(Öncelikle genel olarak Mars Retroları için şunu belirtmek istedim: Eğer doğum gününüz 20 Kasım 1960 -6 Şubat 1961 / 26 Aralık 1962 – 16 Mart 1963 / 28 Ocak 1965 – 19 Nisan 1965 / 8 Mart 1967 – 26 Mayıs 1967 / 27 Nisan 1969 – 8 Temmuz 1969 / 11 Temmuz 1971 – 9 Eylül 1971 / 19 Eylül 1973 – 26 Kasım 1973 / 6 Kasım 1975 – 20 Ocak 1976 / 12 Aralık 1977 – 2 Mart 1978 / 16 Ocak 1980 – 6 Nisan 1980 / 20 Şubat 1982 – 11 Mayıs 1982 / 5 Nisan 1984 – 19 Haziran 1984 / 8 Haziran 1986 – 12 Ağustos 1986 / 26 Ağustos 1988 – 28 Ekim 1988 / 20 Ekim 1990 – 1 Ocak 1991 / 29 Kasım 1992 – 15 Şubat 1993 / 6 Şubat 1997 – 27 Nisan 1997 … arasında ise siz bütün Mars retrosu dönemlerinde hareketlenen, esas Mars’ın düzgün harekette olduğu süreci retro gibi yaşayan gruptasınız demektir. Retro sizin enerjinizi düşüreceğine arttırır. Mars retrosu uyarılarını genel olarak yaşamazsınız…
Her harita için bakılacak farklı unsurlar olsa da genel olarak karşı cinsle etkileşim, aşk ve evlilik konuları Güneş, Ay, Mars ve Venüs’e bağlıdır.
Önce bireysel değerlendirelim:
– Her kimin haritasında Mars ve Venüs birbirine olumlu açı yapıyorsa (yani birbiriyle uyumluysa) o kişi hayatında kadın-erkek ilişkileri bakımından rahat bir yaşam sürer. Utangaçlık, beğenilme, kendini gösterme, sevgilisiz, eşsiz kalma v.b. dertleri olmaz, fiziksel özellikleri, sosyal yapısı v.b. ne olursa olsun.
-Hele hele Mars-Venüs aynı burçta ve aynı açılardaysa “şeytan tüyü var bunda” dediğimiz biriyle karşı karşıyayız demektir.
-Peki ya bu iki gezegen birbirine uyumsuz açıyla bakıyorsa; o zaman da karşı cinsi kendimize çekeriz ama gelenden bir türlü tam olarak hoşnut kalmayız. Hep bir “ama” mız vardır.
-Bir de Mars ve Venüs’ün hiç etkileşimde olmama durumu var ki işte bu, karşı cinsle ilişkilerimiz tamamen zamanın etklerine kalmış demektir. Sıkıntılarımız var demektir.
Peki ya karşımızdakiyle etkileşimimiz nasıl oluyor?
-“İlk görüşte aşk var mıdır?” diye soranlara “Evet, ilk görüşte aşk vardır” diyorum. Kalabalık içinde dahi birbirinizi görür görmez gözlerinizde “bir ışık parlar”, “bir elektriklenme” olur. Hikaye rahat rahat ilerler. İşte bu etki haritalardaki Güneş-Ay, Güneş-Venüs, Mars-Venüs ya da Mars-Ay açılarıyla gerçekleşir. (Mesela kadının Mars’ı ile erkeğin Venüs’ü…) Söz konusu Venüs ile uyumlarsa aşk+cinsel çekim, Ay ile uyumlarsa aşktan fakat daha ziyade sevgiden bahsediyoruz demektir. Ama ömrünü tahmin edebilmek, sürecini tasvir edebilmek için her iki haritaya bütünüyle bakmak gerekir.
-Bir de “ne seninle ne sensiz” ilişkileri vardır. Ondan uzaktayken “O şöyle iyi, böyle harika…” ya da “Şimdi yanımda olsaydı aşkım, şunu yapardık, bunu yapardık…” diye konuşup biraraya geldiklerinde didişmeye başlayan, ayrı olduklarında birbirleri için kullandıkları güzel cümleleri birbirlerine söylemek bir yana küçük de olsa bir sorun yaratmadan duramayan çiftlerdir bunlar. Onlarda da yukarıda saydığım gezegen ikililerinden biri devrede demektir ama uyumsuz şekilde. Bu durumda arada çekim hissedersiniz ama bir türlü oldurtamazsınız. Oldu sanırsınız yeniden raydan çıkar. Tartışıp ayrılırsınız fakat yine dönüp aynı kişiyi istersiniz. Barışırsınız. Yine tartışırsınız ya da birşey olur. Yine ayrılırsınız… Bu hikaye böyle sürer. Nereye kadar? Her iki taraf da birbirini olduğu gibi kabul edene kadar ya da uyumlu açıyla birilerini bulana kadar. Haritalara bakmak gerekir… Çünkü bu gezegenlerin bulundukları burçlara bağlı olarak tatlı olabileceği gibi takıntılı da olabilecek bir ilişki türüdür. Taraflardan biri yeni birini bulsa dahi diğeri bulmamışsa bu ilişkiye takılı kalabilir.
-Bunların yanında gelip-geçici etkilerden de söz edebiliriz ki bunlar da güçlü çekimlere sahip olabilirler. Tek kusurları birkaç saat ya da birkaç günden ibaret olmaları ve daha sonra dönüp baktığınızda “O kadar zamandır aynı ortamda bulunuyoruz hiç böyle olmadı” ya da “Nasıl oldu da ben bundan etkilendim?” diye bir şaşkınlık yaşatmalarıdır. Bu durum esas olarak o iki kişinin bir araya gelmesiyle değil de iki kişinin “O Zamanda” biraraya gelmesiyle oluşur. Aynı iki kişiyi başka bir zaman diliminde biraraya getirdiğinizde birbirleriyle ilgilenmezler. Çünkü devreyi kuran transit gezegenler (gezegenlerin o andaki konumları)dır.
-Bir de evlenilecek kadın/adam durumu vardır. “Onu görür görmez eşim olacağını hissettim”, “Birgün evlenirsem eşim işte böyle olmalı” ya da ilişkinin başlarında dahi evlilikten konuşulması kadının Güneş’i ile erkeğin Ay’ı arasındaki uyumlu açıdan meydana gelir. Bu ilişki yukarıda saydıklarıma kıyasla daha sakin yol alabilir ama diğer koşullar da uygunsa güzel bir evlilik alameti sayılır. Çünkü iki ışık (Güneş ve Ay) birbirini bulmuş, bütünlenmiştir. Böyle de devam etmek isterler.
(Nitekim neden erkeklerin anneleri gibi, kadınların da babaları gibi eş aradıklarının cevabı da bu paragraftadır. Güneş’in en temel niteliklerinden biri “baba”mızı anlatmasıdır. Ay’ın en temel niteliklerinden biri de “anne”mizi anlatmasıdır.)
İki kişinin arasında hiç Venüslü-Marslı-Aylı-Güneşli bir etki yoksa o zaman aşktan bahsedemiyoruz demektir. Bu iki kişi farklı nedenlerle bir arada demektir. Ve bir gün karşısına bu etkileşimi yaratabilecek biri çıktığında ona yönelmek isteyebilir demektir.
Öte yandan her etkileşim de illa hayata geçecek demek değildir. Destekleyici unsurların varlığı çok önemlidir. Yoksa sadece aklınızda ya da gönlünüzde kalır.
Sevgili Gönül Dostlarım, Büyüden Korunma Ritüelini sizlerle paylaşmak istiyorum. Bir küçük siyah torbaya biraz toprak,…
Sevgili Gönül Dostlarım, Sınırsız zenginlik için kubera mantrasını Om Shreem, Om Hreem Shreem, Hreem Kleem…
Sevgili Gönül Dostlarım, Eski Sevgiliniz ile barışmak mı istiyorsunuz ? İşte bunun için sizlerle çok…
Düşman Korkusundan Kurtulmak İçin Okunacak Dua
Rahman ve Rahîm olan Allah’ın ismiyle. Allah’ın ismiyle sana okurum. Allah sana şifâ versin. Ey…
Hazret-i Âişe -radıyallâhu anhâ-’nın anlattığına göre Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, rüzgar estiğinde ve gökyüzünde…