Aydınlanma Fırsatlarımız
En sık duyduğum yakınma A F F E D E M İ Y O R U M !
Aslında bunu başarmanın en kolay yolu şudur
Kendi iyiliğiniz için yaptığınızı düşünmek.
Annem çocukken benden bir iş için yardım istediğinde bana derdi ki: yaptığın banaysa öğrendiğin kendine 🙂
Bende şimdi size diyorum ki affediyorsanız karşınızdakinden ziyade faydası size…
Kendimizi ruhumuzda ağır yükler taşımaya mahkum ediyoruz. Affetmeyi karşımızdaki kişiye bir ihsan olarak düşünüyoruz, halbuki affetmek en başta kendimize yaptığımız bir iyilik.
Unutma kafa bir köle olarak çok güzel bir köledir. Çok işine yarar.
Ama bir sahip olarak çok tehlikelidir ve bütün hayatını etkiler.
OSHO-
Geçmişte her ne olmuşsa olmuş her ne yaşadıysanız yaşadınız, onu artık ait olduğu yerde adı üstünde geçmişte bırakın. Evet belki geçmişi değiştiremeyiz ama bırakmadığınız her olumsuz duygu bedeninizde sıkışıp kalır ve blokaj oluşturur, enerji akamadığı için tıkanıklık oluşturur. Dolayısıyla geçmişi değiştirmek elimizde değilse de bugünümüzü mahvetmesine izin vermemek bizim ellerimizde.
Kapatın sayfayı. Siz ne öğrendiniz bu yaşadıklarınızdan ona bakın?
Bir arkadaşla sohbet ederken bana dedi ki sürekli affetmekten bahsediyorsun, sen falanca ile neden görüşmüyorsun?
N e d e n g ö r ü ş m ü y o r u m ?
Şimdi bi dakika burada biraz duralım…
Affetmek affettiğiniz kişi ile görüşmek zorunda olmak değil ki. Onu sevmek zorunda olmakta değil. Ve ayrıca onun suçsuz olduğuna inanmakta değil.
Birçok insan affetmeyi karşıındaki insanın haklılığını kabul etmek anlamına geldiğini düşünür. Ve dolayısıyla affetmeyi asla kendine yediremez.
Hayır, bu çok sahte bir şey olur. Haksız olduğunu bile bile, size yaşattığı acıyı bile bile onun haklı olduğuna inanmak, yok böyle bir şey…
Affettiğiniz kişinin bunu hak edip-etmediği hiç önemli değil, buradaki tek önemli şey sizin tüm negatif duygulardan özgürleşmeniz.
Size yapılan her şeyi unutun tamamen kayıtları silin ve hiç bir şey olmamış gibi görüşmye devam edin demiyorum ki ben, bu mümkün değil.
Affetmek asla olanları unutmak değildir. Bunun için insanın hafızasını kaybetmsei lazım. Önerilen bunun kendiliğinden olması için bırakmak. Psikanalist Nicole Fabre “Bu sürecin aktif bir parçası olsanız da kendinize zaman tanıyın” diyor. Buradaki fark şu: artık o olay ne is hatırladığınızda acı, öfke duymamalısınız… Amaç sizin o duygulardan özgürleşmeniz.
Yaşandı ve bitti. Geçmişte yaşamayı bırakın. Size kattığı deneyim ve tecrübe için teşekkür edin. Özgür bırakın gitsin. Hep demiyor muyuz, herkesin bir görevi var. Onun bizim hayatımızda ki rolü de buymuş.
Yaşadığınız her olay karşımıza çıkan her kimse tekamülünüz için aydınlama fırsatlarıdır. Hastalıklar bile insana ceza değil karmayı temizlemek için sunulmuş bir fırsattır.
Şimdi affedilecek şey var, affedilmeyecek şey var dediğinizi duyar gibiyim. Çok haklısınız.
Bazen maddi manevi inanılmaz zarar gördüğümüz olaylar olabiliyor. Burada Filozof Paul Ricoeur der ki: İnsanları ne kadar canice olursa olsun sadece bu davranışlarıyla sınırlı düşünmeyin”
O insanı zayıflıklarıyla tanımak belki olanı bi parça daha kabul edilebilir kılacaktır. Kendinizi suçlamaktan vazgeçin. Karşı tarafa olan kızgınlığınız bilakis son derece sağlıklı bir insan olduğunuzun göstergesi.
Ancak bu duyguları serbest bırakmazsanız bu defa süreç size doğru işliyor.
Psychosomatic Medicine Dergisinin araştırma yazısına bakın:
Aşırı ÖFKE ve DÜŞMANLIK enfeksiyona yol açan proteinlerin üretimini artırmakta bu da atardamarın sertleşmesine dolyısıyla damar tıkanıklığına ve kalp krizine neden olan enzimler salgılamakta aynı zamanda kolesterol ve tansiyonu yükseltmektedir.
Bu zehri sizin içip karşınızdakinin ölmesini beklemek gibi bir şey diyordu okuduğum bir başka yerde..
Öfke duygusu karaciğerle bağlantılıdır. Karaciğer hasta olursa sizi öfkeli yapabilir veya siz öfkeli olursanız karaciğeriniz hastalanabilir. Çin tıbbına göre teşhis ve tedavi yapacaksanız daire şeklinde düşünmek gerekir.
Kim bile bile kendine bu kötülüğü yapmak ister ki?
Boşverin, herkes kendi yaptıklarından sorumludur. Bizim bir ceza vermemize gerek yok. Sistem zaten onu kaydediyor. Ve her insan ne ekmişse günü gelince onu biçecektir.
Canı yanan sabretsin, can yakan da canının yanacağı günü beklesin!
(Hz Muhammed)
Aslında bu noktada işte hepimizin şunun bilincinde olması gerekiyor.
Söylenen her söz bumerang gibi dönüp dolaşıp sahibini buluyor.sa iki düşünüp bir konuşmakta gerçekten fayda var!
UYGULAMA
Gözlerinizi kapatın ve affetmeye karar verdiğiniz kişinin görüntüsünü gözünüzü nönüne getirin. Ona bakarak yüksek sesle şu cümleleri tekrarlayın.
Yaptıkların beni çok kırdı ve incitti.
Ancak seni affetmeye ihtiyacım var çünkü seninle ilgili duygularımı iyileştirmediğim için yaşamıma nasıl yansıdığını görebiliyorum
Seninle yaşadığımız her şeyin benim hayrıma olduğunu kabul ediyorum.
Bu yüzden ben seni affetmeye niyet ettim
Ve artık seni affediyor sevgiyle serbest bırakıyorum
Kendimi de affediyorum
Tüm yaşadıklarımızdan ders almayı seçiyorum.
Bundan sonra Sen yolunda özgürsün ben yolumda özgürüm.