İlahi Adalet Nasıl Tecelli Ediyor?
Şüphesiz her varlığın her anki bulunuşu bir yasayı çalıştırmakta ve ortaya bir sonuç çıkmaktadır. İnsan da bilinç sahibi bir varlık olarak her davranışı ile bir yasayı tetiklemekte ve yön tayini yapmaktadır. Bu anlamda İlahi Adalet, sonuçlarını hemen algılamasak da her an tecelli ediyor.
Adalet diğer yönüyle, yani sevgiyle bağdaşmayan tüm durumların yeryüzünden kalkması, her insanın ve dünyadaki her varlığın gelişimi ve mutluluğu için İlahi Maksada uygun bir yaşamın sağlanması anlamında adalet ise hepimizin özlediğidir ve görevlisi insandır. Çünkü bu anlamdaki adaletsizliği ilahi yasaları çiğneyerek insan yaratmıştır. Altın Çağ bu adaletin insan tarafından yeniden tesis edileceği çağdır.
Bu bir anlamda insanın liyakat sınavıdır. İnsan yanlışlarının diğer insanlar üzerinde yarattığı adaletsizliği bizzat bulup görecek, çareleri akledecek, değişmeye karar verip esaslar üzerinden gönüllere hizmet ederek insan sevgi ve birlik gücünün liyakatini kazanacaktır. Bu uzun bir süreçtir ama zamanla da sınırlıdır. Zamanında filizlenmeyen tohumların akıbeti bellidir. Bu değişmez bir yasadır. Belirli bir zamanda belirli yolları kat etmemiş olanlar zamanın onlara gösterdiği yolu göremeyenlerdir ve ıstırap çekerler.
Neden yolu göremiyoruz? Aklımız neden yetmiyor? Gerçekte yegâne akıl sahibi O’dur. Biz gönlümüze her an nakledilen esaslar üzerinden aklımızı kullanabiliyoruz. Nakil yoluyla akleden varlıklarız. Akıl gönlün manyetik alanı içinde yön gösteren bir pusula gibidir. Gönlün manyetik alanı dışında akıl pusulası işe yaramıyor, zamanın gösterdiği yolu göremiyor. Çünkü zaman gönülle ilgili bir enerji.
İlahi Adalet önce saflığı, temizliği kazanmış, arınmış gönüllerde tecelli ediyor, akılla birleşiyor ve bilgisi kullanılıyor eyleme geçiriliyor; kısaca adalet sağlanıyor. Biz buna hizmet diyoruz. Hizmet adaletin sağlanmasıdır. İşte bu suretle İlahi Adalet kıymet kazanıyor, örnek alınarak genişliyor, yayılıyor, her yere dağılıyor. Bunu anlayan ve bu yolda çalışan insanlar her gün biraz daha arınma yolunda olurlar ve bir takım farklı yetenekleri kullanmaya başlarlar. Arınmışlığın sınırı yoktur. Ancak arınmışlığın dünya da kazanılacak olan liyakat basamağı sevgi ve birliktir; şartı önce ikilikten kurtulmaktır.