğinden, kendi kendisini de saptırıp, başka her­hangi bir şey yaparak zaman harcayabilir. Ancak, işe pratik bir düzeyde yaklaştığında ve hedefine doğru adım adım ilerlediğin­de, özgüveni kazanır.

Boğa Kuzey Düğümü insanı kendisini bir işe yüzde yüz ver­mek istemez. Başarısızlıktan korktuğundan ve özdeğeri duygu­sunu daha fazla zayıflatmak istemediğinden, o kendisini sınırlar. Aslında, eğer kendisini o işe yüzde yüz verse ve hedefine ulaşamasa, elinden gelenin en iyisini yapmış olduğunu bildiğinden, kendisini yine de iyi hisseder. Ama kendisini sınırladığı ve başa­rısız olduğunda, şundan hiçbir zaman emin olamaz: “Eğer ger­çekten elimden gelenin en iyisini yapmış olsaydım, başarıya ula­şabilir miydim?” ve bu onun özgüvenini zayıflatır.

Bazen, bu insanın basma gelebilecek en iyi şey, elinden ge­lenin en iyisini yapmaya zorlandığı bir durumla karşı karşıya kalmaktır. O, ya hep ya hiç durumuyla karşılaştığında ve vanayı sonuna dek açmaya zorlandığında, işte o zaman kendi gücüyle gerçekten temasa geçer. Ve bundan muazzam bir özdeğeri duy­gusu doğar.

Bu insan kendi gücünü tanımayı gücünün kendi içinden geldiğini, başkasına bağlı olmadığını öğreniyor. Amaç, onun içindeki gücün doğal olarak ortaya çıkmasını sağlayan şeyler yapmasıdır. Kendisine para kazandıracak ya da rahatlık ve gü­ven sağlayacak projelere zaman ayırması onu güçlendirir. O, zor zamanlardan geçme cesaretini gösterdiğinde ve olumlu bir sonuç aldığında, güç kazanır. Başkalarının fikirlerine aldırmadan, ken­disi için gerçekten önemli olanı bildirdiğinde ve durumun iyi so­nuçlandığını gördüğünde, güç kazanır. O, toplumun değerlerinin dışına çıkıp, kendi değerleriyle temasa geçtiğinde, kendisine sa­dık davrandığı her seferinde kendi gücünü bulur.

Pratik Uygulama

Bir  Amaç Duygusu

Boğa Kuzey Düğümü insanı usta inşaatçıdır. Bir kez o acele et­memeyi, adımlarını sağlam atmayı ve kendisine rahat gelenden daha hızlı hareket etmemeyi öğrendiğinde, inşa ettiği şeyler son­suza dek yaşayacaktır.

Bu insanın geçmiş yaşamları başkalarının projeleri çevre­sinde dönüyordu, ama bu enkarnasyonda o kararlar almayı ve projeyi yönlendirmeyi öğreniyor. Projeyi tamamlamak için ge­rekli olan güç onun amacını açıklığa kavuşturmasından gelecek­tir. Eğer, attığı her adımda amacını açıklığa kavuşturursa (“Bu telefonu etmenin, bu toplantıyı yapmanın amacı nedir?), bu onun gideceği yöne odaklanmasına yardımcı olacak ve o düzenli bir ilerleme kaydedecektir.

Onun ilk işlerinden biri, kendisini güvenli ve mutlu kılan bir proje bulmaktır. Eğer bu malî bir projeyse, onun gücü top­lumsal bir gereksinimi görmek ve onu para da kazanabileceği bir biçimde karşılamak için ne yapması gerektiğini anlamaktan kay­naklanacaktır. O zaman, bu onun projesi olduğundan, sorumlu­luk aldığında enerjisi hızla yükselir. Ve başarıdan gelen enerji onu besler, amacının bilincinde ve hedefine odaklanmış kalması­na yardımcı olan olumlu bir geribildirim döngüsü yaratır.

Birçok geçmiş yaşamda kendi değeri pahasına başkalarını güçlendirmiş olduğundan, Boğa Kuzey Düğümü insanı başkala­rının fikirlerinin kendi dünyasına girmesine izin verme konu­sunda ürkek davranabilir. Ama gerçek şu ki, şimdi roller değiş­miştir: Bu yaşamda o, hedefini seçtikten sonra, başkalarının ona yardım etmelerine izin vermelidir. O, başarı sürecini gereksiz ye­re zorlaştırma eğilimindedir. Başkalarının ona her şeyi vermele­ri, onu desteklemeleri ve tüm maddi ihtiyaçlarını karşılamaları gerektiğini düşünür; ya da her şeyi kendi başına, hiç yardım al­madan yapmalıdır. Bu “ya hepsi ya da hiçbiri” yaklaşımı ne doğ­rudur, ne de pratiktir. Boğa Kuzey Düğümü insanının kendi başarısını kendisinin kazanması gerektiği doğrudur. Ancak, bir kez o bir hedefe ka­rar verdiğinde ve ona adım adım ulaşmak için gereken çabayı göstermeye gönüllü olduğunda, o zaman başkalarının onu des­teklemeleri, güçlendirmeleri ve hedefine erişmesine yardım et­meleri tamamen uygundur. Başkaları yeni fırsatlar yaratarak, gizli tehlikeleri işaret ederek, onun yaklaşımını genişleterek ve temelini pratik bir biçimde korumasına yardımcı olarak onun yolunu kolaylaştırabilirler.

O, başkalarının yardımına bel bağlamamalı, ama bu yar­dım karşılıksız sunulduğunda onu kabul etmeyi öğrenmelidir.

Adım Adım İlerleyen Bir Süreç

Boğa Kuzey Düğümü insanı hedefine erişmek için ne kadar uzun bir yol alması gerektiğini gördüğünde, paniğe kapılır. Yapılması gereken tüm işleri, aşılması gereken tüm engelleri gördüğünde, o hedefe asla erişemeyeceğini düşünür. Böylece, başarısızlık kor­kusundan ötürü, büyük hedeflerinden vazgeçer. Yapılması gere­ken tüm o şeyler ona baş edilmez görünür.

Onun bakış açısından görüldüğünde, bu herkese baş edilmez gelebilir! Uzun verimli hedeflere ulaşmanın tek yolu, o süreci aşa­malara ayırmaktır. Doktor olma fikri bir lise öğrencisi için göz korkutucudur. Ancak, eğer bu gerçek bir hayalse, engelleri aş­maya değer. Doktor olmak isteyen kişi önce altı yıllık tıp fakül­tesini, sonra da ihtisasını bitirmek zorundadır. Bu uzun bir sü­reçtir, ama adım adım ilerleyen aşamalarla başarılabilir. Ve eğer her adım tam bir dikkatle tamamlanırsa, hedefe erişilecektir.

Aynı şey önemli bir ilişki için de geçerlidir. Eğer bu insan “kendisini etkileyen” birisiyle karşılaşırsa, eşruhuyla yeniden bir­leşme fikri ona o kadar karşı konulmaz gelir ki, bu konuda fazla düşünmek istemez; hemen bu ilişkinin içine dalmak ister ve so­nuç bir felaket olur. Hayal ettiği şey gerçekleşmemiştir, çünkü o gerekli adımlan atlamaya çalışmıştır. Bazen o hedefi üzerinde düşündüğünde, ona ulaşmanın sadece kendisine ve işi yapmaya kalkmanın değerlerini kabullenmek yerine, kendisinin ahlaken doğru olduğunu hissettiği şeyleri yapmalıdır. Onun rehberlik va­sıtası her zaman çok hoş olmayabilir; ama eğer bu rehberliği iz­lerse, o onu karanlıktan bir dürüstlük ve özdeğeri duygusundan yoksun biçimde yolunu kaybetmişlikten çıkarıp Işığa götürebi­lir. Utanç ya da suçluluk duyması, onun davranışını yeniden de­ğerlendirmesi gerektiğinin bir göstergesi olabilir. Toplumun gö­rüşleri ne olursa olsun, o neyin kendisini iyi hissetmesini sağla­dığım bilir. Kendi içsel rehberlik sistemini izlediğinde, sağlam bir özdeğeri duygusuna da kavuşur.

Paraya Hâkim Olmak

Geçmiş yaşamlarda hayır işleri yapmış olmasından ötürü, Boğa Kuzey Düğümü insanı bu yaşamda kişisel servet edinme hakkını kazanmıştır. Hayır, işleri onun için doğaldır, çünkü geçmiş ya­şamlarda onun faturalarını başkaları ödemiştir. Bu sayede, o enerjisini toplumun yararına olan şeylere harcamıştır. Ancak, pa­ra kazanma süreci onun özsaygı geliştirmesine yardımcı ola­cağından, bu enkarnasyonda kendisine para ödenen faaliyetlerle uğraşması onun için daha iyidir.

Bu insan bazen para konusunda aşırı güven duyar. O, “ev­rene güvenmenin” işe yarayan bir prensip olduğunu bilir. An­cak, “Tanrı, kendi kendisine yardım edenlere yardımcı olur” sö­zü de doğrudur. Evrene güvenmek, kişisel sorumluluktan kaçın­mak ve kör bir imanla mantıksız işler yapmak anlamına gelmez. Eğer bir arkadaşı ondan üç bin dolar borç isterse ve bu insanın kendi masraflarını karşılamak için yalnızca üç bin dolan varsa, “evrene güvenmek,” “Ben evrene güveniyorum, öyleyse paramı bağışlayacağım,” diye düşünmek anlamına gelmez.

Boğa Kuzey Düğümü insanı kendi para durumuna dikkat etme sorumluluğunu kabullenmelidir. Ancak o zaman, kişisel gücünü ve özdeğeri duygusunu kaybetmekten korkmadan başkalarını işin içine katabilir. O kendisini güvende hissettiğinde, yaşamın ne sunduğunu görmek için evrene güvenebilir.

YÖNETİMİ ÜSTLENMEK

Parasal sorumluluğu kabul etmek ve kapıyı kişisel zenginliğe açmak için, Boğa Kuzey Düğümü insanı paraya özellikle dikkat etmeye başlamalıdır: Harcamalarını yazmalı, parayı neye harca­dığına ve parasının nereye gittiğine dikkat etmelidir. Bu güçlen­diricidir: Bu onun parasını anlamlı yönlerde kanalize etmesini sağlar. Parayı çoğaltmak bir oyundur ve bu insan bu oyunda gerçekten yeteneklidir. Bir kez o buna verdiğinde, küçük bir parayı çoğaltabilir ve kolayca zengin olabilir.

Bazen, o para yönetimini üstlenmek zorunda kalmasına içer­ler. Geçmiş yaşamlarda alıştığı “kolay yaşam”a sahip olmadığı için öfkelenir. Ama onun kendi kendisini geçindirmesi sağlıklı­dır: O sürekli bir işe, düzenli bir gelire, bir tasarruf hesabına sa­hip olmalı ve gelecek için parasal plânlar yapmalıdır. Amaç, onun başka alanlarda riskler almasına olanak verecek güvenli malî bir temel yaratmasıdır. Bu ona yaşamla ilgili bir rahatlık ve güven duygusu verir ve kendisini iyi hissetmesini sağlar.

Bazı insanlar kendilerine miras kalan parayı iyi yönetirler, ama Boğa Kuzey Düğümü insanı bu kategoriye girmez. Bir mi­rasa, başkalarının parasal yardımına, devlet yardımına ya da iş­sizlik sigortasına bağlı olması onun yararına değildir. Başka biri­ne malî yönden bağlı olduğu herhangi bir durum onun özdeğeri duygusunu zayıflatır. Bu enkarnasyonda, bu insanın kendi para­sını kazanması ve enerjisinin karşılığının ona ödenmesi çok önemlidir.

Eğer ona miras yoluyla para kaldıysa, bunun bir bölümünü kendi işini kurmak için kullanması ya da özdeğeri duygusunu geliştirecek bir davayı desteklemesi onun en yüksek hayrına olur. Eğer o malî yönden eşine bağlıysa, buna ihtiyacı olmasa ya da fazla para kazanmasa bile, küçük bir işi kurması ya da bir işe girmesi onun için sağlıklıdır. O, diğer kişiyle bağından ayrı ola­rak bir benlik duygusu geliştirmelidir. Kendisi için önemli olan bireysel bir hedefe erişmek için düzenli olarak zaman ayırması, onun özsaygısı geliştirmesinin bir başka yoludur.

Boğa Kuzey Düğümü insanı paranın nasıl çalıştığı ve para­yı dolaşıma sokmanın gerekliliği konusunda doğal bir anlayışa sahiptir. Onun başarması gereken şey, parayı bilinçli olarak do­laşıma sokmaktır. Bir kez o parayı inşa etmek için kullanmaya başladığında, çok zengin olabilir. Geçmiş yaşamlarda o başka in­sanların parasını kullanmaya o kadar alışmıştı ki, paranın değe­rine olan saygıyı yitirdi; çünkü parayı kendisi kazanmak zorun­da değildi. Bu yaşamda o paraya saygı göstermeyi ve onu çoğal­tacak biçimlerde akıllıca kullanmayı öğreniyor. Para onun öğret­menidir. Bir kez o paranın nasıl çalıştığıyla ilgili sezgisini kullan­maya başladığında, paranın kendisi ona daha çok paranın nasıl kazanılacağını gösterecektir.

Borç

Boğa Kuzey Düğümü insanı servet ile borcu birbirinden ayırt edememe sorunu yaşayabilir. Bu düğümsel pozisyonda bulunan ve bu yanlış anlamadan dolayı büyük borç yapmış olan birçok müşterim vardı. Örneğin, kocası ve başka bir çiftle birlikte yeni­likçi bir kozmetik işi kurmuş olan Boğa Kuzey Düğümlü bir müş­terim vardı. Bu iş hiç kimsenin beklemediği kadar hızla gelişmiş ve siparişler yağmaya başlamıştı! Bu beklenmedik talebi karşıla­mak için, müşterim kredi kartını kullanarak daha çok işçi aldı, daha fazla malzeme ısmarladı ve sonunda yaklaşık 60.000 do­larlık bir borç yaptı.

Sonra ortaklar bozuştu, şirket battı, müşterim eşinden ayrıldı ve 60.000 dolar borçla ortada kaldı. Borcunu ödemesi onun on yılını aldı. Bunu yapmak için ucuz bir dairede yaşadı, her tür­lü lüksten kaçındı, sosyal yaşamı bıraktı, iki işte birden çalıştı ve büyük bir stres ve yokluk çekti.

İş ilk kez para kazanmaya başladığında, müşterim gelen talebi hemen karşılamaya çalışarak kendisini tehlikeye atmıştı. Oysa o evrenin işi organik olarak geliştirmesine izin verebilir, elde edilen kârı kullanarak işini genişletebilirdi.

Yeni Çağ duygulanışı gruplarını gösteren, özellikle toplumumuzda yeni kadın ve erkek rollerinin ortaya çıkışını konu alan filmler yapmak isteyen, Boğa Kuzey Düğümlü bir müşte­rim vardı. Bu hanım filmlerin soylu bir misyonu olduğunu düşünüyor ve projeye para sağlamak için “evrene güveniyordu.” Böylece, o bu filmleri yapmak için borç paralar alarak büyük bir borç yaptı. O, paranın geleceğine inanıyordu, çünkü “evren bu projenin başarıya ulaşmasını istiyordu.” Daha fazla para topla­maya, projeyi gerçekleştirmeye ve borcunu ödemeyi erteleme taktikleri bulmaya çalışırken yaşamı tam bir kaosa dönüştü. En sonunda tüm girişim çöktü ve o yaşamında ikinci kez iflasını ilan etmek zorunda kaldı. Bu kez, malî kuruluşlarla birlikte ona borç veren dostları ve ailesi de zarar görmüştü.

Borç yapmak Boğa Kuzey Düğümü insanı için iyi sonuç vermez. O, sağduyusunu kullandığında ve bir güvenlik ağı olma­dan “iman atlayışları” ya da tel cambazlığı yapmadığında, usta inşaatçıdır. Ama o bazı bakımlardan paraya saygı göstermez ve para konusunda dikkatsiz olma eğilimindedir. Bu konuda bilinç­li bir düzeyde fazla düşünmemesine karşın, geçmiş yaşamlarda kendi geçimini sağlama konusunda deneyim kazanmadığından, onun para konusunda epey korkusu vardır.

Bir kez bu insan para konusunda daha bilinçli olması ge­rektiğini anladığında, sorumluluğu da kabul eder. Ancak, bazen o kontrolü yitirir ve aşırı harcama yapar ihtiyacı olmayan, parasını daha sonra ödemek zorunda olduğu şeyler satın alır. Geçmiş yaşamlarda, para onun için bir oyalanma aracıydı. Bu yüzden, bu yaşamda canı sıkıldığında o alışverişe çıkma dürtüsü hissedebilir ve bilinçaltı olarak, bunu hak ettiğini ve parayı bir başkası­nın ödeyeceğini düşünebilir. Mantık düzeyinde bunun gerçek olmadığını bilir, ama kendisine hâkim olamaz.

Boğa Kuzey Düğümü insanı kendisim parasal olarak kısıtlanmış hissetmeye dayanamaz. Ancak, ironi şu ki, bir kez o elini taşın altına sokup para kazanma ve bütçe yapma sorumluluğu­nu üstlendiğinde, kaygılanmadan para harcamasını sağlayacak bir serveti kolayca kazanabilir. Ama bir kez o serveti kazandığında, onu yönetme konusunda sorumluluğu sürdürmesi gerekir bu enkarnasyonda onun para konusunda “bilinçsiz” olmasına izin verilmeyecektir.

Ruhsal Astroloji Jan Spiller

Bu, ruhsal kaderini geliştirmek isteyen herkesin mutlaka okuması gereken bir kitaptır.
Her Dem Bütünün Hayrına OLsun

Buna da Bakmalısın !

Leave a Comment

error: Content is protected !!