GİZLİ İLİMLER Sana Bana Özel 

Enoch’un kehanetleri

Billy Meier 1937’de İsviçre’de doğmuş. Kendisine başka dünyalardan (paralel alemlerden) birtakım bilgiler ve haberler geliyormuş. Başka dünyalardan gelen varlıklar Meier’e bizim küremizde olacak hadiseler hakkında bilgiler vermişler, uyarılarda bulunmuşlar. Bu zatın açıkladığı kehanetler büyük yekun ve hacim tutuyormuş. Bunlardan “Enoch’un Kehanetleri”nde insanlığı büyük felâketlerin beklediği anlatılıyor. Enoch’un kehanetlerinin tamamı, çeşitli dillerde yayınlanan NEXUS dergisinde çıkmış. Aşağıya vereceğim Kehanetlerin bir çoğu zaten bekleniyordu.yani bunlara kehanet demek ne kadar doğru bilemiyorum.Diğer bir adı ile Kıyamet alametleri olan bu Kehanet benzetmesini Başka dünyadan haber vermeleride oldukça ilginç.Kimmiş onlar ben çok merak ettim şimdi..

Kehanetlerin özetinin metni şudur:
“Yakın zamanda insanlar 888 gün sürecek bir Cehennem hayatı yaşayacaklardır. Teröristlerin suikastleri, orduların çarpışması ve iç savaşlar sonunda milyonlarca, hattâ milyarlarca insan ölecektir. Kültürler ve dinlerarası savaşlarla parçalanan insanlık, bir yandan da açlık ve salgın hastalıklar ve korkunç silâhların kullanılması yüzünden ıstırap çekecektir.

Bu devir, yeryüzünde yaşanmış en zor devir olacaktır. Sonunda hiçbir şey satılmayacak ve alınmayacaktır. Bütün gıda maddeleri vesikaya bağlanacak ve küçük bir ekmek parçası bile olsa, çalan hırsızlığını canıyla ödemek rizikosunun altına girmiş olacaktır. Küremiz üzerindeki sular her yerde insan kanıyla karışacak kıpkızıl olacaktır, tıpkı vaktiyle Mısır’da olduğu gibi.

İslâm fanatikleri, Avrupa ülkelerine karşı başkaldıracaklar, Avrupa titreyecek ve sarsılacaktır. Batı’da her şey tahrip edilecektir. İngiltere feth edilecek ve büyük bir sefalete düçar olacaktır. İslâm fanatikleri ve savaşçılarının iktidarı yıllar boyu devam edecektir.

Bu savaş sadece Avrupa’yı vurmayacak, dehşet yayıldıkça diğer bütün ülkelere sıçrayacak ve bütün dünyayı ateşe verecek bir savaş haline dönüşecektir.

Papa II. Jean-Paul’dan sonra bir papa daha gelecektir. Onu takiben bir “Pontifux Maximus” Kilise’nin başına geçecektir. Bu Papa, “Petrus Romanus” adıyla tanınacaktır, âhir zaman Papası…

Amerika Birleşik Devletleri, hürriyet adına savaş, barış ve terörizmi önleme bahanesiyle birçok ülkeyi işgal edecek, o bölgeleri bombalayacak ve önüne gelen herşeyi tahrip edecektir.Bu esnada binlerce sivil insan ölecektir. Amerikan politikası hiçbir sınır tanımayacaktır. Onun tek amacı dünya üzerinde ekonomik, malî ve askerî bir mutlak üstünlük kurmak ve yeryüzünü kontrol altına almak olacaktır.

Avrupa, Asya ve Afrika ülkeleri, ABD’nin kendilerini dünya hakimiyeti stratejisi uğrunda kullandığını anlayınca peyderpey ona karşı geleceklerdir.Bu büyük savaş önlenemeyecektir. Çünkü yeryüzü halkı bir islah yolunu seçmeyecek, yani gerçek bir sevgi ve barışı muhtemelen istemeyecektir. İnsanlar zenginliği, zevk ü sefayı, bütün maddî değerleri ve sınırsız bir gücü seçeceklerdir.

Üçüncü Dünya Savaşı patlak verirse (Bizim hesaplarımız ve gözlemlerimiz onu gösteriyor) bu çatışmanın faturasını siviller ödeyecektir. Sorumsuz ilim adamları, askerî amaçlara yönelik klonlamalarla duygudan ve vicdandan arınmış birtakım mahluklar yetiştirecekler, ayrıca son derece tahripkâr silâhlar üreteceklerdir. Bu klonlanmış mahlukların bağımsızlıklarını ilan etmeleri ve kendi kumandalarında, insanlığı tahrip ve imha etmeleri ihtimali de gerçekleşecektir.

Dünya, şimdiye kadar benzeri görülmemiş acılara sahne olacaktır.Bu hadiseler 888 gün devam edecek ve sonunda medeniyet çökecektir. Bu korkunç senaryodan sonra çeşitli salgın hastalıklar başgösterecek ve dev boyutta bir açlık dünyayı kasıp kavuracaktır. Böylece insanlık aleminin ekonomisi çökecek, herhangi bir mal üretme imkânı kalmayacaktır. Bütün besin maddeleri ve ilaçlar vesikaya bağlanacaktır.

Savaş çılgınlıkları karalarla sınırlı kalmayacak, felâketler aynı şiddet ve genişlikte okyanuslara, atmosfere ve uzaya sıçrayacaktır. Gelecekte kurulacak denizaltındaki “infrastructure”ler saldırıya uğrayacak ve tahrip edilecektir. Bu esnada binlerce insan can verecektir. Tahrip ve imha anaforu bu tesisler tarafından beslenecek, birtakım korsanlar, deniz birlikleri ile savaşacaktır.

Bu devirde, birtakım dünya dışı güçlerin, felâketin sorumlusu Batı ülkelerine karşı harekete geçmesi ihtimalinin de gerçekleşmesi mümkündür. Bu güçler, gizliliklerini terk edecek ve Batı’nın sorumsuz hareketleri yüzünden dehşete düşmüş olanların yardımına koşacaktır.

Bunlardan başka, birtakım doğal afetler ve felâketler Avrupa ve Asya’yı derinden sarsacaktır. Bununla beraber, uğradıkları bütün yıkımlara rağmen bu iki kıt’a varolmaya devam edecektir.

Amerika Birleşik Devletleri için aynı şey söylenemez. O tamamen harap ve türap olacaktır.Bu devlet, planladığı ve kışkırttığı dünya çapındaki çatışmalar dolayısıyla (gelecekte de hep böyle olacaktır) birçok ülkede canlı bir kin ve nefret duygusu uyandırmıştır. Binaenaleyh bu ülke, boyutları insanlar tarafından hayal bile edilemeyecek çapta önemli felâketlere mâruz kalacaktır. Teröristler tarafından tahrip edilen World Trade Center bir başlangıçtır.

Kıyamet’i andıran korkunç hadiseler sadece toplu imha silâhları ve klonlanmış askerler tarafından meydana getirilmeyecektir. Yerküresi ve Doğa, sorumsuz insanların kötü kullamına başkaldıracaktır.

Amerika Birleşik Devletleri’ni, şimdiye kadar benzeri görülmemiş yangınlar ve kasırgalar silip süpürecektir. Bütün bu felâketlere rağmen, Amerikalılar nice ülkeye yaptıkları haksızlıkları durduramayacaktır. Kuzey Amerika kıt’ası, en büyük felâkete uğradığı zaman (Doğu sahillerini vuran fırtına mı?), kötü niyetli askerî güçler enformatik, biyolojik, kimyevî silâhlarla vurmaya ve saldırmaya devam edeceklerdir. Bu silâhlar otonom hale gelecek ve insanlar bunların kontrolunu ve güdümünü ellerinden kaçıracaktır. Bu kehanetlerin en önemli noktası budur.

Dünyanın geri kalan bölgeleri felâketlerden kurtulmayacaktır. Çünkü dünyalılar çevreyi tahrip ettiler ve bu tahribatı sürdürmektedirler.

Dünya kaynaklarının tahrip edici şekilde kullanılması yüzünden, tektonik bir dengesizlik sun’î (yapay) olarak meydana getirilmiştir ve bu depremlere, yanardağ patlamalarına ve tsunamilere yol açacaktır. Bunun sonunda iklimler değişecek, korkunç ve dehşetli kasırgalar ve tayfunlar meydana gelecek, bütün dünya bunların yıkıcı enerjilerine mâruz kalacaktır. Bu âfetler akılalmaz çapta su baskınlarına ve alışılmamış kar yağmalarına sebebiyet verecek, bundan güney ülkeleri, hattâ ekvator kuşağı bile etkilenecektir.

İnsanlığın cinneti ve özellikle yeraltında patlatılan nükleer bombalar yüzünden yerküresi uzaydaki yolundan çıkmaya başlamıştır. Dünya yavaş yavaş fakat kesin bir şekilde Güneş etrafında yeni bir yörüngeye girecektir. Bunun sonucunda yeryüzünde yeni bir buzul çağı başlayacaktır.

Acılar ıstıraplar bunlarla da bitmeyecektir. Amerika Birleşik Devletler’nde iki iç savaş çıkacaktır. Neticede, öldürücü düşmanlıklar yüzünden bu ülke beş ayrı bölgeye ayrılacak, fanatik ayrılıkçılar diktatörce güçlere sahip olacaktır.

Anarşi dünyaya hakim olacak ve insanları uzun bir müddet târumar edecektir. Çeşitli hastalıklar ve salgınlar ki, bunların çoğu eskiden olmayan yeni şeyler olacak ve tedavileri bilinmeyecektir, bunlar da insanlığı kıracaktır.

İktidar, teknoloji, maddî zenginlik, kin, intikam hırslarına kapılmış insanlar yaratılışın değerlerini; Sevginin, Bilgeliğin, Barışın ve Hürriyetin câhili olarak kalacaklardır. Tıpkı, kendilerinden önce Enoch’un atalarının yapmış olduğu gibi… Bu davranışları yüzünden dünyayı acıların, ölümün, yıkımın ve yokoluşun derin ve korkunç uçurumlarına yuvarlayacaklardır. İnsanlığın yaşamış olduğu en büyük ve en vahim felâketin…”

Her Dem Bütünün Hayrına OLsun

Buna da Bakmalısın !

Leave a Comment

error: Content is protected !!