Küçük Defetme Pentagram Ritüeli, sadece psişik gücü artırmak üzere meditasyon veya ritüel çalışmasından önce uygulanan bir hazırlık veya temizlik ritüelinden çok daha fazla şeyi içerir. Bu açıdan bakıldığı zaman ritüel farklıdır, ortamı çalışma için temizler, oysa esasen defetme ritüelinde önceden çağrılan veya davet edilen enerji gönderilir veya dağıtılır. Ritüelin ayrıca davet şekli de vardır ve örneğin ritüel çemberin Dört Yönünde mevcut Elemental enerjilerden biriyle rabıta kurmak için kullanılabilir.
Pentagram Ritüelinin defetme şekli düzenli bir şekilde üç – altı ay uygulanmalıdır (bu günde üçten haftada üç defaya kadar değişebilir), ritüelin mekanizması ve etkilerini öğrenmenin bu staj döneminden sonra, davet/çağrı (invokasyon) şekli ile devam edilmelidir.
“Daha doğrusu hazırlık döneminde Pentagram ritüelini defetme veya kapatma şeklinde çalışmanızı öneririz. Kapatmayla ritüeli kapatma kastedilmemekte, ama varlığınızı zararlı etkilere kapatmak kastedilir. Açılma terimi aksine davet edilen güçlere varlığınızı açmaktır.”
Böylece, çalışmamızın bu evresinde, aşağıdaki şekilde çalışmak gerekir:
Çalışma yerinizde mum ve tütsü yaktıktan sonra:
Ortamı kirleten psişik etkileri temizlemek üzere Pentagram Ritüelinin defetme şeklini uygulayınız.
Düşüncelerini toparla ve mümkün olduğu kadar derin gevşe.
Kendinizi psişik ve ilahi etkilere açmak için Davet Pentagram Ritüelini yapınız.
Seçtiğiniz çalışmayı uygulayınız : nokta üzerinde tefekkür veya ilahi isimlerle çağırmak, veya ikisi.
A) Nokta üzerinde Tefekkür: Direkt metottur. Bu çok zordur çünkü düşünmediğini bile düşünmediğin bir içsel boşluk halini yaşamanız gerekir… Tam bir zihinsel boşluk bizim Keter ile irtibat kurmamızı sağlar. Gözleriniz kapalı olarak bir ışık küresi imgeleyiniz. Gergin olmayınız. Bu küre giderek küçülüp küçücük parlak bir noktaya dönüşünceye dek imgeleyiniz. Bazen deneme başarılıysa, nokta o denli parlak ki siyah gibi gözükebilir. Bu evrede Keter enerjilerine ulaştığınızı anlayacaksınız.
B) İnvokasyon: direkt metot. … İlk çalışmalarda, İlahi İsimleri şuuru kaba seviyelerden yüksek seviyelere yükseltmek üzere: Asiyah’te, Yetzirah’te, Briyah’ta, Atzilut’te sırasıyla telâffuz ediniz. Sonra 8-15 günlük uygulamadan hemen sonra, şuur seviyesi en kabaya ininceye dek rezonansı düşürmek üzere İlahi İsimlerinin sırasını terse çevirerek ikinci bir İnvokasyon uygulayınız.
Çalışma yerinden çıkınız. Pentagram Defetme Ritüeli tekrar uygulamayınız. Esasen, enerjileri içinizdedir ve onları orada bırak. [ii]
Bu ritüelin anlamı birçok açıdan özgündür:
Küçük Pentagram Ritüelin hem aktif, hem de pasif fazları olduğunu gösterir.
Sefirot meditasyonlarına bir hazırlık olarak kullanılabilir.
Kürelerin (sefirot) de İsimlerin iki fazları vardır ve klasik yukarıdan aşağı yönünden farklı da kullanılabilir.
Enerjiler davet edilip içimizde bırakılır ve bir süre özümsendikten sonra gönderilip bertaraf edilmemektedir.
Bu ritüel defetme olarak uygulandığında ve hemen peşinden her Dört Yön için İlahi İsimleri kullanarak davet pentagramları yapıldıktan sonra, sanki ıslak bir battaniye tarafından sarılmış gibi hissedilen yoğun bir ağırlık yaşanır. Bu enerjinin mümkün olduğu kadar iyi bir şekilde özümsenmesi gerekir, ondan sonra mevcut herhangi bir fazla enerjiyi dağıtmak üzere ek ve nihai bir defetmenin uygulanması gerekir. Bazı durumlarda, enerji daha dayanılırdır ve defedilmesi gerekmez ve onun yerine uygulayıcı tarafından taşınır ve böylece genel enerji seviyesini yükseltilir. Bu ağırlığın sebebi, kullanılan pentagramın toprak pentagramı oluşundandır ve birlikteliğinde çağrılan enerjilerin son derece gerçek ve somut bir hissini getirir. Kısaca, bu enerjiler duyu sınırın ötesinde var olmaktadırlar ve bulunduğumuz ortamımıza tezahür olabilmek için kendilerine bir yol aramaktadırlar.
Ritüelin birleşik defetme ve davet şekillerinde deneyim kazanıldıktan sonra, ritüel dairenin her bir Dört Yönü için açma kapama şekillerine geçmek önerilir. Bu ritüel çalışma uygulayıcının becerisine göre altı – dokuz ay sürmelidir.
Burada formül aynıdır, tam bir defetme yapınız, ritüelin son Kabalistik Haç kısmında, Doğuya dönünüz, bir çağrı pentagramı yapınız (Toprak türü, çünkü şimdilik bildiğiniz tek şekli budur), Doğunun İlahi İsmini kullanınız ve Doğu Yönünün açık olduğunu beyan ediniz.
Ek olarak, Küçük Pentagram Ritüeli konusunda iki uygulama daha vardır.
Öğrenci dört pentagram tarafında sarıldığını ve üstünde ve altında birer heksagram (altı köşeli yıldız) olduğunu imgeleyebilir. Bunlardan her ikisi yassı olmalıdır, böylece ritüel mekana bir dam ve taban verilmiş olur.
Bir alternatif yöntemse kendinizi Harpokrates tanrısı [Not: susma işareti gösteren, işaret parmağı ağzına dayalı bir Mısır tanrısı, enerjinin dışa akmasını önlemek pozu] şeklinde imgelemektir, böylece auradaki güç majisyene geri yoğunlaştırarak güç artışı sağlanmış olur.
“Bu çalışmaların uzun süre düzenli yapıldığında, husumet besleyen herhangi varlık veya şey kurduğu sınırı geçmesi imkansızdır. Işığını onunla temas kuran herkese yayacaktır, böylece ondan erdem alacaklardır.” [iii]
Crowley, ayrıca bu ritüeli yaptığımızda, kendimizi Kabalistik Hayat Ağacında Samek ve Peh yollarının kesişme noktasında düşünebiliriz. Böylece Doğuda Tifaret’e bakarız,sağımızda Netzah, solumuzda Hod ve arkamızda Yesod vardır. Sağ ayağımızla öne çıkarak ritüelde verilen İsimleri titreşimsel bir sesle söyleyiniz. Sonra tekrar dönüp Başmelek isimlerini söyleyiniz, sonra bir daha dönerek melekler grubunun isimlerini söyleyiniz. Eğer ritüel doğru yapılırsa, melekler spontane olarak gözükür, aynı şekilde altımızda ve üstümüzde heksagramlar da gözükür.
“Bu ritüeli sadece ruhları çağırıp göndermek için teknik olduğunu düşünenler ona sahip olmaya laik değildir. Doğru bir şekilde anlaşıldığı zaman o Metallerin İlacı, Bilginlerin Gerçek Taşıdır. [iv]”
Doğa Filozofları Kabala Kursunda Küçük Pentagram Ritüelinin iki şeklini vermişlerdir. İkincisi Kabala Kursunun sonunda gözükür. [v] Burada ritüel biraz değiştirilmiştir ve ritüelin uygulanması hakkında özel bir not verilmiştir:
“Hızlı ve dikkatli bir şekilde Pentagramları büyük çizin. Özellikle uçlarını birleştirmeye dikkat ediniz, çünkü unutmamak gerekir ki, dışarıdan gelen negatif güçler uygun bir şekilde kapatılmamış herhangi bir çizgi, ‘kırık bir sembol’, açık kapı ararlar. Farklı planların eşiği bazen nahoş sürprizler saklar ve ilk başından iyi alışkanlıklar edinmekte fayda vardır.” [vi]
Pentagramlar Elemental renklerde imgelenir: parlak sarı (Hava), kırmızı (Ateş), elektrik mavisi (Su) ve parlak yeşil veya kiremit rengi (Toprak). Kullanılan İbrani isimler: İlahi İsim, coğrafi yön, Elemental renk, Dört Yönün melekleri, böylece:
Doğu – YHVH, Mizrah, Ruah, Hassan.
Güney – Elohim, Darom, Eaş, Aral.
Batı – El, Marab, Maim, Talihad.
Kuzey – Adonay, Tzafon, Aretz, Forlok. [Not: burada verilen İlahi İsimlerin düzeni Altın Şafak sisteminden biraz farklıdır. K.M.]
İsimler her bir pentagram çizildikten sonra titreşimsel bir sesle söylenir. Bunlar tamamlandıktan sonra, uygulayıcı bir an durur ve pentagramları uygun renklerde parlayıp ışıladıklarını ve parlak beyaz bir çemberle birbirine bağlandıklarını imgeler. Başmelekler beşeri şekilleriyle değil de, soyut kavramlar şeklinde imgelenir.
Rafael [İsrafil] muazzam bir rüzgar veya üzerinde mor işlemeli rüzgarda dalgalanan bir sarı kumaş olarak imgelenmelidir.
Mikhael [Mikayil] tabanında kırmızı kabzalı ışıldayan bir kılıç bulunan arada bir yeşil kıvılcımlar saçan kırmızımtırak bir alev sütunu olarak imgelenmelidir.
Gabriel [Cebrail] arada bir gözüken turuncu pırıltılarla bezenmiş açık mavi bir sis sütünü olarak imgelenmelidir. Tabanında derin mavi kristal tabanında gözükür.
Auriel [Oriyel veya Azrail] Hızlı bir şekilde dönen bir kum fırtınasını andıran terse dönük (geniş kısmı altta, ince üstte) huni şeklinde bir bulut ve tabanında bir demet buğday imgelenmelidir. [vii]
“Batı okült felsefesinin temelinde İlahi Tefekküre katılan insanın esasen zihinsel olan bir dünyanın hakimiyetini Tanrıyla paylaştığını öngörür. Eğer mevcut şekliyle dünya tatmin etmiyorsa, onunla ilgili vizyonumuzu değiştirelim ve o birlikte değişir. İnsanoğlu algıladığı her şeyi kullanabilme olasılığına sahiptir, çünkü algıladığı her şey bir şekilde onun varlığının bir parçasıdır. Dolayısıyla, içsel iradesini gerçekleştirmekle bilincinde olduğu evrenin tamamına hakim olabilir.” [viii]
“İlave edelim ki kim Gerçek İradesini gerçekleştirirse, evrenin bütün enerjisi onu desteklemek için arkasındadır. Ama bilinçsiz olup da kendi Gerçek İradesine karşı davranan gücünü kaybeder. Çevresini etkin bir şekilde etkilemede şansı yoktur.” [ix]
Bundan dolayı insan kendisine evrende herhangi bir gücü çekebilir, yeter ki o güce uygun bir kılıfta dönüşüm yaratsın. Böylece o güç ve kendisi arasında bir rabıta kurulabilir. Ama kendisini evrenle ayrı ve muhalif hissediyorsa, bu sahip olduğu akışlarını yönetme yetisine karşı engel oluşturmaktadır. Zihinsel kalıbı onda izolasyon işlevini görür.
Batı dünyasında çok sayıda maji “ekolleri” vardır, ama nihai analizde bu ekoller bazı doktrin farkları içerseler de Batı Hermetizmin dört temel geleneksel ilkesini paylaşmaktadır:
Bilim adamlarının evreni – tüm realitenin sadece ve sadece bir parçasıdır.
İnsan iradesi geliştirilebilen, talim edilebilen ve odaklayabilen gerçek ve somut bir güçtür. Bu irade sonra disiplin edilebilir ve çevrede değişiklik yaratmak, olağandışı etki ve sonuçları meydana getirecek hale getirebilir.
Bu irade hayal gücü tarafından yönlendirilebilir. Yaratma aktif ve pasif bir gücün sonucunda oluşur.
Evren rasgele unsurlar ve etkilerin sonucunda varolmadı, ama düzenli bir tekabül sisteminin ürünüdür. Bu tekabüller konusunda derin bilgi sahibi okültist faydalı gördüğü her türlü amaçlar için kullanabilir.
Sevgili Gönül Dostlarım, Büyüden Korunma Ritüelini sizlerle paylaşmak istiyorum. Bir küçük siyah torbaya biraz toprak,…
Sevgili Gönül Dostlarım, Sınırsız zenginlik için kubera mantrasını Om Shreem, Om Hreem Shreem, Hreem Kleem…
Sevgili Gönül Dostlarım, Eski Sevgiliniz ile barışmak mı istiyorsunuz ? İşte bunun için sizlerle çok…
Düşman Korkusundan Kurtulmak İçin Okunacak Dua
Rahman ve Rahîm olan Allah’ın ismiyle. Allah’ın ismiyle sana okurum. Allah sana şifâ versin. Ey…
Hazret-i Âişe -radıyallâhu anhâ-’nın anlattığına göre Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, rüzgar estiğinde ve gökyüzünde…