Bir insanla tanıştınız. Onunla göz göze geldiniz ve sanki sizi gemiye çeken bir ışına yakalanmış gibi hissettiniz. Manyetik çekim öylesine güçlü ki, daha önce tecrübe ettiğiniz hiçbir şeye benzemiyor. Ve şunu biliyorsunuz: “Bu tam da aradığım şey, bu tüm hayatım boyunca beklediğim şey. Bundan sonra sonsuza dek mutlu yaşayacağım. Beni bütün yapan ve tamamlayan kişiyi buldum.” Doğru mu?
Yanlış! Ruh İkizi macerası birinci sırada romantizm olan bir yolculuk değil ve bunu zor da olsa öğrenmemiz gerekiyor. Özellikle başlarda kocaman balonlarla yazılan o büyük aşk kavramı ansızın patlamadan önce. Çok geçmeden 3B realiteye döneceğiz ve egolarımız bizi tekmelemeye başladığında acı içinde bir ileri bir geri çekilmeye başlayacağımız yeni normalimize ulaşacağız. Bu da bizi çoğu durumda acılı bir ayrılığa götürecek. Ruhumuzun bir yarısını 7/24 kafamızda tutmak o kadar da yardım edici değil. Delirecek gibi hissediyoruz ve tüm korkularımız, negatif semptomlarımız ortaya çıkıyor ve kendimize soruyoruz: “Beni buraya getiren şey neydi, ve neden bir türlü bunun içinden çıkamıyorum?”
Ruh İkizi fenomeniyle, bunun süreci ve içinden geçeceğimiz aşamalarıyla ilgili çok fazla yazılar yazıldığından artık bunları tekrar etmemize gerek yok. Pek bahsedilmeyen ve asıl anlamamız gereken bunun amacı ve Ruh İkizleri arasındaki enerji dinamikleri ve bunun nasıl çalıştığı. Bu ikisini ve enerji dilini anlamak, bu yolculukta gerçekten ve tümüyle ileri gitmemize yardımcı olacak.
Ruh İkizleri neden burada?
Genelde yaptığımız yanlış, bu ikiz-alev bağlantısını romantik bir deneyim gibi anlamak. Çünkü duygular çok derindir ancak, onlar birinci sırada değiller. Romantizm ancak daha ileri aşamalarda kekimizin kreması olabilir. Ama buna ulaşana kadar daha yapacak çok işimiz var. Şimdilik, bu fikirden ne kadar çabuk kurtulursak o kadar hızlı ilerleriz. Bu aşk kelimesi balonu bizim için kişisel bir yemden başka şey değil. Burnunun ucunda havuç tutulan bir tavşan gibiyiz ve bu bizi ilerlemeye teşvik ediyor. Bu sanki, evrenin bizim için şöyle söylemesidir: “İşte bu sahip olabileceğin bir şey. Şimdi Dünya üzerindeki cennetten bir yudum al bakalım. İşte bu sana 5B’de olmanın hissettireceği şey. Ama şimdilik 3B’deki işimize dönüp çalışmaya devam edelim.” Bizler için en sevdiğimiz, en çok istediğimiz şeyi bırakmak en acı şey gelir. Terk edilmiş, gözden çıkarılmış, istenmeyen, tamamen kafası karışmış ve tükenmiş hissederiz. Karşımızdaki kişiyi kovalamaya ya da kaçmaya kalkarız. Cevaplar aramaya başlar, ikiz alevlere dair yazılmış makalelere dalarız ve bunun daha önce yaşadığımız herhangi bir şeyden farklı olduğunu öğreniriz. Ruhsal dünyaya atılmışızdır ve hızla yeni bir gerçekliğe uyanmaktayızdır. Bu daha önce hiç denemediğimiz bir roller coaster yolcuğudur ve sadece bitmesini isteriz. Tek istediğimiz, artık bu insanla beraber olmaktır.
Sadece bunun nasıl olacağını bilememekteyizdir, çünkü kafamız öğrenilmiş davranış kalıplarıyla buna 3B/EGO/zihin seviyesinde çözümler aramaktadır. Kesin olan şu ki, cevaplarımızı asla 3B perspektifinden alamayacağız. Toplumsal geleneklerden eğitime, okul ve kiliselerden haberlere, devletlere ve pazarlamaya kadar bu 3B matriks programlamasından öğrendiğimiz ve aldığımız hiçbir şey bu deneyime uymamakta ve bunu açıklamakta yetersiz kalmaktadır. Dahası, ruh ikizi macerası bizi tüm bu şeyleri bırakmaya zorlar. Ancak ve ancak bundan sonra bir yeniden birleşme mümkün olabilir. Neden böyle olduğunu şimdi inceleyeceğiz.
Ruh ikizleri öncülerdir ─ statü/EGO anlamında değil, ruhsal anlamda. Bu insanoğlu ve dünya gezegeninin hizmetinde olmakla ilgili, insanları kendi özlerine dönüşlerinde yardım etmekle ilgili bir liderliktir.
Bunun gerçekte ne olduğunu ve neden bu kadar değişim dönüşüm gerektirdiğini anlamak için ruh ikizlerinin gerçek amaçlarını incelememiz gerekiyor:
1. Yeni Dünya Enerji Izgarasının Yaratılması ve Güçlendirilmesi
2. Gezegen ve İnsanlığın Uyanışını Desteklemek
2. Soyların ve Kolektif Bilincin Şifalandırılması
4. Yeni İlişkileri ve Aile Şablonlarını Öğretmek
5. Yeni Sosyal Şablonları Öğretmek
Şimdi… Ruh ikizlerinin amaçlarını öğrendiğimize göre artık biraz daha derine dalıp bu ikiz alevlerin dinamiklerini inceleyelim ve bize ne olduğunu, bu sürecin başta neden bu kadar zor ve acılı olduğunu anlamaya çalışalım. Bu ilişkinin enerjisel dinamikler anlamında nasıl çalıştığını anlamak da çok önemli. Ancak böylece bunu bir ilerlemede kullanabilir ve içsel huzur ve dengeyi sağlayabiliriz.
Bakış I – Ruh ikizin sensin
Şunu anlamak zorundayız: İkizimiz biziz. Bizler iki bedende bir ruhuz. Bu yüzden, Onu her ne için suçluyor ya da neyle yargılıyorsak aslında kendimizi aynı şeyle suçluyor ve yargılıyoruz. Onlar bizim nihai aynalarımız ve Onlar bize kendi iyileşme ve gelişimimiz için neye ihtiyaç varsa onu veriyorlar. Bu her zaman egomuzun istediği şey olmaz. Bu yüzden Onu sizi görmezden geldiği için suçladığınızda siz neden kendinizi görmezden geliyorsunuz? Onları hisleri hakkında dürüst olmamakla suçladığınızda siz nerelerde kendinize karşı dürüst olmadınız?
Bakış II – Hepsi seninle ilgili
Her şeyin kendimizde bittiğini artık anlamamız lazım. Eğer kendimizi iyileştirirsek diğer yarımızı da iyileştiririz.
Burada ben ya da O yok. Burada sadece “biz” var. Ve ne kadar hızlı kendimize, kendi sorunlarımıza, kendi iyileşmemize odaklanırsak ikimiz için ve insanlık için de frekansımızı o kadar hızlı arttırırız ve bütün için dengeyi yakalarız. İçimizdeki çocukla ve egoyla çalışmak, korku frekanslarını sevgiye çevirecek enerji dilini öğrenmek ve affetme ile şükran duyma üzerine çalışmak bu konuda kilit rolü oynarlar. Bu süreç bizi ilahi asıl benliğimiz olmaya ve üzerimizde bize uymayan ne varsa düşürmemize götürür. Üzerimizdeki her sahte katmanı soyup attıkça da süreç bizi daha çok tahrik eder ve sonunda kendi öz-sevgimizi geri kazanırız. Bu hâl kendinden şüphe duymayan, incinmeyen, güvensizlik ve korkunun uğramadığı bir haldir.
Tam bu noktada egomuz söze karışacaktır: “Ben burada tüm bu çalışmayı üstlenirken O neden hiç emek harcamıyor?” Pekala… Daha net bir anlayış için bir sonraki maddeyi okuyun.
Bakış III – Kadın lider konumdadır
Bunu anladığımızda farkındalığımıza karışacak ikinci parçamız dişil özellikleri ve erkek enerjilerini taşıyor olacak. Dişil enerji yaratıcı enerjidir. O sezgiyle ve yüreğiyle yaratarak niyeti belirler. Ardından, eril enerji ve yaratıcı enerji bunu takip eder ve hayata geçirir. Bu başka türlü olamaz. Bu yüzden, eğer bağlantıda siz daha dişil tarafsanız (dişil enerjinin daha fazlasını siz taşıyorsanız─ki bu cinsiyetinizden bağımsızdır) bunu kabul edecek olan sizsiniz. Eğer alıp iyileştirmesi için ikizinizi bekliyorsanız daha çok beklersiniz. Bu asla olmayacak çünkü O (erkek olan) ancak sizin enerjinizi takip edecek. Eğer enerjetik alanda sizin duruşunuz bekleme ya da korku tabanlı ise O (erkek taraf) da aynısını yapacak. Eğer siz ilerlemeyi seçer, bir şeyleri değiştirir, görevinize atılır, korkularınızı bırakır ve size ait olmayan şeylerden kurtularak kendi kalbî gerçeklerinizi takip etmeye başlarsanız O da arkanızdan gelecek ve aynısını yapacaktır. Üstelik bunlar hakkında kendisiyle 3B fizik realitede konuşmanıza da gerek yok. Kalp çakralarınız vasıtasıyla birbirinize bağlı olduğunuz için Ona enerjik düzlemde ilham vereceksiniz. Dişil taraf olarak öncülük edip korku ve travma motifini ne kadar dönüştürürseniz eril taraf da şifalanmış halde sizi izleyecek ve yeniden birleşmeyi hayata geçirecektir. Daha çok dişil taraf niyetini belli edecek ve geleceği gerçekleştirme için yolu temizleyeceği enerjetik fırsatları yaratacaktır. Şunu anlamalısınız ki erkeğin işini yapması için size ihtiyacı var.
Bakış IV – Sessizlik altın değerindedir
Bakış V – Anahtarı içimizdeki çocuk tutuyor
O yüzden, çocukluğumuzda büyürken, yaralanmış ve incinmiştik çünkü tüm bu programlamalarla özümüzde getirdiğimiz esin ve duygu uyuşmuyordu. Bugün yaşadığımız tüm korkularımız ve travmalarımız işte o dönemden gelmektedir. Her bir zorlukla karşılaştığımızda zihnimiz geçmişten kalma o sıkıntılı anıları çağırmakta ve bizi aynı korumacı, aciz çocuk bilinciyle etkilemektedir. Bu da öfke atakları, ağlama ve mutsuzluk olarak bize döner. İçimizdeki çocuğu iyileştirmeyi ve bu kalıplardan kurtulmayı akıl edene kadar da kendimizi hep aynı çıkmazın içinde buluruz. İçimizdeki çocuğu farkettirip tetiklemede ruh ikizimizden iyisi yoktur. Biz halen kendimizi sabote modundayken, içimizdeki çocuk egonun besinidir. Ona korku kalıplarını hatırlatarak bizi bloke eder. Eğer içimizdeki çocuğu en iyi dostumuz yaparsak ego yeterli enerjiyi bulup araya giremeyecek ve titreşim yükselmeye zorlanacaktır. Neticede de korku kalıpları sevgi kalıplarına doğru yol alır.
Bakış VI – Duygularla hareket etmek iyidir!
Bağırma ve ağlama yüzünden kendimizi suçlamadan önce arka taraftan bakıp bu tepkilerin üzerimizdeki zararlı enerjilerin boşalması için bir fırsat olduğunu anlamamız ve buna minnet duymamız gerekiyor. Bunu balık zehirlenmesiyle kıyaslayabilirsiniz. Mideniz sizi kusturacak doğal bir refleks sergiler. Eğer bu refleksle savaşır ve besini midede tutarsanız çok hastalanır, hatta ölebilirsiniz. Kendinize büyük bir iyilik yapın ve bundan sonra böyle enerji boşalmalarıyla karşılaştığınızda bu fırsat için şükran duyun ve bunu onunla vedalaşmak için kullanın. Bu tecrübenizi
anında daha yüksek bir titreşime taşıyacaktır.
Bakış VII – Görevinize şimdi başlayın
Bakış VIII – Biz dönüştürücüleriz
Bunu mikro seviyede çözdükten sonra insanlık için geniş bir ölçekte yankı bulacak kolektif bir şifalanmaya atılıyoruz. Bu ilk etapta çok başa çıkması zor olabilir ve alışana kadar enerjiyi dönüştüren kalp çakramız için acı verici olabilir. Ama şunu anlamamız gerekiyor: Bizden daha büyük bir organizmanın parçasıyız. Belki şimdi karaciğer hücrelerinizin gözünden hissedip toksik alkolü vücuttan atmak için nasıl bir mücadele verdiğini anlayabilirsiniz.
Başka bir yolla daha enerji dönüştürme yapıyoruz. Dünyaya inen tüm yüksek enerjiler bu gezegende vücutlanmak zorunda. Böyle enerjileri alırız ve insanlar ya da dünyanın almaları için uygun hale getiririz.
Bu yüzden lütfen dikkat edin. Eğer düşük, yalnız, moralsiz, üzgün vs hissederseniz bunları kolektifte dönüştürmek için muazzam bir iş yapıyorsunuz. Enerji boşalmalarını kutlayın ve onları mutlaka enerjiyi yükseltmede kullanın. İşte, ışık işçisi görevi budur! Işık ile karanlık arasındaki savaş açık ve açıkta bir savaş değildir. Bu hepimizin kendi içinde cereyan eden bir savaştır ve hangisine enerji vereceğimizi biz seçeriz. Bilgece seçin. Sevgiyi seçin.
Bakış IX – Artık 3B okulunu bitirmeliyiz
Bakış X – Eski hayatın yok olacak
Hımm… Üzgünüm… Peki bu gerçekten doğru mu? Birinin sizde nasıl böyle bir etkisi olabilir? İkiz alevler deneyimi sizi bir sebeple sallayıp silkeliyor ve sizi en derin seviyede zorluyor. O sizi kendi ruhsal özünüzü keşfetme ve en gerçek, en özgün siz olma yolunda zorluyor. Bu da sizi size ait olmayan her şeyi bırakmaya, içsel gerçekliğinizle örtüşmeyen her şeyden kurtulmaya itiyor. Bu yüzden, siz gitmesine izin verene kadar, sadece başkalarını memnun etmek için yaptıklarınız, başkalarının beklentilerini yerine getirmeye dayalı tüm davranışlarınız acı acı yüzünüze çarpmaya devam edecek. Aksi halde ev, para, insanlar gibi büyük kayıplar yaşayacaksınız. Siz bu sürece direnç gösterdikçe de o daha zorlaşacak. Bu şekilde tüm zorlu koşullara rağmen evrensel akışa güveniyor muyuz, bu test ediliyor. Tüm bağımlılıkları ve kontratları bırakarak tam özgürlüğe ulaşmamız bekleniyor. Tüm programlanmış kalıpları ve inanç sistemlerini bırakmaya ve bu 3B matriksten kurtulmaya zorlanıyoruz. Yeni Dünyada bu eski enerjilere yer yok. Mutlu ve bütün olduğumuzda bunlara ihtiyacımız olmadığını zaten anlayacağız. Kısacası: Öz-sevgiyi bulma yolculuğundayız. Kaynağın enerjisini kendimizde taşıdığımız sürece Tanrı’ya bizi en çok yaklaştıracak öz-sevgisini bulacağız.
Bakış XI – Kavuşma ancak çok yüksek titreşim seviyesinde mümkün
Sevgili Gönül Dostlarım, Büyüden Korunma Ritüelini sizlerle paylaşmak istiyorum. Bir küçük siyah torbaya biraz toprak,…
Sevgili Gönül Dostlarım, Sınırsız zenginlik için kubera mantrasını Om Shreem, Om Hreem Shreem, Hreem Kleem…
Sevgili Gönül Dostlarım, Eski Sevgiliniz ile barışmak mı istiyorsunuz ? İşte bunun için sizlerle çok…
Düşman Korkusundan Kurtulmak İçin Okunacak Dua
Rahman ve Rahîm olan Allah’ın ismiyle. Allah’ın ismiyle sana okurum. Allah sana şifâ versin. Ey…
Hazret-i Âişe -radıyallâhu anhâ-’nın anlattığına göre Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, rüzgar estiğinde ve gökyüzünde…