Burçlara Göre Hayatın Anlamı
KOÇ
Var olmak -Koç’un hedefi budur. Koç dünyaya savaşçılık, canlılık ve hayatta kalma güdüsü ile silahlanmış olarak gelir. Her türlü yıldırmaya, pürüze ve kuşkuya rağmen istek ve iradenin üstün gelebilmesi yeteneğini temsil eder. Dürüstlük, didişmecilik, heveslilik, bağımsızlık ve cesaret Koç’un kaynaklarıdır. Boş teorilere kafa yormayan, gereksiz duygusal inceliklerle vakit harcamayan, dışa dönük bir idealisttir. Gelişimsel hedefleri; yaratmak, yenilikler ortaya koymak, ilerlemeyi, öncülük etmeyi sağlayacak değişimi Üretmektir. Stratejisi hemen eyleme geçmektir. Koç tecrübesi yaşayan Kişinin sürekli hissettiği “şu an” düşüncesidir. Geçmişe dair bir kaygı taşımaz. Geleceğin neler getireceği ile ilgilenmez, çünkü gelecek henüz yoktur. Ürettiği çok sayıda düşünceyi uygulamakta gösterdiği isteklilik Koç’un sabırsızlığını ortaya çıkartır. Bu sabırsızlık Koç’un gölgesini oluşturur. Hevesini kaybettiği anda yeni bir projeye yönelir. Ancak ateş ettikten sonra nişan alma eğilimi nedeniyle girişimlerini ve projelerini sonuçlandırma olasılığı düşük olur. Kaynağı olan cesaret ve mücadeleyi yaşamdaki amacını gerçekleştirmek için kullanamazsa ateşliliğini ilgisiz bir hedefe yöneltip işe yaramaz hale gelebilir. Öğrenmesi gereken; doyum için sabretmek, hiçbir çıkar gözetmeden yaratmak ve gelişimine yardımcı gerilimlerden kaçmamaktır.
BOĞA
Huzuru bulmak ve onu korumak – Boğa’nın hedefi budur. Dinginlik. Sınırsız bir karmaşıklık içinde yine de sade olmak. Kavranamayacak kadar derinliğe sahip olmak, ancak bunun üzerinde konuşmaya ihtiyaç duymamak. Karmaşıklıktan kuşku duymak Boğa’nın kaynağıdır. İçgüdüsel bir şekilde, kendi sessizliği ve sadeliğini bulabileceği ortamları arar. Sabit bir iş. Güven veren ilişkiler ağı. Sonsuz bir pratiklikle kozasını örer. Doğal olarak denge, güvenlik ve huzur sunan herhangi bir şeye ilgi duyar. Boğa’nın stratejisi sonsuz sadeleştirmedir. Varoluşa ait melodramlar yoktur. Sadece hayatın özüyle -sağlık, gerçek, aşk ve sessizlikle- baş başa kalana kadar ve buna sevgiyle karışık saygı duygusuyla yaklaşana kadar yaşamın yavaş yavaş azalması vardır. Boğa’nın gölgesi iç huzuru dışsal güvenceyle karıştırmaktır. Gerçekte içsel güvenceden doğan huzuru aramasına rağmen, bunun Dış dünyada yansıması olan, para, varlıklar ve insanlar arası deneyimsel-dengeyi saplantı haline getirebilir. Bu yüzden inatçı, materyalist, günlük düzenini bozma korkusuyla kendini sıkıntıdan patlatan biri haline gelebilir. Güvence zihinsel düzeyde de bir hareketsizliğe dönüşebilir. İnatçılığı ve irade gücü gibi kaynaklar gölge olarak esnek olmamayı, deneyimlere dar kalıplar içinde, hayal gücünden yoksun tepkiler vermeyi doğurur. Öğrenmesi gereken; harekete ve değişime gönüllü olmak, gelişim İçin esnek olabilmektir.
İKİZLER
Hayret duygusuna erişmek – İkizlerin hedefi budur. İkizler algılamak ve kendisini gözlemle tıka basa doldurmak İçin doğmuştur. Her zaman hareket halinde bulunmalıdır. Uyanık bir akıl İkizlerin temelidir. Merak, yerinde duramamak, bunlar İkizlerin kaynaklarıdır. Fiziksel canlılığı akılda da sürer, bu da ona bir başka kaynak sağlar: öğrenme, anlama yeteneği. Bu hızlı zihinsel faaliyetler yargı ve mantık gücüne sahip olmaya yönelik değildir. Ham algılamaya yöneliktir. Düşünmek değil, görmek önemlidir. Sadece dünyaya şahit olmak ister. İkizlerin ana stratejisi deneyimdir. Aynı anda birden fazla hayat yaşamak onu tembellikten uzak tutar. Diğer insanların deneyimlerinden öğrenmek için dinler. Açık fikirli ve şaşırmaya gönüllüdür. Bilgiyi toplar, bağlantılar kurar ve yayar. İkizlerin sürecinin aşırı hızlanması onun gölgesidir. Bu süreç yüzeysellikle sonuçlanabilir. Tatsız gerçeklerle yüz yüze gelmeye zorlanırsa bilgiyi yeniden yapılandırabilir. Ayrıca fazla yayılma, dağılma, sinirlilik ve her şeyin sürekli krize dönüştüğü, anlamsız, heyecanlı ve kararsız yaşam tarzı da söz konusudur. Aşırı yorgunluk, derinlikten yoksunluk ve nihayet duygusal tükenme yaşayabilir. Öğrenmesi gereken; durup biraz nefes almak, sırf “akıl bilgisi” ile yetinmeden gönülden bir katılımda bulunmaktır.
YENGEÇ
Kusursuz duyarlılık – Yengeç’in hedefi budur. Her ayrıntıyı hissetmek, hayatın uyumsuzluğunu görmek, her şeye rağmen yaşamın sunduğu her şeyi sevmek, kabullenmek ve ona güvenmek. Tüm bunlar Yengeç’in konularıdır. Duyguların lisanını çok akıcı bir şekilde konuşması, iç dünyasının zenginliği Yengeç’in kaynaklarıdır. Yengeç’te, sübjektiflik Ve duygusal yoğunluk sonuna kadar açıktır. Stratejisi korunmaktır. Yengeç kabuğunda saklanıp veya içine kapanıp güç toplayarak bu iç süreçlerini korumak zorundadır. Şefkat ve ilgi Yengeç’in kendini koruma güdüsünden daha güçlü özellikleridir. Anaçlık, koruyucu olmak, yardımcı olmak sevginin güvenli Bir çeşididir. Radikal bir kendini koruma, güvenli sevgi önceleri iyidir, ama bir süre sonra Yengeç’in cesaretini toplayarak kabuğundan çıkması -başka bir deyişle, gerçekten sevme cesaretini bulması- gerekir. Böyle olduğunda aktif olarak dünyayla bütünleşir. Önce kendi ruhunun sisli diyarlarını araştırmak için kullanması gereken incelikli bakım sürecini -iyileştirici, yardımcı ve rahatlatıcı rollerini- dünyaya aktarır. Anaçlık Yengeç’in en yüksek ifade biçimi -aynı zamanda gölgesidir. İlişkide olduğu insanlardaki hassasiyeti ve kederi kendine çekerek onların kendilerini güvende hissetmelerini sağlar. Üstlendiği annelik rolünün sonucunda kendisini, gereksinimlerini ve fırtınalı iç dünyasını affedicilik ve anlayışlılık perdesi ile örtebilir. Diğer yandan güvenlik için geliştirdiği savunmalar gelişiminin önünü keser. Öğrenmesi gereken; kabuğundan sıyrılmak, açılabilmek, güvenmek ve sevgi için riske girmektir.
ASLAN
Kendini ifade etmek – Aslan’ın hedefi budur. İçsel durumunun dışsal sembollerini yaratmak. Sıcak, özgüvenli ve kendini ifade eden bir tarzda dünyaya ait olduğunu hissetmek Aslan’ın konularıdır. Yaratıcılık, tiyatrosallık, yaşam şevki: sevgi ve beğeni toplayan bir performansın tüm unsurları Aslan’ın kaynaklarını oluşturur. Bütün geleneksel yaratıcılık alanları Aslan’ın içsel dünyasını dışarı çıkarma kanallarıdır. Oyunculuk, dans, hikâye anlatma, övgü alışverişi, hepsi de Aslan’ın patikasında bulunur. Aslan dolaysız bir yaratıcı şerit seçtiğinde daha iyi parlar. Sahnede olmak, dikkat çekmek için güçlü bir istek söz konusudur. Stratejisi içtenlik ve risk alabilmektir. Kendimizi bu Stratejilere göre ortaya koyar -ve bunun için alkışlanırsak- kendimizi güvenli, dünyadaki yerimiz konusunda olumlu hissederiz. Hayat bize daha dostça ve zevkli gelir. Bu Aslan’ın gelişimidir. Aslan’ın gölgesi riski göze alıp kendini ortaya koyduğunda ve alkışlanmadığında ortaya çıkar. Bu durumda Aslan içine kapanır ve bir daha asla riske girmez. İnsanların onayını alma arzusuyla kendisine ters düşse de “insanları memnun etme” ve gösteri krizine kapılabilir. İçine kapanma, genellikle kibre ve egomaniye yol açar. İkinci durumda amaca hizmet etmeyen bir patırtıya dönüşür. Duygusal ilişkilerinde gururu onu basit bir şekilde sevgiyi istemekten alıkoyabilir. Arzuladığı ilgi ve onayı görmezse kalbi kadar gururu da yaralanır. Öğrenmesi gereken; kendi iç süreçleriyle ilgili somut kanıtları, dürüst, yaratıcı, hesapsız bir şekilde ortaya koymak. Onaylanmaktan bağımsız güven duygusunu geliştirmektir.
BAŞAK
Kusursuzluk – Başak’ın hedefi budur. Kendi potansiyellerinin en üst, en arıtılmış düzeyine çıkmaktır. Hangi doruğa ulaşırsa ulaşsın hedefi daha yukarıdır. Saflık, doyum, anlam içerme, zor işler ve ulaşılması zor hedefler Başak’ın konularıdır. Başak’ın ana kaynağı kişisel dönüşüme (transformasyona) duyduğu açlık ve mükemmellik duygusudur. Gerçeklerle ilgili kılı kırk yaran, vicdanlı bir dürüstlüğü vardır. Mükemmel ile gerçek arasındaki gerilim Başak’ın büyümesini hızlandırır, yönlendirir ve onu değişime zorlar. Asla halinden memnun, kayıtsız değildir. Repertuarında tembellik yer almaz. Kişisel önemini abartmaya karşı kendini sigortalamış olması onu mütevazı yapar. Stratejisi hizmettir. Başak kendisine içsel olarak bakar, parlatılabilecek özelliklerini bulur ve pragmatik gerçekçiliğiyle yollar bularak bunları dünyaya sunar. Özen, dikkat ve sabır gerektiren işler, sorumluluk duygusu, insanlara hizmet Başak’a çok doğal gelir. Gölgesi kaynağı olan kusursuzluk anlayışının çarpıtılmasıyla ortaya çıkan sakatlayıcı ve yok edici öz eleştiridir. Bunu dış dünyaya eleştiricilik, alaycılık ve çevresindeki herhangi bir şeye (veya her şeye) olumsuz bakarak yansıtabilir. Öğrenmesi gereken; kendisini affetmektir. Kendisini yargılama kapasitesini kendisini olduğu gibi kabullenerek törpülemelidir. Aksi takdirde, sıkıcı bir şüphe ve kendini kısıtlama çizgisine gider. İçsel bir eksikliğini özverili davranarak saklama duygusundan kurtulmalıdır. Detaylarda kaybolmadan bütünü görebilmesi için gerekli ile gereksizi ayırmasını öğrenmesi şarttır.
TERAZİ
Uyum – Terazi’nin hedefi budur. Her sağlıklı Terazi davranışının altında -bilinçli veya bilinçsiz- sakinleşmek amacı yatar. Gerilimi atmak, ortayı bulmak, sinirleri yatıştırmak için Terazi adım adım hedefe doğru harekete geçer. Terazi’nin kaynağı paradoks ve ikileme karşı yüksek toleransıdır. Tüm bütünlerin birbirini tamamlayan yarımlardan oluştuğunun bilincinde olmasıdır. Terazi her konunun iki yönünü de tartar. Karşıt felsefeler, karşıt seçenekler hepsini kabul eder. Ortayı arar ve dengeyi orada bulur. İlişkiler bu burcun kendisini geliştirdiği alanlardır. Bu alandaki stratejisi kibarlıktır. Kibarlık bir başkasını nasıl etkilediğimizin algısıyla kısmen hareketlerimizi ayarlama kabiliyetidir ve Terazi bu hünerle doludur. Kaynaklarının ve stratejilerinin çarpıtılmasıyla Terazi’nin gölge yönü ortaya çıkar. Akıl uçsuz bucaksızdır, iki olasılığı barındırabilir. Ancak hayat daha dar kapsamlıdır. Terazi, günlük hayatta yol ayrımına geldiğinde seçim yapmak zorunda kalır. İkileme olan hoşgörüsü renksizliğe ve kararsızlığa dönüşebilir. Nezaket sığ yüzeyselliğe ve gerçek çatışmalarla açıkça yüzleşmemeye doğru çözülebilir. Terazi ilişkide sahte bir tatlılık, sabır ve uysallık maskesi altında kendi bireyliğini tamamen bastırma pahasına, mutlu bir uyum görüntüsü yaratabilir. Kendi gereksinimlerinin izini kaybedecek kadar bir başkasının bakış açısını anlayıp benimseyebilir. Öğrenmesi gereken; kendi özünden ödün vermeden kişisel özelliklerinden ödün vermektir.
AKREP
Bilinçsizi bilinçliden ayırmak. Akrep’in hedefi budur. Bütün sahteciliği yok edip, korkunun duvarları arasında saklananları açığa çıkarmak. En temel gerçeği veya hayatını dönüştürecek son kavrayışı aramak üzere bilincinin derinliklerine dalmak. Rahatlatıcı her yalanı, yatıştırıcı her yarı-doğruyu, her Sahte pembe tabloyu bozmaya, kendini tanımaya kesin bir şekilde kararlı ve keskin bir akıl. Bunlar Akrep’in kaynaklarıdır. İçgüdüsel olarak kuşkucudur. “Ne görürsem göreyim, gerçek bundan fazladır.” Akrep bu içsel yolculukta gölgelerin kapanına düşmezse araştırarak, hissederek içsel araziyi algılayarak olgunlaşır ve derinleşir. Stratejisi, sağlıklı şüphe ve kendinden bir adım uzaklaşıp Perspektif kazanmaktır. Akrep bu içe bakış sırasında iki gölge arasında sıkışır: kendini çok fazla tanımak veya çok az tanımak. Bunlardan birine yakalandığında bütün yoğunluğu zehre dönüşür. Kendini tanıma perspektifi kaybedecek kadar hızlı gelişirse, Akrep’in buldukları bazen yüzleşebileceğinden çok fazla olur. Karmaşık, çözülemez bir ruhsal durumla çökebilir. Kendini az tanıma da aynı oranda olumsuzdur. Kendisi hakkında tatsız veya korkutucu bir şeyi kasıtlı olarak bilincinden uzak tutmaya çalışabilir. Bir süre sonra, bilinçdışına itilen fakat ortadan kaybolmamış kaygıların kaynağının izi silinip nedeni bilinmeyen bir doyumsuzluğa dönüşür. Ve Akrep yanlış hedefe yönelir: para, güç, bir toz taneciği barındırmayan ev Öğrenmesi gereken; yaşamın verdiği içsel vizyonu başkalarıyla mütevazı bir şekilde paylaşmak, kendini aşırı ciddiye almaktan biraz vazgeçip kendine gülebilmektir.
YAY
Hayatın anlamını keşfetmek – Yay’ın hedefi budur. Yay’ın düşüncesi hayatımızın görünürdeki tüm gelişigüzelliğinin arkasında müthiş bir Düzen olduğuna güvenmektir. Bu düzenin anahtarını deneyimle, araştırmayla, günlük yaşamın akıl köreltici kalıplarını kırmaya istekli olmakla bulur. Değişik düşünce biçimlerine açık kalma ihtiyacında olan Yay’ın bunun için seçebileceği yöntemlerden biri yolculuktur. Böylelikle kendisininkinin dışında kalan kültürlerle gönüllü, açık kalpli ilişkiler geliştirilebilir. Esas düşüncesi hem iç, hem de dış dünyanın ufuklarını genişletmektir. Yay’ın stratejisi, hayatı bir serüven gibi, güvence düşünmeden yaşamak ve arkasına saklanmakta olduğunu fark ettiği her fikir veya görüşü gönüllü olarak bir kenara bırakmaktır. Bu stratejiler için özgürlük zorunludur. Coşku, maceracılık, neşeli bir ruh – bunlar Yay’ın kaynaklarıdır. Hemen uyum sağlayabilir, esnektir, sıkıntılardan kolay kurtulabilir. Bu kaynaklar Yay’ın aynı zamanda gölge yönünü açığa çıkartırlar. Pembe gözlükleri, hevesleri ve tedbirsizliği ile birçok bataklığa körlemesine yürüyebilir. Her şeyi bildiğini sanmak, kibir, lütufkârlık, aşırı iyimserlik, boyunu aşma ve yanlış değerlendirme yüzünden Yay bir anda trajedinin burcuna dönüşebilir. Diğer gölgesi insan ilişkilerinde yaşanan gerçek yakınlıktan kaçınmasında yatar. Bir göletin yüzeyinde sıçrayarak ilerleyen bir taş gibi yaşamda kayarcasına ilerler ve ancak o kadar öğrenir. Öğrenmesi gereken; yoğunluğu ve odaklanmayı sağlamak, öğrendiklerini hazmetmek ve içselleştirmek, ilişkilerinde kendisini ortaya koymak, arayışın zenginliği ve derinliği için paylaşmaktır.
OĞLAK
İnsanın doğası ile toplumsal kimliğini birleştirmek – Oğlak’ın Hedefi budur. Oğlak bütünlüğün sembolüdür. Görülmez kişisel öz ile gözle görülür toplumsal tavrın birleşmesi Oğlak’ın gelişimsel hedefidir. Oğlak toplum içindeki yerini oluşturabilmek için yenilgiler, belirsizlikler, küçük kazançlarla geçen uzun zamanlar ve engellerle karşılaşır. Baskılara dayanabilmek için iki kaynağa sahiptir: sabır ve öz disiplin. Diğer burçların aksine, o bekleyebilir. Kararını verdikten sonra, baskılara aldırmadan rotasını çizer. Hedefe erişmek için doğal duyguların kontrol edilmesi ve yönlendirilmesi gerekir. Sakıncalı olan bunların tümüyle bastırılabilir olmasıdır. Oğlak’ın diğer kaynağı içgüdüsel pratikliktir. Hayallerin hayatındaki yeri o hayallerin gerçekleşebilmesi Olasılığına bağlıdır. En üstün anlamda zirveye tırmanmak ister. Kendisine saygısı zaten vardır ve kim olduğunu bilmektedir. Stratejisi erken gelişim dönemlerinde yalnız başına zaman geçirmektir. Ardından toplumun var ettiği dünyaya girer. Tek hedefi vardır. Kendine doğal geleni yapmak. Aldığı toplumsal rolde kendi öz benliğini ifade edebilmek. Övgüye ve yergiye kayıtsız kalarak amacında ilerlemek. Soğukkanlılığı ve duygularını kontrol altına alabilmesi aynı zamanda Oğlak’ın gölgesidir. Kendisiyle ve asıl duygularıyla bağlantısı kesilirse, kararlılığı duraksarsa, soğukkanlılığı çarpıtılır. Bu, dışarıda olaylara ve hayatın gelişmelerine duygusal tepkilerin bastırılması olarak gözlenir. Oğlak buz gibi bir kayaya dönüşür. Bu gidişatın ilerisinde Oğlak diğer gölgesiyle karşılaşır. Bu da doğal yalnızlığının yozlaşmasıdır. Yani kimsesizlik. Hâlâ güçlüdür, ama artık kötü duyguları ve istekleri vardır. Kendi yolunu kaybettiği için başkalarının yolunu saptamaya çalışır. Güç peşine düşer. Tek amacı otoritesinin alanını genişletmektir. İçinde bulması gereken saygı ve onayı dışarıda bulmaya çalışır. Kalbinin isteklerine kulağını tıkar, ait olmadığı bir toplumsal rolün ve sorumlulukların kurbanı olarak ölür. Öğrenmesi gereken; umutsuzluğa ve hayal kırıklığına kapılmadan, korku dolu düşünceleri bir tarafa bırakmaktır. Kendine özgü ve özel olan yolu bulup, bunun için kendine güvenmek, yani kaderini bulup, onu kabullenmektir.
KOVA
Bireyliğin geliştirilmesi – Kova’nın hedefi budur. Kova toplumun kendisiyle ilgili beklenti ve planlarını kendi gerçek Bireyliğinden ayırmak, kendi hayatını yaşama hakkını savunmak için hiç bir desteğe ihtiyaç duymadan dünyanın önünde durmak ister. Kova’nın kaynağı dehası ve inatçılığıdır. Deha yeniyi öğretilmeyen Yollarla düşünebilme yeteneğidir. Ve Kova bu Yetenekle donatılmıştır. Farklı düşünür. Ana akım dışındaki düşünce Alanları onu mıknatıs gibi çeker. En ölümcül düşmanı kabile içgüdüsüdür. Kova pederşahi hiyerarşilere karşı içgüdüsel bir güvensizlikle doğar. Tek stratejisi taviz vermeden kişisel özgürlüğünü ve bireyliğini korumaktır. Kova kimse onunla aynı fikirde olmasa bile, seçimlerinin doğru olduğundan emindir. Kendisine doğru uzanmış suçlayıcı parmaklara inatçılığı ile karşı durur. Aynı inatçılığı onun gölgesidir. Kendi hayatını biçimlendirmek konusunda direneceğine, geleneksel rolü izler. Ve mevcut özgürlük duygularını daha güvenli görünen arenalarda sergiler. Dahi yok olur. Diğer gölgesi olan sembolik isyan başlar. Bireyliğini ve olağandışı deneyimler yaşama hakkını savunacağına, bu enerjiyi anlamsız tuhaf davranışları savunarak harcar. Bireyliği gelişmeyince bu eksantrikliklerin arkasına gittikçe daha çok saklanır. Suni öz güvenine karşın, mesafeli, hatta belki soğuk gözlerin altında boşluk ve kayıp bir insan bulunur. Öğrenmesi gereken; gerçek gereksinmelerini ve dünyadaki gerçek amacını belirlemek, kabul edilme arzusu ve sosyalleşme uğruna bireyliğinden taviz vermeden kendini ifade etmektir.
BALIK
Kendini aşmak, farkındalık Balık’ın hedefi budur. Balık yaşamın dramaları karşısında kendini aşma, esinlenme ve Sükûnet deneyimleme yönümüzü temsil eder. Balık burcu ruhsal deneyimler yaşamak, fizikötesi dünyalara ulaşmak veya bir hapishane gibi gördüğü bedeninin sınırlarından kurtulmak için büyük istek duyar. Empati, duygudaşlık ve şefkat Balık’ın kaynaklarıdır. Balık’ta kişilik esnektir. Değişken koşullara göre eğilir, bükülür ve akar. Başka insanları anlamak, onlara şefkat duymak ona doğal gelir. Bu dünyanın değerlerine önem vermez. Balık, dinleyen ve yargılamadan düşünen büyük spritüel danışmanların burcudur. Balık’ın amacına erişmek için yaşamımızın adımız, rütbemiz ve seri numaralarımızdan fazlasını içermesi gerekir. Balık üstün anlamda dünyayı gözlemlemek yerine, dünyayı gözlemleyen aklı gözlemler. Balık’ın stratejisi dünyayı bırakmaktır. Yöntemi, objektif evrene inancı yıkmak üzerinde yoğunlaşmıştır. Balık, yaratmak için bu kesinlikten kurtulmalıdır. Balık “büyük kaçışın” burcudur. Dünyadan kaçışın değil, daha ziyade güçlendirdiğimiz egolarımızın zulmünden kaçışın. Rekabetten uzak durmak, yardıma hazır olmak, şefkat, merhamet – eğer Balık bu davranışları geliştirebilirse, dünyasal varlıklarının iniş çıkışlarını, kaygılarını olgunlukla, ağırbaşlılıkla izleyebilirse çok canlı ve uyarıcı bir hayat onun gelişimsel hedefini destekler.