KUZEY AY DÜĞÜMÜ ASLAN BURCU KADERSEL ASTROLOJİK ETKİLERİ

Kuzey Düğümü Aslan Burcunda ve Kuzey Düğümü 5. Evde

Geliştirilecek Nitelikler

Bu alanlarda çalışmak gizli yeteneklerin ve becerilerin ortaya çıkmasına yardımcı olabilir.

•  Bireysellik

•  “Merkez sahne”yi almaya gönüllü olmak

•  Kalbinin arzularının peşine düşmek

•  İradeyi güçlendirmek

•  Coşku

•  Özgüven

•  Riskler almak

•  Başkalarındaki çocuksu niteliklerle ilişki kurmak

•  Yaşamdan zevk almak, eğlenmek  

•  Yaşamı bir oyun olarak görmek

•  “Bu bana bağlı” tutumunu geliştirmek

Geride Bırakılacak Eğilimler

Bu eğilimlerin etkisini azaltmaya çalışmak yaşamı daha kolay ve daha zevkli kılmaya yardımcı olabilir.

•  “Ait olmak” için akranlarının baskısına boyun eğmek

•  Duygusal durumlardan kopmak

•  Soğuk ve uzak durmak

•  Eyleme geçmek için başkalarının iteklemesini beklemek

•  Gerçekten olup biteni gözden kaçırmak

•  Eyleme geçmeden önce “daha çok” bilgi beklemek

•  Aşırı hayal kurmak

• Yüzleşmelerden kaçmak

KAÇINILACAK TUZAK

Aslan Kuzey Düğümü insanının farkında olması gereken Aşil’in topuğu, onun akranları tarafından kabul edildiğini hissetmeye aşırı derecede ihtiyaç duymasıdır (“Eğer yaşamla işbirliği yapar ve ‘akışa uyarsam,’ akranlarım beni otomatik olarak destekleye­cek ve bana mutluluk getireceklerdir”). Ama bu dipsiz bir kuyu­dur: Arkadaşları ona, birey olarak ortaya çıkmasına ve yaşamın getirdiği heyecan verici fırsatlardan yararlanmasına yetecek ka­dar desteği asla veremezler. O kendi kendisinin en iyi dostu ol­mak ve kendisini ona mutluluk getirecek şeylerin peşine düşme­ye teşvik etmelidir.

Bu insanın kaçınması gereken tuzak, bitmez tükenmez bir bilgi arayışıdır (“Eğer yeterince bilgim olursa, yaratıcı eyleme ge­çecek kadar güven duyacağım”). O, başarılı yaratıcı eylemi sağ­layacak yeterli bilgiye sahip olduğunu asla hissetmeyecek, böyle­ce “akışa uymayı” ve mutluluğun onu bulmasını beklemeyi sür­dürecektir. Sonuçta, o bir noktada risk almalı ve kendi mutlulu­ğunu yaratmaya başlamalıdır. İroni şu ki, bir kez o eyleme geçe­rek mutluluğu yaratmaya başladığında, başarmak için gereksin­diği bilgi ona kolayca gelecektir.

BU İNSAN ASLINDA NE İSTER ?

Aslan Kuzey Düğümü insanının gerçekten istediği şey sevgi gör­mektir. O başkalarının sevecen enerjisini hissetmeye doymak bilmez bir ihtiyaç duyabilir. Bu enerjiyi yaşamına başarıyla ge­tirmek için, o önce insanları neşelendirerek sevgi vermelidir o, sahne ışığını (genel ilgi odağını) başkalarını mutlu edecek şekil­de kullanmayı bilir. Yaratıcılığını başkalarının mutluluğuna kat­kıda bulunmak için kullanarak, o bir “izleyici grubu,” ya da onu destekleyecek, kabul edecek ve sevecek bir akran grubu yaratır. Aslan Kuzey Düğümü insanı için “doğru yolda” olmanın en iyi göstergesi, başkalarının alkışları ve onayıdır. Mutluluk verme sü­recinde kendi insancıl ideallerine uyumlu kaldığı sürece o yaşam akışında önemli bir katılımcı olduğunu bilme ödülünü kazanır.

Yetenekler/ Meslek

Bu insan, bireysel yaratıcı çabayı ödüllendiren mesleklere aittir. Eğlendirmek (şarkıcılık, oyunculuk, vb.), girişimcilik ya da mer­kez sahnede olmanın bir başka yolu onun son derece yaratıcı olan enerjisini herkese sevinç verecek yapıcı biçimlerde ortaya çı­karır. Diğer iyi seçenekler çocuklarla ilgili faaliyetleri, borsada oy­namayı, oyunları ve sporları içerir.

Aslan Kuzey Düğümü insanı objektiflik yeteneğine de sahip­tir “oyun”un ne olduğunu doğru olarak görebilir. O bu yeteneği onun için eğlenceli olan hedeflere erişmek için bir arka perde ola­rak kullandığında, her şeyi objektif bir biçimde görme yeteneği değerli bir nitelik haline gelir. Ancak, eğer o objektifliğin kendisi­ni hedef olarak alan mesleklerle (bilim adamı, mucit, mühendis, röntgen teknisyeni, vs.) uğraşırsa, yaşamı canlılık ve sevinçten yoksun bir hale gelebilir. Bu doğal yeteneği yoğun biçimde yara­tıcı projelerde kullanması onun için daha yararlıdır.

Aslan  Kuzey  Düğümü  İçin  iyileştirici  onaylamalar

•  “Kendi mutluluğumu yaratabilecek tek kişi benim.”

•  “Eğer eğleniyorsam, doğru yoldayım demektir.”

•  “içimdeki çocuğun iklimlerine uygun davrandığımda, kazanı­rım.”

•  “İstediğim sonuçları aktif biçimde yarattığımda, kazanırım.”

•  “Başkalarının içindeki çocukla ilişki kurduğumda, bundan her­kes kazançlı çıkar.”

•  “Başkalarına sevinç verdiğimde, kendimi buna dâhil olmuş hissederim.”

KİŞİLİK

Aslan Kuzey Düğümü insanı birçok yaşamı bir kenarda durup başkalarının etkileşimini izleyerek geçirmiştir. O bilim adamı, gözlemci, insancıl davaları ve idealleri desteklemek uğruna kişi­sel kimliğini feda eden kişi olmuştur. O, kendi gereksinimlerini ve arzularını dikkate almadan, yaratıcı enerjisini başkalarının hayallerine ve büyük amaçlarına bağlamaya alışıktır.

Böylece, geçmiş yaşamlarda bu insan içindeki çocuğun can­lılık enerjisiyle teması yitirdi. Bu yaşamda, o bu sorunu çözmek ve canlılık enerjisiyle yeniden birleşmek için, bilinçaltı olarak, yi­ne içindeki çocuğun varlığını yadsıyan çevreleri seçmiştir. O, bir ebeveynin davranışını objektif olarak gözlemlemenin bir hayatta kalma meselesi olduğu, şiddet içeren bir ailede doğmuş olabilir. Ya da, ebeveynlerden birinin ya da her ikisinin de duygusal tep­kilerinin önceden kestirilemeyeceği alkolik bir ailede doğmuş olabilir ve onlara güvenmediğinden, onun için tek güvenli yol duygularını bastırmaktır. Veya belki, küçükken bir ebeveynini kaybetmiştir, bu ona ek bir sorumluluk duygusu vermiştir ve o “sadece bir çocuk olmanın” onun için uygun olmadığını düşün­müştür.

Bu insan o kadar çok enkarnasyonu objektif olarak ve bi­limsel bir bakış açısından izleyerek geçirmiştir ki, bu enkarnasyonda yaşama katılmaktan gerçekten korkar. O objektifliğini yi­tirmekten korkar; bilinçaltı olarak, bunun geçmişte onu güven­lik içinde tutmuş tek şey olduğunu düşünür. Ama bu enkarnasyon yaşama katılmak ve nasıl oynayacağını öğrenmekle ilgilidir! O birçok enkarnasyonda ağır, soğuk, bilimsel yaklaşımı benimsedi o bu dünyada eğlenmiyordu bu yüzden bu kez yaşamdan zevk alma, eğlenme yolunu seçmelidir. O, çocuklarla birlikteyken kendi içindeki çocuk ona geri yansıtılır. Çocukları oynarken ve yalnızca kendileri olurken görmesi, bu insana oyun oynamayı ve yaşama katılmayı ilham eder. Ve onun başarması gereken şey budur yaşamın canlılığının merkezine girmektir.

Geçmiş yaşamlardaki bilimsel yöneliminden dolayı, Aslan Kuzey Düğümü insanı bu enkarnasyona bir “laboratuar objektifliğiyle” girer; veriyi onu değiştirmeye çalışmadan, ya da mü­dahale etmeden sürekli olarak gözlemler. Bu onun olup bitenleri çok net ve doğru biçimde görmesini sağlar. Ancak, eğer “Önemli Gözlemci” rolüyle aşırı özdeşleşirse, bu onun egosunu besleyip güçlendirir ve o kenarda durup başkalarını yargılar ve kendisini daha üstün görür.

O şu yaklaşımı benimseyebilir: “Ben tüm saçmalığı kesip gerçeği olduğu gibi söyleyeceğim!” ve sonra, diğer kişinin yüzün­deki ifadeyi görünce, kendisini kötü hisseder. Ama onun zihni şöyle der: “Neyse, söyleyeceğimi söyledim! Sözümün arkasında duracağım!” ve o kendi pozisyonunun katılığına alışır. Ancak, bu enkarnasyonda bu insanın başarması gereken şey, olup bitenleri insanlara olumlu bir biçimde, onları güldürecek ve/veya perspek­tiflerini değiştirmelerine yardımcı olacak ve yüklerini hafiflete­cek biçimde göstermektir. Bu kez Aslan Kuzey Düğümü insanının olup biteni sadece görmesi değil, “olanı,” kendisi de dâhil, ilgili herkes için olumlu bir şeye dönüştürmeye aktif olarak ka­tılması gerekir. Bu enkarnasyonda, onun yaşam amacı, istediği şeyi tarafsız kalarak değil, işin içine yoğun bir biçimde katılarak elde etmeyi öğrenmektir.

GÖZLEME KARŞI EYLEM

Aslan Kuzey Düğümü insanı, bazen kendisini başkalarının dram­larına sürüklenmiş ve yaklaşan tehlikeyi açıkça görebilmesine karşın çaresiz bir biçimde oturup bekliyormuş gibi hisseder. O, başkalarının hareket tarzlarını ayarlayabileceklerini, “rüzgâra yelken açabileceklerini,” yön değiştirebileceklerini ve hüküm sü­ren koşullardan yararlanarak kazanacaklarını düşünür. Ama kendisini rüzgârın değiştiğini görse ve dalgaların farkında olsa bile enerjiye bağlanamaz ve böylece durumdan yararlanamaz gibi hissedebilir.

Bu insan, yaratıcı sarkacın bir ucuna “saplanıp kalır.” Bir hayali başarıyla gerçekleştirme süreci hem gözlemi hem de eyle­mi içerir. Bazen, gemiye manevra yaptırmak için iplere sıkı asıl­mak, gemi dönerken dengeyi yeniden sağlamak, yeni yöne hazır­lık olarak ağır nesneleri dengeli pozisyonlara sokmak ve değişik­liğe hazırlanmak için “ambar kapaklarını sıkıca kapatmak” ge­rekir. Bir hayli enerji harcamak gerekir. Hâkim kuvvetlerin doğ­ru olarak gözlemlenmesi yaratıcı sürecin eşit derecede önemli bir parçasıdır, böylece tüm enerji doğru yönde harcanabilir. As­lan Kuzey Düğümü insanı gözlem yönünden harikadır, ama o fi­ziksel dünyada değişiklikler yaratmak için eyleme geçmeyi hatır­lamalıdır.

BİLİMSEL YAKLAŞIMA KARŞI YARATICILIK

Bazen Aslan Kuzey Düğümü insanı ölesiye düşünebilir. O, eyle­me geçmeye karar verdiğinde yanlış yapmamak için her şeyi analiz eder, ters gidebilecek her şeyi düşünür, çevresindeki in­sanların ruh hallerini kontrol eder ve elde edebileceği tüm bilgi­yi toplar. Ancak, düşünülecek o kadar çok şey vardır ki, o bunun altında ezilir ve adeta felce uğrar. Bu, “kesin bilgi” yoluyla gü­venlik arama eğilimi onun canlılığını artırabilecek riskler alma­sını engelleyebilir ve bu onu durgun, pasif bir yaşama hapsede­bilir.

Bu insan daha akıcı olmayı öğreniyor; o, mantıksal stra­tejilerine sıkıca sarılmak yerine, sezgisine güvenmeye başlama­lıdır. Temel önermesinin yanlış olabileceğini düşünmeye gönüllü olmalıdır. Ancak, o çoğunlukla, daha üstün bilgiye sahip olduğunu varsayar; bu “bilgi” onun hayallerini gerçekleştirmesini engellese bile, ona inatla tutunabilir. “Kalbimin sesini dinlemem ve istediğim şeyi yaratmak amacıyla risk almam için önce x, y, ve z koşullarının yerine getirilmesi gerekir.” Ama o koşullar hiç­bir zaman yerine getirilemez. Bu insan, hayalinin başarısının ya da başarısızlığının tümüyle kendi kontrolünde olabileceği fikrin­den vazgeçmelidir. Aslında, yaşam onun partneridir; o kaygıları­nı bir yana bırakıp, her an ne yapabiliyorsa onu yapmaya başla­dığında, azar azar, hayallerini gerçekleştirecektir. Eğer bunu yapmak istemezse ve onun “uygun koşulları” hiçbir zaman yeri­ne getirilmezse, bu insan artık çok geç olana dek bir risk almayı erteleyebilir ve fırsat penceresi kapanır.

Aslan Kuzey Düğümü insanı bilimsel yaklaşımın sınırlama­larını aşmayı ve gerçekten yaratıcı olmayı öğreniyor. Yaratıcılık plânlanamaz ya da programlanamaz. O her an elde edilebilen sez­gi ve enerjiyle el ele ve eldeki malzemelerle çalışma sürecidir. O, gidilecek yere karar vermeyi ve o hedefe ulaşmak için evrensel Akışla işbirliği yapmayı içerir. Nihai sonuç tam olarak beklenen şey olmayabilir, ama o beklentinin enerjisi sevinçle ve başarıyla tezahür ettirilecektir.

Aslan Kuzey Düğümü insanı, evrenin onun hayallerini ger­çekleştirmeye yardımcı olmak için sunduğu şeyi kabul etmelidir. O, evrene, “Bu konuda bir yanıt istiyorum” dediğinde ve evre­nin ona bir yanıt sunduğu her seferinde zihni, “Hayır, bu o yanıt değil” dediğinde, onlara göre davranmayarak aldığı yanıtları ge­çersiz kılar. Böylece bir kısırdöngü içinde dönüp durur ve kendi yaşam gücüne yabancılaşır. Durum böyle olduğunda, o bu insan için bir eyleme geçme işaretidir. O yaşama bir biçimde katkıda bu­lunmalıdır: Bir dostunu aramalı, sevdiği birine bir armağan gön­dermeli, ya da onu enerjisine yeniden bağlayacak bir spora ya da faaliyete başlamalıdır. O kendi enerjisine bağlandığında düşünce­lerini açık bir biçimde ifade edebilir, başkalarıyla duygusal ve zi­hinsel olarak bağ kurabilir o zaman kendisini harika hisseder!

AKIŞA UYMAK

Aslan Kuzey Düğümü insanı yaşamında yaratıcı değişimler yapmasını sağlayacak kişisel gücünü tanımaz. O, Akış’ın tüm güce sahip olduğunu düşünür, böylece kendisini güçsüz hisseder. Ço­ğunlukla, istismar edici durumlara bile katlanır, “başa gelen çe­kilir” der, çünkü o durumu değiştirecek güce sahip olmadığına inanır. Onun bu enkarnasyondaki en önemli derslerinden biri, büyük tabloyu görmesine dayanan yapıcı değişimi gerçekleştire­cek güce aslında, özel bir yeteneğe sahip olduğunu fark etmek­tir.

Geçmiş yaşamlarda bu insan ona rehberlik etmesi için Ev­rensel Enerjinin Akışına uyumlanırdı ve bu mükemmel bir bi­çimde işlerdi. Bu yaşamda, o kendi (içindeki çocukla rezonansa giren) hedefine erişmek için çaba gösterdiği sürece, Akış’ın (Bü­yük “A” ile) onu doğru yöne götüreceğine yine güvenebilir. Teh­like, o hedefine içsel bir bağlılık hissetmediğinde ortaya çıkar. O zaman, onun bu enkarnasyondaki kaderi başkalarıyla yaratıcı bir biçimde ilişki kurmayı öğrenmek olduğundan, rastgele buldu­ğu akış aslında Evrensel Rehberlik değil başka insanların ener­jisidir. Böyle zamanlarda, o “akışa uyduğunda” (küçük “a” ile), bu gerçekte diğer insanların belki de çok bencilce kaygılara da­yanan arzu ve isteklerinin akışıdır.

Aslan Kuzey Düğümü insanı başkalarını yatıştırmak için de akışa uyar. Bu onun, işin içine karışmak ve duygusal yıkımı göze almak zorunda kalmadan işbirliği yapma ve kabul edilme tarzı­dır. Tek sorun şu ki, o akışa uyduğunda, sonunda kendisini başkalarının iradelerine hizmet ederken bulabilir. O bunu, başka­larının arzularının girdabını hissettiğinde, yapacağı en iyi şey ge­ri çekilmek, durumla ilgili kendi duygularını anlamak ve onayla­mak ve sonra kendi istediği şeye güvenmektir. Onun işi, içinde­ki çocuğu mutlu eden şeyin peşine düşmektir. Bu duygular güç­lendikçe, bu insan doğru yolda olduğunu anlayacaktır.

Herkes için neyin en hayırlısı olduğunu saptamak için “bi­limsel değerlendirmeyi” kullanan zihni, bu enkarnasyonda bu insan için iyi bir gösterge değildir. O, içindeki çocuğun sevincine odaklanmalıdır. O bu yönde yürümeyi seçtiğinde, kendi gereksinimlerini karşılamak için ona güvenen birisi incinebilir ya da düş kırıklığına uğrayabilir. Ama o, büyük plâna göre, bunun tam da o insanın kişisel sorumluluğu öğrenmek için yaşaması gere­ken şey olabileceğini hatırlamalıdır. Aslan Kuzey Düğümü insa­nı herkesin derslerinin neler olduğunu bilemez. Onun kesinlikle bilebileceği tek şey, kendi içindeki saf mutluluk duygusudur; bu duygu onun doğru eyleme götüren tek güvenilir feneridir.

Bu insan, kalbinin özlemi yerine zihnini izlediğinde, bu enkarnasyonda bulunma nedeninden onu mutlu eden şeyi yap­maktan kaçınmış olur. Birçok yaşam boyunca o insancıl amaç­lara hizmet etmiştir, bu yüzden onun içindeki çocuk çok arın­mıştır. Onun içindeki çocuğu mutlu eden şeyi izlemesi gerekir bu onu başka insanların ego enerjisinin karışıklığından çıkarıp, kendi parlak bireyselliğinin ışığına sokacak olan tek şeydir.

Çoğu insan bu yaşamda kendisine şu ruhsal emrin verilmiş olması için her şeyi verirdi: Oyna ve eğlen! Aslan Kuzey Düğü­mü insanı bunu yapmakta özgürdür, çünkü o kendiliğinden so­rumlulukla davranır. Şimdi onun Doğru Hareket yolu, bireyselliğini izlemek ve başkalarının onun yoluna çıkmalarına izin ver­meden kendi hayallerini gerçekleştirmektir.

Akranlar

Bu insanın bu enkarnasyonda başkalarının enerjisi karşısında yaşadığı karışıklığa katkıda bulunan talihsiz bir “grup karma’sı” olabilir. Geçmiş yaşamlarda o insan gruplarıyla yakın bir iliş­ki içindeydi, ama kendi bireyselliğiyle teması yitirmişti. Bu en­karnasyonda o, hangi sosyal grubun bir parçası olmak istediğine karar verme ve sonra “kendisini o gruba ait kılma” eğiliminde­dir. O rolünü şöyle oynar: O insanlar gibi giyinmeye, onlar gibi konuşmaya, davranmaya ve onların perspektiflerini benimse­meye başlar. Grup onu kabul ettiğinde, o onlar gibi olma çabası içinde kimliğini yitirir. Sorun, onun işlemi geriye doğru yapmış olmasıdır! Kendisi olmak yerine (yani, kendi bireyselliğini ifade etmek ve dostlarını gerçek içsel yakınlığa dayanarak seçmek yerine), kimlerle dost olacağına karar vermek için zihnini kullanmıştır. Çocukken bile, bu insan “hızlı” akranlarıyla birlikte olma eğilimi gösterir ve sonra başı derde girer, çünkü o kendi yargısı yerine arkadaşlarını izliyordur.

Tüm grup durumlarında, Aslan Kuzey Düğümü insanı ken­di bireyselliğini ifade etme de meydan okumasıyla karşılaşır. Ço­ğunlukla, o diğerlerinin onun o gruba ait olduğunu sandıkları grupların bir parçası olur, ama bazen bir karar anında “maske­si” düşer, çünkü çevresindeki insanlar onun gerçekten kendisi olmadığını anlar ve böylece karşılıklı güven eksikliği duyarlar.

Bu insanın bir grubun gerçek doğasını anlaması onun yararı­na olur. Bir insanın destek için gerçekten güvenebileceği gruplar, kendi asli doğasıyla temasta olan ve neyin önemli olduğu konu­sunda kendi kişisel duygusuna sahip olan bireylerin doğal bir bi­çimde bir araya gelmelerine dayanır. Bu gruplar doğal yakınlık ve benzerlik nedeniyle kendiliğinden oluşurlar. İşte bu yüzden, Aslan Kuzey Düğümü insanı sağlıklı grup ilişkilerine sahip ol­mak için, kendi içsel varlığıyla temasta kalmalıdır. Kendi birey­selliğini öne sürme sürecinde, o başkalarının bireyselliklerini fark edecek ve onlara saygı duyacaktır. Onların ittifakı, birbirlerinin iradelerine ve beklentilerine boyun eğmek yerine, birbirlerinin özgün içsel doğasına saygı göstermelerine dayanacaktır.

Hayal Kurmaya Karşı Gerçekleştirme

Çoğu kez, Aslan Kuzey Düğümü insanı kendisini gelecekle ilgili hayallerinin içinde kaybeder. Bu onun hissettiği üzüntüden do­layıdır, çünkü o aradığı canlılığı yaratamamıştır. O her konuda hayal kurar: Durum “daha sonra” nasıl olacak, tekrar karşılaşa­cağı birisi, tanıdığı birisi ve onunla nasıl olabilirdi belki de nasıl olacak… Böylece, peş peşe hayaller onun bilincini doldurur. An­cak, hayal kurmaya çok fazla enerji harcamak onun yaratıcı ate­şini sulandırır. O, hayal kurmaya daha az, eyleme geçmeye daha çok zaman harcamalıdır.

Bu enkarnasyonda şöyle bir karar vermek onun yararınadır: “Pekâlâ, ben ne yaratmak istiyorum? Benim için eğlenceli olan nedir?” O birçok değişik fikir edinir ve içindeki çocuk şöyle der: “Evet, haydi şunu yapalım!” Tek sorun şu ki, o yıllar boyun­ca oturup bunu düşünebilir, hiçbir şey yapmayabilir. Hayallerim gerçekleştirmeden yıllarını boşa harcadığında, bu onun içinde de­rin bir üzüntü yaratır.

Hayalleri gerçekleştirme konusu çok önemli bir konudur. Bu enkarnasyonda Aslan Kuzey Düğümü insanı kendi kaderini yaratma gücüne sahiptir, ama yaşamının sorumluluğunu üstle­nip bu kaderi yaratmak ona bağlı bir şeydir! O içinde derin bir biçimde yankılanan bir hayali seçmeli ve dış dünyada bu hayali gerçekleştirecek adımları atmalıdır. Bazen bu düş kırıklığı yara­tıcı bir süreç olabilir. Onun hayali ile realite arasında büyük bir uçurum bulanabilir, öyle ki ikisini bağdaştırmak olanaksız görü­nebilir. Yine de, bu insan hayal ettiği her şeyi maddi dünyada te­zahür ettirme konusunda eşsiz bir yeteneğe sahiptir. İlk adım, yaratıcılık oyununa katılmanın eğlenceli ve doyum verici olabile­ceğini anlamaktır. O, hayalini yaratma sürecinden zevk almalı ve mutluluğu “daha sonraya” ertelememelidir.

Aslan Kuzey Düğümü insanı, hayallerini gerçekleştirmek için sabırsızlanma ve onları gerçekleşmeye zorlama eğiliminde­dir. Bazen, hayalleri ile mevcut koşullar arasındaki uçurum çok geniş görünür ve o yenilgiye uğradığını hissederek vazgeçer. Ama bu onun en yüksek hayrına değildir, çünkü o kalben hayalini özlemeyi sürdürür ve çevresindeki realiteden tatmin olmaz. O yavaşlamak ve bizzat yaratıcı sürecin ona yol göstermesine izin vermelidir. Hedefine doğru ilk adımı başarıyla tamamladığında, bir sonraki adım da aklına gelecektir. Eğer o eyleme geçmeden önce bütün tabloyu görmek için beklerse, eyleme geçecek güveni bulacak kadar bilgiye asla sahip olamayacaktır. Onun için, canlılık riskler almakta yatar.

Oyalanmaya Karşı Odaklanma

Aslan Kuzey Düğümü insanı hedefini aklında tutmayı öğreniyor. Yaşamın birçok fırsatı onun dikkatini kolayca dağıttığından, o ilk başta onu heyecanlandırmış olan hedefe “uyumlanmış” kal­makta zorlanır. O, dikkat dağıtıcı, oyalayıcı şeylere ve engellere rağmen, iradesini geliştirmeyi ve doğru yolda kalmayı öğreniyor. Bunu yapmak için, o kendisini gözlemci olarak değil, oyuncu ola­rak görmelidir.

Bazen, hayalini deneyimleme fırsatını ilk kez gördüğünde, o bunun yarattığı mutlu enerjisine kapılır ve o yönde ilerlemeye başlar. Ama sonra, bulunduğu yerden olmak istediği yere giden yolun düz ve kolay olmadığını fark eder. Eğer işler sarsılmaya ve onun hayal ettiği gibi çıkmamaya başlarsa, o vazgeçme eğilimi gösterir, ya da uzun vadede onun için daha az enerji barındıran başka bir yola dikkatini verir.

Aslan Kuzey Düğümü insanı, yaşamı için hayal ettiği mut­luluğu yaratmak için her zaman dümdüz ve hızla ilerleyemeyeceğini öğreniyor. O hedefine doğru ilerlerken, çoğunlukla “ikinci bir kuvvet” devreye girer bu onun hayaline karşı gösterdiği bir dirençtir. O zaman o geri çekilmeli ve bu direncin üzerine çık­malıdır onu yeni bir düzeye çıkaracak bir karakter gelişimi ya­şamalıdır. Bu biraz bir peri masalına benzer: Prens, ödülü ka­zanmadan önce karakter sınavlarından (canavarları öldürme, vs.) geçmelidir. Bu insanın karşılaştığı ikinci kuvvet, aslında onun karakterinin her zaman onun yolunun üstünde bulunan, ama sadece onunla istediği şeyi elde etme arasında durduğu za­man belli olan bir parçasıdır. Eğer o ödülü kazanmak istiyorsa, bu karakter sınavlarından geçmeli güç ve özdisiplini kazanmalı ve en büyük korkularını yenmeli ve pes etmemelidir.

YARATICILIK

Aslan Kuzey Düğümü insanının öğrenmekte olduğu başlıca ders­lerden biri, yaratıcı sürecin sevincine katılmaktır. Ama onun en büyük düş kırıklığı, hayalleri ile çevresinde gördüğü çıplak reali­te arasındaki çelişki olabilir. Bu insan, başkalarının yarattığı şe­yin “akışına uymaya” alışık olmasına karşın, bu enkarnasyonda kendi istediği durumları yaratmalıdır. Ama o bunu nasıl yapaca­ğını bilmez. Nasıl olur da, kendini vermediği objektif bir yolu izle­meye bu kadar alışmış olan biri birden yön değiştirir ve bir şey yaratır? Hatta o buna nasıl başlar? Bilmeme korkusu bu insanı daha çok bilgi peşinde koşma, kendisini eyleme geçebilecek ka­dar güçlendireceğini umduğu bir yanıt arama tuzağına düşüren şeydir. Temelde, yanıt niyet etmektir. O yaratmak istediği şeye tümüyle odaklandığında, gereksindiği bilgi, istediği şeyi aktif bi­çimde yaratma sürecinde ona gelecektir. Bu enkarnasyonda, onun işi hayallerini şimdi yaratmaktır.

BİLGİYE KARŞI DENEYİM

Aslan Kuzey Düğümü insanı, daima, eyleme geçmek için güven duyacak kadar yeterince bilgi edineceğini umar. Ama bu insan yüz yaşında olabilir ve hâlâ eyleme geçecek kadar yeterince bilgi edinmemiş olduğunu düşünür! O, eyleme geçmeyi ertelemek için bilgiyi bir mazeret olarak kullanmayı bırakmalı ve bazen yanıl­manın uygun olduğunu kabul etmelidir. Aslında, biz hatalar ya­parak hayatta neyin iyi sonuç verdiği konusunda daha “gerçek” bilgi kazanırız.

Bazı bakımlardan, Aslan Kuzey Düğümü insanı sağlam bir özgüvene sahiptir. Ancak, onun özgüveni kendi bilgi tabanına güvenmeye dayanır. O, bildiğini düşündüğü şeye tam olarak gü­venir, ama onun “bilme” duygusu geçmişteki deneyim ve göz­lemlerine dayanır. O sadece geçmişin bilgisine dayanan katı fi­kirler oluşturduğunda, geleceğinin potansiyelini sınırlar. Onun başarması gereken şey, bilmemeye gönüllü olmak çocuksu ol­mak ve deney yapmaktır. O kalbinin sesini dinlemeli bazı şeyle­ri, başkaları onları yapmasalar bile, denemek ve neler olduğunu görmelidir. Bu onun yaşamına tekrar canlılık getirecektir ve o bunu nasıl yapacağını “bilmese” bile, burada ve şimdi olumlu so­nuçlar yaratabileceğini görecektir.

Bu insan, hatalar yapmanın acısından kaçınmak için, bilgi­nin kesinleşmesini beklemekten hoşlanır. Ama o içindeki çocuğun dinamizmini izlemeyi öğrenmelidir; bu onu zevkin, heyeca­nın, keşfin, aşkın ve yaratıcılığın yeni, bilinmeyen bölgelerine götürecektir. Eğer o bunu yapmazsa, sonunda, peşinden gittiği trampetçinin onu daha mutlu bir yere götürmediğini görünce karmaşaya düşer ve mutsuz olur. Bir rehber olarak “bilgi”ye ya da “koşullara” inatçı bağlılık bir engel oluşturacaktır. Örneğin, Aslan Kuzey Düğümlü bir müşterim, son yirmi iki yılını, yeni bir yaşama başlayabilmek için karısını terk etmeye çalışarak geçir­mişti. Ama o kafasını karısını terk edebilmek için önce onu geçindirebilecek kadar para biriktirmesi gerektiği fikrine takmıştı. Yirmi iki yıl boyunca o ne kadar çok para kazandıysa karısı da o kadar çok harcadı ve adam önkoşulunu karşılayacak kadar pa­rayı hiçbir zaman toparlayamadı. Ancak, karısı yaratıcıydı, bağımsızdı ve son derece zekiydi. Karısına kendi kendisini geçin­dirme gücünü vermeyerek ve eyleme geçmek için önce kendi “ko­şullarını” karşılamaya çabalayarak, müşterim kendisini mutsuz bir evliliğe hapsetmişti.

Kendi canlılığını artırmak ve yaşamdan daha çok zevk al­mak için, Aslan Kuzey Düğümü insanı bilinmeyene adım atmalı ve kendi gerçeğini doğrudan deneyimle bulmalıdır. Bütün geri tepmeleri bilmeden riskler almak güven gerektirir ve yaratıcı bilgi kazanmak bir çocuğun masum cesaretini gerektirir. Bu in­san kendi içindeki canlılığa güvenmelidir. Eğer o hedefini aklın­da tutarsa, gitmek istediği yere ulaşmak için yol boyunca hangi ayarlamaları yapması gerektiğini görecektir.

KURALLARI KENDİ YARARINA KULLANARAK KAZANMA SANATI

Aslan Kuzey Düğümü insanı oyunlarda çok başarılıdır ve seçtiği her rolü oynayabilir. Objektifliği onun mükemmel stratejiler oluşturmasını sağlar. Bir kez o aklına bir hedefi koyduğunda, hayalini gerçekleştirebilmek için rolünü ilgili diğer kişilerle bir­likte nasıl oynayabileceğini görebilir. Bu yetenek, özellikle onun kendisini güvensiz hissettiği durumlarda yararlı olabilir. Eğer o durumu bir “oyun” olarak görmesine izin verirse, rol oynama konusundaki doğal yeteneği de buna katkıda bulunacaktır.

Bir kez o rolünü seçtiğinde, kazanmak için bir strateji ya­ratabilir. Strateji, durum geliştikçe onun değişik roller oynama­sını gerektirebilir. Bir aşamada onun “Şifacı Jim” olması ve bir sonraki aşamada “Hayallerinizin Erkeği Jim” olması gerekebilir. Amaç, onun o sırada hedefine doğru ilerlemek için oynaması ge­reken rolü görmesi ve sonra onu sonuna dek oynamasıdır. O bu konuda çok iyidir ve bu onun için aynı zamanda büyük bir eğ­lencedir! Ona bu konuda yapılacak tek uyarı, adil olmanın önemini hatırlaması ve ilgili herkesin en yüksek hayrına olacak rol­leri oynamasıdır.

Aslan Kuzey Düğümü insanının drama duygusunu bir nok­tayı başkalarının işiteceği şekilde vurgulamak için de kullanabi­leceğini bilmesi iyi olur. İnsanlar, çoğunlukla, onun her şeyi ka­bullenme eğilimini, bu geniş yürekli doğasını istismar ederler. O zaman o başkalarının onu ciddiye almamalarına ve layık olduğu saygıyı göstermemelerine içerler. Bu yüzden, o önemli bir şey söy­lerken bunu kesin ve kararlı bir biçimde söylemelidir: “Şu anda önemli bir telefon görüşmem var, seninle konuşamam, on beş dakika sonra müsait olabilirim.” Başkalarının dikkatini çeken şey onun ne söylediği değil, bunu nasıl söylediğidir. O, günlük durumlarda daha ivedi gereksinimlerini karşılamak için de dra­ma yeteneğini kullanabilir.

Bu insan ayrıca mükemmel bir kumarbazdır, çünkü kendi­sini “kazanmaya” duygusal, egosal olarak kaptırmaz. O Akış’ın daha büyük kuvvetlerinin ve hâkim enerjilerinin farkında oldu­ğundan, kumar oynarken ve hedefine erişmeye çalışırken ne zaman ilerleyeceğini, ne zaman geri çekileceğini bilir. Bu enkarnasyonda, o “yanlış” bir eylemin bile eğer kalbindeki mutlulu­ğun enerjisini izliyorsa eylemsizlikten daha iyi olduğunu öğreni­yor. Ancak, onun bunu bir oyun olarak görmeyi sürdürmesi önemlidir. Eğer kazanmak istiyorsa, yeni bir eylemde bulunma­dan önce stratejisini yeniden değerlendirmeyi sürdürmelidir.

GEREKSİNİMLER

KİŞİSEL GELİŞİM

Bu insan onaylanma enerjisine umarsızca ihtiyaç duyar. Birçok enkarnasyonu tarafsız olarak, “hiç kimse” olarak geçirdiğinden, bu enkarnasyonda o “bir kimse” olmaktan ve kendisi olmaktan çok korkar. O, birçok yaşamda kimliğini daha büyük bir davayla özdeşleştirmiş olduğundan, kim olduğunun izini yitirmiştir. Bu onu olağanüstü iyi bir aktör ya da aktris yapar; o çok ihtiyaç duyduğu onaylanmayı elde etmek için başka birisinin rolünü oy­namaya gönüllüdür. Aslında, olumlu katılımından ötürü alkışlanmak ve onaylanmak bu insan için sağlıklıdır bu onu kendi aktif kişiliğinde köklendirir.

Egoyu Geliştirmek

(Bu bölümde irdelendiği şekliyle) egonun işlevi, arzuyu açıkça ifade etmek, bireyin isteklerini ve gereksinimlerini dünyanın ge­ri kalan bölümüyle kaynaştırmaktır. Ego, bireyin gitmek istediği yönü sözlü olarak ifade eder. O karar verici ve iradeyi harekete geçiricidir. Aslan Kuzey Düğümü insanı birçok enkarnasyonu, manevi “zorunluluklara” ve “gerekliliklere” dayanan bir “süper ego” düşünce tarzına, yani toplumun, ailenin, dinin, ya da insan­cıl ideallerin farkındalığının emrettiği ahlaka gömülerek geçirdi. Bunun sonucunda, o kişisel egosuyla teması bireysel gereksinimleri ve yönü olan bir birey olma duygusunu yitirmiştir. O id’ inin yani, durumlara karşı spontane “içgüdüsel tepkileri”nin ve süper ego zihninin farkındadır, ama ikisi arasında arabulucu olan egosuyla temasta değildir. Böylece, o aşırı yardımsever olma ve başkalarının onu çiğneyip geçmelerine izin verme ile “haktanırlık sınırı” çiğnendiği için öfkeyle patlama arasında gidip gel­me eğilimi gösterir. Çoğunlukla, o ne olduğunu bile anlamaz ve öfkesini kendisine ya da başkalarına açıklamakta zorluk çeker.

İyi kararlar vermesine yardımcı olacak bir ego duygusu ol­madığından, bu insan olağanüstü inatçı olabilir. Eğer o bilgiye dayanan nedenlerden (manevi zorunluluklar, gereklilikler, ahla­ki ya da ruhsal inançlar) ötürü bir durumu terk edemeyeceğini düşünüyorsa, içgüdüsü ona bunun sağlıklı olmadığını söylese bi­le, o yine de orada kalacaktır. Eğer o bu inatçılığı hedefine eriş­me azmine dönüştürürse, bu inatçılık onun yararına işler, ama o durağan ve sınırlayıcı bir durum içinde kaldığında, bu inatçılık onun zararına işler. Onun o durumda kalmaktaki güdüsü güvenlik ve değişim korkusu da olabilir. Genellikle o, eski duru­mun içinde kendisini yaratıcı hissettirecek yeni bir meydan oku­ma bularak, ataletini olumlu bir şeye dönüştürmeye çalışır. Ama gerçek şudur ki, o ancak bu kadarını yapacak olursa, bu kendini kısıtlamayla sonuçlanacaktır. Eğer o kendisine bir zaman sınırı koyarsa, o durumdan kurtulacak cesareti bulabilir. Önceden be­lirlediği zaman süresini kendisini yeni bir yaşama atılmaya ha­zırlamak için kullanabilir. O bir karar verdiğinde ve diğer seçe­nekleri dikkate almayı reddettiğinde, iradesini harekete geçirir ve birden durumu değiştirecek güce ve enerjiye sahip olur.

Aslan Kuzey Düğümü insanı bu kez bilinçli olarak sağlıklı bir ego geliştirmek için enkarne olmuştur. Onun başarması ge­reken şey, egoyu geçerli kılarak güçlendirmektir; süper ego bakış açısından algıladığı şeyi ve id’de hissettiği şeyi (içgüdüsel tepkisi­ni) sözlü olarak ifade etmektir. Örneğin, o şöyle diyebilir: “Zor bir iş günü geçirdiğin için buna kızmamam gerektiğini biliyo­rum; yorgunsun ve insanlarla uğraşmak istemiyorsun. Ama eve gelip, eline gazeteyi alıp, televizyonun karşısına geçip, benimle konuşmadığın zaman çok üzülüyorum. Her akşam birbirimizle ilgilenmeye ve ilişkimizi yeniden canlandırmaya zaman ayırma­mızı istiyorum.”

Bir kez bu insan kendi gerçeğini dile getirdiğinde, hissettiği ve istediği şeyleri sansürlemeden ifade ettiğinde, kendine özgü bir bireysellik duygusu geliştirmeye başlar. Bu büyük bir cesaret ister, ama bu, bu insanın canlı ve sağlam bir düzeyde köklenmesinin ve bütünlemesinin tek yoldur. O hem süper egosunun hem de id’inin bakış açışını sevecen ama kararlı bir biçimde ifade ettiğinde, yaratıcı çözümler ortaya çıkar, egosu daha güçlenir ve başkaları onun söylediklerine dikkat etmeye başlarlar. Eğer o duygularını başkalarına güçlü bir biçimde iletmezse, insanlar nasıl onu gerçekten tanıyabilir ve istediği şeyi ona verebilirler?

Egosunu başarıları yoluyla bilinçli olarak geliştirerek, bu insan Doğru Hareket yolunda kalabilir ve aynı zamanda diğer insanları kendi süper egolarıyla daha çok temasa sokabilir, onla­ra böyle bir armağan verebilir. Gördüğü büyük tabloyu paylaşarak ve id’inden gelen içgüdüsel tepkileri ifade ederek, o diğerleri­nin herkesin en yüksek hayrını dikkate alan daha geniş bir bakış açısına sahip olmalarına yardım eder.

İRADEYİ GELİŞTİRMEK

Aslan Kuzey Düğümü insanı bu enkarnasyonda iradesini geliş­tirme misyonuna da sahiptir o hayallerini gerçekleştirmek için gereken gücü kendi içinde uyandırmalı ve geliştirmelidir. O far­kında olduğundan daha fazla içsel güce sahiptir ve o gücü tanımayı ve onunla bütünleşmeyi öğrenmektedir. Bu süreç, kısmen, değerli şeyleri gerçekleştirmek için gereken zamanı tanımayı içe­rir. Eğer o bir hayalini gerçekleştirmek istiyorsa, ona zaman ayır­maya gönüllü olmalıdır. İlgili diğer kişilerin bu insanın hayaline uyumlanmak için zamana ihtiyaçları vardır ve hazırlık aşamaları fiziksel âlemde tamamlanmalıdır. Tüm bunlar zaman ister, bu yüz­den bu insan uzun sürecek zor bir iş için gerekli dayanma gücüne sahip olmalıdır.

Eğer o, sürecin her aşamasını tamamlayarak ve bir sonra­ki adımın açığa çıkmasına izin vererek, yavaş yavaş adım adım ilerlemeye gönüllü olursa, kalbinin hayallerini yaratacaktır. Eğer o hedefe odaklanır ve içsel mutluluk duygusuyla temasta kalırsa, süreç, onun çabalarının meyvelerini almak ve tam olarak takdir etmek için gerekli olan karakter gücünü geliştirecektir. Ancak, içsel gücüne bağlanmak için, Aslan Kuzey Düğümü insanı bir güvensizlik dağını aşmalıdır: “Ya başaramazsam? Ya yapamazsam?” Mesele, başarısızlığı düşünmemektir. Onun yerine, işe girişmek, denemek gerekir. Bu insanın içsel gücünü tanımaya baş­laması uzun bir zaman alabilir, ama bir kez bu gücü kabul etti­ğinde, onu hiçbir şey durduramaz!

İrade, onun hayallerini gerçekleştirmek için gereksindiği araçtır. O ayrıca kendisinin aradığı şeyin de onu aradığını hatır­lamaktan güç alacaktır. O hayaline erişmek için kararlılıkla adım­lar atarken, hayali de onu çağırmakta ve ileri doğru çekmektedir.

KENDİNİ GÜDÜLENDİRME

Aslan Kuzey Düğümü insanının, kendisini güdülenmiş hisset­mek için, belli bir yöne doğru “itilmesi” gerekir. O bir kişiden ya da durumdan bir çekim hisseder ve bu çekimi izlediğinde ken­disini doğru yolda bulur. Ama bu enkarnasyonda o sadece başkalarının onun yapmasını istedikleri şeyle değil, kendi içsel güdülenimiyle de temasta kalmayı hatırlamalıdır.

Bazen bu insan öylesine kayıtsız ve pasif bir hale gelir ki, her şeyden geri çekilir, hiçbir şeye katılmaz. Bu özellikle onun karşılıklı bir sorumluluğu paylaştığı (bir eş ya da iş ortağı gibi) kişiler için çok zor olabilir, çünkü bir kriz ortaya çıktığında, bu insan ortadan kaybolma ve o krizle başa çıkmayı çevresindekile­re bırakma eğilimi gösterir. Ailede bir kriz yaşandığında, o buna karışmak istemeyebilir gerçekten hiçbir bir şey yapmak iste­mez. Diğerleri onu yardım etmeye zorlamak için iteklemeleri, sarsmaları, ya da tehdit etmeleri gerektiğini hissedebilirler.

Buna karşılık vermek yerine, Aslan Kuzey Düğümü insanı çoğunlukla daha çok geriye çekilir. O, çevresindekilerin tüm duygusal enerjisini hisseder ve ne yapacağını bilemez. Onun yapması gereken şey, kısa bir süre için geri çekilmek ve kalbiyle temasa geçmektir. O bu durumda neyin olmasını istemektedir? Onu ne mutlu edebilir? Bir kez o bunu görebildiğinde, sorumlu­luk üstlenmeli ve istediği olumlu sonucu yaratmak için kendisi­ne düşeni yapmalıdır.

Bu insan kendi içsel itilimlerini izlediğinde, hiç kimsenin onu iteklemesi ya da zorlaması gerekmez, çünkü o zaten kendi yolunu aktif biçimde izlemektedir. Bir birey olarak, o bir ilişki­nin bir alanıyla uğraşmayı ve diğeriyle uğraşmamayı, ya da bir tip krizi çözmeyi ve diğerini çözmemeyi isteyebilir. Herkese kar­şı adil ve yararlı olmak için, o katılmaya gönüllü olduğu alanları tanımalı ve diğerlerine ona ne zaman güvenilebileceğini ve güvenilemeyeceğini bildirmelidir. Örneğin, o çocuklarla oynamaktan mutlu olabilir, ama her akşam işten sonra bir saat ka­dar yalnız kalmaya ve merkezlenmeye ihtiyaç duyabilir. O eşinin neye ihtiyaç duyduğunu öğrenmeli ve sonra her ikisinin de istek­lerini karşılamanın bir yolunu bulmalıdır.

Bu insan, içsel benliğiyle temas kurmayı ve ne istediğini açıkça tanımlamayı öğrenmekte olduğundan, sadece kendi iste­diği şeye ya da gerçekten adil olduğunu hissettiği şeye uygun olan sözleri vermeli ve sözünü tutmalıdır! Eğer o bir işe belli bir düzeyde katılacağını söylemişse, söz verdiği şeyi yapmalıdır. Öte yandan, eğer bir işe katılmak istemiyorsa, bunu ilgili diğer kişi­lerle dürüstçe konuşmalıdır. İletişimi başlatma sürecinde, ilgili herkese daha çok sevinç getiren daha yüksek bir düzen yaratılır.

İLİŞKİYE GİRMEK

Aslan Kuzey Düğümü insanı başkalarından sevgi görmeye ba­ğımlıdır. O duygularını ve arzularını paylaşma riskini aldığında, eğer diğerleri onu hemen onaylamazlarsa, bundan vazgeçme eği­limi gösterir. Hemen tekrar suskunlaşır. Ama diğerlerinin bu­nun onun için önemli olduğunu anlamaları için onun iletişimine biraz enerji biraz dram katması gerekebilir. Başkalarının onu ciddiye almaları için, o gereksinimlerini kararlı bir biçimde ifade etmelidir. Ve onun güdüsü sadece “istediğini elde etmek” değil, kendisini dürüstçe ifade etmek de olmalıdır ki karakteri ve ego­su gelişebilsin. Onun kendisini ifade edişi, kendi içindeki sınırla­rın doğal mimarıdır. O gerçek içsel tepkilerini dürüstçe ifade et­mediğinde, istemeden başkalarına haksızlık yapıyor olur: O, baş­kalarından onun kimliğini gerçekten görme, onunla etkileşme ve gereksinimlerini karşılama fırsatını esirgemektedir. Bu insan başkalarına coşku verme ve mutlu etme konusun­da inanılmaz bir yeteneğe sahiptir. O bu yeteneği hem iş alanı­na, hem de kişisel alanlara uygulayabilir. Bunun anahtarı insan­larla ilişkiye girmeye ve onlarla aklıyla olduğu gibi kalbiyle de iletişim kurmaya gönüllü olmaktır. O bir durumda düş kırıklığı­na uğrayıp içine kapandığında, bundan herkes kaybeder. O daha çok ilgilenip, duruma yapıcı enerji katmayı sürdürdüğünde, bun­dan herkes kazanır.

Aslan Kuzey Düğümü insanı çevresindeki kişilerin duygu­larına ve iradelerine karşı çok duyarlıdır. Diğerlerinin ne istedik­lerini, o durumun içindeki herkesin iradesinin farklı yönlerini ve onların neyi yaratmaya çalıştıklarını hisseder. O tüm bu duy­gusal enerjinin ortasında kaldığında, onunla nasıl başa çıkacağı­nı bilemez. Çoğunlukla, duruma katılmak yerine, ayrı ve tarafsız kalır. Ama aslında, bu insan başkalarının iradeleri ve duygula­rıyla başa çıkma konusunda son derece yeteneklidir. O iradeye egoyla bağlı olmadığından, belli bir durumun nasıl herkesin ge­reksinim ve isteklerinin karşılanacağı şekilde adil bir biçimde sonuçlandırabileceğini görecek objektifliğe sahiptir. O sadece geçici bir süre için neler olup bittiğini görecek kadar bir süre için ayrı kalmak ve sonra durumu doğru olarak değerlendirme gücünü kullanmalıdır. O zaman o olumlu sonuçlar yaratmak için duygusal enerjisini ve oyunculuk yeteneğini kullanabilir.

O, bir durumun içine girmeye ve insanlarla oyun oynamaya gönüllü olmalıdır. Bu yolla, o herkesin farklı iradesinin bütünün hayrına uyumlanmasını sağlayacak doğru enerjiyi yaratabilir, duruma adalet, haktanırlık, eşitlik ve uyum getirebilir. Bu onun ayrı ve tarafsız kalma yeteneğinin en mutlu kullanımıdır bu ay­rılığı iradesini gerçekten yaratıcı bir biçimde kullandığı bilinçli bir katılıma dönüştürmek. O, denkleme kendi iradesini ne iste­diğini de dâhil etmelidir, aksi halde uzun vadede çözüm bir işe yaramaz.

Aslan Kuzey Düğümü insanı utangaç olabilir ve bu onun için güçten düşürücüdür. Aslında, dikkatini kendi dışına odakladığında ve çevresindekilerin moralini yükselttiğinde o çok mutlu ve güvenlidir. Ancak, dikkatini kendi üzerinde odakladığında, güvensizlik duygusuna “saplanıp kalır;” enerjisi ileri doğru hare­ket etmek yerine, kendi çevresinde dönmeye başlar. Bu neden­le, durumlara katılmak onun mutluluğu ve canlılığı için bir anahtar unsurdur.

Bağlanmak

Aslan Kuzey Düğümü insanı bağlanma konusunda ciddi sorun­lar yaşama eğilimindedir. Bu sorunlar, genellikle, bu insan bir şeye özellikle romantik bir ilişkiye derin bir biçimde girdiğinde ortaya çıkar. Birden yaşamına o kadar çekici birisi girebilir ki, o şöyle der: “Pekâlâ, risk alacağım ve bu ilişkiye gireceğim.” Ve bunu yapmayı gerçekten ister. Romantik aşkın enerjisi onun için sağlıklıdır bu onun temel canlılığını uyarır, ona canlı olmayı istetir ve onu sevinçle doldurur. Böylece, o bunu elde etmeye çalışır ve uyarılmış olan tüm duygusal enerjilerin ortasına girer.

Diğer kişinin ne istediğini çok iyi algıladığından, bu insan o kişinin ideal eşi rolünü oynamaya başlar. O kişiyi adeta büyüler ve ona işitmek istediği her şeyi söyler. O çok mutlu romantik bir enerji yaratır ve diğer kişi aşk ve sevgiyle karşılık verir. Karşılıklı mutluluk vardır ve işler bir süre iyi gider. Ama bir noktada part­ner gevşemeye, kendisini daha çok öne sürmeye ve kendi iradesi­ni uygulamaya başlar ve Aslan Kuzey Düğümü insanı sinirlenir. O, partneri için “ideal eş” olacaksa, partneri de onun için öyle ol­malıdır. Partneri kendisi olmaya başladığında, o çok üzülür; çoğunlukla içine kapanır ve uzun vadede her iki tarafı enerjiyle besleyen bir ilişki yaratmaya kendisini adamadan sürüklenir gi­der.

Aslan Kuzey Düğümü insanının ilişkiye bağlılığı daha derin bir düzeyde olmalıdır yalnızca işler yolunda gittiği zaman değil. O, fikrini değiştirip partnerinden fiziksel ya da duygusal olarak ayrıldığında, onun yaklaşımlarına karşılık veren, açık ve savunmasız hale gelen partnerinin kalbini kırarak ona haksızlık yapmış olur. Ve bu insanın güçlü bir adalet ve haktanırlık duygusu oldu­ğundan, o, ilişkiyi dikkatle gözlemlemeye ve onun yürümesini sağlamak için yaratıcı gücünü kullanmaya gönüllü olmalıdır.

Onun başarması gereken şey, kendisinin yaratmak istediği durumun güçlü bir tablosu ile diğer kişinin yaratıcı iradesini kay­naştırmaktır. Bunu yapmanın ilk adımı diğer kişinin gerçekte kim olduğunu öğrenmektir. O kişinin idealleri, hayalleri ve hedefleri nelerdir? Onun için bu yaşamda neyi yaratmak ve deneyimlemek önemlidir? Ayrıca, o Aslan Kuzey Düğümü insanının hangi bireysel gereksinimlerini karşılamaya gönüllüdür? Bu iki kişiliğin kaynaşıp kaynaşamayacağını saptanması için bunların tartışılması gerekir. Eğer Aslan Kuzey Düğümü insanı partneri­nin değerlerine ve hedeflerine uyumlanabilirse, karşılıklı olarak destekleyici bir ilişki yaşanabilir. Her iki birey ortak hedeflerini gerçekleştirmeye doğru birlikte ilerleyebilirler. Bu insan, aşk iliş­kisinin canlılığının her zaman sadece aynı ideallere, isteklere ve ihtiyaçlara sahip olan kişiler arasında bulunmadığını anlamalı­dır. Aslında, çoğunlukla, onun aradığı ateş bazı bakımlardan bir­birine hiç benzemeyen iki mizaç tarafından yaratılır; bireyselliği teşvik etme sürecinde bu ateş daha harlı yanar.

Sorumluluk Üstlenmek

Aslan Kuzey Düğümü insanı çevresinde olup bitenlerin birçoğu­nu gözden kaçırabilir, çünkü birçok şey onun dikkatini dağıtabi­lir. En büyük sorun şu ki, o bir durumun belli veçhelerini göz­den kaçırdığında, o durumun onu nasıl etkilediğini anlamaz. Bunun yerine, o hoş olmayan her şeyi görmezlikten gelir. Bu onun sorumluluk alıp duygularını açıkça ifade etmekten kaçınmasını sağlar. Bu insan dürüst ve açık olmadığında, bazı durumlar çö­züme ulaşmadan kalır. Bu eğilim en kötü biçimde onun yakın ilişkilerini etkiler. O başkalarının ne istediklerini gözden kaçırdı­ğında ve o insanlar düş kırıklığına uğradıklarında ya da sinirlen­diklerinde, Aslan Kuzey Düğümü insanı beklemediği bu şiddetli duygusal tepkiler karşısında kendisini ezilmiş hissedebilir. Ve bu Kuzey Düğümü ASLAN Burcu’nda hiddeti uyandıracak ne yaptığını anlayamaz. Sonuçta, o sadece durumu görmezlikten gelmiş ve kendi yaşamını sürdürmüştür!

Ama geriye dönüp baktığında, o daima, hissettiği şeyi dik­kate almamış ve dürüstçe iletişim kurarak diğer kişiye karşılık verme şansını vermemiş olduğu için pişmanlık duyar.

Böyle sorunlardan kaçınmak için, o diğer kişinin gerçekten ne istediğine özel dikkat göstermelidir bu hemen o kişiyi neyi büyüleyeceğini ya da yatıştıracağını görmeye değil de, o kişinin ilişkideki değerlerini ve hayallerini gerçekten anlamaya dayanan bir dikkat olmalıdır. O, kalbini açmayı ve kişisel sorumluluk üst­lenmeyi öğrenebilir.

İTİMAT

Sorumluluk alma konusundaki birçok sorun itimatla ilgilidir. Aslan Kuzey Düğümü insanı istemeden ya da bunu yaptığını fark etmeden insanların itimadını boşa çıkarabilir. Başkalarının ba­zen ona karşı şiddetle tepki göstermelerinin nedeni budur. Eğer bu insan diğer kişilerin içlerindeki çocuğu görebilse, herkesin başkalarının sözlerini tutacaklarına belli ölçüde itimat ederek iş gördüğünü fark edecektir. O, bu itimadı boşa çıkardığında, bu­nun şiddetli geri tepmeleriyle karşılaşacaktır. O bir söz verdiğin­de, başkalarının ona gösterdiği itimadı güçlendirmek için, bir ço­cuğa vermiş olduğu sözü tutar gibi sözünü tutmalıdır. Eğer plânla­rını değiştirirse, bunu kendisine güvenen kişilere önceden bildir­meli ve öylece yürüyüp kendi yoluna gitmemelidir.

Bu insan, ayrıca, başkalarına oynadığı izlenimini vermiş ol­duğu “oyun”un farkında olmak ve kuralların neler olduğunu bilmelidir. Bir kez o kuralları kabul ettiğinde ya da başkalarının o kuralları kabul ettiğine inanmalarına izin verdiğinde sorum­luluğu üstlenmeli ve o kurallara göre oynamalıdır. Örneğin, eğer bir ilişki içindeyse ve kurallardan birisi tek eşlilikse, o tek eşli ol­malıdır. O sadece “akışa uyup,” geçici oyalanmaların onu başka bir yöne götürmesine izin veremez. O sözüne sadık olmalı ve ya­ratacağını söylediği şeyi yaratmalıdır. O, geçmiş yaşamlarda ayrı ve bağımsız kalmayı öğrenmiş olduğundan, başkalarının ona nasıl bağlı olduklarını fark etmeye­bilir; ama o dikkatsizce davrandığında, başkaları şiddetli bir bi­çimde tepki gösterirler. Aslan Kuzey Düğümü insanı, diğer düğümsel gruplarda bulunanların, çoğunlukla, yaşamı ondan çok daha kişisel olarak aldıklarını görmeyi öğreniyor.

KATILIĞA KARŞI CANLILIK

Aslan Kuzey Düğümü insanı “bildiğini” düşündüğü şeye sapla­nıp kalma eğilimindedir. O birkaç objektif olguyu kabul eder ve sonra durumu algılayışına, hedefine ve kendi gereksinimlerine dayanan bir sonuca varır. Çoğunlukla, kendi pozisyonuna katı bir biçimde bağlanır ve fikrini değiştirmeyi reddeder. Sonra, ken­di kararına dayanarak gelecek için plân yapmaya başlar ve bu kararı “objektif, değişmez bir gerçek” olarak görür.

Bu süreçle ilgili sorun, bu insanın ilgili diğer kişilerle hiçbir şeyi tartışmadan kendi “sonuçlarına” ve “belli bir bilgiye” eriş­me eğiliminde olmasıdır. O, diğer kişiyle konuşup bu etkileşim­den yeni gerçeklerin ortaya çıkmasına izin vermek yerine, diğer kişinin söylemiş olduğu bir şeyi hatırlayabilir ve “bilgisini” buna dayandırabilir. O duygularını, korkularını, çıkardığı sonuçlan açık bir zihinle paylaşmaya ve yem bilgi almaya gönüllü olmalıdır.

Başkalarının neler hissettiklerinin duyarlı farkındalığı, As­lan Kuzey Düğümü insanının beklenmedik bir direnişi kışkırt­madan hareket etmesini sağlayacaktır. Eğer o başkalarının neler hissettiklerini onların ona bağlılığının farkında olarak ve kendisini onların yerine koyarak önceden anlarsa, kararlarını onların kabul edebilecekleri bir biçimde sunabilir. Eğer o mantığı terk edip duygu ve coşku âlemine girmeye gönüllü olursa, plânlarını diğerlerine onların da nasıl kazanabileceklerini gösteren bir bi­çimde sunacak donanıma sahip olduğunu keşfedecektir.

Örneğin, eğer Aslan Kuzey Düğümü insanının birlikte ol­duğu kişiyle arasındaki ateş sönüyorsa ya da başlangıçta da bir ateş yok idiyse onun içgüdüsel tepkisi o ilişkiyi bir açıklama yapmadan bitirmek olabilir. Bu, diğer kişide duygusal olarak üzücü tepkilere neden olabilir: Karışıklık, karşı cinse güvenmemek, ki­şisel yetersizlik duyguları… Bazen Aslan Kuzey Düğümü insanı ne kadar haksız ve incitici olabileceğini fark etmez. Onun birey­selliğinin seçtiği yönü açıkça kabul ve tasdik etme sorumluluğu­nu üstlenmesi karşılıklı olarak güçlendirici olabilir: “Aramızdaki ateşi artık hissetmiyorum, böylece, bunu ayrılma zamanımızın gelmiş olduğunun bir göstergesi olarak yorumluyorum. Sana karşı dürüst davranıyorum, çünkü ne olup bittiğini bilmeni isti­yorum. Bu seni benden çok daha fazla mutlu edecek yeni bi­risinin yaşamına girmesine olanak verecektir.”

Bu insan diğer insanların duygularıyla bağlantı kurarak onların “ruh halini yükseltme” konusunda son derece yeteneklidir. O, bazı şeyleri insanlarda coşku uyandıracak biçimde sunduğunda, bundan kaynaklanan enerji onu eyleme geçmeye sevk eder. Başkalarının duyguları ve duygusal enerjisi onun için gerçekten bir güç kaynağı onu hayallerini gerçekleştirmeye sevk eden bir yakıt olabilir. Böylece, insanların duygularını gözden kaçırmak ya da görmezden gelmek yerine, onun yapacağı en iyi şey bu duyguların farkında olmak ve duygusal enerji ile çalışmaktır.

İLİŞKİLER

DİNAMİKLER

KATILIM

Aslan Kuzey Düğümü insanı kavga etmekten hoşlanmaz. O, kavgaları kışkırtmakta uzman olabilir, ama iş duygusal olarak yüklü bir sorunu tartışmaya geldiğinde, onun eğilimi geri çekil­mektir. O ya sessizce oturup diğer kişiye “kayıtsız kalır” (ki bu da partnerini çıldırtır), ya da durumla uğraşmaktan kaçınmak için oradan ayrılır. O devekuşu gibi davranabilir başını kuma gömer, sorunların kendiliğinden çözüleceklerini umar. Çevresin­deki drama katılmadığından, eğer ilişki olumsuz hale gelirse, bunun onun suçu olmadığını düşünür. Ancak, onun katılmaması, çoğunlukla, onu sevmek isteyen kişilerin kalbini kırar.

Bu insan bir durumdan geri çekildiğinde, erişilemez hale gelir. Sonra, o duygusal yoğunluğun azaldığını düşündüğünde, geri döner ve sanki hiçbir şey olmamış gibi davranır. Sorun, onun çevresindeki insanlarla kötü bir geçmiş birikimi yapmaya başlamasıdır. Çözülmemiş sorunlar birikir ve er geç, ortadan kaldırılmamış gerilimden ötürü, partneri ilişkiden duygusal ya da fiziksel olarak çekilir. Bu insan başkalarının duygusal gerek­sinimlerini cömertçe karşılamadığından, onlar onun kendilerini umursamadığını düşünebilirler.

Bazen bu, onun bir ilişkinin nasıl olması gerektiği konu­sundaki idealleri yüzünden vuku bulur: “Ortada bir dram, tartı­şılacak bir şey, çözülecek bir sorun olmadığında ilişkinin sorun­ları yoktur.” O, bir krizin aslında iki kişiyi bir anlayış ve empati bağı içinde birbirine yakınlaştıran bir odak noktası olabileceğini anlamaz. Diğer kişiye üzüntü ve düş kırıklığı yaşarken yardım etmeye gönüllü olmak, başka türlü oluşturulamayacak derin bir karşılıklı takdir, vericilik ve sadakatle sonuçlanabilir. Gerçekten de, iki kişi derin bir düzeyde alışveriş sürecini paylaşmaya söz verdiklerinde, ilk başta olumsuz gibi görünen bir durumdan olumlu bir şey yaratmaya gönüllü olduklarında, simyasal bir sü­reç meydana gelir. Eğer bu insan geri çekilmeye ve mutsuz ol­maya harcadığı enerjiyi alıp, ilişkiye katılmaya ve mutluluk ya­ratmaya harcarsa, ilgili herkes kazanır!

HAKTANIRLIK

Aslan Kuzey Düğümü insanının ayrı ve tarafsız duruşu, kısmen, onun doğuştan sahip olduğu haktanırlık duygusundan kaynak­lanır: O başkalarının bireyselliklerini destekler ve diğer kişiye müdahale etmek ya da baskı yapmak istemez. Ama bu enkarnasyonda bu insan sınırlar çizmeyi, “hayır” demeyi, “Bu davra­nış beni incitiyor. Eğer bunu yapmayı sürdürürsen, giderim,” demeyi öğreniyor. Böylece, o kendi kaderine bir el atmış ve diğer kişiye değişme fırsatı vermiş olur. Kendi bireyselliğinin bu sade, dürüst ifadesi onun bir ilişkiyi karşı tarafa haber vermeden biti­rip gitmesinden daha sağlıklıdır.

Bu insan diğer kişiyi neyin hoşnut ettiğini fark etme yete­neğine sahip olduğundan, o başkalarının da onu neyin hoşnut ettiğini fark edebileceklerini varsayar. Böylece, diğerleri (onu hoşnut edecek şeyler yaparak) “karşılık vermediklerinde,” o du­rumun adil olmadığını düşünür ve geri çekilmeye başlar. Aslın­da, diğerleri Aslan Kuzey Düğümü insanı kadar objektif ve göz­lemci değildirler ve o bazı ipuçları vermedikçe, onlar bu insanı nasıl hoşnut edeceklerini çoğunlukla bilmezler.

Aslan Kuzey Düğümü insanı o kadar çok enkarnasyonu sa­dece kendi arzularının değil başkalarının da arzularının farkın­da olarak geçirmiştir ki, o bir şey istediğinde, bunun çevresinde­kiler için de olumlu bir şey olacağını çoktan saptamıştır. Hepi­miz başkalarının da tıpkı bizim gibi olduklarını düşünme eğili­minde olduğumuzdan, bu insan başkalarının arzularının da her­kesin en yüksek hayrını dikkate aldığını varsayar. Ama durum böyle değildir. Başkaları genellikle arzularının diğer kişilerle ilgi­li olarak “haktanırlığını” denetlemezler ve onların arzularının birçoğu bencilce ve öngörüsüz olabilir. Bu yüzden, Aslan Kuzey Düğümü insanı başkalarının arzularına göre davrandığında, ço­ğunlukla sonunda kaybeder ve sonra diğer kişinin onu gözetme­miş olmasına içerler. O kendi kendisini gözetmeyi öğreniyor ve eğer o adil olmayan bir durumun içindeyse, neler hissettiğini di­ğer kişilere bildirmelidir.

Duygusal Enerjiyle Başa Çıkmak

Aslan Kuzey Düğümü insanı aşırı yüklü duygular karşısında ra­hatsız olur. Karşı tarafla yüzleşmek istemediğinden, iletişimden kaçınabilir. Bir kez o (ilişkiyi sürdürmeme, vb. hakkında) bir ka­rar verdiğinde, bu kararı uygular. O diğer kişiyle temas kurmak­tan bile kaçınabilir, o zaman o kişi boşlukta asılı kalır, neler ol­duğunu ve bu insanın onu neden terk ettiğini anlayamaz. İçsel olarak, bu insan partnerinin duygularının yoğunluğu­nun çok farkında olabilir, bu yüzden kendisinin neler hissettiği­ni ifade etmekte zorlanabilir. O, duygularını olduğu gibi, olup bi­tenlerle ilgili geniş görüşünü objektif bir biçimde paylaşmayı ha­tırladığında, bu onun iletişim kurmasına yardımcı olacaktır. O, diğer kişiye neyin “yürümediğini” söylemekten çekinir. Bunun o kişiyi perişan edebileceğinden korkar, oysa aslında dürüst iletişi­mi partnere onun objektif görüşünden yararlanma olanağı verir.

Ama her şey güdüye bağlıdır ve onun niyeti net olmalıdır. Eğer onun partnerinin davranışıyla ilgili düşüncelerini paylaş­ma güdüsü bir sevgi ifadesiyse, o ilişkiyi düzeltmeyi samimiyetle istiyorsa, partneri bu sevecen niyeti hissedecektir. Ama eğer o bunu öfkelendiği için yapıyorsa, kaybedecektir. Onun objektif görüşü diğer kişiye gerçekten çok yardımcı olabilir. Ama eğer o kendi içgörüsüne katı bir biçimde bağlı kalır ve diğer kişiden ge­len geribildirime bakmaksızın “haklı” olduğunda ısrar ederse, ortaya sorunlar çıkacaktır.

Aslan Kuzey Düğümü insanı ilişkilerine enerji harcamama eğilimindedir. O, gerçekte olup bitenleri yadsımaya girişir. Diski olumsuz hale gelse bile, kendi kendisine şöyle der: “Bu böyledir; herkes bunu yaşar.” O, yaratmak istediği şeye enerji harcama­dan, ideallerine, hayallerine ve o ilişkiyle ilgili beklentilerine tu­tunmayı sürdürür, ancak sonra bir gün öylesine bir düş kırıklığı­na uğrar ki, ilişkiden vazgeçer ve çekip gider. Bunun yerine, o yaratıcı enerjisini durumun gerçeğinden kopmak için değil, du­rumu istediği yönde değiştirmek için kullanmayı öğrenmelidir.

Bu insan aşkı, oyunu ve başkalarına sevgi vermeyi ihmal ettiğinde, hayatta büyük fırsatlar kaçırır. O, yaşamı boyunca sev­giyle kuşatılma potansiyeline sahiptir, yine de çoğunlukla so­nunda sevgisiz kalır. O sevgiyi ve aşkı kaybettiğinde, bu çoğun­lukla, ilişkiyi yürütmek için ona yeterince enerji harcamaya gö­nüllü olmamasından ötürüdür.

Aslan Kuzey Düğümü insanı için çözüm, ilişkiye aktif bir biçimde katılmaktır. Özellikle bir ilişkinin başlangıcında, o kendisini kendi idealleri ile diğer kişinin ideallerinin gerçek bir bile­şimini yaratmaya adamalıdır. O, diğer kişinin ne istediğini öğ­rendikten sonra, kendisinin ne istediğini açıkça söylemelidir. Özellikle aşk ilişkisinde, diğer kişi için ideal romantik ilişkinin nasıl olduğunu öğrenmelidir. O zaman, diğer kişinin fikirleriyle bağdaşıp bağdaşamayacağını saptayabilir. Eğer bağdaşıyorsa, bu insan, mutluluk yaratma konusundaki büyük yeteneğiyle o iliş­kiye güvenle girebilir.

Çocuklar

Aslan Kuzey Düğümü insanı çocuklarla harika bir ilişki kurabilir ve çocuklar onun için “iyi karma”dır. Çocuklarla olmak onu içindeki çocukla temasa geçirir. Aslında, bu insanın bu enkarnasyondaki başlıca amaçlarından biri, içindeki çocukla temasa geçmek ve o çocuğun oynamasına ve kendisini açıkça ifade etme­sine izin vermektir. Onun oyun oynarken hissettiği neşe ve can­lılık içinden dalga dalga yayılarak çocuklarla rezonansa girer, böylece çocuklar Aslan Kuzey Düğümü yetişkiniyle birlikteyken kendi başlarına eğlendiklerinden daha çok eğlenirler.

Bu insan her çocuğun bireyselliğini tanır ve çocuğun dışsal uyarımlara nasıl karşılık verdiğini fark eder. Çocuklara yetişkinlermiş gibi davranır, onların bireyselliğine izin verirken, disiplin­li davranmaya da teşvik eder. O, çocuklar konusunda özel yete­neklere sahiptir. Onun çocuklara nasıl davranılacağı hakkındaki bilgisini yazılı ya da sözlü olarak paylaşması, ya da çocuklarla ça­lışabileceği bir meslek seçmesi yararlı olur. Bu diğer insanların çocuklara nasıl davranılacağını öğrenmelerine yardımcı olur ve herkesi daha mutlu kılar.

VERME VE ALMA

Aslan Kuzey Düğümü insanı soğuk, mesafeli görünebilir, oysa o canlılığını besleyecek romantik, tutkulu ilişkilere girmeyi özler. Romantik ilişkiler vermeye dayanır gerçekten de, birbirine vermek ateşi canlı tutar. Vermek birçok biçim alabilir: İltifatlar, ce­saret verme, armağanlar, onaylama, anlayış, diğer kişiyi neşelendirme ve büyük küçük daha birçok davranış. Bu insan yaşamın­daki o “özel kişi”ye dikkat ve özen göstermeyi hatırladığında neyi nasıl vereceğini bilme konusunda uzmandır.

Hesap  Tutmak

Aslan Kuzey Düğümü insanı için, güdü her şeyden önemlidir. Eğer o saf bir güdüyle bir katkıda bulunmak ve enerji akışını sürdürmek için veriyorsa, o zaman mutluluk bunun doğal bir yan üründür. Ama eğer o bir karşılık bekleyerek veriyorsa ya da verdiklerinin “hesabını tutuyorsa,” o zaman düş kırıklığını davet et­mektedir.

Başkalarından armağanlar ve destek kabul etmek Aslan Ku­zey Düğümü insanı için kolaydır. O işinin sevgi ve yardımı kibar­ca almak olduğu geçmiş yaşamlarda almaya alışmıştı. Ama bu süreçte birçok enkarnasyon sonra, onun üzerine bir atalet çöktü. O saplanıp kaldı, “aşırı beslendi” ve kişisel inisiyatifiyle sevginin verme ucunda olmakla gelen canlılık, heyecan ve yaratıcılıkla te­ması yitirdi. Bu enkarnasyonda, bu insan yaratıcı gücünü geri is­tiyor. Ve o, yüksek enerjiyi, verme yoluyla deneyimleyebilir.

Sorun, karşılık beklemeden vermenin onun için içgüdüsel olmamasıdır. Oysa böyle vermek onu daha fazla alacak şekilde özgürleştirebilir. İnsanlar, bulundukları her durumda, verebile­ceklerini vermeye odaklandıklarında hayal edebileceklerinin ötesinde almak üzere kanalları açık bırakırlar. Ama onlar almak için verdiklerinde, sadece kendi beklentilerine göre alabilirler ki bu beklentiler de doğal olarak sınırlıdır.

Başkalarının vermeleri gereken karşılıkla ilgili katı beklen­tilere sahip olmak, başkalarının verip durdukları, ama Aslan Ku­zey Düğümü insanının bunu asla fark etmediği bir durum ya­ratır. Örneğin, o bir arkadaşını akşam yemeğine götürür. Bir ay sonra onun ciddi bir sorunu olur ve aynı arkadaşı onu rahatlat­mak ve durumu daha olumlu bir biçimde görmesine yardımcı olmak için telefonda saatler harcayabilir. Ama eğer bu insan arka­daşının ona harcadığı zamanı ve enerjiyi takdir etmezse, hâlâ onun kendisini akşam yemeğine davet etmesini bekleyebilir ve eğer arkadaşı bunu yapmazsa, kendisini incinmiş hissedebilir. Öte yandan, karşılık beklemeden vermek onu yaşamın beklen­medik kaynaklardan akan iyiliklerine açık bırakacaktır. Bu onun başkalarının onun için yaptıkları, ama daha önce fark etme­miş olabileceği tüm o küçük şeyleri takdir etmesine de yardımcı olacaktır.

Bu insan ayrıca başkalarının onun verdiği şeyi alış biçimle­rine de içerleyebilir. Eğer o ani hamlelerle verirse, vermek ona önemli bir iş gibi görünebilir ve o diğer kişinin bunu takdir et­mesini ister. O tutarlı, veren bir ruh geliştirmeyi öğreniyor sonuçta en önemlisi, sürekli olarak küçük yollardan vermektir.

Eğer Aslan Kuzey Düğümü insanı, süreç içinde kendisinin de ne kadar yükseldiğini ve canlandığını fark etmeden, ne kadar verdiğinin hesabını tutarsa, o zaman kendisini aşırı fedakâr his­setmeye başlar. O kendisini verici ya da sevecen biri olarak gör­düğünde, o zaman bu eylemler kendisinin doğru bir uzantısı ol­maktan çok, egosunu besleyip güçlendiren bir şey haline gelir. Bazen o kendisini diğer kişiyi enerjiyle beslemek ve mutlu etmek için kendi yolundan ayrılıyor olarak görür. Bu da hesap tutma­nın bir başka biçimidir. Gerçek şu ki, Aslan Kuzey Düğümü in­sanı bir şeyler aldığında, bu onu asla gerçekten heyecanlandır­maz ya da doyum vermez. Ona gerçekten, derin biçimde doyum veren şey vermektir ve diğer kişinin bunun karşılığında göster­diği sevgi ve takdirdir. Onun kendisini enerji dolu hissetmek için gereksindiği şey budur. O verme sanatını yalnızca vermek uğru­na öğrenirken ve başkalarında uyandırdığı mutluluktan sevinç duyarken, gerçekten ruhen besleyici bir çevrede yaşamanın do­yumunu deneyimlemeye başlar.

BAŞKALARINI KABUL VE TAKDİR ETMEK

Bazen, insanlar ona yardım etmeyi teklif ettiklerinde, Aslan Kuzey Düğümü insanı olaya bir tepki gösterir. O başkalarının yar­dımını, çoğunlukla, onun davasını destekleyebilecek kişileri ken­disinden uzaklaştıracak kadar küçümseme eğilimi gösterir. Ama başkaları, sundukları yardım kabul ve takdir edilmezse, daha fazla vermeye heveslenmezler. Bu insan, hayallerini yaratmak için gereksindiği her şeyi Akış’ın ona getirdiği fikrini öylesine be­nimsemiştir ki, çevresindekilerin özel katkılarını kabul ve takdir etmeyi unutabilir.

Bu insan, gerçek bir karşılık vermeden iyilikleri kabul etmek bakımından açgözlü olabilir. O, ona yardım eden insanlara teşek­kür ve takdirini cömertçe göstermelidir; bu, daha fazla desteğe ih­tiyaç duyduğunda o insanları bu desteği vermeye teşvik eden bir bağ oluşturacaktır. O, zihnini başkalarının onun için yapmadık­ları şeylerle meşgul etmek yerine, başkalarının ona verme yolları­nı kabul ve takdir ederek bu yanını dengeleyebilir. Bu yollar, bi­rinin onun geçmesi için bir kapıyı açık tutması, ona mutlu bu­gün geçirmesini dilemesi, ya da yalnızca gülümsemesi gibi küçük şeyleri içerir. Aslan Kuzey Düğümü insanı ona neyin verildiğini görmelidir, çünkü bu onun ilişkilerinden çok daha fazla zevk al­masını ve sevgi duymasını sağlayacaktır.

Aslan Kuzey Düğümü insanı bazen onun enerjisini hareke­te geçiren kişilerin özelliğini kabul ve takdir etmeyi unutur ve kendi temel kurallarına uyan herkesle başarılı bağlar kurabile­ceğini düşünür. O bu yalnızca evrensel olmaktan çok “özel” bir doğası olan içsel bağı tanımayı öğreniyor. Bu özel bağları kabul ve takdir etmesi onun kendi özelliğini takdir etmesine de yar­dımcı olur.

Bu insanın, özel bir bağ hissettiği kişileri küçümseme eğili­mi, çoğunlukla, onun romantik partnerine karşı dikkatsiz dav­ranmasına yol açar. O (karşı cinsin) “hepsinin aynı olduğunu” ve kiminle birlikte olduğunun önemli olmadığını düşünebilir. O zaman, onun içinde “canlılık” duygusu yaratan birisiyle birlikte olmak için çaba göstermek yerine, daha yakında bulunan, daha uygun bir geçmişi olan, vs. birisini seçebilir. Öte yandan, Aslan Kuzey Düğümü insanı enerjisini topla­yıp, kendisini bir ilişkiyi yürütmeye yüzde yüz adadığında, o ka­dar çok şey verir ki, diğer kişi bunun altında ezilebilir. O kişi ona “âşık olabilir,” ama onun yaptıklarını, ilişkiyi yürütebilmek için harcadığı enerjiyi takdir edemeyebilir. Bu insan, çabalarını onaylayan ve onu yaratıcılığını sürdürmeye teşvik eden takdir enerji­sini almaya ihtiyaç duyar.

ROMANTİK AŞK

Romantik aşk bu insan için çok önemli ve sağlıklıdır. Ancak, o herhangi bir kişinin ona canlılığını ve sevincini sürdürmek için gereksindiği tüm uyarımı sağlamasını bekleyemez. Ona enerji verecek ve mutlu edecek yaratıcı çalışmalar yapmak ve projeler geliştirmek ona bağlıdır. Çocuklarla çalışmak, oyunculuk yap­mak, resim yapmak, heykel yapmak, müzik, ya da yaratıcı ve eğ­lenceli olan herhangi bir şey bu uyarımı sağlayabilir. Onun en büyük mutluluğu bu ister bir proje, ister bir aşk ilişkisi olsun tam yaratıcı katılım süreciyle gelir!

Objektiflik ve gözlemle geçmiş birçok enkarnasyondan do­layı, Aslan Kuzey Düğümü insanı ona neyin sevinç verdiğinin ve karşılaştığı kişilerle içsel olarak nasıl rezonansa girdiğinin çok farkındadır. O gerçek romantik bağların hemen farkına varır. Derin bir çekim duyduğu birisiyle karşılaştığında, kalp telleri tit­reşir o bunu neredeyse fiziksel olarak hisseder; bu konuda hiç düşünmez. Genellikle o bir kişideki özel bir canlılığa belli bir ya­şam kıvılcımına doğru çekilir. O gerçek romantik çekimi anında tanıma yeteneğine sahip olduğundan, başkalarının da bu yetene­ğe sahip olduklarını varsayar ama durum böyle değildir.

Çoğunlukla, o kalbinde kuvvetli bir çekim hissettiğinde, di­ğer kişinin de aynı şeyi hissedip hissetmediğini anlamak için ba­kar ama eğer bu karşılıklı olmasaydı, o bunu hissetmezdi. Ge­nellikle, diğer kişi çekimin yoğunluğunun daha az farkındadır ve başlangıçta daha az ilgi duyuyor görünebilir. Eğer Aslan Kuzey Düğümü insanı diğer kişi aradaki bağı fark edecek zaman bulamadan çok çabuk vazgeçerse, her iki kişi de kaybeder. Bu yüz­den, bu insan gerçek bir aşk bağını tanıma yeteneğine güvenmeli ve diğer kişiye aradaki bağın derinliğini tanıyacak zamanı ve­recek kadar yavaşlamalıdır. Onun yapacağı en iyi şey, diğer kişi­ye tehditkâr olmayan bir dostlukla yaklaşmak ve gerçek bir iliş­ki oluşturmak için zaman harcamaktır.

Bu insan romantik aşkı sever ve aslında canlılığını ve yara­tıcılığını aktive etmesi için ona ihtiyaç duyar. O oyunu nasıl oy­nayacağını, romantik bir aşkı nasıl başlatacağını, tutkuyu nasıl uyaracağını ve eğlenceli kılacağını bilir. Sorun, romantik aşk bir süre devam ettikten sonra onun isteksizleşebilmesidir. O, hep ateşi yakan ve diğer kişinin en iyi yanlarını ortaya çıkaran kişi olmaktan yorulur. Diğer kişinin özerkliğini kabul ve takdir et­mekle o kadar meşguldür ki, kendi özerkliğinin kabul ve takdir edilebileceği durumları yaratmayı unutur. O diğer kişiyi “mer­kez sahne”de tutar ve kendi yaratıcı ifade ve ilgi görme ihtiyacı­nı ihmal eder.

Romantik ilişkilerde, akışın iki yönlü olabilmesi için, bu in­san sadece diğer kişiye sevgi vermekle ve onun özerkliğini onur­landırmakla kalmayıp, kendisinin de onurlandırıldığı ve sevildiği bir ilişki yaratmanın sorumluluğunu üstlenmelidir. Eğer o kendi gereksinimlerini ifade etmeyi ihmal ederse, istemeden bir denge­sizlik yaratır. O, ilişkinin tümüyle diğer kişinin çevresinde dön­düğünü, enerjinin hiç geri gelmediğini fark ettiğinde, ilgisini yiti­rir. Daha da kötüsü, o başlangıçta hayran olduğu kişiden bir ca­navar yaratabilir: O kişi bir “ilahi hak” tutumu ve şişirilmiş bir ego geliştirebilir!

Örneğin, bu düğümsel pozisyonda bulunan ve erkek arka­daşını mutlu etmek için onun hoşlandığı şeyleri yapan, ona kü­çük sürprizler hazırlayan bir müşterim vardı. O, erkek arkada­şını ilişkilerinde neye ihtiyaç duyduğunu bildirmeye teşvik edi­yor ve sonra bu gereksinimleri karşılamak için özveride bulunu­yordu. Erkek arkadaşı ona âşıktı, ama müşterim ilgisini yitirme­ye başladığını fark etti, çünkü enerji “geri dönmüyordu.” Sonra o, ilişkiyi bitirmek yerine (bu insan için bu normal bir eğilimdir), inisiyatifi ele almaya ve mutlu olmak için neye ihtiyaç duyduğu­nu erkek arkadaşına bildirmeye karar verdi.

Müşterimin romantizme ihtiyacı vardı, bu yüzden erkek arkadaşına “Seni seviyorum demenin 101 yolu” adlı bir kitap sa­tın aldı. Ona, aşk enerjisini sürdürmek için romantik kartların ve çiçeklerin kendisi için önemli olduğunu bildirdi. Ona, eğer kendisi kötü bir ruh haline girerse, ne yapabileceğini söyledi: “Sadece, beni güldür, ben hemen o halden çıkarım.” Ona adeta kendisini nasıl mutlu edeceğini gösteren bir kullanma kılavuzu verdi. O, gereksindiği mutluluğu yaratmak için açık sözlü bir yaklaşımda bulunduğundan, doğru yoldaydı. Ancak, bu durum­da, erkek arkadaşı hâlâ “anlamamıştı” ve müşterim en sonunda ilişkiyi bitirdi. Ama o kendisine düşeni yapmış olduğundan, bu onun gönül rahatlığıyla, emin olarak bitirdiği ilk ilişki olmuştu.

Seçimler Yapmak

Aslan Kuzey Düğümü insanı mutlu bir evliliğe sahip olma süre­cinin yarısının “doğru eşi” seçmek olduğunu düşünür. Tek sorun, onun, diğer kişiyle arasında hissettiği enerji bağına güvenmek yerine, eşini zihinsel olarak seçmeye çalışmasıdır. Bu onun ev­lenmesini erteleyebilir, ya da mutsuz bir evliliğe saplanıp kalması­na neden olabilir, çünkü o kalbinin sesini dinlemeyip kafasıyla seçmiştir. O kendi kendisine şöyle der: “Bu kişinin iyi bir sosyal geçmişi var, o parasal yönden güvenli, çekici ve bir eşte istedi­ğim niteliklere sahip, ondan iyi bir ana/baba olur, onun yaşı/ boyu/kilosu uygun ve genellikle mantıklı davranıyor.” Ve bu ka­dar o evlenir. Ama kişisel ilişkisini zihinsel “mantığa” dayanarak seçtiğinde, seçimleri uzun vadede onu nadiren mutlu eder.

Yaşamın daha ileriki yıllarında, bu insan diğer kişiyle sü­rekli bir biçimde hissettiği mutluluğa dayanan bir ilişkiye genel­likle daha açıktır. O böyle bir ilişki bulduğunda, diğer kişi onun istediğini düşündüğünden çok farklı olabilir; yine de onun kalbi­nin mutlulukla şakımasını sağlayan kişi odur. Aslan Kuzey Düğümü insanı ilişkilerde aradığı romantik etkileşimi onun yaratıcı ateşini canlı, gerçek (zihne dayanmayan) bir düzeyde esinlendiren birisiyle birleştiğinde sürekli olarak bulabilir. Bedenin çekime karar verdiği böyle bir ilişkide, o ro­mantizmi canlı tutmakta ustadır yaşama mutlu bir biçimde ka­tıldığını hissetmek için onun buna ihtiyacı vardır.

Derin bir düzeyde o kendisini neyin mutlu ettiğini ve ne­yin mutlu etmediğini bilir, ama kendisini neyin mutlu edeceğiyle ilgili imajı bırakmaya gönüllü olmalı ve gerçekten deneyimlemekte olduğu şeye daha açık olmalıdır. O, risk alıp kendisini gerçekten mutlu eden şeyin peşine düştüğünde, eğer insanlar dire­niyor görünüyorlarsa, ilk başta kendisini biraz güvensiz hissede­bilir. Ama diğerleri en sonunda bilgeliği görecek ve onun seçim­leriyle uyum içine gireceklerdir.

Dostluk

Aslan Kuzey Düğümü insanı dostluğun büyük bir etken olduğu birçok yaşam geçirmiştir. Bu ilişkilerde, istemeden karşılıklı ba­ğımlılıklar yaratılmıştı. Dostlarıyla aşırı özdeşleşme sürecinde bu insan kendi bireyselliğiyle teması yitirmişti. Bu enkarnasyonda, o önce dostlarından destek aradığında, o desteği bulamaz. Çünkü onun kendi bireyselliği ve yaratıcılığı pahasına dostlukla­rına bel bağlamaktan vazgeçmesi gerekmektedir

Bu insan kendisi olmayı öğrenirken, dostları ona yararlı ol­mak yerine zarar verebilirler. Örneğin, eğer o bir aşk ilişkisinde bir sorun yaşıyorsa ve bir dostuna akıl danışırsa, çoğunlukla, dos­tu ona iyi sonuç vermeyecek bir şey önerebilir. Dostu onun mut­suz olmasını istiyor değildir; bu sadece başkalarının çoğunluk­la objektif olmayan öğütler vermesindedir: Bu, onların durumu nasıl ele alacaklarının bir yansımasıdır ve bu Aslan Kuzey Dü­ğümü insanı için ille de en iyi olan şey değildir. Bu insan başkalarının öğütlerine güvenmemeyi öğrenmektedir. O usta stratejisttir ve kendi içgüdülerine göre davrandığı her seferinde kazanır. Bu insan dostlarına bel bağladığında ve dostları onu düş kı­rıklığına uğrattıklarında ya da istismar ettiklerinde, evren ona şöyle demektedir: “Bunu yapamazsın. Kendinden taviz vermeye­ceksin. Gerçekte kimsen o olmaya başlayacaksın!” O dostlarıyla o kadar çok özdeşleşir ki, bir dostlukta uygun olanın sınırlarının çok ötesinde verir. Sonra diğer kişinin de ona aynı şekilde karşı­lık vermesini bekler; bu böyle olmadığında ise düş kırıklığına uğ­rar. Bu insan dostluğun sınırlarını öğreniyor; karşılık beklemeden ve kendi asli gücünü ve enerjisini çiğnemeden verebileceği­ni vermeyi öğreniyor. O kendi bireyselliği yönünde geliştikçe, kendi yaratıcılığını ifade etmeyi seçtikçe ve kendi başına ayakta durdukça, daha güvenilir dostların ona çekildiklerini görecektir.

Onun en önemli işlerinden biri, başkalarının kendi yaşam­larında zaferler yaratacak güce sahip olduklarına güvenmeyi öğ­renmektir. Eğer bunu yaparsa, başkalarının ona gereksiz yere bağımlı olmalarına izin verme tuzağına düşmeyecektir. O başka­larının onsuz idare edemeyecekleri fikrine tutunursa, bu egoyu besleyip güçlendiren bir şey olur. Ama o başkalarının bireyselli­ğini, gücünü ve güvenini geçerli kıldığında, kendi, bir birey olma ve kendi hayallerinin peşine düşme içindeki, oyun oynamayı ve eğlenmeyi seven çocuğun ona yol göstermesine izin verme gücü­ne güven duyar. O, grup baskısına ya da akranlarından kabul görmemeye aldırmadan, bu yanını izlemeli ve ifade etmelidir.

HEDEFLER

KENDİ GELECEĞİNİ BELİRLEMEK

Bu enkarnasyonda, Aslan Kuzey Düğümü insanı başka birinin hayalini gerçekleştirmemektedir. O kendi hayalini nasıl yarata­cağını öğreniyor ve bu yalnızca ona bağlı bir şeydir! Bu onun başkalarından yardım alamayacağı anlamına gelmez… Ama baş­ka hiç kimse dümenin başına geçmeyecektir.

O neyin vuku bulacağını bilir yaklaşan tehlikeyi görür ve onu başkalarının da gördüğünü sanır. Ama durum böyle değildir. Çoğunlukla insanlar kendilerini drama öylesine kaptırırlar ki, kendileri ve başkaları için mutsuz sonuçlara neden olan davranış kalıplarını fark etmezler. Ama bu insan yönetimi üstlendi­ğinde, bu herkes için iyi sonuç verir. Onun, neyin vuku bulacağı­nı görme ve bunu yapıcı liderliğe dönüştürme konusunda özel bir yeteneği vardır. Geri durmak ve gerçekleşeceğini önceden gördüğü felaket getirebilecek koşullara izin vermek yerine, o ola­ya katılmalıdır daha olumlu bir sonuca ulaşmak amacıyla olay­ların seyrini değiştirmek için bilgisini kullanmalıdır.

Kendini Kabullenmek

Aslan Kuzey Düğümü insanı kendisini kabullenmeyi öğreniyor: Kendi doğasındaki çocuğu kabullenmeyi ve benimsemeyi öğre­niyor. O, kendisinin de gereksinimleri olduğunu kabul ve tasdik etmeyi, onu mutlu eden şeyi görüp onun peşine düşmeyi öğreni­yor. O isteklerini ve gereksinimlerini kabul ederek kendisini ka­bullendiğinde, o zaman başkaları da onu kabul edebilir ve istedi­ği şeyi elde etmesine yardımcı olabilirler.

Bu insan kendisine çok sert davranma eğilimindedir, çün­kü neler olacağını görebilse bile, olay olduğunda kendisini tü­müyle hazırlıksız hisseder. O bunun normal olduğunu kabul et­melidir. Yeni bir durum için hazırlıklı olmak olanaksızdır yaşa­mın heyecanı, sevinci ve zevki de bundan kaynaklanır! Bilgi böyle, tümüyle alışılmadık koşullarla başa çıkmaktan kazandır! Gücümüzü ve yaratıcılığımızı denememiz için en iyi fırsatlar, yol boyunca karşılaştığımız alışılmadık koşullardır.

BAŞKALARININ YARDIMINI SAĞLAMAK

Bir kez Aslan Kuzey Düğümü insanı nereye gitmek istediğini saptadığında, geriye sadece çevresindeki insanların ona katılma­larını sağlamak kalır. Onun için en iyi yol, gittiği yönü açıkça bil­dirmek, kararını hangi temele dayandırdığını açıklamak ve diğerlerini ona katılmaya davet etmektir. Örneğin: “Ben genel tabloya baktığımda durumu böyle görüyorum. Bu nedenle, bu yöne gitmeye karar verdim. Şimdi, bu koşullar altında bana ka­tılmak ister misiniz, yoksa kendi başınıza gitmeyi tercih ettiğiniz başka bir yön var mı?”

Bu düğümsel pozisyonda bulunan ve endüstrisini bilgisa­yar çağına geçirmek isteyen bir müşterim vardı. Bunu yapmak için, o fabrika yöneticilerinin işbirliğini sağlamalıydı. Böylece, o yöneticileri bilgisayar çağının kaçınılmaz olduğuna ve bilgisayar sistemine geçmekten başka seçenek bulunmadığına ikna etmek için her fabrikaya gitti. Onlar bunu teorik olarak kabul ettiler; ama iş bilgisayarları kurmaya ve çalışma yöntemlerini değiştir­meye geldiğinde, yöneticiler tüm itirazlarını dile getirdiler ve iş­leri eskisi gibi yapmayı sürdürdüler. Müşterim her seferinde bir karşı koyma ve mücadeleyle karşılaştı.

Eğer o açıklamaya daha az zaman ve kendi iradesini öne sürmeye daha çok zaman harcasaydı bu iş çok daha kolay olur­du. Örneğin: “Eminim, hepiniz bilgisayar çağının gelmiş olduğu­nu görüyorsunuz. Bu nedenle, gelecek yıl Haziran ayına kadar bu fabrika bilgisayar sistemine geçecektir. Şimdi bu sistemle ça­lışabilecek fabrika yöneticilerine ihtiyacımız olacak. Siz yeni sis­temlere uyum sağlayabileceğinizi düşünüyor musunuz? Birlikte çalışmayı sürdürebilmemiz için gereksindiğimiz şeye uyumlanabilecek misiniz” O zaman fabrika yöneticilerinin enerjisi, karşı çıkmak yerine, işbirliği yapmaya yöneltilmiş olurdu.

Gelecek Yönelimi

Aslan Kuzey Düğümü insanı, durumları vuku bulmadan önce fark etme yeteneğine sahiptir: O, başkaları onun değerini anla­madan bir sanat biçimini takdir edebilir, fikir başkalarının aklı­na gelmeden emlak fırsatlarını görebilir, popüler olmadan akım­ları fark edebilir. Onun başarması gereken şey, gördüğü fırsat­lardan yararlanmaktır. İşte bu yüzden o “iyi zamanlama”ya sa­hip gibi görünür o, durumun nasıl gelişeceğini görür ve eğer is­terse, durum geliştiğinde ondan yararlanacağı bir pozisyona gi­rebilir. Ancak, geri çekilme eğilimi onun potansiyelini kullanmama­sına yol açabilir. Bir fırsat ona coşku verebilir, ama o geri çekile­bilir, çünkü “aldatmaca”yı görür ya da işin içindeki kişilerin güdü­lerinin pek asil olmadığını düşünür. Onun öğrenmekte olduğu şey, “oyunu” görme yeteneğinin ona oyunu kazanma konusunda bir avantaj sağladığıdır! Ve onun ahlaki ve açık yaklaşımından ötürü, katılımı oyunun kalitesini herkes için yükseltir.

Bu yaşam bu insan için bir liderlik yaşamıdır. Onun işi du­rumlara katılmak ve meydana gelebilecek haksızlıkları doğru bir liderlikle önlemektir. O bir durumun üzerinde düşünür ve şöyle der: “Oyun böyle yürür. Eğer ben oynarsam, onlar bunu yapmaya… Sonra bunu yapmaya… Ve sonra da bunu yapmaya çalışacak­lar.” Aslan Kuzey Düğümü insanı gücünü kullanmayı ve olayla­rın gelmekte olduğunu gördüğünde, onlara apansız yakalanma­dan araya girebileceğini ve gidişatı değiştirebileceğini öğreniyor.

YARATICI ENERJİYİ KULLANMAK

Rol Yaparak Enerji Aktarmak

Aslan Kuzey Düğümü insanı doğal bir oyuncudur. Güçlü bir bi­reysellik duygusu olmadığından, o bir role egosuyla bağlanmaz ya da onunla özdeşleşmez. Doğal objektifliği, oynadığı karakte­rin tüm belirgin ayrıntılarını fark etmesini sağlar; o bir role gire­bilir ve ona kendisini tam olarak verebilir. İster bir kariyer, ister bir hobi olarak olsun, oyunculuk bu insan için sağlıklı bir boşalım ve izleyicisi için de etkileyici, zenginleştirici bir deneyimdir.

Herhangi bir tür gösteri yapmak Aslan Kuzey Düğümü in­sanı için harikadır. O doğuştan eğlendiricidir. Sahnede olduğun­da tüm varlığı aydınlanır. O başkalarını mutlu etmekten kaynak­lanan enerjiyi sever; gerçekten de, bu yaşamda bunu yapmak için buradadır başkalarına kişisel bir düzeyde sevgi vermek için. Eğ­lendirici ve izleyici arasındaki ilişki kişisel olduğundan, o bu are­nada çok iyi gelişir ve başarılı olur.

O, “merkez sahnede” olmanın bir yolunu bulduğu sürece, bu durum ilgili herkesin yararına olacaktır. Ancak, o çoğunluk­la buna direnir, çünkü bir soytarı gibi görünmekten, ya da ak­ranlarının ne düşüneceklerinden korkar. Bu insan pek çok geçmiş yaşamında başkalarının merkez sahneyi alışlarını izlemiştir; bunu kendisi yapmamış olduğundan, bu enkarnasyonda, bu ko­nuda başarılı olmaktan korkar. Yine de, birisinin sahnedeki kişi olması, alkışlanması gerekmektedir ve o bunu yaptığında her­kes iyi bir vakit geçirir. Bu yaşamda merkez sahneyi alma sırası ondadır, çünkü onun egosunun gelişmeye ihtiyacı vardır onun kendisini dengeleyecek bu enerjiye ihtiyacı vardır ve eğer sahne­ye çıkıp bunu yapmazsa, kendi gelişimini engelliyor olur.

Aslan Kuzey Düğümü insanı aktardığı duygularla izleyici­yi etkileme yeteneğine sahiptir. O, izleyicinin enerjisini hissede­bilir ve izleyicinin kendi enerjisini hissetmesini sağlayabilir. Kal­binde her ne varsa, onu dışarıya yansıtabilir. İzleyicinin duygula­rını kontrol edebilir ve onları yeni bir yöne götürebilir, sanki on­ların duyguları onunkilere bağlıymış gibi, enerjinin hareketini neredeyse fiziksel olarak hissedebilir. Bu, bir kontrol altına alma ve güç duygusudur ama coşku, empati ve duygusal birleşme ya­ratan olumlu bir duygudur. Bu insan bu süreçte büyük bir enerjiyle dolar ve canlanır. Daha sonra kendisini tükenmiş hissedebi­lir, ama kendisini capcanlı da hissedecektir! O bu duygusal de­neyimleri başkalarına verdiğinde, her iki taraf da bu bağlantının şifa verici gücünü hisseder ve herkes kazançlı çıkar.

O bu yeteneği daha küçük bir arenaya bir çocuğa ya da bir partnere karşı uyguladığında, aynı derecede başarılı olabilir. Gün­lük yaşamda bile, bu insan başkalarını neşelendiren ve ilham ya da mizah yoluyla yüklerini hafifleten bir rolü oynama yeteneği­ne sahiptir. Ama bazen o bu yeteneğini küçümser. Şarkıları ya­zan kişi olmanın daha önemli olduğunu düşünebilir ama şarkı­ları seçen ve izleyiciyi doğrudan etkileyen kişi şarkıcıdır ve bu insan bunu yapmaya bayılır! Başkalarında olumlu enerjinin ve coşkunun ortaya çıkmasını sağladığında, o da heyecanlanır ve olaya katılır.

YÜKSEK BİLİNÇ: MELEK BAĞLANTISI

Aslan Kuzey Düğümü insanı Melekleri ile hayalini yaratmada bir sonraki adımı gösteren bir bilinç düzeyiyle temasta olma ye­teneğine sahiptir. Birden, onun aklına geleceğinin nasıl olabile­ceği ve ne yaratabileceğiyle ilgili fikirler gelir çünkü o geleceğe açık ve objektif bir biçimde bakabilir ve olayları önceden görebi­lir. O yapmak istediği bir şeyi seçmeli ve sonra onu aktif olarak yaratmaya karar vermelidir.

O bu kararı verir vermez, aklına hayalini nasıl başarıyla ya­ratabileceğiyle ilgili birçok fikir gelir. Uygun ardışıklık kendili­ğinden belirir görünür; o bir adımı atarken, atması gereken di­ğer adım belli olur. Zamanlama kesinlikle mucizevîdir. O her bir adımı attığında, kapılar açılır ve başarı için uygun fırsatlar ona sunulur. Ama her bir adımı atarak bu meleksi yardıma karşılık vermek ona bağlı bir şeydir.

Bu süreç sörf yapmaya çok benzer. Sörfçü geniş ufukları olan sakin bir yerde sörfe başlar. Sonra onun çevresinde büyük bir dalga oluşmaya başlar. O, dalganın varlığını sadece, onun üzerine çıkıp çıkmamaya karar vermesi gereken andan birkaç saniye önce fark eder. Eğer zamanında karar verir ve doğru dal­gayı yakalarsa, harika bir sörf yapar ve çok eğlenir! Eğer yanlış dalgayı yakalarsa, o kadar düzgün bir sörf yapamayabilir, ama yine de olaya yoğun bir biçimde katılmıştır ve bir serüven yaşıyordur. Ancak, eğer bütün gün sörf tahtasının üstünde oturur ve hiçbir dalgayı yakalamazsa, kaçırılmış fırsatların anılarıyla dolu, güvenli ama sıkıcı bir zaman geçirir.

Aslan Kuzey Düğümü insanı berrak bir görüşe sahiptir, ama şansını denemek ve dalgayı yakalamak ona bağlı bir şeydir. O güç bir durumla başa çıkacak yetenek ve beceriye sahip midir? Risk almadıkça bunu asla bilemeyecektir, ancak risk aldığında asla ummadığı yaratıcı yetenekleri olduğunu görecektir bunlar ancak o dalganın üzerinde giderken ortaya çıkan yeteneklerdir. O, ya­ratıcı yeteneklerini gerçekten ifade etmek için kendisini yoğun bir risk, heyecan durumuna, ya da romantik bir aşk ilişkisine sokmalıdır. O kendisini ancak o zaman çok canlı hisseder.

Ama o her dalgayı yakalasa bile, bu insanın kişisel yaşamı­nın ötesine uzanan bir prensibe ya da ideale göre yaşamaya ihti­yacı vardır. İzleyeceği bir yıldıza onu güçlendirecek ve yaratıcı süreç yoluyla hedefine götürecek ruhsal bir yemine ihtiyacı var­dır. Bu ideal ya da değer onun tüm eylemlerinde ılımlaştırıcı bir prensip olmalıdır. Örneğin bu, korku ve güvensizliğe aldırma­dan, “mutluluk yolunu izleme”ye söz vermek olabilir. Bu, baş­kalarının tepkilerine aldırmadan kendi gerçeğini söylemeyi ya da insan hakları, dünya barışı veya doğal çevreyi koruma gibi davalara hizmet etmeyi içerebilir. Onun doğru “hederi” üzüntü ya da suskun bir sebat yaratmayacaktır; o duygusal olarak yük­seltici olacaktır. Bu insan, kişisel arenanın ötesine uzanan bir davaya uyumlanarak, kişisel arenadan daha büyük hale gelir, risk­ler almaya ve gerçek değişiklikler yapmaya gönüllü olur.

Aslan Kuzey Düğümü insanı hayal gücüyle yaratma konu­sunda son derece yeteneklidir bu onun hayalinde canlandırma yeteneğinden ve Melekler ile bağlantısından kaynaklanır. O iste­diği kişileri ya da durumları salt dileklerinin gücüyle kendisine çekebilir. Eğer gerçekten karar verirse, evrenden her ne isterse (eğer istediği şey onun hayrına ise) ona gelecektir. Birden yaşa­mı değişecektir yeni insanlar ve durumlar ortaya çıkacak ve onu dileklerinin gerçekleşmesini sağlayacak bir yöne çekecekler­dir. Onun işi sunulan yeni fırsatları kabul etmektir. O bu fırsat­ları analiz etmeye ve yargılamaya çalıştığında sorunlar ortaya çı­kar o zaman o zamanlamasını kaçırır. Bu insan, hayallerinin yönünde ilerlemeyi öğreniyor: Önceden rotayı bilmese bile, risk­ler almayı ve hayalini gerçekleştirmek için yaratıcı enerjiyi kul­lanmayı öğreniyor.

Aslan Kuzey Düğümü insanı, aklını hedefine vermeli ve ya­ratıcı sürecin bir parçası olan “ikinci kuvvet” direnişini (Kişilik başlığı altındaki irdelemeye bakınız) aşmak için ne yapması gere­kiyorsa onu yapmalıdır. Atalet kendi kendisini sürdürücüdür; ye­ni ve yaşamsal bir şey yaratırken, atalet direnişe dönüşür. Bazen, ikinci kuvveti yarıp geçmek ve eski, kendi kendini sürdüren kalıpları aşmak muazzam bir yoğunlaşma gerektirir. Yeniyi ya­ratmak irade, disiplin ve ne kadar enerji gerekirse gereksin ka­rarlı bir niyet gerektirir. Yeni bir realite yaratmak için direnişi aşmak, Aslan Kuzey Düğümü insanının gerçekleştirdiği hayali gerçekten takdir edecek şekilde güçlendirir.

Kalben arzulanan bir hayali gerçekleştirmek asla kolay de­ğildir. Aslında, bu yüzden hayallerimiz vardır onlar bizi sınırla­malarımızı aşmaya sevk eden ve gelişip kendimizi aşmamıza ne­den olan “havuzlar”dır. Kayıtsızlık ve ego havuzundan çıkıp, kal­bimizdeki hayali gerçekleştirme yolunu izlediğimizde, gelişir ve özgürleşiriz. Temelde, bu insanın istediği şey özgürlük ve can­lılıktır. O hayallerinin peşine aktif ve yaratıcı bir biçimde düştü­ğünde, yol onu oraya götürecektir.

CANLILIK

Aslan Kuzey Düğümü insanı, içsel yaşam gücünün sevinci ve canlılığıyla yeniden birleşmeyi özler. O kendisini canlı hissettire­cek bir deneyimi arzular, böylece, evren ona yaşam gücünü uyarabilecek ve canlandıracak bir durum sunarak karşılık verir. Eğer o bu fırsatı kabul eder ve kullanırsa, yol boyunca epey ge­lişme, canlılık ve mutluluk elde edecektir. O içgüdüsel olarak bu yaşamsal deneyimlere uzanır, ama çoğunlukla zihni araya girer ve yaratıcı itilimlerini geçersiz kılar. Bu enkarnasyonda, onun işi zihnini dinlemek değil, içindeki çocuğun heyecanını izlemektir.

Kararlar Vermek

Bu insan, çoğunlukla, ne yapması gerektiği konusunda bilgi ta­banının söylediği şey ile kalbinin söylediği şey arasında keskin bir çelişki yaşar. Seçim, güvenliğe karşı yaratıcı tutku olarak özet­lenebilir ve o yaratıcı tutkuyu seçtiğinde, kazanır; güvenliği seç­tiğinde, kaybeder. Eğer o dönüp geçmişteki deneyimlere bakar­sa, yaşamında bunun nasıl sonuç vermiş olduğunu görebilir. Bu onun “biliş”inin aslında geleceğin geçmiş deneyimlerine dayanan mantıksal bir projeksiyonu olmasından ötürüdür. Ancak, eğer o şimdiki zamanın yönünü değiştirmenin sorumluluğunu üstlenirse, diğer birçok olası geleceğe erişebilir.

Aslan Kuzey Düğümü insanı kendisine, “bildiği” şeye dayanan kararlar vermesinin canlılık duygusunu arttırdığını mı, yok­sa azalttığını mı sormalıdır. Eğer doğru olduğunu “bildiği” bir yolu izlemek onun canlılığını azaltıyorsa, daha sonra pişman olacağı o yolda yıllarını boşa harcamadan önce tekrar düşünmelidir. O kendi varoluş halinden aldığı doğru geri bildirimi kabul ve tasdik etmeli ve ona uygun davranmalıdır. Bu onun, tutkusunun onun zorlukları aşmasını, yaşamını sürdürmesini sağlayacak, onu yeni bir yaşam kurmak için gerekli olan enerjiyle besleyecek kadar güçlü olduğuna güvenmesi anlamına gelir.

Bir zamanlar bir huzurevinin yanındaki evde oturuyordum ve orada kalan birçok yaşlı insana yaşamlarıyla ilgili soru­lar sordum. Geriye dönüp baktıklarında, onlar için önemli olan neydi? Neyi farklı bir biçimde yapmış olmayı isterlerdi? Onlar birçok konuda farklı yanıtlar vermiş olmalarına karşın, hepsi, sonunda hata olduğu ortaya çıkan şeyleri denemiş olmaktan asla pişmanlık duymadıklarını söyledi; onların pişmanlık duydukları şey, yapmayı istemiş olup da yapmadıkları şeylerdi kullanma­mış oldukları fırsatlardı. Aslan Kuzey Düğümü insanı bu fırsatları kullanmayı öğreniyor.

Bu, onun yaşamını sorumsuz bir biçimde yaşaması gerekir demek değildir. O canlılığını izlemeye karar verebilir ve sonra bu kararını diğer insanları da hesaba katan bir biçimde akıllıca uy­gulayabilir. Örneğin, yıkıcı ve yıpratıcı bir evliliği “çocukların uğruna” sürdürmek akıllıca olmaz. Bu, çocuklara şu mesajı ver­mek olur: “Her şeye katlanabilir ve ıstırap çekebilirim. Hayatta mutsuz olmak pekâlâdır.” Ancak, evliliği sorumlu bir biçimde bi­tirmek (örneğin, çocuklara bir son dakika şoku yaşatmamak için önceden onlara evlilikte sorunlar olduğunu söylemek, neler olup bittiğini iletmek) sağduyulu bir davranış olacaktır. Aslan Kuzey Düğümü insanı plânlarını başkalarının duygularını dikkate alan bir sorumluluk ve yaratıcılıkla uygulamalıdır.

Eyleme Geçmek

Bazen Aslan Kuzey Düğümü insanı için en büyük meydan oku­ma onu mutlu eden eylemlerde bulunmayı içerir. O başka herkes için iş yapmaya öylesine alışıktır ki, içindeki neşeli çocuğu şimdilik askıya alma eğilimi gösterir. Bu yaşamda o kendisi için yapması gereken şeyi yapmayı öğrenmektedir.

İroni şu ki, bu insan kendi başına eyleme geçtikten sonra, çoğunlukla, birisi yardım etmek için ortaya çıkar. Eğer o, gerek­sindiği her şeye sahip olana dek eyleme geçmeye korkarak geri durup beklerse, bu hiçbir zaman olmayacaktır. Onun gerçekleş­tirdiği eylem başkalarına mantıklı gelmeyebilir, ama eğer o bu konuda kalben bir mutluluk hissediyorsa, onun işi başkalarının desteği olsa da olmasa da onu yapmaktır.

Aslan Kuzey Düğümü insanının geçmiş yaşamlarda birik­tirmiş olduğu tüm gerçek bilgi onun içindeki çocukta toplanmış­tır, işte bu yüzden içindeki çocuğu izlemek onun yaşamının se­vinçli bir biçimde yürümesini sağlar. Tam tersine, o “güvenli” olacağından emin olmak için “bilgi” aradığında, hiçbir zaman ye­terli enerji toplayamaz ve fırsatlar onun yanından geçer gider, içteki çocuk eğlenme duygusudur, oyun oynama duygusudur, bir risk alıp kendini mutlu eden bir şey yapmaktır. Örneğin, onun aklına şöyle bir fikir gelir: “Hey! Ben bu gün yüzmeye git­mek istiyorum!” ve o bu konuda heyecan duyar; o zaman gitmek ve bunu yapmak içindeki çocuğu izlemek olur. O bu eğlence ve heyecan duygusunu izlediği ve içindeki çocuğun itilimine uygun davrandığı her seferinde, içindeki çocuk onaylanmış olur ve daha da güçlenir. Doğru yolda olup olmadığını ölçmek için içindeki çocukla bağlantı kurmak onun için başarının anahtarıdır.

Ruhsal Astroloji Jan Spiller

Bu, ruhsal kaderini geliştirmek isteyen herkesin mutlaka okuması gereken bir kitaptır.
Her Dem Bütünün Hayrına OLsun
admin

Recent Posts

Büyüden Korunma Ritüeli

Sevgili Gönül Dostlarım, Büyüden Korunma Ritüelini sizlerle paylaşmak istiyorum. Bir küçük siyah torbaya biraz toprak,…

3 yıl ago

sınırsız zenginlik için kubera mantra

Sevgili Gönül Dostlarım, Sınırsız zenginlik için kubera mantrasını Om Shreem, Om Hreem Shreem, Hreem Kleem…

3 yıl ago

Eski Sevgilimle Nasıl Barışabilirim ? Tuz Su Sirke Ritüeli

Sevgili Gönül Dostlarım, Eski Sevgiliniz ile barışmak mı istiyorsunuz ? İşte bunun için sizlerle çok…

3 yıl ago

Düşman Korkusundan Kurtulmak İçin Okunacak Dua

Düşman Korkusundan Kurtulmak İçin Okunacak Dua

4 yıl ago

Kur’ân-ı Kerim’de geçen şifâ duası…

Rahman ve Rahîm olan Allah’ın ismiyle. Allah’ın ismiyle sana okurum. Allah sana şifâ versin. Ey…

4 yıl ago

Rüzgar Estiği Zaman Okunacak Dua

Hazret-i Âişe -radıyallâhu anhâ-’nın anlattığına göre Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, rüzgar estiğinde ve gökyüzünde…

4 yıl ago