Kıran kırana bir rekabet tarzı vardır, işte ya da evde üstünlük sağlama çabasındadır.
Her şeyin karşılıklı olması, kazanma – kaybetme anlayışının hüküm sürmesi ve güçlünün egemenliği konusunda ısrarcıdır.
“Başkalarının kaybetmesi ya da yoksun kalması önemli olmaksızın her şeyi elde etmekte hak sahibiyim – ben yukarı çıktıysam, merdivenin durmasına da gerek yok” diye düşünür.
Mülkidir, ” Bu benim; benim muhitimde benim borum öter” iddiasındadır, ” istiyorum” ile ” bu benim” arasında ne bir es verir ne de ayrım yapar.
Eleştiriye aşırı duyarlılıkla yanıt verir, en nezaketli geri bildirimler, hoş mizaçlı yorumlar, mantıklı öneriler dahi eleştiri olarak algılanır.
Başkalarına karşı aşırı eleştireldir.
Kendisiyle aynı fikirde olunmaması ya da yanıldığının, noksanının, aşağı kademede olduğunun ve hatasının gösterilmesine tahammül edemez.
Özür dileyemez ya da affedemez.
Bir grup içinde ” herhangi biri” olarak bulunamaz, oradaki en önemli insan, ilgi merkezi, en yüksek mevkideki kişi olmalıdır; örneğin benmerkezcil bir insan “konumuna” yakışan bir biçimde hizmet görmez de alelade insanlarla bir kuyrukta beklemek durumunda kalırsa buna içerleyebilir.
Mütemadiyen statü kaygısı yaşar, böyle olunca da herkes tarafından devamlı onaylanma ihtiyacı duyar.
Uzlaşamaz, hatta bazen konu hakkında görüşme dahi yapamaz.
” Saygınlığını” savunma sebepleri, egosunu savundu sebeplerle sıklıkla aynıdır.
İncindiğinde ya da kendisine bir biçimde zıt düşüldüğünde kindar ve hain olur, affetmeye gücü yetmez ve olanları unutamaz.
Hayat boyu kin tutabilir.
Bir şey yanına kar kalmadığında ya da bir biçimde olayın dışında kaldığında öfkeden köpürür.
Suçüstü yakalandığında bile savunmacı bir cevabı veya bir mazereti vardır.
Kolaylıkla yalan söyleyebilir.
Başkalarının acılarını ya da ihtiyaçlarını fark etmeden onların hislerine saygısızlık edebilir.
Statüleri ne olursa olsun başkalarına tepeden bakar, kibir kendini başkalarıyla karşılaştırmak üzerinden gelişir, buradan da ” ben başka insanlardan üstünüm ya da daha iyiyim” düşüncesi doğar.
” Daha aşağıda” olduğunu düşündüğü insanları hafife alır.
Başkalarının yıkık hale gelmelerine ya da hata yapmalarına gizliden gizliye veya açıktan açığa sevinir.
Ne denli iyi niyetle teklif edilirse edilsin ya da ne kadar gerekli olursa olsun asla yardım istemez ve yardım kabul edemez, dolayısıyla minnettar olmayı red eder ya da hiç kimseye karşı müteşekkir olamaz.
Organizasyon ve düzen konusunda ısrarcıdır, fikir ayrılığı durumuyla ya da rutininin değişimiyle strese girer, bu sebeple her şey ” benim bildiğim gibi” tarzıyla yürümek zorundadır.
Kendi hatalarına gülemez.
Sevgili Gönül Dostum güzel kalbinizden öperim 🙏🏻💕🌸🙋🏼
😌🙏🏻🌿 Her dem, bütünün hayrına olması niyetiyle 😌🙏🏻🌿