Ezoterik Astroloji ve Yedi Işın
Ezoterik astrolojinin bilimlerin bilimi olduğunun söylenmesi, onu yüceltmek için değil, tüm canlı varlıkları – gezegen, ışın, insan – birbirine bağladığı içindir.
Astroloji, günümüzde, kişisel dünyevi işlerden ruhsal gelişime kadar çok geniş bir yelpaze içerisindeki kavramlara odaklanan ekollere sahiptir. Bütünleşme ve birliği sağlamaya çalışan psikolojik astroloji gibi daha ciddi uygulamalar da dahil olmak üzere, bu ekollerin hepsinde, astrolojik mekanizmanın çalıştırılması için kullanılan bazı araçlar vardır.Ezoterik, dar anlamı ile “içsel, içeriden gelen” demektir. Daha geniş anlamı ile “seçilmişler için olan, bu kişiler tarafından anlaşılan”dır. Bu, ayrımcılık veya elitizm olarak algılanmamalıdır. Geniş anlamda ifade edilen; okült olanların, bunu ortaya çıkarmak için ruhsal yolda çalışmalarda bulunan ve emek sarf eden kişilerin erişebileceği kavramlar olduğudur. Okült de, benzer şekilde, her ne kadar medyada olumsuz yan anlamlarla ilişkilendirilmekteyse de, dar anlamda “gizli”, daha geniş anlamda da “doğası, alışılmış bilgiler ile kavranamayan” demektir.
Ezoterik astrolojide, en önemli araçların başında ‘Yedi Işın (veya Işık) Bilimi’ gelir. Bunun temelindeki görüş, yedi farklı kozmik kaynaktan gelen yedi farklı enerji akımının güneş sistemi içerisine girdiği ve içerideki tüm yaşam formlarını belli yollarla ‘şekillendirdiğidir’. Ezoterik astroloji her zaman daha geniş bir bakış açısı benimseyerek, güneş sistemindeki küçük bir gezegende, kısa bir yaşam içerisindeki belli günleri incelemek yerine, daha büyük bir solar yaşam içerisinde önemli bir güç merkezi olma niteliği taşıdığımız düşüncesinden yola çıkarak yapılanmıştır.
Yedi Işın kavramı, astrolojideki kayıp yap-boz parçası olarak da görülebilir. Gezegenler bu enerjilerin taşıyıcısı olup, söz konusu ışınlarla farklı ‘rezonansları’ olan zodyak burçları ile birlikte bu enerjileri dünyaya iletmektedirler.
Işınlar kendi başlarına incelenebilirler. Zaten bu şekilde yapılan detaylı araştırmalar sonucunda ezoterik psikoloji dalı doğmuştur. Geçen yüzyılın en önemli psikologlarından olan Roberto Assagiaoli de psikosentez tekniklerini, Yedi Işın kavramından yola çıkarak geliştirmiştir.
Hangi ışının hangi bedenle ilişkili olduğunu anlamak da profesyonel ezoterik astrolog olmayanlar için oldukça zor olabilir. Kişisel yapı haritası oluşturmak için gerekli olan bu işlemin en sonunda, “Işın Yapısı” bilgisi edinilmesi amaçlanır. Örneğin, fiziksel bedeni 7. Işın, astral bedeni 6. Işın, mental bedeni 4. Işın olan bir kişi, 2. Işın ruhuna ve 3. Işın kişiliğine sahip olabilir. İşte bu beş ışın, kişinin “Işın Yapısı”nı ortaya koyar
1. Işın – İrade ve Güç
Olumlu Özellikler: Güç, cesaret, doğruculuk, güvenilirlik, geniş görüşlülük.
Olumsuz Özellikler: Sertlik, soğukluk, gurur, zalimlik, kendini beğenmişlik.
Politikacılar, okültistler, liderler, kaşifler, yöneticiler.
2. Işın – Sevgi ve Bilgelik
Olumlu Özellikler: Sükunet, güç, dayanıklılık, sezgisellik, doğruluktan hoşlanmak.
Olumsuz Özellikler: Soğukluk, umursamazlık, kendine acıma, korku, sırf sevilmeyi sevmek.
Öğretmenler, şifacılar, hizmetçiler, hümanistler, hayırseverler.
3. Işın – Aktif Zeka
Olumlu Özellikler: Geniş düşünce, içtenlik, açık zihin, planlama, temkin, sabır.
Olumsuz Özellikler: Zekayla aşırı gurur duymak, eleştirellik, gizli işlere girmek, hilekarlık.
Filozoflar, astrologlar, matematikçiler, tarihçiler, ekonomistler, iş adamları ve iş kadınları.
4. Işın – Çatışma Yoluyla Uyum
Olumlu Özellikler: Sevecenlik, sempatiklik, cesaret, adanmışlık, eliaçıklık, hızlı çalışan akıl.
Olumsuz Özellikler: Fazla endişe, benmerkeziyetçilik, korkalık, savurganlık, sık ruh hali değişimi.
Sanatçılar, mimarlar, psikologlar, arabulucular.
5. Işın – Sağlam Temelli Bilim
Olumlu Özellikler: Sebat, mantık, isabetlilik, rasyonel ve güçlü zeka.
Olumsuz Özellikler: Sert eleştirellik, sempati eksikliği, gurur, kendini beğenmişlik, önyargı, soğukluk.
Bilim insanları, araştırmacılar, analistler, mucitler.
6. Işın – Adanmışlık ve İdealizm
Olumlu Özellikler: Adanmışlık, duyarlılık, sezgisellik, sadakat, sevecenlik.
Olumsuz Özellikler: Bencillik, kıskançlık, öfke, bağnaz, dar görüşlülük.
Bakanlar, mistikler, misyonerler, hatipler, dindar kişiler.
7. Işın – Törensel Düzen
Olumlu Özellikler: Güçlülük, sebat, cesaret, derinlik, pratiklik, özgüven
Olumsuz Özellikler: Gurur, sabit fikirlilik, dar bakış açısı, bağnazlık.
Yöneticiler, tasarımcılar, devrimciler, büyücüler, inşaatçılar.
Tüm yaşamlar – ister insan, ister hayvan veya bitki; hatta kurumlar ve şehirler – bu Yedi Işın tarafından şekillendirilir. Tüm ışınların; 2,160 yıllık astrolojik döngülerle, 25,920 yıllık Büyük Yılla ve Hindu ustalarının gizli Yuga döngüleriyle bağlantılı ayrı döngüleri de bulunmaktadır.
Ezoterik astrolojinin bilimlerin bilimi olduğunun söylenmesi, onu yüceltmek için değil, tüm canlı varlıkları – gezegen, ışın, insan – birbirine bağladığı içindir. Bu canlı varlıkların nitelik ve enerjilerini tanımlayarak, birbirleriyle ne şekilde etkileşim içinde bulunduklarının da kavranmasını sağlar. Bu nedenle, gerçek bir İlişkiler Bilimi olma özelliği taşır. İnsan ilişkileri, gezegensel ilişkiler, zodyak ilişkileri ve yıldız ilişkileri ile tümünün bir arada ele alınması, hep ezoterik astrolojinin konularındandır.
Ezoterik astrolojinin ışınlarının daha iyi anlaşılabilmesi için bu enerjilerin nereden doğduğu ve daha büyük bir kozmos içerisinde ne şekilde işlev gördüğünü açıklayacak bazı basit kavramların da dile getirilmesi gereklidir:
1. Tüm Güneş sistemi, içindeki her şey ile birlikte canlı bir organizmadır. İçerdikleri, yani nispeten ‘küçük yaşamlar’, daha büyük bir bedenin hücreleri olarak düşünülebilir. Burada önemli olan, ister insan bedeni, ister bir asteroit veya kuyruklu yıldız olsun, Güneş sistemi içerisindeki tüm varlıkların, ilkel mineral bilinçten insan ruhuna, hatta Güneş ve gezegenlerdeki “tanrılara” kadar geniş bir yelpaze içerisinde değişen belli bir zekaya sahip olmalarıdır.
İnsanlarda nasıl çakralar, yani enerji merkezleri varsa, Güneş sistemindeki 7 ana gezegen de aynı görevi görür. Güneş sisteminin kendisi de aynı şekilde, Solar Logos denilen etkileyici bilincin içinde vücut bulduğu büyük bir enerji merkezi veya çakra olarak düşünülebilir.
2. Kadim bilgelik, bize, Güneşimizin, diğer altı yıldız ile birlikte müşterek bir yapı meydana getirdiğini aktarmaktadır. Bu yapı, kendi içerisinde devamlı evrimler geçiren son derece büyük bir kozmik varlıktır. Bu 7 yıldız, evrimleri sürecinde devamlı olarak enerji yaymaktadırlar. İşte yayılan bu enerjiler, Büyük Ayı takımyıldızının 7 büyük yıldızı tarafından emilmektedir. Tüm dünyadaki mitlerde eril ilke ile ilişkilendirilen Büyük Ayı takımyıldızından daha sonra yayılan ışın enerjileri, dişil ilke ile özdeşleşen Pleiades’ın yıldızları ile bir araya gelirler. Anne ve Baba’nın birliğinden doğan çocuk Sirius da, bu takımyıldızlarla birlikte, sistemimizi etkileyen bir güçler üçgeni meydana getirir.
3. Küçük Ayı takımyıldızı üzerinden aktarılan bu enerjiler, zodyak takımyıldızları (zodyak burçlarıyla karıştırılmamalıdır) tarafından çekilirler ve değişimlere uğrayarak güneş sistemine doğru akmaya devam ederler.
4. Güneş, bu enerjilerin giriş kapısıdır. Bu noktadan sonra, yedi enerji, sistemin “yedi kutsal gezegenine” çekilirler ki, bu gezegenler, Büyük Ayı’nın yedi yıldızının prototipleri olarak, söz konusu enerjiler için taşıyıcı görevi görürler. Kadimlerin “kutsal gezegenleri” arasında sayılmayan diğer 5 gezegen de aynı enerjileri taşırlar.
5. Gezegenler sürekli olarak Güneş çevresinde dönerek büyük manyetik güçler yaratır ve söz konusu enerjileri dünyaya aktarırlar. Güneş ve Ay’ın fiziksel, duygusal ve zihinsel etkileri zaten bilinmektedir. Gezegenlerin ise, fizikselden daha çok psişik ve psikolojik etkileri vardır.
6. Zodyak burçları, zodyak takımyıldızlarından farklı olup, bir elektromanyetik motif veya düşünce formu olarak algılanabilir. Görünmez bir yansıma niteliği taşıyan bu burçlar, takımyıldızlardan gelen enerjileri odaklayan kavramlardır. Zodyak, dünyanın astral bedeni olarak düşünülebilir. Bu şekilde, gözlemlenemez enerjiler, gelişmekte olan duyudışı algılamamız ile algılanabilir hale gelirler.
7. Enerjiler, dünyaya eriştikleri zaman; ışınların, gezegenlerin ve burçların enerji motiflerinin bir araya getirdiği bir kombinasyona sahiptirler. İnsanlara dağılmadan önce, dünyanın çakralarından, yani enerji merkezlerinden geçerler.
8. Enerjiler insana eriştikleri zaman, çakralardaki en düşük dirençli noktalar bulunur. İnsan bedenindeki yedi büyük çakrayı meydana getiren iç salgı bezleri, dünya üzerindeki en gizemli olgunun meydana geldiği, yani anlaşılması bile zor olanın, insan bedeni içerisindeki gözlemlenebilen güçlere dönüştüğü yerdir.
İç salgı bezleri harekete geçirilince, kan dolaşımına hormon salgılanmaya başlar. Bu hormonlar, fizyolojik büyüme ve psikolojik davranışlar için katalist görevi görürler. İşte bu şekilde de astrolojik etkiler, insan yaşamı üzerinde etkiler gösterirler.