KUZEY AY DÜĞÜMÜ YENGEÇ BURCU KADERSEL ASTROLOJİK ETKİLERİ

Kuzey Düğümü Yengeç Burcunda ve Kuzey Düğümü 4. Evde

Geliştirilecek Nitelikler

Bu alanlarda çalışmak gizli yeteneklerin ve becerilerin ortaya çıkmasına yardımcı olabilir.

•  Duyguları fark etmek ve geçerli kılmak

•  Empati (bir başkasının duygularını anlayabilmek)

•  Başkalarını (fiziksel, zihinsel ve duygusal olarak) beslemek ve desteklemek

•  Kendi temelini ve güvenliğini oluşturmak

•  Duygularını ve güvensizliklerini dürüstçe açıklamak

•  Alçakgönüllülük

•  Başkalarının zaaflarını ve değişen ruh hallerini yargılamadan kabul etmek  

•  Kendi duygularında merkezlenmiş olarak kalmak

Geride Bırakılacak Eğilimler

Bu eğilimlerin etkisini azaltmaya çalışmak yaşamı daha kolay ve daha zevkli kılmaya yardıma olabilir.

•    Her şeyi ve herkesi kontrol etme ihtiyacı duymak

•    Durumu tam olarak anlamadan yönetimi üstlenme konu­sunda zorlayıcı bir istek duymak

•  Süreci ihmal etmek; hedefe aşırı odaklanmak

•  Her şeyden tümüyle sorumlu olduğunu hissetmek

•  Yakın ilişkilerde duygularını ve korkularını saklamak

•  Başkalarının saygısını ya da hayranlığını kazanmak için bir şeyler yapmak

•  Başkalarının duygularını gözetip, kendi duygularını ihmal et­mek

•  Tümüyle dürüst olan şeyi yapmak yerine “toplumsal olarak kabul gören” şeyi yapmak

•  Bir şeyin önemli olabilmesi için zor olması gerektiğini düşün­mek

KAÇINILACAK TUZAK

Yengeç Kuzey Düğümü insanının farkında olması gereken Aşil’ in topuğu, onun kontrol etme gereksinimidir (Eğer ben onların yaşamlarım toparlayabilirsem, ondan sonra rahatlayabilir ve sa­vunmasız olabilirim). Ama gerçek şu ki, o asla, kendisi olmanın güvenli olduğunu hissedecek kadar durumları ya da başka in­sanları yeterince kontrol edemez. O, davet edilmeden insanların yaşamlarındaki durumların sorumluluğunu üstlenmeye çalıştı­ğında, başkalarının sorumluluklarını uygunsuz biçimde gasp ediyor olur.

Bu insanın kaçınması gereken tuzak, sonu gelmez bir ka­bul ve tasdik edilme arayışıdır (“Eğer başkaları benim katkımı saygıyla kabul ve tasdik ederlerse, kendimi iyi hissetmeye başla­yabilirim”). Ama bu dipsiz bir kuyudur: Başkaları onu doyuma ulaşmasını sağlayacak kadar yeterince kabul ve tasdik edemez­ler. O ancak (başkalarını destekleyici bir biçimde besleyerek) yaptığı katkının önemini kendi içinde kabul ve tasdik ettiğinde kendisini doyuma ulaşmış hissetmeye başlayacaktır.

Sonuçta, o savunmasız olmanın güvenli olduğunu hissede­cek kadar yeterince otoriteye asla sahip olmayacaktır. Bir nok­tada o şansını denemeli ve kim olduğunun ve ne hissettiğinin gerçeğini başkalarına bildirmelidir: Güvensizliğini, reddedilme ve terk edilme korkusunu, yetersizlik duygusunu açığa vurmalı­dır. İroni şu ki, o başkalarının onun gerçekten kim olduğunu görmelerine izin verebildiğinde, en nihayet tam bir güvenlik ka­zanır çünkü duygularını açığa vurarak kendisinin sorumluluğu­nu daha derin bir düzeyde üstlenmiş olur.

BU İNSAN ASLINDA NE İSTER ?

Bu insanın aslında istediği şey, her zaman yaşamının her alanı­nın mutlak kontrolüne sahip olmaktır. O başaracak güce sahip olduğunu düşünmeye doymaz bir ihtiyaç duyar. Ancak, bu hede­fe ulaşmak için, o kendi duyguları ve güvensizliğiyle temasta kalmalı ve kendisiyle ilgili gerçeği başkalarıyla paylaşmalıdır.

Güvensizliğini kabul ve tasdik etmek Yengeç Kuzey Düğü­mü insanına dış dünyada başarılı olmasını sağlayacak sağlam bir temel verecektir, çünkü o artık duygularını gizlemeye ya da bas­tırmaya çalışarak kendi kendisiyle mücadele ediyor olmayacak­tır. Bu ona hedeflerine erişmesini sağlayacak dingin, içsel bir ke­sinlik verir. Ve kendi duygularını kabul ve tasdik ederek, o diğer insanların duygularıyla ilgili farkındalığını geliştirecektir. O diğer insanların farkında kaldığı ve onları desteklediği sürece, kendi yolunda ona yardımcı olacak desteği kazanacaktır.

YETENEKLER/ MESLEK

Yengeç Kuzey Düğümü insanı başkalarını (fiziksel, zihinsel, duy­gusal olarak) besleme ve destekleme yeteneğine sahiptir; dolayı­sıyla, başkalarını böyle besleme fırsatını veren herhangi bir mes­lek onu mutlu eder. İyi seçimler yemek işiyle uğraşmayı (lokan­talar, oteller, konuk ağırlama vs.), ev onarımı yapmayı ve evde çalışmayı içerir. O emlak alım satım işinde de çok başarılı olabi­lir. Ancak, böyle yatırımlarda içgüdülerini kullanmalı ve “önsezi­lerini” izlemelidir.

Bu insan sağlam ve doğru bir iş zekâsına, mükemmel bir pazarlık ve anlaşma yapma kapasitesine de sahiptir. O, işlerin üstesinden nasıl geleceğini ve iş hayatında nasıl başarılı olacağı­nı içgüdüsel olarak bilir. Ancak, mesleği sadece iş zekâsını kul­lanmayı içerdiğinde, o mutlu olmaz, çünkü bu ona çok “yavan” gelir. Mesleği, onun işle ilgili içgüdülerinden sadece başkalarını pratik ve malî olarak geçerli bir biçimde beslemek için bir arka perde olarak yararlanmalıdır.

Yengeç  Kuzey  Düğümü  İçin  Şifa Verici Onaylamalar

•  “Kontrol etmeye çalıştığım zaman, kaybederim.”

•  “Duygularımı paylaştığım zaman, kazanırım.”

•  “Başkalarının kendi yaşamlarının sorumluluğunu üstlenebi­leceklerini kabul ve tasdik ettiğim zaman, kazanırım.”

•  “Duygularımı göstermem uygundur.”

•  “Her şeyi her zaman yönetmemek uygundur.”

•  “Hiç kimse benim duygularımı geçersiz kılamaz.”

KİŞİLİK

Yoksunluk

Birçok Yengeç Kuzey Düğümü insanı son derece düzenli manas­tırlarda ya da benzeri yerlerde, katı kurallara bağlı, cemaat yönelimli dinî çevrelerde enkarnasyonlar geçirmiştir. Bu insan, ai­le ilişki ve etkileşimlerinin normal akışından ayrılmıştı. Onun karşılıklı dayanışma, insanların ruh halleriyle başa çıkma, kendi­sinin ve başkalarının doğal insani arzularını kabullenme konu­sundaki deneyimi sınırlı olduğundan, o diğer düğümsel gruplar­da yaygın olan aile ilişkilerinin içgüdüsel rahatlığından yoksun­dur.

Geçmiş yaşamlarda Yengeç Kuzey Düğümü insanı duygu­larını, içgüdülerini, cinsel arzularını ve fiziksel duyularından aldı­ğı zevki bastırmak üzere eğitilmişti. O yaşamlarda, kendini zevk verici şeylerden yoksun bırakmak ve disiplin başta gelirdi ve in­san olmanın zevklerinden yoksunluk saygı ve terfi ile ödüllendi­rilirdi. Bu enkarnasyonda bu insan hâlâ kendisi ile başkalarıyla kolay, dünyevi etkileşimler arasına bir duvar örme eğilimindedir. O, yaşamdan zevk almayı ertelemeye alışıktır ve çoğunlukla bu erteleme sürekli bir yadsımaya yol açar.

Bu insanın “yüksek bir hedefi” vardır ve o bu hedefe erişe­ne dek başka her şeyi askıya alır. Bu hedefe bir “kendi haklılı­ğından emin olma” duygusu bağlıdır ve o insani ayartıların onu oyalamasına izin vermez. Tek sorun bu hedefin daimi olmasıdır; ruhsal yüksekliklere erişmeyi hedefleyen bilinçaltı bir arzudan kaynaklanan sonsuz bir arayış olmasıdır. Ancak, bu doymaz bir hedef olduğundan, bu insan ilişkilere, eğlenceye ya da gerçekten yaşamaya zamanı olmadan, sürekli olarak çabalar.

Yengeç Kuzey Düğümü insanı, geçmiş enkarnasyonlar bo­yunca, hizmet ettiği yüksek amaca odaklanmış kalmak için ya­şama karşı duygusal tepkilerini bastırmak üzere eğitilmiştir. Ama onun kalbi insanlarla bağ kurmayı özler. O, sevdikleriyle bir aile duygusunu deneyimlemeyi çok arzular ama kendisini bu konuda beceriksiz hisseder. Onun disiplinli eğitim gördüğü o ka­dar çok geçmiş yaşamı olmuştur ki, bunu nasıl yapacağını bil­mez hislerini açığa vurmaya utanır. Onun başkalarına karşı du­yarsızlığı, kendi duygularına karşı olan kökleşmiş duyarsızlığı­nın bir ürünüdür. Ancak, bu enkarnasyonda, yüksek bir amaç adına duygularını bastırması, onun ruhunun doyum için gerek­sindiği şeye aykırıdır.

SAYGI

Geçmiş yaşamlarda bu insan kamusal otorite, toplumsal önem ve itibar pozisyonlarına ulaştı. O feodal lord, politikacı, iş adamı ve aile reisi oldu. Yengeç Kuzey Düğümü insanı “patron” olarak görev yaptı; başkalarını yönetti ve toplumsal dürüstlüğe örnek oluşturan bir biçimde davranmanın sorumluluğunu üstlendi. Birçok enkarnasyonda halkın ilgisinden zevk almış olduğundan, o hâlâ izleyicilerini aramaktadır! Saygı bu insan için önemlidir. O başkalarından saygı bekleme güdüsüyle davranma eğilimindedir. Bu yüzden büyük özverilerde bulunur, inandığı prensipleri kişisel gereksinimleri pahasına savunur ve yine de saygı görmez. O otorite konumunda olmaya alışıktır, ama hiç kimse onun talimatlarına uymamaktadır ve o bunun nedenini anlayamaz. Neler olduğunu anlayamadığı için düş kırıklığına uğrar ve zamanla bu onun kalbini katılaştırabilir.

Gerçekte, onun başarıları kendi değeri üzerinde durur ve kendi kendilerinin ödülleridir. Ama Yengeç Kuzey Düğümü insa­nı, bilinçaltı olarak, özverinin asaletinin görülüp takdir edilme­sini ister. Bu da herhangi bir görevin tamamlanışını gereksiz ye­re zorlaştırır. Eğer o “itibar görme” ihtiyacından kurtulursa, he­deflerine erişebilir ve yol boyunca kişisel olarak zevk alabilir.

Bu enkarnasyonda onun kişisel özverilerde bulunduğu için saygı kazanması programlanmamıştır. O saygıyı “doğru yolda” olup olmadığının bir göstergesi olarak kullandığı her seferinde “yoldan çıkar.” Geçmiş yaşamlarda, saygı onun için geçerli bir göstergeydi. Ama bu insan o kadar çok yaşamda toplumsal roller oynadı ve otorite pozisyonlarında bulundu ki, sonunda insanlar­dan ayrı ve yalnız bir hale geldi: Tekrar tekrar bu kadar çok so­rumluluk ve bu kadar az kişisel beslenme! Bu kez doğum harita­sı onun başarıyı, saygıyı ve onuru daha kişisel veçhelerin üzeri­ne koymasına izin vermeyecek şekilde düzenlenmiştir.

Yengeç Kuzey Düğümü insanı yaşamını uzun vadeli hedef­lerini olduğu gibi, kişisel gereksinimlerini de karşılayacak biçim­de düzenlemeye daha çok dikkat etmelidir. Bu enkarnasyonda o başkaları için bir imajı koruyup sürdürmek zorunda değildir. Aslında, o sırf iyi bir iş yapmak onu mutlu ettiği ve o iş ister kendi ailesi, ister tüm dünya için olsun genel bir ihtiyacı karşıladığı için hedeflerine erişmek üzere çalışırken saygı ve itibar da göre­cektir. Ama saygı ve itibarı direkt olarak ararsa, bu onu yoldan çıkarır. O hâlâ başarı üstadıdır. Ama eğer onun başarı için güdüsü başkalarının saygısını kazanmaksa, elde ettiğiyle asla mutlu ola­mayacaktır, çünkü onun saygı görme ihtiyacı doymak bilmez o asla, doyuma ulaşacak kadar yeterince saygı kazanamaz.

İronik bir biçimde, bu insan için doyumun anahtarı saygı talep etmek yerine saygı göstermeyi öğrenmektir. Herhangi bir alanda başarı çok kolayca geldiğinde, bu insan, egosunda mer­kezlenme ve kendi önemine kapılıp gitme eğilimi gösterir. O dikkatsizleşebilir ve elde etmeye o kadar hevesli olduğu ödülü far­kında olmadan itip uzaklaştırabilir. Onun başarıyı alçakgönüllü bir takdirle karşılaması gereklidir. Bu onu yavaşlatacak ve yeni başlangıçların enerjisiyle temasa geçirecektir. O bu zamana ye­ni ilişkiye, yeni işe, yeni fırsata, yeni eve saygı göstermeyi ve baş­langıç aşamalarında duyarlı bir farkındalıkla davranmayı öğren­melidir. Bu, üzerinde başarının inşa edilebileceği sağlam bir te­mel yaratacaktır. Bir kez o yavaşladığında, bunu yapmanın doğ­ru yolunu doğal olarak fark eder.

Yengeç Kuzey Düğümü insanı kendi ötesindeki bir şeye (yaşamın getirdiği fırsatlara, ona yardım eden insanlara, vb.) bi­linçli olarak saygı gösterdiğinde ve onları onurlandırdığında, yö­neliminde bir değişim meydana gelir ve o insanlara yeni bir tu­tumla yaklaşır, insanlara özenle, dikkatle, empatiyle ve titiz bir açıklıkla davranır böylece ilişkili herkes için olumlu bir durum yaratır. Saygı kazanmaya çalışmak yerine, bu insan kendisi say­gı göstermeye yönelmelidir. Eğer o bunu yapabilirse, yaşamı si­hirli ve karşılıklı olarak besleyici bir biçimde değişecektir.

Hedef  Yönelimi

Bu insan, önemli bir hedefe erişmek uğruna hiç yakınmadan öz­veride bulunacaktır. O çok çalışmaya yabancı değildir. Günde on iki saat çalışmaktan, kişisel zevklerden vazgeçmekten ve dinlen­meyi ertelemekten mutlu olabilir. Ayrıca, ne kadar çaba gerekir­se gereksin, işin başarıyla sonuçlanması için onunla kişisel ola­rak ilgilenecektir. Ancak, o otorite pozisyonunda olmaya alışık­tır, bu yüzden, bunu yapabilecek pozisyona geçer geçmez, ayrıntılarla ilgilenmeyi başkasına havale etmekten hoşlanır. Bu onun “ayrıntı” çalışmasını hor görmesinden değil, daha büyük hedefe odaklanabilmek için dikkatini açık tutmak istemesinden kay­naklanır.

Yengeç Kuzey Düğümü insanı hedeflere ulaşmakta ustadır. Bu neredeyse bilinçaltı denebilecek kadar doğal bir yetenektir. Onun aklında bir hedef olduğunda, fırsatlara karşı sürekli ola­rak tetiktedir. O her şeyi hedefe götüren bir atlama taşı olarak görür. Ancak, eğer onun kendisini adayabileceği bir hedefi yoksa doğal yetenekleri yozlaşabilir ve hedef, başkalarını kontrol al­tında tutmaya ve statükoyu korumaya dönüşebilir.

Bu insan, istemediği şeyle karşılaşmamak amacıyla başka­larını yönlendirmeye çalışmaktan sakınmak için, neyi elde etmek istediği konusunda daha açık olmalıdır. Bunu yapmak için, o geçmiş yaşamlarındaki hedef yöneliminden yararlanabilir. Örne­ğin, eğer o evini kiraya veriyorsa ve kiranın geç ödenmesini iste­miyorsa, ne istediğini kiracısına söyleyebilir: “Buradaki yaşamı­nızı zevkli kılmak için elimden gelen her şeyi yapacağım; sadece kirayı ödeme günü konusunda esneklik gösteremem, kirayı her ayın ilk günü ödemenizi talep ediyorum. Eğer her ayın ilk günü bankaya ödeme yapamazsanız hepimizin başı derde girer. Bu yüz­den kirayı ayın ilk günü ödemelisiniz bu konuda anlaştık mı?”

İş durumlarında, eğer o çalışanların geç kalmalarını ve gö­revlerinde gevşemelerini istemiyorsa, şöyle konuşarak bir izle­nim yaratabilir: “Balon, burada hepimiz bir takımız. Eğer iyi ça­lışmazsak şirket kâr etmez ve hepimiz işsiz kalırız. Hedeflerimi­ze ulaşmak ve böylece hep birlikte refaha kavuşmak için uyaca­ğımız kurallar şunlardır: Herkes işe zamanında gelecektir (vb.).”

Geçmiş yaşamlarında Yengeç Kuzey Düğümü insanı hedef­lerine eriştiğinde yüksek toplumsal statüyle ödüllendirilmiş ol­duğundan, bu yaşamda o kalben arzuladığı hedeflerden çok, kendisine itibar kazandıracak hedefleri seçmeyi arzulayabilir ve bu da onun başını derde sokar. Bu yaşamda o kendisi için neyin gerçekten önemli olduğunu yeniden tanımlamalıdır. Onun kendisini amacına adaması iyidir, ama bu adanış onun ilişkileri pahasına iyi değildir; aksi takdirde, o hedefe eriştiğinde mut­lu olmayacaktır. İşte bu yüzden o kendi gereksinmelerini bir baş­kası için “oynamanın” üzerinde tutmalıdır. Onun imajından kur­tulmasının zamanı gelmiştir. Başkaları için “rolünü oynayarak” saygı kazanma girişimi ona pahalıya kendi doyumuna ve duygusal esenliğine mal olur.

DAVRANIŞ TARZI

CİDDİYET

Bu enkarnasyonda, Yengeç Kuzey Düğümü insanı her şeyi çok ciddiye alma eğilimindedir. Geçmiş yaşamlarda “dünyanın yü­künü” taşımış olduğundan, bu enkarnasyona da ağır sorumlu­luklar yüklendiğini hissederek gelmiştir. O, sorumluluk üstlen­me arzusunu harekete geçiren insanlara ve durumlara doğru çekilir ve sonunda kendisini çevresindeki herkesin kaderinden so­rumlu hisseder hale gelir. Çocukluğunda bile, çoğunlukla, ebe­veynlerinden birinin, genellikle annesinin esenliğinin sorumlu­luğunu üstlenir. O doğuştan “yaşlı ve ciddi”dir, hatta şakaları bi­le ciddiye alır; genellikle ancak ileri yaşlarda “hafifleyip neşelen­menin” onun yararına olabileceğini anlar.

O bu ciddi tavrıyla, istemeden, başkalarının onun yaklaşılamaz olduğunu düşünmelerine neden olan bir enerji yayar. Bu çoğunlukla, onun yaklaşılmaz olduğu geçmiş yaşamlarından kaynaklanır ve o bilinçaltı olarak bu tutumu yansıtmayı sürdürür. Şimdi onun tavrı, başkalarının onu soğuk, mesafeli, “her şeyin üzerinde olan,” hiç kimsenin yardımına ihtiyaç duymayan biri olarak görmelerine neden olur. Ancak, bir kez bu “uzak durun” diyen dış görünümü aştığında, bu insanın çok savunmasız ve gerçekçi olduğunu görürsünüz. Ne yazık ki, Yengeç Kuzey Dü­ğümü insanının gerçek kimliğini en derin biçimde takdir edebi­lecek kişiler, onun soğuk dış görünüşü tarafından uzaklaştırılabilirler; bazen bu insan sonunda, toplumda yükselmek isteyen ve onu bu amaçla kullanmak isteyen samimiyetsiz kişileri kendisine çeker. Onun en derin özlemi, kendisini içten bir düzeyde ilişki kurabileceği kişilere yakın hissetmektir; bu yüzden, başka­larını ondan uzak tutan o soğuk tutumunu fark etmek ve bırak­mak onun yararınadır.

Bu insan yaşamı ve kendisini daha az ciddiye almayı öğre­niyor, ama bu kolay değildir. O ciddi yaklaşıma bağlıdır, bunun hedeflerine erişmesine yardımcı olacağını düşünür. Aslında, bu kadar ciddi olmadığında işi daha kolayca yapması onu şaşırtabilir. O hafiflediğinde, yaşama karşı daha neşe dolu, oyunbaz ve açık bir yaklaşımı benimsediğinde, bu onun enerjisini dengeler ve o gerçekten çok daha etkili olur. Başkaları onu desteklemek isterler ve o çok daha fazla eğlenir!

DUYARSIZLIK

Geçmiş yaşamlarda otorite pozisyonunda olmasından dolayı, Yen­geç Kuzey Düğümü insanı sorumluluğu üstlenmeye alışıktır. Top­rakların işlenmesini ya da ticaretin başarılı olmasını sağlamak onun sorumluluğuydu ve diğerleri yaşamlarını sürdürebilmek için onun hedefe erişebilmesine bağımlıydılar. Dolayısıyla, o otorite pozisyonlarına yükselme eğilimi gösterir, hedefe nasıl erişileceği­ni tasarlar ve sonra bazen herkesin rolünün önemini açıklama­dan görevleri diğerlerine dağıtır. Bu insan, çoğunlukla, hedefe erişmeye o kadar odaklanmış­tır ki, gerçek başarının yalnızca satış kampanyalarını yönetmeye ya da para kazanmaya dayanmadığını unutur. O kendisine yar­dımcı olan insanlara nesne muamelesi yapamaz. Yengeç Kuzey Düğümü insanı diğer kişinin durumunu anlamak için zaman ayırmak ve onunla duygusal bir bağ kurmalıdır. Eğer o zaman ayırıp diğer kişiye ilgi göstermişse, o kişi onun hedeflerini des­tekleyecektir. Örneğin, geç kaldığı için bir memuru ağır bir bi­çimde azarlamak yerine, ona evde neler olup bittiğini sorması kendisinin yararına olacaktır memurun sık sık geç kalmasına bir şey mi neden olmaktadır? O, kendisini diğer kişinin yerine koymayı ve kendisine nasıl davranılmasını istiyorsa, o kişiye o duyarlılıkla davranmayı hep hatırlamalıdır.

Yengeç Kuzey Düğümü insanı her şeyin “üzerinde” değil­miş gibi görünmekten nefret eder, ama genelde kendisini duygu­sal sıkıntılarla başa çıkmakta beceriksiz hisseder. O duyguların önemini hesaba katmaz ve onları işin bitirilmesini engelleyen oyalamalar olarak görür. Kendi ruh halleri pratik sonuçlar elde etmesini engellediğinde, kendisini acımasız bir biçimde yargılar. Başkalarının sorunları işin bitirilmesini engellediğinde, onları da acımasız bir biçimde yargılayabilir. Bu onun insanları umursamıyormuş gibi görünmesine neden olur ve başkalarının onunla iliş­ki kurmalarını zorlaştırır.

Bazen Yengeç Kuzey Düğümü insanı başkalarını nasıl ida­re edeceğini bilmemesinden kaynaklanan düş kırıklığını bir “öf­ke patlamasıyla” gösterir bu da ilgili herkese boyun eğdirir ve onların duygularını geçersiz kılar. Diğer insanlar bu insanın çevresindeyken oldukları gibi davranmaya korkarlar, çünkü Yengeç Kuzey Düğümü insanını neyin öfkelendirebileceğini asla bilemez­ler. Onlar, bu insan onların duygularını anlayana ve buna göre davranmayı öğrenene dek, ona karşı “aşırı dikkatli davranır­lar.” Yengeç Kuzey Düğümü insanı, yapması gereken tüm şeyin başkalarının duygusal sıkıntılarını fark edip şefkatle kabul et­mek olduğunu ve sorunu bu şekilde çözebileceğini keşfediyor. O zaman o diğer kişinin görevine yeniden odaklanmasına yardım edebilir.

Bu insan kendisinin ve başkalarının duygularına karşı duyarlılığında tutarlılıktan yoksundur: Ya aşırı duyarlı ya da ta­mamen duyarsızdır. Eğer o diğer insanlarla daha tutarlı bir duy­gusal uyumun bilincindeyse, muhtemelen onların duygularını incitecek biçimde konuşmayacak ya da davranmayacak, böylece sonunda kendi duygularını incitecek durumlardan kaçınmış ola­caktır. O, duygularının tutarlı bir farkındalığını kişiliğiyle bü­tünleştirmeyi öğrenmektedir.

DİRENMEK

Yengeç Kuzey Düğümü insanı hiç kimseden akıl almak istemez kendi işini kendisinin yapmasından hoşlanır. Her şeyi zaten bil­diğini düşündüğünden, biraz kendini beğenmiştir. Onun saygısını kazanmak için, birisinin onun düşünmediği bir şeyle ortaya çık­ması gerekir ve bu onun üzerinde büyük bir etki yapar. O en ni­hayet ona bir şey sunabilecek birisini bulmuş olduğunu düşü­nür. Bu insanın bir öneriyi kabul ettiği zaman, bir konuda başa­rılı birisinin ona bunu nasıl yapacağını gösterdiği zamandır. O konuşan insanlara değil yalnızca yapan insanlara saygı duyar! Bu insanın bu kadar iyi bir işadamı olmasının bir nedeni de bu­dur. O başkalarının fikirleriyle oyalanmaz ya da “çabuk zengin olma” projeleriyle ayartılamaz; o her zaman yüzeyin altına ba­kar.

Belki de geçmiş yaşamlardaki dinî değerlerinden ötürü, Yengeç Kuzey Düğümü insanı genellikle açgözlülüğün kurbanı olmaz. Bir kez daha, bu onu iyi bir işadamı yapar, çünkü o kü­çük bir yatırım karşılığında büyük kazanç vaatleriyle ayartıla­maz. Bu insan pratiktir ve çok çalışmaya gönüllüdür ve hedefe adım adım nasıl erişileceğini görür. O doğru bir içgüdüye ve bü­yük hedefe erişmek için parçalı bulmacanın tüm parçalarını bir araya getirme yeteneğine sahiptir.

Yengeç Kuzey Düğümü insanı doğuştan hedef yönelimli ol­duğundan, bir meydan okumayla karşılaştığında, bunu hiç kim­seyle paylaşmadan bu konuda ne yapmak istediğini anlar. Ve çoğunlukla, kafasını ona takar. Kararları kendisi vermek ister, çünkü sonuçların tüm sorumluluğunu o üstlenecektir. Onun için başkalarından yardım kabul etmek de zordur, çünkü o başkala­rının tüm tabloyu kavramadıklarını düşünür. Ancak, iyi yöne­ticiler son kararı vermeden önce başkalarının görüşlerini alır, her­kesin perspektifini denkleme katarlar. Bu insan, hiç kimsenin tüm olasılıkları göremediği ve harekete geçmeden önce başkalarının görüşlerini almanın yaşamı epey kolaylaştıracağını ha­tırlamalıdır.

PRENSİPLER

Çalışma AhlakI

Yengeç Kuzey Düğümü insanı bazen başkalarını yönetmekte zor­lanır. Onun güçlü bir çalışma ahlakı vardır ve başkalarının da bu­na uymalarını ister. Sorun, onun kendisini bir ideal olarak gös­tererek, diğer çalışanların en iyi yanlarını ortaya çıkarmamasıdır. Diğerleri hiçbir zaman onun kadar iyi olamazlar; bu insan işi bitirmek için “ne gerekiyorsa onu yapmaya” gönüllüdür ve di­ğerleri bunu yapmaya gönüllü değildirler. Diğerleri daha başlan­gıçta kendilerini yenik düşmüş hisseder ve verebileceklerinin en iyisini vermezler, çünkü bu insanın idealindeki kadar iyi olama­yacaklarını bilirler.

Yengeç Kuzey Düğümü insanı, geçmiş yaşamların birçoğun­da otorite pozisyonunda bulunmuş olduğundan, bu kez herkese ne yapacağını söyleme içgüdüsüyle doğmuştur. O çok güçlü bir kurallar duygusuna, disipline ve hedef yönelimine sahiptir. Bu nedenle, çoğunlukla sonunda yalnız kalır.

“Patron” çoğunlukla sonunda yalnız kalır bu, “Son So­rumlu Benim” felsefesidir. Geçmiş yaşamlarda, bu insan patron rolünü o kadar iyi oynamıştır ki, kendi insanlığıyla teması ve dün­yaya ve çevresindeki insanlara ait olma duygusunu yitirmiştir. Böylece, bu enkarnasyonda, onun en yüksek hedefi bu bağlılığı yeniden oluşturmanın bir yolunu bulmaktır.

Yengeç Kuzey Düğümü insanı, kendisini bağlanmış hisset­meye başlamak ve çalışanlarının ya da iş arkadaşlarının en iyi yanlarını ortaya çıkarmak için birçok yaklaşımı deneyebilir. En önemlisi, iş yerindeki kişilerle dost olmaya çalışabilir onların gö­rüşlerini alabilir, yaşamlarıyla ilgilenebilir ve onları kişisel dü­zeyde tanımak için zaman ayırabilir. Bu ona mantıklı görünme­yebilir, ama çalışma arkadaşlarını tanımaya başlamak onun işini çok güçlendirecektir. Ayrıca, o onların “ipini biraz gevşetebilir.” Onlara onay vererek ve hangi işi iyi yaptıklarını fark ederek bu insanların olumlu enerjisini besleyebilir. Bu, başkalarının değerini kabul ve tasdik etmeyi ve onlar olmasaydı o işin yapılamaya­cağını bildirmeyi içerir. Kendilerine saygıyla davranılan çalışan­lar dinlemeye ve düzeltmeleri gereken bir şey varsa onu yapma­ya daha yatkın olurlar.

“Ya Benim Yolum ya da Anayol”

Yengeç Kuzey Düğümü insanı başkalarının bir işi nasıl yapmala­rı gerektiği konusunda idealist bir görüşe sahiptir. Eğer başka­ları istenilen ölçülere uygun değillerse, o onları buna teşvik et­mek ya da tatlı sözlerle ikna etmek yerine, onları çevresinde iste­mediğine karar verebilir bu, “mazeret yok, işini bitir” tutumu­dur. O, çoğu insanın bu şekilde iş görmediğini anlamaz. Bu in­san özellikle iş yerinde başkalarının duygularına karşı duyarlı­lık geliştirmelidir. Çoğunlukla çok katı olan kendi iş yapma stan­dartlarından ötürü duyguları umursamama eğilimini fark etmelidir. İnsanların bu ideallere uygun olmamalarına izin vermeli­dir; o, başkalarının kendi iş görme yöntemleri olduğunu öğren­mektedir.

Bazen, bir duruma nasıl hâkim olacağını bilmemenin verdi­ği düş kırıklığıyla, bu insan öfkelenir ve çıkıp gider. Daha sonra, bu konuda düşündükten sonra, çoğu kez özür dilemek için geri döner. O bir biçimde özür dileyebilir: “Tepemin attığını biliyorum, ama bunu bir kez söyledikten sonra unutur giderim.” Ya da o durumu başka bir şekilde telâfi etmeye çalışabilir. Yengeç Kuzey Düğümü insanının, bir hata yaptığında ya da başkaları­nın duygularını hiçe saydığında özür dilemesi sağlıklıdır. Çünkü bu ona yeni bir alçakgönüllülük ve bağlılık duygusu verir, diğer kişilere de bu insanın demirden yapılmamış olduğunu ve hatalar yapabileceğini gösterir. O zaman onlar bu insanı severler, öyley­se içtenlikle özür dilemek için her özür iyi bir özürdür!

Yengeç Kuzey Düğümü insanının işin yapılmasının “nihai sorumluluğunu” üstlendiği yaşamları olmuştur böylece, bu ya­şamda o başkalarının sorumlu olmalarına ve yönetim deneyimi kazanmalarına izin vermelidir. Bunu başarmanın bir yolu, muhtaç insan rolünü üstlenmek (ki bu Yengeç Kuzey Düğümü insanı için bir öğrenim deneyimidir), görevleri o konularda yardıma muhtaç olduğu sorunlar olarak sunmaktır.

O, “Ya Benim Yolum ya da Anayol” yaklaşımını benimse­diğinde, bunun nedeni, orta yolu nasıl bulacağını gerçekten bilmemesidir. O kendisini beceriksiz hisseder. Olumlu bir karşılığı nasıl elde edeceğini bilmez. O hedefe yönelim ve ona erişme ko­nusunda her şeyi zaten bildiğinden, bu enkarnasyonda bu bilgiyi başkalarını güçlendirecek biçimlerde iletmeyi öğrenmektedir. Bu süreçle o en büyük mutluluğa ve kendi hedeflerine erişebilir.

Söz Vermek

Hangi rolü oynuyor olursa olsun (patron, sevgili, işçi, dost, vb.), Yengeç Kuzey Düğümü insanı son derece güvenilir bir kişidir verdiği sözü daima tutar. O, sorumluluk üstlenme ve verdiği söz­leri tutma konusundaki kararlı sadakatinden gurur duyar. An­cak, bu enkarnasyonda, verilen sözlere bağlılık aşırıya götürülebilir. Bu insan, gerekli olmadığında bile sözler verir ve artık bu uygun olmadığında bile sözünü tutar. O, sözünü tutmak uğruna kendisini ihmal edebilir ve kendi güvenlik gereksinimini önem­semeyebilir.

Örneğin, eğer o bir olaya katılmayı kabul etmişse, kendisini iyi hissetmese ve dışarı çıkmak durumunu daha da kötüleştirecek olsa bile yine de oraya gider. Ya da ruhen besleyici bir ilişkiyi seçmektense, mutsuz bir evliliği sürdürebilir, çünkü evlilik onun ilk başta verdiği sözdür. Onun sözü senettir ve başkaları aynı değeri ortaya koymadıklarında bunu anlayamaz. Bu yüzden, başkalarıyla anlaşmalar yapmaya çoğunlukla korkar, çünkü bir kez söz verdikten sonra kapana kısılacağından korkar.

Onun sözlerinin arkasında durma fikri geçerlidir, ama bu fikre bağlanmak onu içgüdülerinden ve duygusal olarak doyum veren ve kişisel gelişimini destekleyen deneyimler getiren doğal Akıştan koparabilir. Yengeç Kuzey Düğümü insanı verdiği söz uğruna hayattan zevk almayı ertelememelidir. Bu ikisi birbiriyle bağdaşmaz göründüğünde, o durumu yeniden değerlendirmeli ve hangisini deneyimlemenin onun için önemli olduğuna karar vermelidir. İronik bir biçimde, o içgüdülerini izlediğinde ve ger­çekten istediği şeyin peşinden gittiğinde, durum diğer insanlar için de daha iyi bir şekilde sonuçlanır.

GEREKSİNİMLER

Duygusal   Onaylanma

Yengeç Kuzey Düğümü insanının duygularının onaylanmasına, duyguların farkındalığını güçlendirmeye ve kendi duygularını ifade etmeye çok ihtiyacı vardır. Bu insan bu enkarnasyona geç­miş yaşamlarındaki bir alışkanlıkla, duygularını bastırma alış­kanlığıyla gelmiştir. O, bilinçaltı olarak, çocukluk ortamını ebeveynlerinden biri onun duygularını onaylamıyormuş ve neler hissettiğini başkalarına söylemesini engelliyormuş gibi görüne­cek şekilde kurabilir. Örneğin, Amerikan kültüründe hemen he­men tüm oğlan çocuklarına şöyle denir: “Bir erkek gibi davran, ağlama” ama Yengeç Kuzey Düğümlü oğlan bunu çok ciddiye alır. Ebeveynleri ona yüz değişik talimat verebilir, ama onun ak­lında en çok kalan talimat budur. (Bu, geçmiş yaşam kalıpları­nın bu enkarnasyonda dengelenmesi gereken özelliklerin yeni­den ortaya çıkmasını sağlamak için şimdiki yaşama getirilmesi­nin bir örneğidir.)

SAVUNMASIZ OLMAYI GÖZE ALMAK

Bu insan kişisel gereksinimlerini ihmal etmemeli ya da duygu­ları yokmuş gibi davranmamalıdır. Duyguları birçok yaşam bo­yunca bastırılmış olduğundan, şimdi onlar yadsınamayacak dev bir enerji kütlesi oluştururlar! Yengeç Kuzey Düğümü insanı­nın bu yaşamda insanlara derin bir düzeyde şefkat göstermesi ve onlardan aynı düzeyde şefkat görmesi programlanmıştır. Ancak, o çok uzun bir zamandır duygularını bastırmış olduğundan, baş­kalarına karşı duygusal olarak savunmasız olma fikri onu ürkütür. “Ne? Neler hissettiğimi başkalarına söylemeli miyim? Şaka yapıyor olmalısın! Neden duygularımı ifşa edip de başkalarının eline bana karşı kullanabilecekleri bir güç vereyim?” O bunu yapmaya çok korkar, çünkü kontrolü elinde tutmaya alışıktır. Oysa bu enkarnasyonda, duygularını dürüstçe açığa vurmasının onun yararına olması programlanmıştır. Bu enkarnasyonda, ki­şiliğinin keskin kenarlarının yontulup yumuşatılması için, o duy­gularını onaylamalı, geçerli kılmalıdır.

Bu insanın duygularını daha çok bastırması o duyguları da­ha direngen göz korkutucu kılar. O “duygu” doğasını ifade et­mekten ne kadar uzun süre kaçınırsa, o kadar çok sakatlanır. Yengeç Kuzey Düğümü insanı duygularını diğer yanlarıyla bü­tünleştirmeyi öğreniyor. Bunu yapmanın en iyi yöntemlerinden biri, göz korkutucu durumların içinden geçmek ve o durumların uyandırdığı duyguları hissetmektir. Onun duygularını kabul ve tasdik etme sürecinde, birikip artmış olan yoğunluk dağılacaktır.

Ancak, sorun, Yengeç Kuzey Düğümü insanının duygula­rından her ne pahasına olursa olsun kaçınmak için içgüdüsel tepkiler geliştirmiş olmasıdır; bu yüzden onun duyguları biraz donmuştur. Onun yaşamı dışsal başarılarla dolu, ama içsel an­lam ve doyumdan yoksun bir biçimde, yavan ve sıkıcı olabilir. Bu yüzden, bu enkarnasyonda onun başarması gereken en önemli şeylerden biri, duygularıyla temasa geçecek cesareti bulmak ve bu duyguları başkalarına iletmektir duygularıyla ilgili “bir şey yapmak” zorunda olmadan, onları dürüstçe açığa vurmaktır. Bunu yapmak, bu insanın duygularını geçerli kılar ve onların kişi­lik ile bütünleşmelerini sağlar.

Ayrıca, geçmiş yaşamlarında duygularını bastırmış oldu­ğundan, bu insan bu enkarnasyona belli bir utangaçlıkla gelmiş­tir. O, başkalarıyla “duygu” düzeyinde ilişki kurma konusunda kendisini beceriksiz hisseder, çünkü bu konuda çok az pratiği olmuştur. Ancak, bir kez buna alıştığında, başkalarının duyguları­na hem besleyici, hem de güçlendirici bir biçimde karşılık verme konusunda diğer düğümsel gruplardakilerden daha yetenekli olduğunu anlar. Kendisini bu yanıyla rahat hissettiği noktaya dek gelişmek onun için biraz zaman alır, o kadar.

Ruhen Beslemek ve Tutku

Belki de geçmiş enkarnasyonlardaki manastır yaşamı deneyim­lerinden dolayı, Yengeç Kuzey Düğümü insanı tutkuya karşı muazzam bir direnç gösterir ve onun kendini kontrol etme ka­pasitesi de muazzamdır. O, “kontrolü asla kaybetmemeye, ken­dini asla bırakmama”ya programlanmıştır. Bundan dolayı, duy­gusal olarak tutkulu ilişkiler onun için büyük bir meydan oku­mayı temsil eder ve sonunda onu özgürleştirebilir. O, birçok ya­şamı doğal insan dürtülerinden kopuk geçirmiş olduğundan, tut­kuyla insan duygularının en yoğunuyla karşılaştığında, korkuy­la tepki verir. O durumda otomatik olarak “bağlantıyı kesen” düğmeye basar ve geri dönerek ters yöne doğru kaçar, çünkü kontrolü kaybetmek istemez!

Bu insan, tutkusunu uyaran birisiyle etkileşime girdiğinde, temel arzuları harekete geçer ve ona hâkim olabilir. Bu arzular bastırılmış olduklarından, şimdi karşı koyulamaz bir yoğunlukta görünürler. İroni şu ki, Yengeç Kuzey Düğümü insanının en çok korktuğu şey, aynı zamanda en çok istediği ve gereksindiği şey­dir. O, başka bir kişiyle derin bir birleşmeden gelen beslenme ve doyumu hissetmeyi özler. Hayatta başka hiçbir şey ona bu nihai doyumu vermeyecektir. Er ya da geç o kendisini bırakmak ve bu ya­şamda bu doyumu deneyimleyebilmek için duygularının bir baş­kası tarafından uyandırılmasına izin vermelidir. Tutku onun en büyük acı ve düş kırıklığı kaynağı da olabilir, onu içsel kontrol sı­nırlamalarının ötesine götüren ve başkalarıyla arasına koyduğu acı verici sınırları ortadan kaldıran bir meydan okuma da olabilir.

Yengeç Kuzey Düğümü insanı, sevildiğini ve güvende oldu­ğunu bildiği sağlam bir temele büyük bir ihtiyaç duyar. O, güve­nebileceği ve sığınabileceği bir şeyin birisinin bulunduğunu hissetmelidir. Aslında o, onu sevecek ve onunla ilgilenecek, ken­disi kadar güçlü ve güvenilir birisini aramaktadır. Ancak, sevilmeye ve güven duymaya o kadar çok ihtiyaç duyar ki, ona bu su­nulduğunda, onu kaybetmekten korkar ve elinde tutabilmek için onu kontrol altında tutmaya çalışır. İroni şu ki, o onu kontrol altında tutmaya çalıştığında, sonunda, en çok gereksinim duydu­ğu şeyi kendisinden uzaklaştırır.

Bu insan, sevgi ve güvenlik kaynağını kendi dışında aradığı sürece, düş kırıklığını davet ediyor olur. İşte bu yüzden, eninde sonunda, o kendi gereksinimlerine karşı bir duyarlılık geliştir­melidir. O “kendisini kucaklamalıdır,” onu başka birisinden istemeden önce kendi kendisine şefkat ve sevgi göstermelidir. “Her şey yoluna girecek… Endişelenme… Ben sana bakarım,” diyerek kendi kendisini rahatlatmalıdır. Bu süreçte onun (dışarıya ve he­deflere yöneltilmiş) enerjisi içine dönmeye başlar ve o kendisini doyuma ulaşmış ve ruhen beslenmiş hissedebilir.

O kendi enerjisinde merkezlendiğinde, başkalarına karşı sa­vunmasız ve duyarlı olabilir, çünkü kendi gereksinimlerini karşı­lamıştır ve şimdi duygusal olarak güvendedir. O sevilmeye umarsızca ihtiyaç duymadığında, diğer insanlar onu sevebilirler. O kendi kendisini rahatlattığında, başkalarıyla kontrolü elinde tutmak, “iyi görünmek,” ya da “bir şey yapmak” zorunda olma­dan sükûnet içinde birlikte olacak kadar içsel güven kazanır. O sadece “olabildiğinde,” gerçekte olduğu gibi olmanın bütünlüğüy­le diğer insanları ruhen besler.

SAYGI GÖRMEK

Geçmiş enkarnasyonlarda kazandığı başarı ve itibardan dolayı, bu insan dünyaya güçlü bir içsel gurur duygusuyla gelir. O başa­rıları karşılığında epey saygı görmeye alışıktır ve başkalarının bu gururu beslemelerini ister. Tek sorun şu ki, o kendisini doyu­ma ulaşmış hissedecek kadar yeterince saygı göremez. Bu dai­ma, erişildiğinde onu en nihayet mutlu edecek olan bir sonraki hedeftir. O bu yolda devam ederse, kazanamaz.

Bu noktada, geçmiş yaşamlardan gelen gurur onu diğer in­sanlardan ayrı tutan bir duvar haline gelmiştir. O hedeflerine erişmeye o kadar alışmıştır ki, bilinçaltı olarak, başarı sanatını henüz öğrenmemiş olanları hor görür. Bu üstünlük duygusu Yengeç Kuzey Düğümü insanını diğer insanlardan uzaklaştırır. Onun bu enkarnasyondaki amacı, diğer insanlara kendi hedeflerine na­sıl ulaşacaklarını öğretmektir; o zaman o “doğru yolda” olur ve büyük bir mutluluk yaşar.

İŞLERİ ZORLAŞTIRMAK

Yengeç Kuzey Düğümü insanı, çoğunlukla, başkalarından saygı görmeye o denli bağlıdır ki, sırf özverisinden ötürü saygı ve iti­bar kazanmak için, bilinçaltı olarak, yaşamı gereğinden daha fazla zorlaştırır. O, çoğunlukla, bir görevin yapılmaya değer olabilme­si için, zor bir görev olması gerektiğini düşünür. Tüm durum ezici ve başa çıkılmaz bir hale gelene dek, kendi kendisine o işin ne kadar zor olduğunu söyler. Bu kendi kendini bozguna uğratıcı bir davranış kalıbıdır.

Gerçek şu ki, bu insan için başarıya ulaşmak zor değildir. Çocukken bile o hedeflerine öylesine kolayca erişti ki, başkala­rından takdir ve saygı görmedi. Bu yüzden, o durumu yeniden değerlendirdi. Belki de eğer görev daha zor olsaydı, başkaları ona daha çok dikkat, sempati ve saygı gösterirlerdi. Bu yüzden şimdi, bir yetişkin olarak onun üstesinden gelemediği sorunları (aşırı kilolu olma, alışkanlıklar, para durumu, vb.) olabilir. O, elinden geleni yapmasına karşın bu sorunların aşılamaz olduğuna ger­çekten inanır, hatta içinde bulunduğu koşulların kurbanı olduğu­nu bile düşünebilir.

Örneğin, benim kırk yaşlarında Yengeç Kuzey Düğümlü bir müşterim vardı. Bu hanımın şişmanlıkla savaşı yirmili yaşla­rında bir sorun haline gelmişti, ama o zamana gelene dek yemek onun için bir sorun olmamıştı. Sonra, düş kırıklığı yaratıcı bir aşk ilişkisinin ardından o beş kilo aldı. Ardından, ilk perhizine başladı, kurallara uydu ve aldığı kiloları kolayca verdi. O, bunun zor bir iş olması gerektiğini bilmiyordu. Altı ay sonra, saygısını kazanmaya çalıştığı bir akranı onun yaptığı perhizin bir aldatmaca olduğunun anlaşıldığını söyledi ve kilo kaybetmenin ne ka­dar zor bir iş olduğundan söz etti. Müşterim çok kısa sürede beş kiloyu geri aldı, onun üzerine on kilo daha ekledi ve neredeyse tüm gençlik yaşamı boyunca on beş kilo fazlalık taşıdı. Ve yıllar boyunca büyük bir düş kırıklığı hissetti, çünkü ona göre, şişman olmak aşılamaz bir sorun haline gelmişti.

Bu hanım hedefinin “zor” olduğunu düşünür düşünmez ve onu saygı kazanma isteğine bağladığında başarma gücünü kay­betmişti. Neyse ki, ben onu yeniden gördüğümde o almış olduğu kiloları vermişti ve kilosunu iki yılı aşkın bir süredir koruyordu. O, sorunun sorumluluğunu üstlenmeye ve istenilen kiloya ulaş­mayı bir numaralı önceliği yapmaya karar vermişti ve geçmiş yaşamlarından gelen başarma gücünü bunun için seferber et­mişti. Para biriktirmiş, tatilini bir zayıflama kampında geçirmiş ve eve döndükten sonra perhizini harfi harfine uygulamıştı.

Yengeç Kuzey Düğümü insanı bir şeyi yapmaya karar ver­diğinde, sorunun üstesinden gelecek disiplini de gösterir. O ken­disini bu kadar ciddiye almaktan vazgeçmeli, sorumluluğu üstlenmeli ve yaşamını düzene sokmalıdır. Bu kolaydır. O başkasının ona bundan ötürü saygı duyup duymamasına ya da yöntemini onaylayıp onaylamamasına bakmadan, yalnızca “onu yapmalı” ve işi gözünde büyütmemelidir. Bir kez o sorumluluğu üstlendi­ğinde, otomatik olarak tetikte olur hedefine ulaşmasına yardım edebilecek insanları ve fikirleri kendisine çeker. Ve uzun zaman­dır edinmiş olduğu hedeflere erişmek onun yararınadır, çünkü bu onu yeni hedeflerin peşine düşmekte özgür bırakır. Bu insan hiçbir zaman hedefsiz kalmayacaktır!

SINIRLAR

Yengeç Kuzey Düğümü insanının zihninde başkalarının aşama­yacakları çok kesin ve net sınırlar vardır. Onun sınırları mantık­sız değildir. Kendisini iyi hissetmesi için ona belli ölçüde bir say­gıyla davranılmalıdır. Sorun, başkalarının bu sınırların nerede başladığını bilmemeleri ve böylece istemeden onları aşmalarıdır. Sınırlarının çiğnendiğini hissettiğinde, bu insan bunu ya­pan kişinin karşısında genellikle suskun kalır ve sonra bu konu­da herkese yakınır. O, kendisine saygısızca davrandığını düşündüğü kişiye direkt olarak karşılık vermeyi öğrenmelidir. “Dur! Bu benim sınırım!” demeli ve o kişiye neler hissettiğini bildirme­lidir. O başkalarının duygusal tepkilerinden çekindiğinden ve di­ğer kişinin sinirlenmesi durumunda kendisinin nasıl karşılık ve­receğini bilmediğinden ve bu yüzden korktuğundan, bu zor ola­bilir. Duygularını doğrulamak zorunda kalmak istemediğinden, bu onun gözünü korkutabilir ve açık konuşmasını engelleyebilir. Onun şöyle söylemesi yeterlidir: “Bak, sen bunu söylediğinde, bu benim duygularımı incitti.” Ya da bir iş ortamında şöyle söyle­mesi yeterli olur: “Bak, ben bunun böyle olmasını istiyorum.”

Yengeç Kuzey Düğümü insanı hâlâ kimsenin onun duygu­larını geçersiz kılmasına izin vermemeyi öğreniyor. Duygular ki­şisel bir meseledir; her bir kişi ne hissetmekte olduğunu doğru biçimde tarif edebilecek tek kişidir. Örneğin, eğer ben ayağımı bir yere çarpıp incitirsem, “Ayağımı incittim. O çok zonkluyor,” diyebilirim. Birisi şöyle bir karşılık verebilir: “O kadar çok acı­maz; daha önce ben de ayağımı çarpıp incitmiştim.” Ama gerçek şudur ki, bu konuda otorite benim: Bu benim ayağım ve onun ne hissettiğini bilen tek kişi benim. Aynı biçimde, hiç kimse bir kişi­nin duygusal olarak ne hissettiğini geçersiz kılamaz. Ayağımı in­citmenin ne kadar acı verdiğini yalnızca benim bildiğim gibi, eğer o kişi kendisini düş kırıklığına uğramış, incinmiş, güvensiz ya da dışlanmış hissediyorsa, bunu ancak o bilir.

GÜVENLİK

Temeller

Bu insan kendi temeline bağlanmaya odaklanmalıdır. Bu şekil­de, o kendisi “olacak” güvenli bir yere sahip olacaktır; bu içten ve derin bir paylaşım yaşaması için ona çok gereklidir. Bir kez o ken­di temeliyle temasta olduğunda, dışa açılmayı göze alabilir ve başkalarıyla başarıyla etkileşime girebilir. Eğer diğer kişilerin enerjisi çok yoğun ya da yıkıcı bir hale gelirse, o kendi içine çekile­bilir. Ama eğer kendi “merkezine” bağlanmamışsa, istemeden başkalarının temelleriyle özdeşleşebilir ve ilişkiyi stabilize etmek için onları kontrol altına almaya çalışabilir. Yengeç Kuzey Düğü­mü insanı kendi bedenindeki “merkez”le temasta olduğunda, baş­kalarıyla birlikteyken kendisini daha rahat hisseder.

Bir ev satın almak, bu insanın bir temele sahip olma duy­gusunu güçlendirebilecek bir başka yoldur. Bazen, maddi düzey­de bir şey yaptığımızda, bu aynı zamanda duygusal şifa da yara­tır. Yengeç Kuzey Düğümü insanının bir eve sahip olmasında da durum budur. Bir kez onun ev ortamı güvenli ve rahat olduğun­da, o dünyada istediği şeyi başarma konusunda kendisini daha gü­venli hisseder. Stabil bir eve sahip olmak onu güçlendirir. Ken­disini daha güvenli, daha köklenmiş hisseder ve o ortamda daha güvenle kendisi olabilir.

Aslında, bu insanın mükemmel bir gayrimenkul karma’sı vardır ve o bu alanda başarılı olabilir. Aracı ya da satıcı olarak “iyi anlaşmalar” yapar ve herkes için uygun olan bir satışı ger­çekleştirebilecek iş zekâsına sahiptir. Evleri objektif biçimde, bir iş olarak görebilir ve başkalarının “kendi evleri”yle ilgili duygu­sal görüşlerinden etkilenmez. Müşterilerinin en önemli ihtiyaçla­rını (iyi okullara yakın, gerçekçi fiyat sınırları içinde, vb.) karşı­layacak evleri bulur. Diğer kişi için neyin önemli olduğunu hisse­der. O, bu olanaksız göründüğünde bile, satışın gerçekleşebilme­si için anlaşmaları yaratıcı biçimde oluşturmakta beceriklidir.

Bir iş/yatırım düzeyinde, o “iyi bir gayrimenkul anlaşması” bulma, o evi onarma ve kiraya verme konusunda çok başarılıdır. Bu yolla, istediği kadar büyütebileceği bir işi başlatabilir. Bir gayrimenkulün en büyük parasal kazancı sağlayacak şekilde na­sıl kullanılabileceğini bilir (örneğin, büyük bir evi dairelere bölüp kiraya vermek). Ama onun iyi gayrimenkul karma’sı çıplak ara­ziler için değil üzerinde bir yapı bulunan araziler için geçerlidir.

AİT Olmak

Bu insan birçok yaşamı kendi dışındaki davaları savunarak ge­çirdi; şimdi onun bir yanı kendini göçebe hisseder. O her zaman birtakım işlerle meşguldür, erişilecek bir sonraki hedefi ya da üstleneceği projeyi arar. Onun en derin gereksinimi bir yere ait olduğu için kendisini rahat hissetmek ve gevşeyebilmektir. Ama kendisinin herhangi bir yere gerçekten “ait olduğunu” düşün­mesi zordur; o çoğunlukla ailesine bile tam olarak “uymadığını” düşünür. Bunu değiştirmek için ilk adım, onun kendi içinde bir ait olma duygusu kazanmasıdır ki o bunu kendi içsel itilimlerine sadık kalarak yapabilir.

Örneğin, eğer Yengeç Kuzey Düğümü insanı bir dostuyla il­gili üzücü olabilecek bir dedikodu duyarsa, onun yapacağı en iyi şey içgüdüleriyle temasa geçmektir. O bu bilginin doğru olduğu­nu, ya da üzülmek için bir neden bulunduğunu hissediyor mudur? Eğer onun içgüdüsü sakinse, o zaman ona güvenebilir. Ger­çekten de, bu insan kendisine güvendiğinde ve içgüdülerini izle­diğinde bir ait olma duygusu kazanır. O başkalarına ait olduğu­nu hissetmeye de ihtiyaç duyar, bunu kendisini savunmasız, in­cinmeye açık hissettiğinde bunu diğer kişilere bildirerek hissede­bilir. Bu, diğer insanlara bu güçlü insanı kucaklama ve ona ne kadar çok sevildiğini bildirme fırsatını verir.

Bu enkarnasyonda bu insanın duyguları dikkat talep eder; o duyarlı ve destekleyici insanlarla birlikte olmalıdır. Onun, ken­disini duygusal olarak destekleyecek kadar umursayan kişilerle bunu yapmayanları birbirinden ayırt etmek için bir yöntem ge­liştirmesi önemlidir. En iyi yöntem, başkaları onu etkileyen bir şey yaptıklarında kendisini nasıl hissettiğini dürüstçe açığa vurması ve sonra o kişinin nasıl bir karşılık verdiğini görmesidir.

Örneğin, eğer Yengeç Kuzey Düğümü insanının bir arka­daşı bir parti verir ve onu davet etmezse, onun yapacağı en iyi şey arkadaşına direkt olarak, “Beni partine çağırmadığın için kendimi dışlanmış hissettim,” demektir. Ne kendini haklı çıkar­mak, ne de karşı tarafı kendi amacına göre etkilemeye çalışmak yalnızca olay karşısındaki duygusal tepkisini dürüstçe açıkla­mak. Eğer arkadaşı, “Kendini dışlanmış hissetmemeliydin, ge­çen yıl seni üç partiye çağırdım!” diyerek onun duygularını onay­lamazsa, bu ona karşısındakinin onun neler hissettiğini umursa­mayan biri olduğunu gösteren bir ipucudur. Eğer arkadaşı, “Böyle hissetmene üzüldüm ve bunu anlayabilirim, ama bu özel durumda …” der (ve neler olduğunu açıklarsa), o zaman o bu­nun onun duygularına karşılık veren biri olduğunu anlar.

Bu insan yakın ilişkilerde duygularını başkalarından sakla­ma eğilimindedir. İroni şu ki, bu onun aradığı yakınlığı geliştirmesini ve doyuma ulaşmasına yardımcı olacak etkileşimi oluş­turmasını engeller. Yakınlık, kişisel duyguları açığa vurmanın ve bu duyguların bir başkası tarafından anlaşılıp kabul edilmesinin bir yan ürünüdür. Duygular yaşama bütünlük katar ve kendisi­ni açarak derin ve kişisel bir düzeyde karşılıklı ilginin doyumu­nu deneyimlemek bu insanın doğuştan kazandığı bir haktır.

İLİŞKİLER

Yengeç Kuzey Düğümü insanının, kontrol altına alma eğilimi onun yakın ilişkilerinde büyük tuzaktır. Bu o kadar otomatiktir ki, o bunu yaptığını fark etmez bile. O her zaman iki adım önde­dir, kendi davranışını yumuşatarak diğer kişinin davranışını yönetmeye çalışır. Örneğin, eğer o partnerinin kendisini kapana kısılmış hissettiğini ve onu terk edeceğini sezerse, onun rahatla­yıp ilişkiyi sürdürmesi için bir tatile çıkabilir. Bu insan, çevresin­dekileri doyumlu ve “kontrol altında” tutmak uğruna kendi duy­gularını ve gereksinimlerini feda etmeye aşırı gönüllüdür. Ama o bunu yaptığında, hiç kimse kazançlı çıkmaz.

Kendini Kontrol Etmek

Bu insan aslında duygulara hem kendisinin hem de başkaları­nın duygusal tepkilerine karşı aşırı derecede duyarlıdır. Başkaları onu duyarsız biri olarak algılarlar, ama aslında o aşırı du­yarlıdır ve hem kendi içinde, hem de başkalarında ortaya çıkan duygularla nasıl başa çıkacağını bilmez. Diğer insanlarla “duy­gu” bağlarını güvenle ve rahatça deneyimlemesini sağlayacak bir sistem geliştirene dek, onun otomatik tepkisi ya kendisini ya da başkalarını kontrol altına almaya çalışmaktır; çünkü bu duygu­larla başa çıkma sorununu ortadan kaldırır. O ilişkiyi kontrol al­tında tutabilmek için partnerini organize etmeye çalışır, ama böy­lece onunla gerçekten ilgilenmekten kaçınmış olur. En sonunda, kendisini yabancılaşmış hisseder.

Yengeç Kuzey Düğümü insanı bilinçsizce iş görürken, an­bean olup bitenin etkileşiminden çok, pürüzsüz yürüyen bir iliş­kiyi sürdürmeye ve kendi istediği sonucu elde etmeye daha çok önem verir. O, durumu kontrol altına almak için partnerinin is­tediğini düşündüğü biçimde davranarak kendi davranışına katı sınırlamalar koyabilir. Bilinçaltı olarak, şöyle düşünür: “Beni kontrol etmene izin veriyorum; böylece, sen de benim istediğim gibi olacaksın.” O, diğer kişiyle gerçek duygusal paylaşımın, bağın ve yakınlığın canlılığı pahasına, güvenebileceği, önceden tah­min edilebilir, stabil durumları yaratmaya yönelir.

Bazen bu insan duyguları bir zayıflık olarak algılar. Başkaları duygusallaştıklarında, duygular onun tüm fırsatlardan ya­rarlanmak isteme içgüdüsünü harekete geçirdiğinden, o kapa­nır ve içsel bir soğukluk hisseder! Bu olduğunda, onun yapacağı en iyi şey o durumdan bilinçli olarak yararlanmamaktır. Onun başarması gereken şey, durumu kontrol altına almaya çalışma­dan, sadece orada olmaktır. O zaman, rahatlayıp gevşedikten son­ra, gerçekten yardımcı olacak şekilde nasıl davranabileceğini iç­güdüsel olarak bilecektir.

Bu insan sorumluluk üstlenmeye o kadar alışmıştır ki, baş­kalarının duygularından sorumlu olduğunu düşünme eğiliminde­dir. O her şeyin ona bağlı olduğunu düşünür. Yine, bu da onun diğer kişiyi üzmemek için duygularını bastırmasına yol açabilir. Ama neler hissettiğini saklayarak o hiç kimseye iyilik etmemektedir. Aslında, onun duygularını ve korkularını saklaması, duru­mun tam olarak sağlığına kavuşmasını engeller. Yengeç Kuzey Düğümü insanının öğrenmekte olduğu en büyük derslerden biri, başka bir kişi uğruna kendi duygularını bastırmamaktır.

Aslında, bu insan duygularının kabul ve tasdik edildiğin­den ve gereksinimlerinin karşılandığından emin olmalıdır. Eğer o kendi gereksinimlerini karşılamazsa, başkalarına yardım ede­meyecektir. Aslında, o kendi içinde mutluluğu ve bütünlüğü bul­mak için yapması gereken şeyi yaptığında, partnerini özgür bıra­kır ve ilişkisi gelişir.

BAŞKALARINI KONTROL ETMEK

Yengeç Kuzey Düğümü insanı kendi duygusal kimliğini oluştu­rana dek, başkalarının duygularını içselleştirir: Çevresindekiler üzüldüklerinde ya da sinirlendiklerinde o da üzülür ya da sinir­lenir. O zaman, kendi kendisini kontrol altında tuttuğunu hissedebilmek için, diğer kişiyi kontrol altında tutmak ister. O bir kri­ze hemen bir öğüt vererek karşılık verir; aslında, o insanların durumun üzerine çıkmalarına yardım edebilecek yetenektedir. Ama kendi duygularını bastırma alışkanlığından dolayı, başka­larının duygularını da bastırma eğilimindedir. Birisi üzüldüğün­de ya da sinirlendiğinde onun ilk içgüdüsü o kişinin duygularını yadsımak ve onu sakin ve mantıklı olmaya zorlamaktır. Bu insa­nın çoğunlukla durumu tam olarak anlamadan sorumluluğu üstlenmek ve düzeni sağlamak gibi zorlayıcı bir eğilimi vardır. O, kendisine sorulmadan öğüt verme ayartısından kaçınmalı ve onun yerine, başkalarıyla paylaşabileceği besleyici, duygusal enerjiye odaklanmalıdır. Ve insanların değişen ruh hallerini bü­yük tablonun bir parçası olarak görüp kabul etmelidir.

Bazen bu insan, duygulardan kaçınmanın ve durumu sona erdirmenin bir yolu olarak, kendisini duygusal patlamalara kap­tırır öfkelenir, küplere biner, hakaret eder. Bilinçaltı olarak, o bu öfke patlamalarını kendi içinde yüzeye çıkmakta olan duygu­lara karşı bir savunma olarak kullanır. Aniden patlar ve bunu hemen atlatır, ama bu arada herkesin gözünü korkutmuş ve on­ları hizaya sokmuştur, böylece altta yatan duygularla başa çık­mak zorunda kalmaz. Duygusal patlamalar durumu kontrol altında tutmanın bir başka yolu olabilir. Diğerleri çatışmaya gir­mek istemezler, bu yüzden bu insana karşı çok dikkatli davra­nırlar ve bir kez daha, o kendisini yalnız ve tecrit olmuş hisse­der, ama bunun nedenini bilmez.

Bilinçaltı olarak, Yengeç Kuzey Düğümü insanı duygular­dan kaçınmaya çalışmaktadır, çünkü onlarla nasıl başa çıkacağı­nı bilmez. Onun başarması gereken şeylerden biri, kendisini ye­tersiz hissettiği durumlarla öfkelenmeden başa çıkmaktır. Yapa­bileceği bir şey, karşısındaki kişiye bilinçli olarak daha sabırlı davranmaktır. O diğer kişiyi merak edebilir ve durumu daha iyi anlamak için ona sorular sorabilir. Daha büyük tabloyu görmeye başladığında, çoğunlukla, bu süreçte herkesin duygularını hiçe saymadan bir anlaşmaya varabilir. Bazen, onun diğer kişinin po­zisyonuna saygı göstermesi direnci gevşetir ve o kişi onun iste­diği şeyi nasıl elde edebileceğini anlamasına yardımcı olur. Bu enkarnasyonda bu insan başkalarıyla zihinsel düzeyden çok “duy­gu” düzeyinde ilişki kurmayı öğrenmekte olduğundan yavaşlamalıdır. Başkalarının işitmeye açık olacakları öneriler sunmak için, o önce duygusal bir uyum oluşturmalıdır. Bu da zaman alır. Diğer kişi, duygusal olarak anlaşıldığını hissettiğinde, bu insa­nın vereceği öğüde açık olacaktır.

Yengeç Kuzey Düğümü insanı eskiden beri mükemmel öğüt­ler vermekte başarılıdır. O bir sorunu işittiğinde, başarıya ve çö­züme o kadar güçlü bir biçimde odaklanır ki, başarı ve pratik bir çözümü otomatik olarak görür. İronik bir biçimde, o çoğunluk­la, kendisinin öğrenmesi gereken sorunları olan kişileri kendisi­ne çeker. Bu insan, başkalarını beslemek üzere içinden akan ya­nıtları dinleyerek, kendisinin ne yapması gerektiğini bilecektir. Bu onun kendisini insanlara bağlı hissetmesine de yardımcı olur.

Yengeç Kuzey Düğümü insanının karşı karşıya bulunduğu seçim, kontrol etmek ya da ilgi göstermektir. Her ne zaman o bir duruma kontrol etme güdüsüyle karşılık verse, kaybeder. Her ne zaman ilgi gösterme ve destekleyici olmak isteme güdüsüyle kar­şılık verse, kazanır. Böylece, onun kendisini güvensiz hissettiği bir konuda bir telefon görüşmesi yapmadan, ya da bir duruma müdahale etmeden önce yapacağı önemli bir şey, bir an durup kendi güdüsünü tanımlamasıdır. Bu yolla, eyleme geçmek için sağlam bir zeminde bulunup bulunmadığını anlayabilir. Eğer o di­ğer kişinin iyiliğini gerçekten düşünüyorsa, etkileşime girdiklerin­de o kişi bunu hissedecek ve ona göre karşılık verecektir.

Kafayı Hedefe Takmak

Yengeç Kuzey Düğümü insanı başkalarına nasıl kontrol edici gö­ründüğünü fark etmez. O kafasını yapılması gereken şeyi başar­maya takar ve çoğunlukla eldeki göreve kendisini öylesine verir ki, işin içindeki insanların duygularını fark etmez. Sonra, diğer insanlar üzülüp sinirlendiklerinde, kendisini tecrit olmuş hisse­der ve ne olup bittiğini anlamaz.

Örneğin, büyük bir apartmanda bir daire satın almış olan Yengeç Kuzey Düğümlü bir müşterim vardı. Bu hanım, ortak mülkiyet alanının pürüzsüz bir biçimde işlemesine yardımcı ol­mak istediğinden, gönüllü olarak alan denetçilerinden biri oldu. Onun işi, haftada bir “alanı dolaşmak” ve apartman kurallarına uymayan (arabasını yanlış yere park eden, gürültü yapan, vs.) apartman sakinlerine uyan yazıları göndermekti. Müşterim işini çok ciddiye aldı ve çok geçmeden bir sürü düşman edindi. İşini yapmaya o denli odaklanmıştı ki, insanların uyarı yazıları aldıklarında neler hissedebileceklerini dikkate almayı unuttu. Yengeç Kuzey Düğümü insanı diğer kişinin perspektifini dikkate almayı ve onun yerinde olsaydı kendisinin neler hissedeceğini düşünme­yi öğreniyor. Bu onun başkalarıyla başarılı sonuçlar getirecek bi­çimlerde etkileşime girmesine yardımcı olur.

Geçmiş yaşamlardaki otoriter deneyimlerinden dolayı, o bazen başkalarına “çok ciddi” görünür. Bu her iki taraf için de bir kayıptır: Her iki insan da birbiriyle ilişki kurmaktan rahatsızlık duyar. Sorun şu ki, Yengeç Kuzey Düğümü insanı herke­sin onun istediği şeyi istediğini varsayar, böylece, hedefe ulaşıldı­ğı sürece, bunun neye mal olduğunu umursamaz. Ama diğerleri böyle düşünmezler ve az önce aldıkları “emir”in kendi plânları­na nasıl uyduğunu anlamayabilirler. Onlar görevlerinin büyük tablonun nasıl bir parçası olduğunun kendilerine açıklanmasına ihtiyaç duyabilirler. Başkaları geçmiş yaşamlarda Yengeç Kuzey Düğümü insanı kadar hedef yönelimli olmamışlardır ve bu in­san için aşikâr olan stratejileri göremeyebilirler. Dolayısıyla, bu insan yavaşlamalı ve iletişim kurmak için zaman ayırmalıdır ve bazen yanıtı bilmemeye gönüllü olmalıdır.

Örneğin, apartmandaki kadının durumunda, o hemen bir uyarı yazısı göndereceği yerde, o kişiye gidip onun kuralı anla­masını sağlayabilir ve o kuralın neden herkesin yararına oldu­ğunu anlatabilirdi. O kişiye o kuralı kendisinin nasıl uygulataca­ğını sorabilirdi. Yengeç Kuzey Düğümü insanı, “en tepedeki” po­zisyondan davranmamaya gönüllü olmalıdır; işin yapılması için başkalarının öneriler sunmalarına izin vermelidir. Bu durumda o kişi şöyle diyebilirdi: “Merak etmeyin, arabayı hemen çekerim, böylece siz de bir uyarı yazısı göndermek zorunda kalmazsınız. Bana haber vermiş olduğunuz için teşekkür ederim!” Burada amaç, hayatta “işi bitirmekten” daha başka şeylerin de bulundu­ğunu bilmektir başkalarıyla karşılıklı olarak yararlı biçimlerde bağ kurmanın doyumu vardır.

DUYGUSAL RİSKLER

Yengeç Kuzey Düğümü insanının ilişkilerinde gerçekten istediği şey, kendisini güvenli hissetmek ve olduğu gibi sevildiğini bil­mektir. Ancak, o bunu neredeyse olanaksız kılar, çünkü kendi­sini açığa vurmaz; o zaman başkaları onu nasıl tanıyabilir ve se­vebilirler ki? Bu insanın başarması gereken en büyük şey, sa­vunmasız olmasına izin vermektir. Duygularını açığa vurmayı göze alması diğer kişiye olduğu gibi, ona da duygusal kimliğini tanıtır, ama bu ona hayatını tehlikeye atıyormuş duygusunu verir bu ezici bir duygudur! Yine de, bu onun mutlu olmak, insan­larla başarılı bir biçimde ilişki kurmak ve kendisim rahat hisset­mek için atması gereken adımdır.

DUYGULARI İLETMEK

Yengeç Kuzey Düğümü insanı gerçekten yalnızlığı seven biri ola­bilir. O duygularını kabul ve tasdik etmekten o kadar çok korkar ki, başkalarının kendisine yakınlaşmalarına izin vermeyi göze almak onun için zordur. O incinmek istemez. Ancak, bu insan incinme korkusunun, en yoğun duygularını gerçekten deneyimlemekten çok daha kötü olduğunu öğreniyor. O, aşina olmadığı için duygularından kaçınır; ama duygularını açığa vurdukça, yaşamında yeni bir derinlik ve muazzam bir doyum duygusu bula­caktır. Duygular yaşama renk, öz ve anlam katarlar bu onlar olmadan bu dünyadaki yaşamın kuru, yavan ve mutsuz olacağı bütün bir kişisel zevk âlemidir.

Yengeç Kuzey Düğümü insanı duygulara yenik düşmekten ve kontrolü kaybetmekten korkar. Ancak, duygularına sürekli olarak yenik düşmekten korkmamalıdır, çünkü o sorumsuz ol­mayı hiç istemez. Kendisini olumsuz bir yöne sürüklenmiş bulsa bile, sorumluluğu üstlenme konusundaki doğal yeteneğini kullanarak bu durumdan her zaman kurtulabilir. O, duyguların ok­yanusun gelgitleri gibi geçici olduklarına güvenmeyi öğreniyor. Eğer deneyimli ve rahatsa, o sürekli olarak değişik ruh halleri ve duygular sergiler.

Duygular, yaşama başkalarıyla tam bir bağ kurmayı müm­kün kılan bir boyut katarlar. Başkalarıyla yalnızca zihinsel bağ kurmak ilişkileri acı verici bir biçimde eksik bırakır. Bu enkarnasyonda, bu insan, diğer kişinin duygularını hesaba kattığında, o kişinin tüm süptil veçhelerini daha geniş bir biçimde takdir edebileceğini öğreniyor. Ve kendi duygularını paylaşarak, o diğer kişinin onu daha tam bir biçimde takdir etmesini sağlar.

Örneğin, eğer Yengeç Kuzey Düğümü insanı birisine karşı büyük bir sevgi hissediyor, ama bunu göstermiyorsa, arada bir iletişim yoktur. Ama eğer o bunu gösterirse, o zaman her iki insan aynı dalga boyunda bağlantı kurma fırsatına sahip olur. Duygular, sözcüklerle olduğu gibi, beden diliyle de iletilir. Eğer bu in­san sevgi hissediyorsa, içinden gelen itilime uyarak diğer kişiye sarılması ya da onun elini tutması bir hata olmaz.

Bu insanın bilinçaltındaki kontrol etme arzusu çoğunlukla onu “kontrol altında” tutar, ona her zaman “doğru” olanı yaptı­rır, ama bu yalnızca onun hissetmekte olduğu şeyin realitesini erteler. O kendi amacına göre etkileyip yönlendirme güdüsüyle düşünmeye epey zaman harcayabilir: “Eğer bunu yaparsam, bu olacaktır; eğer şunu yaparsam, şu olacaktır” ve her şey bir stra­teji haline gelir. Ama o en sonunda kendisini yanlış yönlendirir ve duygularının ilişkilerinde ona rehberlik edeceğine güvenmeyi öğrenene dek yaşamın “duygu” yanından zevk alma fırsatlarını kaçırır.

Bu enkarnasyonda, Yengeç Kuzey Düğümü insanı “sosyal olarak kabul edilebilir” olan şey yerine, dürüstlüğün en önemli şey olmasına izin vermelidir. O, duygularını ifade etmediğinde ve onlara uygun davranmadığında, fırsatların “sonsuz” olmadı­ğını öğreniyor. O, bir duyguyu hisseder hissetmez onu kabul ve tasdik etmeli ve ifade etmelidir. Bu yalnız yürünülen bir yol ola­bilir, yani, çoğu kişi insanın duygularını her zaman dürüstçe ifa­de etmesini tavsiye etmeyebilir. Ama bu insan için, içtenlik tek doğru yoldur.

SAMİMİYET VE YAKINLIK

Yengeç Kuzey Düğümü insanı kendisine şunu sormalıdır: Eğer bir ilişki doğru sözlülüğe dayanmıyorsa, partnerleri zor zaman­lardan geçirecek şeyin özünde olan nedir? Bu insan samimiyeti ve yakınlığı deneyimlemek ister ve buna ihtiyaç duyar; bunu ya­ratmanın yolu kontrol edici olmaktan çok savunmasız olmaktır. Olumlu duyguları ifade etmek daha kolay olabilir, ama o korku­yu, kederi, kaygıyı, düş kırıklığını, öfkeyi ya da güvensizliği ifade etmekteki niyetinin bu duyguları haklı çıkarmak ya da sürdürmek değil, onlardan kurtulmak olduğunu hatırlamalıdır. Bu in­sanın böyle duyguları bastırması onun yararına olmaz.

Diğer düğümsel pozisyonlardaki insanlar kendileri olmakta ve duygularını açığa vurmakta zorlanmayabilirler, ama Yengeç Kuzey Düğümü insanı için bu çok cesaret gerektiren bir şeydir. O gerçek duygularını açığa vurmalı ve ifade etmelidir ve bunu sadece içsel benliğini açığa vurma güdüsüyle yapmalıdır. O za­man, eğer diğer kişi onu herhangi bir biçimde onaylamazsa, o bunun gerçek bir yakınlığı paylaşamayacağı biri olduğunu bile­cektir. Bu yaklaşım bu insanın besleyici, sıcak ve destekleyici ilişkiler geliştirebileceği insanlara onu tanıma şansını verir.

Geçmiş yaşamlarda, Yengeç Kuzey Düğümü insanı her za­man sorumlu olan kişi olduğundan, o söylediklerini ya da yap­tıklarını haklı çıkarmak zorundaydı. O, olası tüm geri tepmeleri dikkate almadan konuşmaktan sakınırdı. İyi haber şu ki, bu enkarnasyonda bu insan hiçbir şeyi haklı çıkarmak zorunda değil­dir evren ona, başkalarının buna gösterecekleri tepkinin sorum­luluğunu üstlenmeden, olduğu gibi olma ve hissettiği şeyi pay­laşma iznini vermiştir. O hissettiği şeyi neden hissettiğini bilmek zorunda bile değildir; ancak, bazen duyguları ifade etme süreci ona ne olup bittiği hakkında bir içgörü verir ya da diğer kişiye yapıcı geribildirimi destekleyen bir anlayış verir.

Yengeç Kuzey Düğümü insanının yapması gereken tüm şey, o sırada bildiklerini ifade etmektir. Örneğin: “Söylediğin şey be­ni rahatsız etti, ama nedeni tam olarak bilmiyorum.” “Sen bunu söylediğinde, öfke duymaya başladım. Nedeni bilmiyorum, ama hissettiklerimi bilmeni istedim.” “Kendimi sinirli hissediyorum ve çok konuşarak karşılık verir görünüyorum.” “Bu konuda an­laşmış olduğumuzu biliyorum, ama durum gelişirken ben bu an­laşmadan rahatsızlık duydum.” Ne olacağından korkarsa kork­sun, bu insan duygularını paylaşmayı gerçekten göze aldığında ve diğer insanların onun neler hissettiğini görmelerine izin ver­diğinde, durum karşılıklı olarak güçlendirici bir biçimde çözüme ulaşacaktır. Yengeç Kuzey Düğümü insanı karmaşık bir geçmiş yaşamlar kalıbına sahiptir, ancak bu enkarnasyonda onun için bu basit bir Doğru Hareket yoludur.

DESTEK VE EŞİTLİK

Ebeveynsel Roller

Bu insan için, güvenlik ve güven, bilinçli bir, başkalarını destekleme güdüsünden kaynaklanır. Bu destek açıkça eşitliğe dayan­dığında, onun ilişkileri çok iyi gelişir. Ancak o, geçmiş yaşamlar­da çok az geleneksel aile deneyimi geçirdiğinden, bu yaşamda yalnızca bir rolü oynamaya “saplanıp kalabilir”: Otoriter/diktatör/”baba” tipi. O, sorumluluğa, organizasyona ve kontrole o denli alışıktır ki, başkalarının sorumluluğu onun kadar iyi üstle­nemeyeceklerini düşünür. Böylece, acil bir durum (hatta acil bir durum belirtisi) ortaya çıktığında, o hemen atılır ve herkesi or­ganize etmeye başlar bu otomatik bir tepkidir!

Yengeç Kuzey Düğümü insanı başkalarının nereye gittikle­rini ve ne yaptıklarını daima bilmek ister, çünkü o her durumda sorumluluğu üstlenmeye çok alışıktır. Ama o desteklemek ile baş­kalarının yaşamlarının sorumluluğunu gasp etmek arasında bir fark olduğunu öğreniyor. Onun başarması gereken şeylerden bi­ri, yargılamadan ya da durumu düzeltmeye çalışmadan, insanla­rın zaaflarını anlamaktır.

“Baba” rolünü oynama eğilimine karşı koymak için onun yapacağı en iyi şeylerden biri, besleyici, destekleyici bir “anne” rolünü üstlenmektir. Dengeyi sağlamak için, o dişi rolden öğren­melidir: Enerjiyi almalı ve samimiyetle, kalpten karşılık vermeli­dir. Bu onu yumuşatır ve diğerlerinin onun enerjisini almalarını ve ondan yararlanmalarını sağlar. Yengeç Kuzey Düğümü insa­nı, diğer insanları yalnızca kendi otoritesi açısından değil, onların güvensizlikleri açısından da anlamalıdır; o zaman o insanlar kor­kuyla sinmez ve eşit kişiler olarak ilişki kurabilirler.

İşte bir ana/baba zıtlığı örneği: Diğer kişi üzülüp sinirlendi­ğinde, Yengeç Kuzey Düğümü insanının “hükmeden baba” yanı o kişiye olumsuz duygulardan kurtulmak için ne yapacağını söy­leme eğilimi gösterir. 0, istemeden, o kişinin duygularını geçersiz kılar (o kendisine de böyle davranır), ama bu diğer kişinin kendisini kabul ve tasdik edilmemiş hissetmesine neden olur. Bu enkarnasyonda, Yengeç Kuzey Düğümü insanı empati geliştir­meyi, başkalarının duygularını anlamayı öğreniyor. O, insanları dinlemeli ve bir annenin çocuğunun acısını anlaması gibi, onla­rın acısını anlamalıdır; onun anlayışı yaranın iyileşmesine yar­dımcı olacaktır. Bir çocuğa “Öpeyim de geçsin” demek ne kadar mantıklı değilse, “Bir dahaki sefere kendini bu duruma sokmak­tan kaçın da böyle incinme,” demek de o kadar mantıklı değildir. Yine de, bu ilk rahatlatıcı mesaj diğer kişinin ve onun ihtiyaç duyduğu mesajdır. Acıyı kabul ve tasdik ettikten sonra, böylece diğer kişiye onunla ilgilendiğini gösterdikten sonra, o yararlı ola­cak pratik önerilerde bulunabilir.

Geçmiş yaşamlarda, başkaları Yengeç Kuzey Düğümü insa­nına başarılarından ötürü saygı gösterdiler ve onu desteklediler. Bu yaşamda, o bunu tersine çevirmeli ve başkalarını destekleyip teşvik etmelidir. O diğer insanların gereksinimlerini karşılamak için buradadır; böyle yaptığında, kendisi gelişir ve güvenlik ka­zanır. O başkalarına yardım ettiğinde, otomatik olarak kendi ge­reksinimlerini karşılar. Başkalarını besleme sürecinde kendisi beslenir ve doyum bulur.

Tüm diğer duyguların üzerinde, bu insan reddedilmeyle ke­sinlikle baş edemez. O başkalarının duygularına karşı duyarlı ol­mayı öğreniyor olmasına karşın bu dünyaya kendi duygularına karşı aşırı duyarlı olarak geldi. Bu yüzden, herhangi bir reddedil­me belirtisine karşı abartılı bir tepki gösterir ve her şeyi çok kişi­sel olarak alır. Bunun anahtarı, daha objektif kendine daha az odaklanmış ve diğer insanların ivedi gereksinimlerine nasıl karşı­lık vereceğinin daha çok farkında olmaktır.

Örneğin, benim bu nodal pozisyonda bulunan ve bir et lo­kantasının ortağı olan bir müşterim vardı. Eğer bir müşteri ye­terince iyi pişmemiş olan bir eti geri göndermişse, o bunu kişisel olarak alır, kendisine karşı bir tavır alma olarak görürdü. Yengeç Kuzey Düğümü insanı, herhangi bir durumda kendi yeterliliğine odaklandığında, daima savunmaya geçer. O egosunu savunmayı bırakmalı ve diğer kişiyi desteklemek için ne yapabileceğine odaklanmalıdır. O başkalarını desteklemek için elinden geleni yapmaya odaklandığında, herkes kazanır ve enerji yükselir.

Duygular kimliğimizin önemli bir parçasıdır. Sizi ağlatan şey dostunuzu ağlatabilecek şeyden çok farklı olabilir. Duygula­rımız kişisel bir özelliktir ve Yengeç Kuzey Düğümü insanı duy­gularını ifade ettiğinde, başkalarının onun gerçek kimliğini tanı­malarına izin vermeye başlar. Çoğunlukla o başkalarının onun kim olduğunu görmediklerini ya da kendisi olmasına izin verme­diklerini düşünür. Aslında, başkalarının onu gerçekten tanıma­larına izin vermeyen kendisidir, çünkü farklı görüneceğinden korkar. Şaşırtıcı olan şu ki, o en sonunda kendisini açığa vurdu­ğunda ve toplumdan dışlanmayı göze aldığında, gerçekten toplu­ma ait olduğunu keşfeder.

Bu insan kalpten konuştuğunda içinden taşan duyguları ifade ettiğinde diğerlerine sevimli gelir ve onlar kaçınılmaz olarak empati ve destekle karşılık verirler. İroni şu ki, Yengeç Kuzey Düğümü insanına en kişisel gelen şey, aslında en kişi­sel olmayandır. Herkesin durumu nasıl gördüğü ve kendisinin başkalarına nasıl göründüğü ona çok kişisel görünür, çünkü ego araya girer. Ama o duygularını ve içgüdülerini ifade etti­ğinde, ego işin içine karışmaz. Bu içgüdüsel bir şeydir ego bundan kendine bir pay çıkaramaz. Bu onun düşünme sürecinden kaynaklanmaz; bu sadece dürüst bir tepkidir.

HEDEFLER

DUYGULARA GÜVENMEK

Uyumlanmak

Yengeç Kuzey Düğümü insanı geçmiş yaşamlarından gelen bü­yük bir dürüstlüğe sahiptir. O neler hissettiğini başkalarına bildirme konusunda da bu dürüstlüğü sürdürmelidir. Birçok enkarnasyonda toplumda önemli bir rol oynadığından ve kendisini ser­gilediğinden, o “birisi olmaya,” toplumsal bir ihtiyacı karşıla­mak için “her şeye sahipmiş” gibi görünmeye alışıktır. Ancak, bu enkarnasyonda onun duyguları tanınmayı talep edecek ka­dar çok güçlüdür. O başkalarına soğuk ya da ciddi görünebilir, ama bu onun, bilinçaltı olarak, “her şeyin üzerinde” görünmek için duygularını yadsımaya çalışmasından kaynaklanır. Şimdiye kadar, onun duygularına set çekmesi otomatik bir şeydi, ama bu enkarnasyonda mutlu olmak için o bu tepkiyi yeniden programlamalıdır.

Bunu başarmanın bir yolu yavaşlamak ve kendini dinlemek için zaman ayırmaktır. Genellikle, o bir şey hissettiğinde, ona al­dırmaz ya da direkt olarak karşı koyar. Şimdi o kendisini bu ko­nuda yeniden eğitmelidir. Amaç, kendini, duygularını hemen ifa­de etmeye zorlamak değil, duygunun ortaya çıkması için yeterin­ce zaman tanımak ve sonra onu ifade etmektir. Bu, Yengeç Ku­zey Düğümü insanı için yürümeyi ya da konuşmayı öğrenmek gibi yenidir, bu yüzden o sabırlı olmalıdır. Bu konuda deneme yaptıkça, çevresindeki insanların onun bu yeni davranışını yü­rekten desteklediklerini görecektir. Bu başkalarını teşvik eder ve onun ilişkilerine daha çok samimiyet getirir; yüzeysel bağlar yeri­ne, gerçek bir yakınlık yaratır.

Birçok geçmiş yaşamda duygularını bastırdığı için ödüllen­dirilmiş olduğundan, bu insan duyguları bir zayıflık olarak algı­lama eğilimindedir. Ama duyguların zayıf olmakla hiçbir ilgisi yoktur; onlar yalnızca bedendeki bir tepkiyi yansıtırlar. Yengeç Kuzey Düğümü insanı, “Son derece mutlu olduğum için zayı­fım,” diyebilir mi? Hayır; bu sadece bir duygudur.

İçgüdüler bu insanı hiçbir zaman doğru yoldan saptırmayacaktır. Çoğunlukla, onun duygusal tepkileri etkileşimlerinde bir­liği destekler ya da bu tepkiler gelecek zamanların doğru bir ke­hanetidir. Yengeç Kuzey Düğümü insanının korkusu, kontrolü elinde tutamayabileceğidir. Ama bu korkunun onu durdurmasına izin vermemelidir. O şöyle demelidir: “Şu anda al­gıladığım budur; hissettiğim budur.” Onun içgüdüleri daima doğ­rudur. Duygularını alenen göstermesine izin verdiğinde, bu aynı zamanda “iyi karma”dır. Bu insan için, duygu olumludur ve şifa vericidir; duygularını açıkça gösterdiğinde, bu onu başkalarına sevdirir ve çoğunlukla, ilgili herkes için durumu iyileştirir.

İLETİŞİM

Yengeç Kuzey Düğümü insanı başarı içgüdüsüne sahiptir, böyle­ce, o en çok zorlandığı şeyi duygularını, korkularını ve incinebilirliğini dürüstçe ifşa etmeyi hedef olarak seçerek, bu içgüdüden yararlanabilir. Başkalarıyla bir empati bağı yaratabilmek için o bunu yapmayı öğrenmelidir. Eğer ilk başta neler hissettiğini bi­risine söylemeye çekiniyorsa, bir mektup yazarak başlayabilir. Ya da, sonuca götüren anda ne söylemek istediğini birden “unu­tursa” diye, hatırlatıcı notlar yazabilir.

Onun amacı, “duygu” tepkilerini dürüstçe, ancak karşısın­dakini suçlamadan ifade etmek olmalıdır. Örneğin: “Dün beni aramaya söz vermiştin, ama aramadın. Bu yüzden kendimi gü­vensiz ve düş kırıklığına uğramış hissettim sana beni aramanı bekleyeceğimi söylediğimden, başka bir daveti geri çevirmiştim.” O, olup biten olguları ifade etmeli ve sonra bu olgular karşısında hissettiği duyguları bildirmelidir. Sonra susmalı ve diğer kişiye karşılık verme fırsatı tanımalıdır. Süreci yavaşlatmak ve hemen sonuçlara odaklanmak yerine, etkileşime uygun bir başlangıç sağlamak, iki kişinin birbirine uyumlanmasına fırsat vermelidir.

Çoğunlukla Yengeç Kuzey Düğümü insanı hep başkaları­nın yardım için bel bağladıkları güçlü kişi olmak zorunda ol­maktan ötürü sinirlenir. Kendi ihtiyaç duyduğu zamanlarda da­nışabileceği kimse olmadığı için içerleyebilir. Onun her zaman “en tepede” olmasına izin vermesi egosunu besleyip güçlendirir, bu da onun kendisini diğer insanlardan ayrı hissetmesine neden olur. Bunun anahtarı, onun, başkalarına yardım ettiği gibi, ken­disine de yardım edilmesine izin vermesidir. Ancak, o yardım kabul ettiğinde, bu genellikle dramatik bir biçimde olur: “Peki, bu gün arabanı kullanmak isterim, ama me­rak etme, onu tam iki saat sonra geri getireceğim, bir an bile ge­cikmem!” Sonradan o, diğer kişinin desteğini tasdik ve takdir et­mekten çok, arabayı geri getirmekte ne kadar sorumlu davran­mış olduğunu vurgular. O başkalarının yardımını ve ilgisini şük­ran ve sevgiyle kabul etmeyi öğreniyor. Karşılıklı dayanışmanın bir tür zayıflık olmadığını, bu dayanışmanın ona başkalarına ait olma duygusunu verdiğini, bunun da yaşamına derinlik kattığını öğreniyor.

Eğer bu insan güvensizliklerini açığa vurmazsa, başkaları­nı onu destekleme ve karşılık verme fırsatından yoksun bırakır. Ancak o korkularını ve yetersizlik duygusunu ifade ettiğinde başkaları onun gereksinimlerinin farkına varırlar. O zaman in­sanlar ona yardım etme, onunla ilgilenme ve onu şımartma fır­satı bulurlar bu enkarnasyonda bunlar Yengeç Kuzey Düğümü insanı için geçerli deneyimlerdir. Diğer birçok düğümsel grup için böyle ilgi ve yardım görmek egoyu besleyip güçlendiren bir şey olurdu. Ama Yengeç Kuzey Düğümü insanı için buna izin vermemek egoyu besleyip güçlendiren bir şey olur. Bunu değiş­tirmek sağlıklı bir alçakgönüllülük deneyimidir ve ilgili herkesi güçlendiren bir enerji alışverişidir.

Yengeç Kuzey Düğümü insanı yardım kabul etmekten ra­hatsızlık duyabilir, çünkü bu durumda tamamen sorumlu ol­madığını düşünür. Aslında, başka insanları işin içine katarak ve onların yardım etmelerine izin vererek, o bu insanların değerini onaylar. Bir kez o insanların yardım etmekten hoşlandıklarını öğrendiğinde, tüm dünya görüşü değişecektir.

SÜRECE ODAKLANMAK

Yengeç Kuzey Düğümü insanının geçmiş yaşamlarında hedef­lere ulaşmayı içeren o kadar çok deneyimi olmuştur ki, bu enkarnasyon çoğunlukla, onun sürecin zevkini çıkarmadan peş pe­şe hedeflere erişmeye çalıştığı bir yaşam haline gelir. O ne kadar çok hedefe ulaşırsa ulaşsın, bu doyum verici değildir. O, bir son­raki hedefe erişmeye çalışmak uğruna o ânı ve çevresindeki bol­luğu takdir etmeyi erteleyen, aşırı başarı yönelimli biridir.

Geçmiş yaşamlarda o azami derecede başarı kazandı, bu yüz­den, bu yaşamda onun mutluluğu hedeflerine erişerek bulması programlanmamıştır. Şimdi süreç önemlidir; mutluluk hedefe erişme sürecinde alınan zevkle gelecektir. O başlangıçlara daha çok dikkat etmeli, durumları beslemeli ve onların gelişimini gör­melidir. O, yine, başkalarının erişebileceklerinin çok ötesindeki hedeflere erişebilir, ama bunu doğru biçimde kendisi ve çevre­sindekiler için eğlenceli ve besleyici bir biçimde yapmalıdır.

Sonuçlara  Karşı  Araçlar

Bu, Yengeç Kuzey Düğümü insanı için bir “sonuçlar araçları hak­lı çıkarır” enkarnasyonu değildir. Kendisini güvende hissetmek için, o hedefe erişmeye çalışmaktan çok, süreçle temasta kalma­lıdır. Bu onun, istemeden, insanları istismar etmesini ya da duy­gusal olarak incitmesini de önleyecektir. Hâlâ, kontrol etme iç­güdüsü zaman zaman devreye girebilir ve o yaşamını zihninden yönetmeye çalışabilir, ama bunun ne kadar acıya neden olduğu­nu hatırlamalıdır.

Yengeç Kuzey Düğümü insanının sonuç uğruna süreci feda etme eğilimi enerjiden, canlılıktan ve kişisel zevk almaktan yok­sunluğa da yol açar. Örneğin, o başarılı bir evliliğe sahip olmaya odaklanmak yerine, başarılı bir evlilik yaratma sürecine odaklanmalıdır. Eşinin ilişkiden zevk alıp almadığını anlamak için za­man ayırmalıdır. Hedef, her bir partnerin diğerinin onun gerçek kimliğini görmesine izin verdiği, duyguları açığa vurma ve ya­kınlık yaratma yoluyla karşılıklı olarak destekleyici, mutlu bir ev­liliğe sahip olmak olabilir. O zaman nihai sonuç (başarılı bir evli­lik), onun günbegün devam eden sürecinin doğal sonucu olur.

O, eğer küçük şeyleri hallederse, büyük şeylerin kendi ken­dilerini halledeceklerini öğreniyor. Başkaları onun sürecin her adımıyla dürüstçe meşgul olmasını anlamayabilirler (onlar uzun vadeli hedeflere erişmeyi öğreniyor olabilirler), ama dünyevi ba­şarı konusunda usta olan Yengeç Kuzey Düğümü insanı, kendisi­ne ve sürecine sadık olmalıdır. O, “küçük şeyleri” hallettiğinde (örneğin, duygularını dürüstçe ifade ettiğinde; başkalarının duy­gularının farkında olduğunda; durumla duygusal olarak bağlantı­da kaldığında; süreçle ilgilenerek adım adım ilerlediğinde), ger­çekten Doğru Hareket yolunda olur.

Bu insan, yapmakta olduğu şey başkaları tarafından anlaşıl­sa da anlaşılmasa da, onaylansa da onaylanmasa da, saygı görse de görmese de, kendisinin ruhsal olarak doğru davrandığının farkında kalmalıdır. Savunmasız olmanın kendisi için ne kadar zor olduğunu ancak o bilir; o kendisine bu şekilde sadık olduğun­da, başkaları ne düşünürlerse düşünsünler, özsaygısını kazanır. Bu, dünyevi yaşamla başa çıkarken ona büyük ve dingin bir ce­saret veren yeni bir güç sağlar. O sürecinde dürüstlüğü sürdür­düğünde, başardığı şey duygusal olarak beklentilerinin çok öte­sinde doyum verici olacaktır.

Doyum İçin Hedefler

Yengeç Kuzey Düğümü insanı hedeflere erişme konusunda çok yetenekli olduğundan, onun kendi hedeflerini toplumun ya da çocukluğundaki çevresel koşullandırmanın empoze etmiş olduğu hedeflerden ayırması önemlidir. Onun hedefleri onu süreç yoluy­la mutlu eder. Düş kırıklığının yerine mutluluğu geçirmeye yar­dımcı olacak bir hedef, “eldeki bir kuşun daldaki iki kuştan iyi olduğunu” anlamak, yaşamın getirmiş olduğu şeyi takdir etmeyi öğrenmektir. Bilinçaltı hedef yönelimi onu daima “bundan son­raki şey”de doyum aramaya iter; sonuç olarak, o sahip olduğu bolluğun tadını çıkarmaz. O sahip olduğu şeyi bilinçli olarak gö­rüp takdir ettiğinde, bu daha ileri bir başarı için dengeli bir bi­çimde enerji sağlar.

Yengeç Kuzey Düğümü insanına derin doyum getirebilecek bir başka hedef, ilişkilerde duygusal bağ ve yakınlık oluşturmaya odaklanmaktır. Bu onu sürecini yavaşlatmasını ve farkındalığını kendisinin ve diğer kişinin üzerinde tutmasını sağlayacak şekil­de güçlendirir. Bu, yaşamın bir parçası olarak duygula­rın öneminin farkındalığını sürdürmek anlamına gelir.

Onun bunu yapabilmesinin bir yolu (ki bu alışılmadık du­rumlarda daha büyük güvenlik de getirecektir), bedenindeki ener­ji merkezinin yerini değiştirmeye odaklanmaktır. Yengeç Kuzey Düğümü insanı genelde yaşamsal enerjisini omuzlarından başı­nın tepesine doğru merkezlenmiş olarak tutar o “tepe ağırlıklı”dır ve içsel varlık duygusundan yoksundur. O, enerjiyi aşağıya, alt karın bölgesine getirmelidir (göbek çukurunun altındaki bölge). Günü, içindeki güç merkezinin farkındalığıyla yaşamak, onun değer duygusunu başkalarının görüşleri ne olursa olsun güç ve­rici, besleyici ve kendi içinde tamam olan bir içsel etken kılacak­tır. O enerjisini alt karın bölgesine kaydırdığında, merkezlenme meydana gelir ve onun kalbi açılmaya başlar.

Bu onun başkalarının duygusal Düş kırıklıklarına karşılık vermenin tamamen yeni bir yolunu öğrenmesini sağlar. O, olum­suz duygular karşısında kendisini hep rahatsız hissetmiş ve di­ğer kişiyi teselli etmek için ne yapacağını bilememiştir. Onun ilk tepkisi duygulara aldırmamak ya da onları bastırmak ve doğru­dan çözüm hedefine gitmek olmuştur böylece o kişi yeniden her şeyin “üzerine” çıkacaktır. Ama sihir şudur ki, eğer o diğer kişi­nin hissettiği şeyi kabul etmeyi ve anlamayı hedef olarak seçer­se, o zaman diğer kişiyi gerçekten destekleyecek ve aralarındaki bağı derinleştirecek uygun yanıtı görecektir.

Örneğin, bu düğümsel pozisyonda bulunan ve çok hoşlan­dığı bir adamla çıkan bir müşterim vardı. Her ikisi de sosyal faa­liyetin bol olduğu New York’ta yaşıyorlardı. Bir seferinde adam Minneapolis’e yaptığı bir iş yolculuğu sırasında, canı sıkılmış ve bunalmış bir halde müşterimi aradı. Müşterim onu neşelendir­mek için ne diyeceğini bilemedi ve bu kısa bir konuşma oldu. Adamın huzursuzluğuna karşılık olarak müşterim, “Bunu duydu­ğuma üzüldüm,” diyebilirdi. Yengeç Kuzey Düğümü insanı, di­ğer kişinin duygularını anlayıp paylaştığında, söylenecek doğru şeyi hemen bulur. Bu örnekte, müşterim şöyle diyebilirdi: “Belki de hemen uçağa atlayıp hafta sonu için yanına gelmeliyim.” Bu yanıt her iki tarafın da kazançlı çıktığı bir durum yaratırdı. Ama Yengeç Kuzey Düğümü insanı, önce diğer kişinin ifade ettiği duyguları kabul ve tasdik edene dek, duygusal durumlarda söy­lenecek “doğru şeyi” asla bilemeyecektir.

GEÇMİŞİN KALITI

Yengeç Kuzey Düğümü insanı başkalarıyla rahatlatıcı ve destek­leyici biçimlerde iletişim kurmayı öğreniyor. O, insanlara (suçlu oldukları kanıtlanana dek) lehlerinde düşünülme hakkını ver­meyi, böylece onların en iyi yanlarını ortaya çıkarmayı öğrenme­lidir. Örneğin, bu nodal grupta bulunan ve ABD’nin Güneybatısı’ndaki büyük bir lokantanın ortağı olan bir müşterim vardı. Bu beyin aşçısının aşırı içki içtiği ortaya çıkmıştı (adam işe alın­dığında bu durum bilinmiyordu) ve aşçıbaşı lokantada birkaç ay çalıştıktan sonra üç gün hapis yattı. O, serbest bırakıldıktan son­ra lokantaya geri döndü. İyi bir aşçıbaşı kolay bulunmuyordu ve müşterimin ona ihtiyacı vardı. Diğer ortak, “Hey, John, yuvaya hoş geldin!” diyerek adamı coşkuyla karşıladı. Ama benim müşte­rim soğuk davrandı. Oysa onu yeniden işe alacak olduktan son­ra, aşçıbaşına kendisini değerli hissettirmekte bir sakınca yoktu ki. Bu insan birisine ihtiyaç duyduğunda bunu kabul ve tasdik etmeyi öğrenmektedir.

ÖĞRETMEK

Yengeç Kuzey Düğümü insanı maddi dünyada hedeflerine nasıl ulaşacağının o kadar farkındadır ki, çoğunlukla, başkalarının da bu bilgiye sahip olduklarını varsayar. Ama hedef ne kadar yük­sek olursa olsun, bir hedefe nasıl erişeceğinin bu kadar çok far­kında olan başka bir düğümsel grup yoktur. Bu enkarnasyonda bu insanın amaçlarından biri, diğer insanlara hedeflere nasıl eri­şeceklerini öğretmektir. Bu alanda deneyimler geçirdiği yaşamlar sayesinde, bu in­san, başkaları bilinçaltı olarak kendi kendilerini sabote ettiklerin­de, ters etkili davranışa kapıldıklarında, ya da önemsiz konularla oyalandıklarında bunu hemen fark eder. Sorunların nasıl çözüle­bileceğini, başkalarının hedeflerine erişmek için nasıl pozisyon alabileceklerini açıkça görür. O, başka birinin gereksinimlerini gördüğünde, onun hayallerini gerçekleştirmesine yardım etmek için doğuştan var olan pratikliğini kullanabilir.

Yengeç Kuzey Düğümü insanı birisinin ters etkili bir biçim­de davrandığını gördüğünde, “o kişiyi cezalandırmak” yerine, onun işi, o kişiye hedefine nasıl erişeceğini öğretmektir. Bu insanın başkalarına katılmasının en iyi yollarından biri, onların hedefle­rini tanımlamalarına yardımcı olmak, sonra onları o hedefe eriş­meye teşvik etmektir. O başkalarının gereksinimlerine karşı bu şekilde duyarlı davrandığında, “diktatör baba” rolünden “şefkatli anne” rolüne geçer ve insanlara çok daha etkili bir biçimde erişe­bilir. O daha anlayışlı ve destekleyici olduğunda, gösterdiği gü­ven başkalarının en iyi yanlarının ortaya çıkmasına neden olur.

Aşçıbaşı örneğinde, müşterim aşçıbaşını daha iyi tanımaya zaman ayırabilirdi. O neden bir aşçıbaşıydı? Neyi başarmak isti­yordu? O lokantada çalışarak neyi kazanmak istiyordu? Eğer aşçıbaşının güdüsü eşine ve çocuğuna iyi bir yaşam sağlamak ve o lokantada çalışmasının nedeni iyi bir ün kazanmak idiyse, müş­terim onu buna destekleyici bir biçimde teşvik edebilirdi.

Sabır, Yengeç Kuzey Düğümü insanının geliştirmekte oldu­ğu bir başka niteliktir. Onun işi göstererek öğretmek, böylece di­ğer kişiyi teşvik etmektir. Geçmiş yaşamlarından ötürü, o hedefe erişme konusunda çok ustadır, öyle ki, anlayışlı bir öğretmen ro­lünü üstlendiğinde, diğerleri onu dinlerler.

DUYARLILIK VE PAYLAŞMA

Geçmiş yaşamlarda kişisel duygularını bastırmış olduğundan, Yengeç Kuzey Düğümü insanının “duygu” doğası arınmıştır. Onun “gizli bir gündemi” yoktur; onun duyguları masum, doğal bir tepkidir. Genellikle, o kendisini ifade ettiğinde, herkes rahat bir nefes alır. Onun “duygu” doğası çok açıktır ve o çoğunlukla çevresindekilerin duygularını “sezer.” İşte bu yüzden, onun duy­gularını sorumlu bir biçimde paylaşması sağlıklıdır: “Bu durumda kendimi huzursuz hissediyorum”; “Bunu söylediğinde kendimi rahatsız hissettim, o bana herkesin gereksinimini gözeten adil bir karşılık gibi gelmedi.” O duygularını dile getirmeyi göze aldı­ğında, herkes şifa bulur ve duygusal çekingenlikten kurtulur. Grup durumlarında, başkaları ona gelip şöyle diyebilirler: “Bu­nu söylediğinize ne kadar sevindim! Hissettiğim şey tam olarak buydu, ama bunu nasıl dile getireceğimi bilmiyordum.” Bu oldu­ğunda, bu evrenin onun “doğru yolda” olduğunu onaylamasıdır onun duygularını hiç kimseyi suçlamadan sorumlulukla dile ge­tirmesi, hedefine giden yolu açmak için gereken şeyin ta kendisi­dir.

Geçmiş yaşamlarda duygusal bedenini sahiplenmeyi redde­derek, Yengeç Kuzey Düğümü insanı kendisini insan olmanın yararlarından ayırmıştır. Bazı bakımlardan, o kendisini insan ır­kının bir parçası olarak bile hissetmeyebilir. O amacı, başarıyı, sorumluluğu anlar ama ne için? İnsan olma deneyiminde ödül gerçek değer nerededir? Bu, insanın duygusal benliğiyle hisset­tiği ruhen besleyici ve hassas duygulardadır. Her dışsal deneyim ondan kaynaklanan içsel duygusal dolum (şarj) olmadan boş­tur. Ve bu duyguları bir başkasıyla paylaşmak deneyimlerin en coşku vericisi ve en güzelidir.

Duygularından koparak, bu insan insanlarla duygusal bir ba­ğı tanımaktan ve ona sahip çıkmaktan kaynaklanan mutluluğu, doyumu ve ait olma duygusunu kaçırmaktadır. O, insan ailesin­den sorumlu olmaktan çok, bu ailenin bir parçası olmanın yarar­larına ve zevklerine sahip çıkma hakkını kazanmıştır. Onun için yavaşlamak ve bir insan bedenine sahip olmanın en besleyici ödü­lünü devşirmek duyguyu hissetmek son derece uygundur.

Ruhsal Astroloji Jan Spiller

Bu, ruhsal kaderini geliştirmek isteyen herkesin mutlaka okuması gereken bir kitaptır.
Her Dem Bütünün Hayrına OLsun
admin

Recent Posts

Büyüden Korunma Ritüeli

Sevgili Gönül Dostlarım, Büyüden Korunma Ritüelini sizlerle paylaşmak istiyorum. Bir küçük siyah torbaya biraz toprak,…

3 yıl ago

sınırsız zenginlik için kubera mantra

Sevgili Gönül Dostlarım, Sınırsız zenginlik için kubera mantrasını Om Shreem, Om Hreem Shreem, Hreem Kleem…

3 yıl ago

Eski Sevgilimle Nasıl Barışabilirim ? Tuz Su Sirke Ritüeli

Sevgili Gönül Dostlarım, Eski Sevgiliniz ile barışmak mı istiyorsunuz ? İşte bunun için sizlerle çok…

3 yıl ago

Düşman Korkusundan Kurtulmak İçin Okunacak Dua

Düşman Korkusundan Kurtulmak İçin Okunacak Dua

4 yıl ago

Kur’ân-ı Kerim’de geçen şifâ duası…

Rahman ve Rahîm olan Allah’ın ismiyle. Allah’ın ismiyle sana okurum. Allah sana şifâ versin. Ey…

4 yıl ago

Rüzgar Estiği Zaman Okunacak Dua

Hazret-i Âişe -radıyallâhu anhâ-’nın anlattığına göre Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, rüzgar estiğinde ve gökyüzünde…

4 yıl ago