Ay burcumuz Güneş burcumuza kendi enerjilerini içsel ve dışsal yaşam deneyimlerimize bağlamak için ihtiyaç duyduğumuz uygun bir esasa dayandırma konusunda yardımcı olur. Ay burcu farkında olunduğu ve olumlu cevap verildiği takdirde Güneş’in esas hayat misyonuna mükemmel bir destek olarak hizmet eder. Yaşamımızı bütünlemek ve merkezi bir amaç edinmek için doğamızın bu iki bölümünün, birbirini gölgede bırakmadan tamamlayıcı yönlerini bularak, enerjilerini birarada çalıştırmamız gerekir.
Güneş egomuzu ve kişisel kimliğimizin bilinçli olarak farkında olduğumuz kısmını temsil ettiği için, Güneş’in bulunduğu burç kendimizi geliştirmeye, gerçekleştirmeye çalışmak ve çevremizi şekillendirmek için irademizi ve gücümüzü nasıl kullandığımızı gösterir. Çoğu zaman Güneş burcu özelliklerimiz veri olarak kabul edilir. Oysa nitelikleri bize daha kolay gelen aslında Ay burcumuzdur. Çünkü Güneş burcu özelliklerimiz içgüdüsel değildirler. Canlılığımızın merkezi gücü olmasına rağmen, Güneş’le simgelenen asıl özümüzü ortaya çıkartıp bu kuvvetli enerjiyi yaşam kaynağına dönüştürmek için çabalamak zorunda kalırız.
Ay insanın iç doğasını, duygu dünyasını, bilinçaltını ve içgüdüsel tepkilerini temsil eder. Etkilenebilirliği, aklın mantıksız ve duygusal yönünü oluşturur. Ay günlük fiziksel yaşamımızın önemli bir bölümü olan döngüleri “hisseder” . Üzerinde yürüdüğümüz zeminle temas kurmamıza psikolojik açıdan yardım eder. Ay daima kendi dışında bir şeye göre tavır alır ve bu tepkileri görüntüsüyle yansıtır gibidir. Bu yüzden yaşamı kendimize göre -öznel (sübjektif)- algılama stilimizdir.
Ay’ın bulunduğu burç kendisini otomatik olarak gösteren geçmişten kalma eğilimi, kişinin içsel açıdan güvenli hissetmesini ve kendisiyle barışık olabilmesi için özen göstermesi gereken hissediş ve varoluş tarzını temsil eder. Ayrıca ilişki kurma yeteneğini, yakınlık arzusunu, kendine özgü, başkalarıyla ilgilenmeye ve onlardan ilgi görmeye yönelik, duygusal ihtiyaçları ve arzuları yansıtır. Bu burç ve onunla bağlantılı deneyimler kendimizi doğru ve haklı hissetme ihtiyacımızı besler, çünkü bu tür kendini ifade biçimleriyle kişiliğimizin bütününe istikrar sağlayabilecek çok derin bir ihtiyacı doyururuz.
Aynı zamanda Ay’ın bu yaşamda yanımızda getirdiğimiz “geçmiş” duygusunu temsil ettiğini söyleyebiliriz. Ay’ın burcu bu tür bir geçmişte hassasiyetle geliştirdiğimiz karakter özelliklerini temsil eder. Bu yapıyı iyice tanımak çok önemlidir, çünkü Ay bilinçaltıdır. Bu duygusal yapı çok küçükken, ana kucağındayken anneyle ilişki sayesinde oluşmuş, şekillenmiş yapıdır. Küçükken ihtiyaçlarımızın nasıl karşılandığı, kendi annemizi (veya beslenmemiz ve bakımımızla ilgilenen herhangi bir kişiyi) nasıl algıladığımız, kendimizi seviliyor hissetmemiz.. Bunları hatırlamak, tanımlamak, ifade etmek ve bilinçli olarak bilmek zordur. Ancak hafızaya kaydedilmişlerdir. Bunlar şimdi, içgüdüsel olarak bizim için koruyucu hatta bazen savunucu gibi davranan, farketmeden içimizden dışarı spontan tepkiler olarak akan kökleşmiş niteliklerdir. Bu yerleşik davranış düzenleriyle, en azından bilinçaltı düzeyde, kendimizi rahat ve güvende hissederiz. Alıştığımız gibi yaşamak bize doğal ve güvenli gelir. Yine bilinçaltı etkisiyle Ay burcumuzun özelliklerinden genellikle habersiz yaşarız ve bu burcun yöntemlerini kullandığımızı farkedemeyebiliriz. Ama bizi tanıyan insanlar bu şekilde hareket ettiğimizi daha kolay görebilirler. Ay’ın içinde bulunduğu burç, ev ve diğer planetlerle yaptığı açılar ebeveynlerimizden neler öğrendiğimizi, nelerin eksik kaldığını anlatır. Bu eksik kalan duygusal gereksinimlerin ilerleyen yıllarda saptanması, onlarla yüzleşilmesi ve onların kabul edilmesi çok önemlidir. Yoksa bitmek bilmeyen bir arayış kişiyi doyumsuzluğa itebilir, Güneş’i -asıl özümüzü- bilinçli amacından alıkoyabilir. Gereksinimlerinizi inkar edemezsiniz, duygularınızı gömemezsiniz, güvenliğinizi bir kenara itemezsiniz. Bunlar er veya geç bir kriz döneminde ortaya çıkarlar. Duygularımızı, gereksinimlerimizi ve içgüdülerimizi ihmal edip tepkilerimizi hesaba katmadığımız ölçüde hata yapar, yaşamımızda içinde bulunmaktan mutlu olmadığımız koşullar yaratırız.
İçimizdeki Ay onu tanıyamadığımz sürece daha şiddetli bir şekilde bilinçaltımızdan püskürür. Ve bazen onun yarattığı duyguların yoğunluğu bize fazla gelir. Bunalırız. Keyifsizleşiriz. Depresyona gireriz. Nedenini bilmediğimiz duygularla ne yapacağımızı ve onları hangi yöne kanalize edebileceğimizi bilemeyiz. Aynı zamanda sadece Ay burcu özelliklerimizi kullandığımız zaman da sorunlar yaşarız. Çünkü Ay’ın fonksiyonu hissetmektir, hareket etmek ve kararlar almak değil. Ay bizim derin, bilge ve bilen yönümüz olabileceği gibi, yalnız bırakıldığında ve bilince taşınıp düzene sokulmadığında rüyadan başka bir şey üretmeyebilir. Tüm seçeneklerin devamlı olası tutulabileceği hayal dünyasında yaşamayı tercih edebilir. Gerçekte tatmin edilmesi zor istek ve talepler, olgunlaşmamış duygular ve gelişimi felç edici içsel durgunluk haline dönüşebilir. Yine de, Ay yaşamın ruhudur. Ruh ve hissediş olmadan tüm deneyim mekanikleşir, amaçsız bir dişliye dönüşür.
Temel Prensibi: Hiçbir şeye katlanma.
Anahtar Kelimeleri: Aktif, dinamik, bağımsız, vahşi, rekabetçi, güçlü, fetheden, kontrolsüz.
Ay’ları Koç’ta bulunan insanlar yaşamda karşı karşıya kaldıkları çoğu durumda aktif, hatta bazen saldırganca tepki verirler, tabii bu duygular için de geçerlidir. Rekabet ettikleri yer duygular arenasıdır… İçgüdüsel olarak kendilerini canlarını sıkan şeyi durdurmaya veya ihtiyaçlarının ardından gitmeye seferber ederler. Bu insanlar bakmadan atlama eğilimindedirler, asla kararsızlık göstermezler. Kavgacı ruhlu, ayırımcılığa karşı hayli duyarlıdırlar. Bazen kendilerine zarar verecek kadar düşüncesiz ve gergin olabilirler. Başkalarına uymakta, onları dinlemekte zorluk çekerler. Başkalarının duygularına ve ihtiyaçlarına karşı sabırsız ve tahammülsüzdürler. Kendi işleri ve ihtiyaçlarıyla öyle “istekli” meşguldürler ki durup da karşılarındaki kişilerin onların hareketleriyle ilgili neler hissedebileceğini düşünmeyi akıl edemezler. Bunun yanında geniş bir inisiyatif yeteneğine sahiptirler. Amaçladıkları şeylere ulaşabilmeleri için hareket özgürlüğüne ihtiyaçları vardır. İnisiyatifin kendi ellerinde olduğu durumlarda kendilerini güvende hissederler. Duygularını anında dile getirirler. Duygusal dürtüye dayanan spontan davranışlar gösterirler. Kendilerine emanet edilen ve ihtiyaç içinde olan insanları sadakatle savunur ve korurlar. Güçlü bir şekilde savaşma ve her türlü engele rağmen ayakta kalabilme dürtüleri çok gelişmiştir. Kendilerine güvenli ve iddialıdırlar. Açık, net ve kıpır kıpırdırlar. Hep yolda olmaktan hoşlanırlar. Ömür boyu kendilerini genç hissederler. Açık fikirli, yeni olan, ilham veren ve coşkulu şeylere daima hazırdırlar.
Tipik Duygusal Reaksiyonları: Çabuk öfkelenen bir yapıları vardır. Nedeni bir türlü yüzeye çıkartılamayan bastırılmış saldırganlık ve derinlerde gizli kalmış felç edici bir öfke duygusu ciddi duygusal gerilime ve iç huzursuzluğuna yol açar. Anında talep eden ve aceleci tavırlar sergilerler. İstekleri yerine gelmediğinde küser ve sinirlenirler. Bir kaşık suda fırtına kopartabilirler. Kimseyi bekleyecek vakitleri yoktur. Kimseye katlanamazlar. Kısa dönemlerde bir aktivite veya bir projenin arkasından ateşli ve heyecanlı bir şekilde giderler. Fakat istekleri kaybolduğunda her şey çekiciliğini yitirir ve tamamlamakta zorluk çekerler. Hemen başka bir şeye atlarlar. Hassaslık, korku duyma ve ihtiyaç içinde olmayı kendilerinde olduğu gibi başkalarında da kabul edemezler. Çaresizlik ve korku şiddet göstermelerine neden olabilir. Başkalarının duygularına da kendi duygularına verdikleri tepkiyi verirler… Hücum! Yoğun yapıları karşısındakileri huzursuzlaştırır. Kendi ruh hallerini farkında olmadan karşısındakilere projekte ettiklerinden karşılarında hep savunmaya geçen, kızgın ve öfkeli kişiler bulurlar.
Çocukluk Deneyimleri: Fazla hareketli, inatçı, gürültücü ve cesur bir çocuktur. Kendini ortaya koyabilen, korkusuz ve duygusal bağlara dirençli bir şekilde özgür yetiştirilmiştir. Yaşının küçük olmasını hakaret olarak algılar. Hareket ve kas becerileri erken yaşta gelişmiştir. Özgürlüğünün kısıtlanması, utanç, aşağılama ve çaresizlik duyguları onun erken yaşta evinden ve ailesinden kopmasına neden olur.
Annesini Algılayış Biçimi: Cesur, güçlü, gururlu, eğilmez ve ihtiyaçlara karşı ilgisiz anne.
Öğrenmesi Zor Dersler: Sabır ve başkalarını düşünme. Başkalarıyla hareket edebilmeyi, her durumda savaş açmamayı öğrenmek durumundadır. Kendini ortaya koyarken başkalarının amaçlarına ve özgürlüğüne saygı duymayı, karşısındakilerin duygularını ve ihtiyaçlarını “saçmalık” olarak görmeyip onları dinlemeyi bilmelidir. Şevkat ve empati duygusunu geliştirmeli, hemen tepki vermeden öz-eleştiri yapmalıdır. Kendi başlattığı bir işi ortaya çıkarabilmek ve her koşulda ayakta kalmayı becerebilmek için sabrın ve disiplinin kendi için önemli olduğunu anlaması gerekir.Asıl yapması gereken, kendisini doğru bir şekilde ortaya koyarak başkalarına güçlü olma, savaşma ve ihtiyaçlarını nasıl giderecekleri, hayatlarının inisiyatifine nasıl sahip olacakları konusunda onlara yardım etmek ve kendi yaşamlarıyla onlara örnek olmaktır.
Temel Prensibi: Sahip olduğum şeyler bana yeter.
Anahtar Kelimeleri: Topraksı, pratik, direngen, tutucu, büyüten, üretken, tensel, iyi huylu.
Boğa burcundaki Ay duygulara uygulanabilirlik ve kalıcılık açısından yaklaşır. Ay’ı Boğa’da olan insanlar duygularıyla başa çıkarken bir miktar güçlük çekerler. Problemlerle karşılaştıklarında buna neyin yol açtığını bulmaya çalışıp ve üstesinden gelmek için adımlarını nasıl sağlam atabileceklerini araştırırlar. Ayakları yere basan, istikrarlı, gerçekçi şekilde tepki veren kişilerdir. Hatta tepkileri o kadar duygularını dışa vurmaz bir biçimdedir ki, diğer insanlar onların hiç tepki vermediklerini zannederler! Sevgiye ve güvence duygusuna bağlıdırlar. Yüzleşmelerden, kavgalardan ve dönüşüm yaratacak tüm değişikliklerden kaçarlar. Tanıdık, alışılageldik ve denenmiş şeyler tarafından uyarılır ve harekete geçerler. Davranışları doğal, sabırlı, hoşnut, neşeli, yumuşak, şefkatli ve sosyaldir. Sevdiklerine ve güvence duygusu veren şeylere sahip olma istekleri çok güçlüdür. Kontrolden çıkmış bir tekelcilikleri vardır. Değerli ve üstün şeylere sahip olmak isterler. Onlar için ‘güvenlik’ sahip oldukları maddi varlıklardır. Malları, mülkleri ve bankada paraları olana kadar huzursuz ve sinirli olurlar. Kendilerini güvende hissetmeleri için önce evlerinin kendilerine ait olmasını isterler. Ancak sahip olduklarıyla kendilerini değerli hissederler. İyi dostlar, mükemmel bir eş, pozisyonu değişmeyecek bir iş ve devamlı dengede bir banka hesabı… Sanat ve estetik zevkleri gelişmiştir. Uzun ömürlü, kalıcı biraz da eski moda stilleri severler. Koleksiyoncudurlar. Keyiflerine ve tensel zevklere düşkündürler. Sevdikleri bir insanı hissedebilmek için fiziksel yakınlığa ihtiyaç duyarlar. İstikrarlı olmalarına rağmen, söz vermeye, taahütte bulunmaya gelince tereddüt eder ve geç karar alırlar, çünkü kararlarını bir kez verdikten sonra asla değiştirmek istemezler. Bazen zamanı geçmiş ve yararsız bile olsa alışkanlıklarını değiştirmeyerek tutuculuğun tutsağı haline gelebilirler.
Tipik Duygusal Reaksiyonları: Dinginlik ve huzurun başta geldiği bu Ay burcuna sahip kişi, doğal olarak çoğu zaman bugünün üzüntülerine ve problemlerine omuz silker ve öfke göstererek durumunu sarsıp, rahatını bozmak istemez. Hissettiği tatsız duyguları savuşturmak için fazla yiyebilir ve fazla para harcayabilir. Süregelen konforu ve mali durumu tehlikeye girdiğinde son derece rahatsız olur. Ayrıca yaşamdaki yolunu ve önceliklerini değiştirmeye yönelik bir baskı ya da tehdit sözkonusu olduğunda şiddetle tepki verir. Görmezden geldiği sorunlar ve şartların değiştiğini gösteren küçük sinyaller birikimine aşırı inatla karşılık verir. Güç öfkelenir fakat öfkelendiği zaman tehlikeli biçimde fevri ve hiddetli olabilir. Güç yatışır.Tensel ve maddi olduğu için duygularını hissedemez ve onlardan uzak kalır. Güvenli olan yatırımı en iyi şekilde seçebildiği ve mali durumunu en iyi şekilde organize edebildiği halde güçlü duygularıyla ilgilenmek ona karmaşık ve zor gelir. İçgüdüsel olarak kendisini yatıştıracak ve konforunu sağlayacak şeylere yönelir.
Çocukluk Deneyimleri: Duyusal, sakin, duygulu, memnun bir çocuktur. Doyduğu zaman doyumludur. Özellikle ilk yıllarında, annesi ile yoğun ve sürekli fiziksel temasa ihtiyaç duyar. Ailesinden olumlu bir ilgi görmüştür. Aile dengeli, tutarlıdır ve çocuğun ihtiyaçlarını kabullenip, yerine getirmiştir. Geleneksel, anlaşılması kolay ve o kadar da duygusal değildir. Güven içinde büyümüştür. Genellikle geç gelişir, olgunlaşmak için rahat bir ortama ve zamana ihtiyacı vardır. Annesini ve evini terk etmesi zordur.
Annesini Algılayış Biçimi: Sıcak, besleyici, koruyucu kadın.
Öğrenmesi Zor Dersler: Ayrılmak ve değişme cesareti. Kararlılığını inatçılık derecesine getirmeden sabrını ve öfkesini dengelemeli, değişimden ve kendini canlı hissettiren riskli durumlardan- duygusal risklerden kaçmamalıdır. Rahata düşkünlüğünden ve mevcut durumlara bağlılığından kurtulmalı, bir takım şeylere sahip olmadan da onların tadını çıkartabilmelidir. Sadece alıştığı ve bildiği için diğer yol kolay bile olsa her şeyi zor olan yolla yapmaktan vazgeçmelidir. Yumurta kapıya dayanmadan sorunları çözme ve hareket edebilme cesaretini geliştirmelidir. Asıl yapması gereken değişimi kabullenip geçmişteki sağlam yapılarını bugüne uydurabilmek, değerlerini yaratırken duygularına kulak vermek, huzuru ve içsel değerini sadece dışsal değerlere sahip olarak aramamak.
Temel Prensibi: Yeni olan ne var?
Anahtar Kelimeleri: Zihinsel, sözel, esprili, zeki, taklitçi, hareketli, meraklı, ikna edici, flörtçü, geveze.
İkizler’de bulunan Ay’a sahip kişilerin kendilerini doğru ve gerçek hissedebilmeleri ve bu bilinçdışı ihtiyaçlarını doyurmaktan gelen içsel huzur ve dinginliği deneyimleyebilmeleri için düşüncelerini diğer insanlara ifade etmeleri gerekir. Ayrıca kişi kendisini yaşama uydururken, önce içinde bulunduğu deneyimden kendisini uzaklaştırarak bir miktar nesnellik kazanmaya çalışır. Bir başka deyişle, İkizler burcundaki bir Ay önce düşünerek tepki verir; düşüncelerinin değerlendirmesini yaptıktan sonra ona göre hareket eder. Ay’ları İkizler’de bulunan insanlar duygularıyla temasa geçmektense, onlarla akılla başa çıkmayı yeğlerler. Kendilerinin ve başka insanların duyguları hakkında analiz yapıp konuşmayı tercih ederler. Entelektüel olarak uyanık ve çeviktirler. Uyum sağlamakta zorluk çekmezler. Burunları iyi koku alır. Sağlıklı bir sağduyuya, durumları ve insanları değerlendirmede, yargılamada sağlam içgüdülere sahiptirler. Düşgücü zengin, ama her zaman gerçekçidirler. Çok çabuk kavrarlar, mükemmel bir hafızaları ve güçlü gözlem yetenekleri vardır. Huyları ve akılları arasında çelişki yaşarlar. Gerçekleri olduğu gibi değil, kendi hoşlarına gittiği gibi algılama yönünde tehlikeli bir eğilimleri vardır. Yüzeysel ve önemsiz konularda sürekli gevezelik edebilirler. Hemen heyecanlanan, kırıcı, sivri dilli ve iftiracı olabilirler. Tahminleri anında gerçekmiş gibi algılayabilirler. Duygularında boş, alaycı, yüzeysel ve şüphecidirler. Can sıkıcı bir “her şeyi bilirim” havası taşırlar. Duygularının karanlık yönleriyle yüzleşmekten kaçarlar. Düşünceleri ve duyguları sürekli olarak değişir. Er veya geç, her şey duydukları kuşku yüzünden parçalanıp gider. Bazen zararına olsa bile akılları daima üstün gelir.Diğer bir deyişle yüreklerine giden yola akıllarını koyarlar. Duygularını didikler, sorgular ve mümkün olduğunca olması gerektiğini düşündükleri bir şekilde düzeltmeye çalışırlar. Sezgilerine mantıklı, gerçekçi kılıflar bulurlar. Geçmiş deneyimleri bugün buradaki düşüncelerinde tarafsız olmalarını engelleyebilir.
Tipik Duygusal Reaksiyonları: Hemen her konuda söyleyecek bir sözü olan ve düşüncelerini paylaşmak isteyen biridir. Sohbetinde candan davranır. Konuşurken kendisini dinlemekten hoşlanır. Başkalarını dinlerken kendi söyleyeceklerini düşünür. Her insanla anlayacağı dilden konuşur. Bazen edindiği bilgileri göstermek için öğrenmek ister. Akıllı, meraklı, oyuncu, dışa dönük, neşeli, koket her şeyi öğrenmek isteyen biridir. Fakat bir konu üzerine belirli bir süre eğildikten sonra ilgisini çeken, merak ettiği başka bir konuya atlar ve bilgileri yüzeyde kalır. Başkalarının yaşamlarıyla yakından ilgilenir. Kendi sorunlarından çok başkalarınınki ile ilgilenmeye ve onları çözmeye daha meraklıdır. Her sorunun nedeni ve çözümü için verecek mantıklı ve haklı cevapları vardır. Başkalarının fikirlerini kolayca benimseyip kendi düşüncesiymişcesine savunabilir. Durmaksızın karşısındakiler tarafından gerçek duygularının farkedilmesine izin vermeyecek şekilde düşünce zincirleri örebilir. Duygularını devamlı olarak rasyonelize ettiği için hiçbir zaman tamamen içten olamaz. Duyguları ile tepkileri arasında bilinçli düşünceleri yeraldığı sürece kendilerini güvende hisseder. Her türlü hisse kolay adapte olur. Bazen sadece doğru olduğu için hissetmesi gereken duyguları hisseder ve sosyal olarak kabul edilir olabilmek için o anda uygun görünen reaksiyonları gösterir.
Çocukluk Deneyimleri: Kıpır kıpır, zeki, meraklı, her şeyle ilgili çocuk. Kitap kurdu. Konuşmayı ve okumayı erken yaşta öğrenir. Fazla şevkatli ve fiziksel açıdan ilgili anneden sıkılır. Küçük yaşta aile bebeğin duygusal ihtiyaçlarına karşı soğuktur ve çocuk ağladığında ya da annesinin hoşlanmadığı bir başka duyguyu ifade ettiğinde anne uzaklaşma eğilimi gösterir. Neticede çocuk bütün duygusal isteklerini kesip onlardan uzak durmayı öğrenir. Aile genellikle duygularla ancak entelektüel düzeyde başa çıkabilir ve çocuktan bu duyguların açıklamasını veya mantıklı hale getirmesini istemiş olabilir(fakat bu imkansızdır, çünkü duyguların mantıkla pek işi yoktur). Duygusal düzeyde mesafeli büyür. Dolayısıyla erken yaşta aileden ayrılır.
Annesini Algılayış Biçimi: Zeki, kurnaz anne, veya soğukkanlı, meşgul ve hareketli anne.
Öğrenmesi Zor Dersler: Karar vermek, onlara sadık kalmak; duygusal taahütte bulunmak. Karşısındakinin ne diyeceğini bildiğini düşünmeden gerçekten dinlemeyi ve fikirlerini öğrenmek için soru sormayı öğrenmelidir. Birçok konuda genel bilgiler edinme ve kestirmecilik yerine bir konuda derinleşmeye ve sabır göstermeye çalışmalıdır. Sezgisel ve içsel bilgilere kulak verip her defasında bunları mantıkla bozmamalıdır. İlişkilerinde duygularına yer vererek her şeyi analiz edip, hiç içinden gelmiyor olsa bile akılcı davranmaya çalışmaktan kurtulmalıdır. Asıl yapması gereken sağlıklı merak ve kuşku ile bir konunun her iki yönünü görerek, dinleyerek, sabırla, hedefe yönelik bilgi toplamak, bunları duygularına da kulak vererek içselleştirip hünerli bir şekilde ifade ederek diğer insanlarla paylaşmak.
Temel Prensibi: Sana yakın olmayı seviyorum.
Anahtar Kelimeleri: Bakıp büyüten, ilgili, yanıtlayan, tepki veren, düşünceli, çok duygusal, kaprisli, güvensiz, bağımlı, sadık.
Yengeç burcundaki Ay duygusal yoğunluk ile renklenen bir tepki biçiminin göstergesidir. Bunları korku, kırılganlık veya endişe olarak görebiliriz veya bu basitçe yaşam tarafından dayatılan her taleple anında ve yoğun biçimde uğraşı şeklindedir. Yengeç’teki Ay’a sahip kişiler Güneş burcu Yengeç olanlardan daha duygusal, daha bağımlı ve daha kırılgan olurlar. Öte yandan bu burcun olumlu özelliklerini kullanabilmeleri de Güneş burcu Yengeç olanlara oranla daha kolay ve içgüdüseldir.Ay burcu Yengeç olan kişiler kendilerinin dışında gelişen olaylara karşı endişeli bir tavır sergilerler. Tepkileri yavaş ve belirsizdir. Duyguları kişisel ilişkilerinin temelini oluşturur. Başkalarının duygularını hemen algıladıkları gibi üzüntü ve acılarını bir sünger gibi emerler. Genellikle ev yaşamlarında baskın ve söz sahibidirler. Nerede olurlarsa olsunlar doğdukları ev ve aileleri onlar için ömür boyu büyük değer taşır. En yakınlarındaki insanların gereksinimlerini ve duygularını hissederek onları dış dünyaya karşı korumaya alıp, izole bir şekilde ilgilenmeye ve büyütmeye çalışırlar. Evleri onlar için güvencede olacakları ve teselli bulacakları -kaçacakları sığınma yeridir. Sevdiklerine karşı son derece bağlı ve sadıktırlar. Onlardan ayrılmaları da aynı oranda zordur. Hatıraları ile yaşarlar ve geçmişteki önemli olayları veya kayıpları hiç unutamazlar. Alışkanlıklarına sıkı sıkıya bağlıdırlar. Aile kavramı tüm hayatlarında büyük rol oynar. Annelerine takıntılı bir şekilde bağlı olabilirler. Değişen bir dünyada bu Ay burcu kendini oldukça korumasız ve güvensiz hissedebilir. Bu yüzden belirli bir sığnağa -eve, sert bir kabuğa ve sağlam köklere büyük ihtiyaç duyar. Karar vermek, hareket etmek ve kabuğundan sıyrılmak onun için acılı, korkulu ve yıllar süren uzun bir süreçtir. Savunmasız kalmaktan ve yaralanmaktan korktuğu için artık dar gelen küçük kabuğuna sığmaya çalışır. Ay’ı Yengeç’te olan kişi için hayatta en zor şey duygusal olarak büyüyüp olgunlaşmak olabilir. Dış dünyada sanki bir anne, ihtiyaçsız ve her yaptığını bilen bir yetişkin gibi görünmesine rağmen kendisini koruyacak, şefkatli bir anneye ihtiyaç duyan asıl kendisidir. Ancak çevresine kendisine bağımlı insanlardan bir duvar örerek saklanmaya çalışır.
Tipik Duygusal Reaksiyonları: Ay’ın bu konumda olması durumunda bağımlılık baskındır. Bu kişiler güçlü biçimde başkalarına bağımlı olabilirler ve bunu gösterirler; ya da tam tersine, kendi bağımlılıklarını -bilinçli veya bilinçsiz- saklayabilir ve hep diğer insanlarla ilgilenmeye çalışabilirler. Buradaki tuzak bu “dünyaya annelik yapma” tavrının bu kişileri tüketebileceğidir. Esas amaç bakıcı ve koruyucu rolünde kendilerini korumaya almaktır. Öte yandan, kendi bağımsızlıklarını aşırı önemseyip kendilerine bağımlı hale getirdikleri kişilerin bağımlılıklarına tahammül edemeyebilirler. Ay’ları Yengeç’te bulunan kişilerin hissetme ve duygusal olarak yanıtlama yeteneği çok gelişmiştir. Kolay etkilenirler ve duyarlıdırlar. Duygusal rahatlığa düşkünlük, ürkeklik, tembellik, amaçsızlık, aşırı hareketli hayalgücü, kararsızlık ve kaprislilik belirli dönemlerde karakterlerine hakim olur. Kendilerini rüyalarla ve başka imgelerle ifade eden canlı bir ruhsal yaşamları vardır. Derin bir spiritüel duyarlılığa sahiptirler. Sevgiye ilgiye ve desteklenmeye ihtiyaç duyarlar. Bu ihtiyaçlarını çoğu kez ruh durumlarını bir tehtid gibi kullanarak zorla elde ederler. Çocukça davranıp, kolay kırılır ve uzun süre surat asarlar. Korkuları, kendine olan güvensizlikleri nedeniyle kendilerini kısıtlar, bugünü ihmal etmek için geçmişi bahane eder, kişisel risklerden kaçmak için aşırı duygusal tepkilerle başkalarını kontrol ederler.
Çocukluk Deneyimleri: Duyarlı, utangaç, hayalci çocuk. Sıcak bir yuvaya, korunmaya ve yaşamın katı gerçekleri karşısında güvenceye ihtiyacı vardır. Bir düşler ve fanteziler dünyasına sığınmaktan hoşlanır. Aile duygusu çok güçlüdür. Çocukluğunu genellikle bir cennet olarak düşünür. Daima çocuk kalmayı arzular. Ailesinden ayrılmakta zorluk çeker.
Annesini Algılayış Biçimi: İyi, şefkatli, besleyici anne.
Öğrenmesi Zor Dersler: Bağımsız ve yetişkin biri olmak. Bu kişi kaçınılmaz olarak çabalarının günlük zorunluluklarında geçmiş koşullanmalar ve eski alışkanlık düzenleriyle mücadeleye girip içinde ve dışında değişim gösteren koşullara uyum sağlamak zorundadır. Mutluluğu için gerekli deneyimlerin neler olduğunu bulmak, saati saatine uymaz bir ruh hali ve mantıksız korkularla kaplandığında bunu nasıl ifade edebileceğini bilinçaltında hangi duygusal gereksinimlerin davranışlarına egemen olduğunu, kendisini nelerin motive ettiğini veya engel olduğunu anlayıp bir bütünlük sağlamak zorundadır. Başkalarıyla ilgilenirken kendi duygularından uzaklaşıp ihmal etmek yerine kendi kendini büyüten ve kendi ihtiyaçlarına eğilen biri olmak durumundadır.
Temel Prensibi: Hayat yaşamaya değer.
Anahtar Kelimeleri: Cana yakın, vakur, vefalı, cömert, dramatik, sıcak, neşeli, zevk düşkünü, hükmedici.
Ay’ ın Aslan burcunda olması diğer insanlar üzerinde büyük bir etki bırakmak, amirlik taslamak ve her aktivitede önde olmak konularında bilinçdışı bir ihtiyaç olduğunun göstergesidir. Ay’ları Aslan’da bulunan insanlar değişik koşullara ve anlık durumlara hevesle ve direkt hareketle tepki verirler ve böylece herkesin kendilerini algılamasını beklerler. Bu dikkat çekiş dramatik veya tiyatral bir şekilde duyguları göstermek olabildiği gibi, gururlu ve mağrur bir ağırbaşlılıkla “son sözü” söyleyen kişi olarak da kendini hissettirebilir. Özgüveni, neşesi, tutkuları ve cömertliği ile tanınan ihtişamlı, kendini göstermeyi seven Aslan Ay’ı konuk ettiğinde kendini iyi hissetme ve özdeğer duygusunda dalgalanmalar yaşar. Oyunculuğu ve ben-merkezciliği duygular arenasına kayar. Aslan’ da Ay’ ı bulunan kişi başkalarının duygularına kayıtsız kalıp daha çok kendi duyguları ve ihtiyaçlarıyla ilgili olabilir. Dikkat çekme isteği, kendini ifade edebilme yeteneği, alkış ve onay isteği çok kuvvetli olmakla birlikte bu ihtiyaçlar -ifade edilemeyen bir duygu olarak görünmez kalabilir. Bu ihtiyaçlar korku dolu gururlu yanıtlar, kibirli davranışlar ve yanlış zaman ve yerde göze batıcı aşırı tepkilerle kendini hissettirebilir. Çocukça kalmak, hayatla oyuna devam etmek gibi bir saplantısı olabilir. Aslan’daki Ay harekete geçmek ile her şeyi oluruna bırakmak, kendini bulmak yerine pasif bir tutum içerisinde sürüklenmek arasında gidip gelir. Gelişme krizleri ve kimlik sorunları yaşayabilir. Böyle bir durumda kendi yetenekleri, enerjisi ve ruhuyla temasını yitirip Ay’ın ihtiyaçlarını Aslan’ ın gölge yönleri ile gidermeye çalışır. Dramatik bir şekilde kendisini sahnenin ortasına koyar, talepkar, kızgın, kendini beğenmiş bir biçimde her duygusunun her yaptığının farkedilmesini, takdir edilmesini ve alkışlanmasını bekler (ilkel örneklerinde aşırı lüks, çekici olmayı abartmak).. Kontroldışı duygusal patlamalar ve depresyon geçirebilir. Eleştiriye tahammül edemez. Küstah ve zorba tavırlı olabilir. En ufacık bir reddedilişte aşırı gurur, hiddet ve zalimlik gösterebilir. Öte yandan yine özdeğer duygularının gel-giti nedeniyle hata derecesinde cömert, kabul görmek uğruna boyun eğen olabilir, olgunlaşmak yerine fazla iyimser ve emniyetsiz bir şekilde hayatın içine dalıp mantıksız riskler alabilir. Aşk oyunlarına, flörte, zevke düşkünlük ve günü eğlenceli geçirmek uğruna yaşamını bir oyun gibi harcayabilir. Oysa Aslan’ daki Ay kendi özgüvenini beslemek, duygularını ve kimliğini büyütmek yönünde ilerlediğinde benliğin gelişimi ve duygular arasında uyumlu bir bağlantı kurulur. Bu Ay’ a sahip kişi yaşamı sever, çevresine iyimserlik ve sıcaklık saçar. İstediği ve yeteneklerinden emin olduğu bir konuda herkesi peşinden sürükleyecek enerjisi, liderlik özelliği ve organizasyon kabiliyeti vardır. Gelişmiş bir Ay Aslan tipi son derece saygın, ciddi ve ağırbaşlı olabilir. Vefalı, sadık, bağışlayıcı ve yüce gönüllüdür. Ayrıca bu Ay burcu insana içtenlik, mizah yeteneği ve doğal bir çocuksuluk verir. Fazla çaba sarfetmeden diğer insanlar tarafından sevilir ve beğenilir. Çoğunlukla çocuklarla ilişkileri çok iyi düzeydedir ve içlerindeki çocuğu daima yaşatabilir.
Tipik Duygusal Reaksiyonları: Ay’ı Aslan burcunda bulunan kişi ruhunu, duygularını ve ihtiyaçlarını ifade ederken içgüdüsel olarak oyuncu ve şakacı davranır. Yeni ve heyecanlı şeylere yönelir ve bunların bir parçası olmak ister. Dürtüsel, yaratıcı, dramatik ve tutkuludur. Gururlu, talepkar ve sahnenin kralıdır (kraliçesi). Kendini özel hissetmekten hoşlanır. Tanınma, farkedilme ve meşhur olma ihtiyacı ile oyunculuğa yatkındır. Hayatta hiçbir şeyi kaçırmak istemediğinden her zaman gergindir. Hiddetlenmeye, ani davranışlara, abartılı reaksiyonlara ve değerini olduğundan fazla göstermeye eğilimlidir. Zayıflıklarını bile hayran olunacak bir şey gibi görebilir. Kendini önemli biri gibi hissetmeyi çok sever, övüngendir. Başkaları tarafından hayranlık görerek yaşamaya bağımlıdır. Özellikle çocukları ve ebeveynlerinden takdir görmek ister. İlişkilerinde takdir görmek için vericiliği abartabilir. Ay’ ları Aslan’ da bulunan bir çok kişi düşünülenin tersine çok gösterişli ve dikkat çekici davranmaz. Ama mutlaka prestije önem verir. İnsiyatif almayı, her koşulda yönetmeyi, liderlik etmeyi sever ve her konuda sözü dinlenir olmaya çalışır. Bazen duyguları incelikten yoksundur. “Efendi ve usta” tavırları utandırıcı olabilir. Aşkı ancak narsisist bir yansıma olarak yaşayabilir. Bu görünümde olan bir Ay Aslan’ın dikkatini çekebilmek için bir şekilde onun parçası olarak tanımlanmak veya egolarının işin içine girmesi gerekebilir.
Çocukluk Deneyimleri: Küçük kraliçe veya kral, güleryüzlü, neşeli, hevesli, tasasız ve doğal çocuk. Duygularını açık ve doğrudan ifade eder. İlgiye ve hayranlığa ihtiyaç duyar, daima birinci olmak ister. Yaratıcı bir otorite ile büyütülmüş, başarılı olması bilinciyle yetiştirilmiştir. Kalabalık bir ailede ihtiyaçlarını duyurmakta zorlanmış ve kendini gösterebilmek için dikkat çekici davranışlar geliştirmeyi öğrenmiş olabilir. Kıyaslanmaktan nefret eder. Yenilgiyi kabul etmekte zorlanır. Ebeveynlerinden ayrılmakta zorluk çekmez.
Annesini Algılayış Biçimi: Muhteşem, son derece kendine güvenli, biraz da bencil anne.
Öğrenmesi Zor Dersler: Haklı eleştriyi hoşgörü ile karşılamak, tevazü. Kendi değeri konusunda objektif olmak zorundadır. Eleştirileri ve reddedilişi kimliği ve benliği ile özdeşleştirmemelidir. Her şeyin kendi bildiği gibi yapılmasında ısrar etmeden, istekliliği ve inatçılığı abartmadan kalbi ve kişiselliğinin işaret ettiği şekilde davranarak herkesin önemli olduğunun farkına varması gerekir. Gereksiz melodramatik eğilimler göstermeden ihtiyaçlarını ifade etmeyi öğrenmelidir. Kendinden beklenileni yapmak yerine kalbinin sesini dinlemeli, her konuda otorite sahibi olmaktan çok grubun çıkarları için birlikte -başkalarının duygularını hesaba katarak- karar almayı ve herkesin kazandığı durumlar yaratmayı öğrenmelidir. Asıl yapması gereken; kimliğini geliştirmek, duygularını büyütmek, içinden gelen güveni, ışığı, enerjiyi ve iradeyi çevresindekileri ısıtmak, sevecenliği aşılamak ve kollektif amaçlara doğru yüreklendirip organize etmek için kullanmaktır.
Temel Prensibi: Öngörü (basiretlilik) sonradan anlamaktan daha iyidir.
Anahtar Kelimeleri: Kabiliyetli, pratik, yardımsever, mütevazi, çalışkan, tenkitçi, mükemmeliyetçi, rafine, usta.
Ay burcu Başak olan kişiler mükemmeliyetçi, eleştirel, mantıkla hareket etme özelliklerini duygularına ve kendi haklarındaki değerlerine ve ihtiyaçlarına yönlendirirler. Bir türlü kategorize edemedikleri ihtiyaçları ve mantık ile açıklanamayacak duyguları karşısında kendilerini eleştirip hiç de mükemmel olmadıkları duygusuna ulaşırlar. Bu ay burcu insanının kendini değerli hissedebilmesi varlığının birilerine veya bir şeylere yararlı olduğunu pratik bir şekilde görmesi ile ilgilidir. Düşünceleri anlamak ve yorumlamak, duyguları yararlı hale getirmek ve ifade etmek ister. Ay’ın kendisine sunduğu bilinçsiz duyguların hamlığı, ilkelliği karşısında irkilir. Onları üstün ve olgun hale getirmeye uğraşır. Onları anlamak ve kabullenmek yerine refleks olarak düzeltmek yoluna gider. Bu da ihtiyaçlarını ve kendinin asıl olarak ne olduğu hakkında fikir alamayacak şekilde duygularını rasyonelize etmesine neden olur. Artık nasıl olduğu değil, nasıl olması gerektiği konusu önem taşır. Güvenilir, pratik, mesafeli, sert, göze batmayan ve kolay eleştirilemeyen biri olmak durumundadır. Ve bu Ay burcu insanını bu form da görürüz. Mükemmel olmaya çalışmak devamlı bu konuda kontrollü olmalarını gerektirir. Hiçbir şekilde ipin ucu kaçmaz. İşler ne kadar sıkıcı olursa olsun hata barındırmayacak şekilde yapılır, etraftaki tüm çirkinlik, yararsızlık ve fevri davranış biçimleri yargılanır ve islah edilir. Kendini ve başkalarını bilinçsizce eleştirmeye eğilimlidir. Düzeni, temizliği ve hijyeni sever. Güvenliğe büyük ihtiyaç duyar. İçgüdüsel bir çalışma isteği, sağlıklı yaşama ve formda olma arzusu vardır. Reddedilmekten ve yaralanmaktan korkar. Genellikle her uyarıya açık ve sinirli biçimde tepki gösterir. Kendinin doğru ve haklı olduğunu hissetmekte güçlük çeker; bu insan için kendini kabullenmek genellikle ürettiği işin niceliğine ve niteliğine bağlıdır. Yaşama uyum sağlaması iş dünyasındaki rollüne dayalıdır. Duygusal huzura faydalı ve üretken olduğu sürece kavuşur. Sorumluluklarını titizlikle ve dikkatle yerine getirmesine rağmen insiyatif alamaz. Kurallara uyma takıntısı yüzünden yaratıcılığını sınırlandırır. Bu yüzden yorucu ve yaratıcılık gerektirmeyen birçok işi üstlenebilir.
Tipik Duygusal Reaksiyonları: Sağı solu belli olmayan, huzursuz, utangaç ve kendi önemi hakkında değişken fikirlidir. Karmaşadan ve karmaşık duygulardan korkar. Dolayısıyla her şeyi düzene sokmak, dikkatle organize etmek, analiz etmek ve böylece her şeyin kontrol altında olduğuna kendini inandırmak ister. Oldukça alçak gönüllü ve mantıklı yaşamak için içten gelen bir dürtüye sahiptir. Gerekli olanı kabullenip uyum sağlamaya isteklidir. Düzene ve mükemmele düşkünlüğünü eleştiri bağımlılığı ile birleştirir. Bu da hoşgörüsüz olmasına sebep olur. Kendisi gibi herkesin kendini eleştirip düzeltmesi gerektiğini düşünür. Duyguları donuk ve bastırılmıştır. Cinsel takıntıları olabilir ya da dürtüsel olduğu (veya hijyen sorunu) için reddedebilir. Sınıflandırmaya yatkın bir zihniyet taşır. Ciddi ve saftır. Değişken koşullara ancak ayrıntılı bir incelemeden sonra ısınabilir. İlgili ve yardım etmeye çok isteklidir. Her şeyi yararlı-yararsız olarak düşündüğü için sevme ve kendini adama yeteneği pratik çıkarlarına ve fayda sağlamaya dayanır. Her şey “uygun” olunca aşık olabilir. Daima kusur bulmaya, vazgeçmeye, imrenmeye ve küsmeye eğilimlidir. Yardımlarını kabul etmeyenlere öfkelenip küsebilir. Çünkü her detayı hesaplayıp -tüm iyi niyetiyle- karşısındaki için en iyi olanı bildiğini düşünür ve onlar için yararlı olacak fikirlerine nasıl olupta insanların terpki gösterdiklerine şaşırır. Aslında bu tepkiyi kimseyi olduğu gibi kabul etmediği için alır.
Çocukluk Deneyimleri: Dikkatli, eleştirel gözlemci, biraz çekingen ve zeki çocuk. Her şeyi doğru yapmaya, faydalı ve yardımcı olmaya çalışır. Başkalarına yardım ederek ve kendisine verilen ödevleri dürüstçe yerine getirerek taktir toplamak ister. İçine kapanmaya ve özünü inkar etmeye yatkındır. Temizdir. Olduğu gibi kabul edilemeyeceği hissi ile büyümüştür. Ebeveynleri hünerli, bilinçli ve mantıklı olmanın yanında kontrollü ve çocuğun duygusal ihtiyaçlarına -mantık dışı tepkilerine- karşı sanki hataymışcasına düzeltme yönünde davranmışlardır. Fazla endişeli ve kuşkulu tavır göstermeleri çocuğun insiyatif almakta isteksiz olmasına ve kendini ortaya koyma güçlüğüne sebep olmuş olabilir.
Annesini Algılayış Biçimi: Her şeyde yeterli, becerikli ve endişeli anne.
Öğrenmesi Zor Dersler: İçinden geldiği gibi davranma ve hoşgörü. Sıkı sıkıya bağlandığı faydacı düşünme tarzını bırakması gerekir. Önceden planlanmamış şeylerden korkmayıp, düzensiz görünen ve açıklanamaz her şeyi saplantılı bir şekilde reddetmeden kaosu keşfetmelidir. Her şeyi kontrol etme saplantısından kurtulup, kendini ve başkalarını olduğu gibi kabullenip affedebilmelidir. Evrenin mükemmel düzenini anlayıp, duyguların ve ihtiyaçların bu düzenin gerekli parçaları olduğuna inanarak onlarla yüzleşmeli ve kendi değerini bunlarla beraber bir bütün olarak anlamalıdır. Asıl yapması gereken, yoğun, rutin faaliyetlerinden uzaklaşıp rasyonel düşünce sistemini ve analitik aklını ruhsal bilincini geliştirmek, açıklanabilir olguların dar kapsamından çıkıp sınırsız deneyimler edinmek ve yaratıcılığını geliştirmek için kullanmalıdır.
Temel Prensibi: Her zaman dostane ol.
Anahtar Kelimeleri: Güzel, sevgili, uyumlu, barışsever, çekici, kararsız, diplomatik, saygılı, düşünceli.
Ay burcu Terazi olan kişiler uyum, bütünleşme, ruhsal ve fiziksel alışverişlere derin bir istek duyarlar ve ilişkileri kanalıyla kendilerinin değerli veya değersiz olduklarını hissederler. Zarif, çekici, samimi, duyarlı, zevk sahibi ve diplomatiktirler. Kendi haklarındaki duyguları karşılarındakilerin fikirlerine bağlı olarak sürekli değişir. Bu yüzden kolay alınırlar. Kiminle birliktelerse kendilerini ona yöneltirler, ama derin bir duygusal düzeyde kendilerini açamazlar. Bir şeye veya bir kimseye bağlanıp kalamazlar. İsteklerini çekiciliklerini kullanarak elde etmeyi bilirler. Zevkli ve estetik duyguları gelişmiş kimselerdir. Artistik ve kültürel merakları vardır. Huzurlu, rafine ortamlara ihtiyaç duyarlar. Sevgi, ilgi, sempati, uyum, şevk ve çeşitlilik ararlar. Ödün vermeye her zaman hazırdırlar. Kendilerini hoşa gidecek bir biçimde sunmakta yeteneklidirler. Hemen ilişkiye girme eğilimleri fazladır. Ortaklık için güçlü bir arzu ve bir ilişkiye bağlanmak için içgüdüsel bir dürtü duyarlar. Çok yakın ilişkide oldukları kişilerle temaslarında her şeyden önce kendi duygularını yaşarlar. Daima karşısındakilerle yakından ilgilenmeye, onlara şefkat ve yardım sunmaya hazırdırlar. Bu tür uyum, sezgisel anlayış ve huzur verici yetenekleriyle vazgeçilmez olmaya çalışabilirler. Aşka hasrettirler. Bir ilişkileri olmadan yaşayamayacaklarını zannederler ama genellikle gerçekten yakın bir ilişkiye girmeyi beceremezler. Sanki hiç bitmeyecekmiş gibi yaşanan, ama sürekli değişen, sadakatsiz ve yüzeysel ilişkiler kurarlar. Reddedilmekten müthiş korkarlar. Kendilerine uygun olmayan birlikteliklere bilinçsizce sırf ilgi (artistik, lüks..) ihtiyaçları karşılanıyor diye girebilirler. Aklı havalarda, özlemlerle dolu, hassas, kolay etkilenen ve bu etkileri hemen içselleştiren bir yapıları vardır. Rüyalarının insanını arayan, rastgele yaşayan, önceden tahmin edilemez davranışları olan ve yaşadığı sayısız düş kırıklıklarından ötürü mutsuz ve depressiftirler. Sevildikleri ve istenildikleri zaman mutlu, kendilerinin değeri ile ilgisiz olan bir refüze durumunda ise özgüvenleri altüst olmuş bir şekilde yaralı ve alıngandırlar.
Tipik Duygusal Reaksiyonları: Ezeli ve ebedi bir kararsızdır. Duygusal açıdan istikrarsızdır. Duygularında büyük iniş-çıkışlar yaşar. Gerçekçi değildir, ilişkilerine ve uyumluluğa bağımlıdır. Bu nedenle çoğu kez kendi hayatı ile ilgili kararlar vermeyi bilemez. Hatta kendi yaşamının hayati kararlarını (iş, evlilik, v.b.) ailesinin -veya sevdiği kişinin -kendisine uymasa bile- onay ve ilgisini kazanacak şekilde alır. Dış görüntüsüyle, biçimle ve dış saygınlığı ile fazla ilgilidir. Bu yüzden dışarıdan uyumlu ve statüsü yüksek görünen, içeride boş ve tatminsiz olan ilişkiler kurabilir. Hayatın iniş-çıkışlarından korktuğu için, hazin bir şekilde, kendini hiçbir şeye adamadan, tasasız bir ortamda yaşama saplantısı vardır. Açgözlülük ölçüsünde başkalarından sempati bekler. İlgi ve ihtiyaçları söz konusu olduğunda tarafsız kalamaz. Değişken ve kaprislidir. Duygularını bastırır. Çatışmaktan ve beğenilmemekten patolojik derecede çekindiği için, her an uzlaşmaya hazırdır.
Çocukluk Deneyimleri: İyi, tatlı ve cana yakın çocuk. Koket, erken yaşta flörte başlar. Büyük ilgiye ve hayranlığa ihtiyaç duyar. Ayrı düşme ve yalnız kalma korkusu yüzünden her şeye kolay uyum sağlar. Ay Terazi’deyken (veya bu burçta başka önemli konumlar söz konusuyken) doğan bir çocuğu annenin bozulan evliliğini kurtarma -eğer evli değilse, sevgilisini evliliğe ikna etme- çabası olarak düşünülebilir. Ebeveynler arasındaki gerilim ve sevgi ihtiyacı annenin kendisini çocuğa adamasına, çocuğun babasından umduğu sevgi ve yakınlığı çocuğunda aramasına neden olabilir. Böylece çocuk sürekli bu tür bir yakınlık ihtiyacıyla ve ilişki kurma konusunda çok güçlü dürtülerle büyür. Yalnızlığa katlanamaz . Bu da onu mutsuz ve güvensiz yapar.
Annesini Algılayış Biçimi: Sakin, huzurlu, arabulucu ve uyumun bozulmaması için kişiliğinden ödün veren anne.
Öğrenmesi Zor Dersler: Çatışmaya girme istekliliği, kararlılık. Benliğini geliştirmek ile ilişkilerde uyum, denge ve uzlaşma çabası arasındaki çelişkiyi dengelemek zorundadır. İlişki bağımlılıklarından kurtulma cesaretini geliştirmek, kendisiyle gerçek bir ilişki kurmak ve kendisi için -zor da olsa en iyi olan şeyi yapmak zorundadır. Kendi kendine yeterliliği, özgüveni ve kendi gücüne inanmanın zevkini geliştirmelidir. Aynı zamanda, ilişkilerinde çatışma ve kaybetme korkusu ile yüzleşmeye cesaret edebilmelidir. Diğer insanlara aşırı bel bağlamak, kişisel insiyatifini kullanamamak ve daima dışsal onaylara bağımlı olmak değiştirmesi gereken diğer tehlikeli eğilimleridir. Rahatının bozulmaması uğruna geliştirdiği kuvvetli kendini kandırma ve savunma mekanizmalarını tarafsız bir şekilde farketmeye çalışmalıdır.
Temel Prensibi: Bunun içinde veya altında ne olduğunu bilmek isterim. Veya: Hiçbir zaman ucunu bırakma.
Anahtar Kelimeleri: Güçlü, kontrolcü, keskin, dönüştürücü, becerikli, analizci, manipülatif, iyileştirici, derin.
Ay’ları Akrep’te olan kişiler, tabuları yıkmak, yasak, gizli, örtülü ve acayip olan her şeyi keşfetmek ve ruhun karanlık derinliklerini araştırmak için içgüdüsel bir istek taşırlar. Akrep’in güç isteği, kontrol merakı, derinlemesine inceleyip keşfetme özelliği Ay ile karşılaştığında duygular, ihtiyaçlar, diğer insanların duyguları ve yaşamları ile bütünleşme gerektiren ilişki arenalarına kayar. Duygular derinleşir, ihtiyaçlar doyurulmayacak boyutta artar ve dönüşüm sancılı bir hale gelir. Kendine haklı bir güven duyabilecek kadar yetenekleri olan Akrep Ay kendini sevemez, kendine inanamaz ve yeteneklerine güvenemez. Doğal olarak hiç kimseye güvenemez ve sevildiğine inanamaz. Özellikle duygusal güvence ihtiyacı çok fazladır. Kimseye inanıp güvenmemesi ve her şeyin altında kendine karşı (kendi aleyhinde) bir şeyler çevriliyormuş paranoyası taşıması onu devamlı tedirgin, takıntılı ve görünmeyen kolları ile her olan biteni kontrol altına alma dürtüsünü hissetmesine neden olur. Bütünleşme, sevilme ve iz bırakabilme ihtiyacını direkt olarak ifade etmek yerine, planlar yaparak -çoğu kez farkında olmadan- karşısındakileri bağımlı hale getirerek, onları duygusal olarak kontrol ederek karşılar. Bilinçsizce devamlı olarak olayları ve insanları manipüle eder. Son derece ince hesaplı ve önsezili olduğundan planları uzun süre işleyebilir. Fakat bu süreçte doğal olan gidişatın kendi istek , ihtiyaç ve duygularına uydurulmak üzere kontrol edilmesi zorluğu yüzünden Akrep Ay’ın gücü ve enerjisi boşa tüketilir. Ölüme meydan okuyormuşcasına tavrının arkasında aslında ölme, kendini bırakma, kontrolü kaybetme ve kendini aciz hissetme korkusu yatar. Aşırı duyguların labirentinde kendini kaybetme ve iktidar oyunlarına takılma tehlikesi taşır. Gizli ve yasak şeyleri arzulamak, ruhsal gücünü isteklerinin ve dürtülerinin emrine bırakmak, karşısındakileri bağımlı hale getirmek için cinselliği araç olarak kullanmak diğer tehlikeli eğilimleridir. Güç ve çaresizlik çelişkisiyle insanların ruhlarını ele geçirmek için önüne geçemediği bir istek duyar. “Ya hep, ya hiç”, veya “Benden yana değilsen, benim düşmanımsın” gibi duygusal açıdan aşırı uçlarda gezer. Sorumluluğunu taşıdığı insanlara gereksindikleri özgürlüğü vermekte müthiş zorlanır. Aileye ve aile geleneklerine aşırı derecede güçlü ve yapısal bağlarla bağlıdır. Kendi hayatını yaşamak ve değerlerini oluşturmak yerine ebeveynlerinin beklentilerini yerine getirmeye kendini zorunlu hisseder. Şiddetli içsel öfke ve saldırganlık taşır, ancak kendisini kurtarıp oradan uzaklaşmakta büyük güçlük çeker.
Tipik Duygusal Reaksiyonları: Bu Ay burcu insanı nefret, tutku, kıskançlık, depresyon, akıl karışıklığı ve ölüm isteği gibi aşırı duygular hissetmesine karşın bunlar bariz tepkiler halinde dışarıya yansımayabilir.Otomatik işleyen -anlık hissedilen duygular olarak- kendisinin bile farketmeden bastırdığı dürtüler şeklinde ortaya çıkabilir (kinayeli ifadeler, üstü kapalı duygusal tehditler, sebepsiz savunmalar ve iğneleyici saldırılar). Fazlasıyla gizli kapaklı, başkasının sırlarını öğrenmeye istekli, kendi sırlarını asla açmayan bir kişidir. Aşırı kıskanç olabilir fakat bunu ustaca gizleyebilir. Affetmez, unutmaz ve intikam için sabırla bekleyebilir. Bazen kendi sevdiği şeyleri bile yok edecek kadar yıkıcı bir gücü vardır. Akrep’teki Ay eşinden ve sevdiği herkesten koşulsuz bağlılık bekler. Sık sık depressif ve melankolik havalara girer. Sahiplenici, yok edici, rezil ve karşı konulmaz olabilir. Başkalarını da zorlayan muazzam bir duygusal gücü vardır. Ruhun karanlık, arkaik güçlerine erişme yetneğine sahiptir. Köklerini araştırmak ilgisini çeker. Kendi gücü ile baştan çıkabilir. Başka insanları duygusal olarak sömürüp kurutabilir. Gerekli gördüğü yerlerde radikal ve kökten bir yenilik yapar. Çürüyen kökleri ve yapıları söküp atma arzusu duyar, fakat bunları yaparken hem kendine hem de başkalarına karşı acımasız ve yıkıcı olabilir. Hem içte hem de dışta kendisini dönüştürmeye gönüllüdür. Köklü dönüşümü genellikle planları ters teptiğinde ve yaşam koşulları ile yüzleşmek zorunda kaldığında gerçekleşir. Geleceğe dair önsezileri çok kuvvetli, görünenin altında olanı farketme yeteneği güçlüdür. Ölümün anlamı, ezoterik temalar ve şamanizm konularına küçük yaşta ilgi duyar. Çok güçlü bir iyileştirme ve telkin yeteneği vardır. Ancak bunları kendisini iyileştirdiği ve dönüştürdüğü zaman başkaları için de kullanabilir.
Çocukluk Deneyimleri: Gizemli çocuk. Annesi ile yoğun bir ilişki kurmak, onunla çatışmak, onu kışkırtmak ve hissetmek ister. Aile atmosferini ve ebeveynler arasındaki ilişkiyi sezinler. Yasaklara, bilinçaltına ve cinselliğe erken yaşlarda merak salar. Keşfetme dürtüsüne sahiptir. Yıkıma yol açacak ölçüde şiddetli öfke krizlerine girebilir. Güvenmemeyi çok erken yaşlarda öğrenir. Büyük olasılıkla bu kişinin ebevynlerinden biri onu önemsiyormuş, (hatta aşırı koruyuculuk noktasında) onunla ilgileniyormuş gibi davranmış olabilir. Ancak genellikle bunun arkasında sevgi içermeyen başka dürtüler bulunur (acizlik, ayakta kalma, istenmeyen gebelik..). Çoğunlukla aile çocuk için en iyisini içtenlikle ister gibi görünürken, onu daha çok manipüle edip, kontrol etmektedir. Böylece çocuk kuşkucu olmayı öğrenir ve kendisini korumak için karşısındakinin ne söyleyeceğini, neler yapabileceğini tahmin etmeye ve asıl motivasyonunu anlamaya çalışır. Göbek bağını kesmek ömür boyu sürecek bir iş olabilir.
Annesini algılayış biçimi; Güçlü, erk sahibi, her şeyi bilmek isteyen, duygusal bağımlılık altında tutma eğilimi gösteren, prensiplerinde acımasız ve ödünsüz anne.
Öğrenmesi Zor Dersler: Her oyuncağını hemen parçalamamak. Büyük bir kaybetme korkusu ile herşeyi denetlemekten vazgeçmelidir.Yeteneklerini keşfedip, benliğine değer vermeli ve kimseyi beklemeden kendini sevmeyi öğrenmelidir. Onları kontrol etmek için başkalarının duygularıyla ve motivasyonlarıyla aşırı ilgilenmekten vazgeçip enerjisini kendi yapabileceklerine odaklamak zorundadır. Affetmeyi öğrenmeli, kendi duygu fırtınalarının kaynağına inmeli ve kendi derinliklerini keşfetmelidir. Bir parçasından kurtulmak için o şeyin tümünü yıkmak yerine, dönüştürmeyi ve yapıcı bir şekilde iyileştirmeyi seçmelidir.
Temel Prensibi: İnsan asil, saf ve iyidir.
Anahtar Kelimeleri: İyimser, hevesli, meraklı, yayılgan, maceracı, filozof, hoşgörülü, mübalağacı, asil.
Ay’ları Yay olan kişilerde görünen heyecanlı, neşeli, coşkulu, hevesli dürtülerin altında, yaşama, kendilerine inanç ve güven duyma, kendilerini geliştirme ihtiyacı bulunur. Yüksek ve kutsal duygularla dolup taşar ve harekete geçerler. Yay’ın kendine güvenen, iyimser, deneyimlemeye meraklı, kendine ait fikirler oluşturma kapasitesi Ay ile birleştiğinde, kendine ve fikirlerine güven, tarafsızlık, adalet ve inanç oluşturma konularında sebatsızlık, rüzgara kapılmışlık ve çelişkiler ortaya çıkar. Kendine ve yaşama olan inancı çocukluk öğretileri ve alışkanlıklarıyla şekillenir. Kendi fikirlerini oluşturmak yerine tembellikle daha kolay yollardan hazır inanç ve felsefe sistemlerini benimser. Dogmatik ahlaki görüşlere takılır, hatta kendi tensel ve duygusal ihtiyaçlarını bu görüşlere kurban eder. Yay’daki Ay kişisel duyguların ve hislerin inanç oluştururken göz önüne alınmasını vurgular. Oysa aynı zamanda duygular yerinde fazla duramayan, enerjisi dağınık, sabırsız, hevesi çabuk parlayıp sönen Ay’ı Yay’da bulunan kişiye fazla ağır,derin ve uğraştırıcı gelir. Hiçbir duygusal empati kazanmadan, başkalarının duygularına ilgisiz kalıp, aynı insanlar için fildişi kulesine çıkıp doğrular hakkında ahkam kesip, yapılacak işleri başkalarına bırakmak konusunda tehlikeli bir eğilim gösterir. Sınıf bilinci vardır. Kendisinden daha alt düzeyde (başarı, eğitim, öğreti, v.b.) olan insanlara kibirle yaklaşır. Aristokrat bir havası vardır. Sülalesi ile gurur duyar, soy ağacında kendisinin önemli bir yeri olduğuna inanır. Küçük düşmekten, tüm hataları ve zayıflıkları ile maskesiz, normal bir insan gibi görünmekten korkar.Uzaklara gitmeye içgüdüsel bir özlem duyar. Yarın nereye varacağını hiç düşünmeden hep yollarda olmak ister. Yeni ufuklar arar, ama belli bir amacı yoktur. Enerjisini dağıtmak, hiçbir şeye konsantre olamamak gibi bir dezavantajı vardır. Yüce bir güç tarafından yönlendirildiğine inanır. Bu yüzden sorumluluk almakta isteksizdir. Yüksek idealleri vardır. Dini duyguları inişli çıkışlıdır. Bir anda aynı fanatizmle daha önce inandığının tam tersi yönünde yer alabilir. İçeriğine egemen olmadığı dindarca lafları, hiç deneyimlemediği felsefeleri papağan gibi tekrarlar. İki yüzlü, dogmatik, kendini beğenmiş ve dar kafalı olabilir. Aslında bir yandan da hiç kimseyi , hiçbir şekilde düşkırıklığına uğratmak istemez. Ortak amaçları ve idealleri için ortaklık içinde çalışmayı sever.
Tipik Duygusal Reaksiyonları: Bu Ay burcuna sahip kişiler idealist, ateşli duygular ve yüce amaçlar taşırlar. Etkileyici jestlerle, hararetli ve iyimser şekilde tepki verirler. Özgürlüğe aşıktırlar. Dünyanın her yerinde kendilerini evlerinde hissederler. Yaşama karşı olumlu bir yaklaşımları vardır. Öte yandan Yay’ ın yüce amaçları, engin bilgi birikimi ve hoşgörüsü Ay’ın sisli derinliklerinde kaybolup, bilinçaltına sıkışır. Böylece Yay’ın gölgesi anlık dürtüsel duygusal reaksiyonlarında, kişinin kendisiyle ilgili değer hislerinde göze çarpar. Kendini her konuda haklı görür. Abartılı bir kendini beğenme duygusuna, başkalarını yönetme ve yönlendirme isteğine bağlanır. Mağrur, kibirli ve eleştiriye son derece hassas tepkiler verir. Sevimsiz bir “her şeyi bilirim” tavrı gösterir. Lutfeden pozlarında, güvenilmez ve tutarsız, her şey için fazla iyiymiş görüntüsü sergiler. Tam tersi hallerde hoşgörü, sempati ve affedicilikte o kadar aşırıya kaçarki, sonunda hiçbir ayırım gözetmeksizin her şeye göz yumar, inançlarında sürüklenir. Özellikle geniş yürekli affediciliğini kendisine yönelttiği zamanlar mantıksız ve sorumsuz davranabilir. Şımartılmış olabilir. Kendisine karşı bir hayli samimiyetsiz olabilir. Kendisini olduğundan daha önemli görmesine neden olan alkışlanma ve ucuz dalkavukluk gösterilerine tav olur. Kendi duygularını katmadığı hiçbir zaman gerçekleştiremeyecek planlar yapar. Hayata karşı sahte bir kayıtsızlık havası taşır. Rahatına düşkün, tembel, aynı zamanda talepkardır.
Çocukluk Deneyimleri: İyi çocuk. Özel olduğu duygusunu taşır. Ahlaki, ruhsal veya başarı anlamında “iyi” olma arzusuna sahiptir. Başkalarını düşkırıklığına uğratmaktan hoşlanmaz. Sevilmek, hayranlık toplamak ve taktir edilmek ister. Haksızlığa dayanamaz ve bu duyguyla başa çıkmakta zorlanır. Daha küçükken çocuğa büyük hareket alanı bırakılması, desteklenmesi ve yol gösterilmesi gerekir. Çocuk hayata dair inanç ve ahlaki bilgileri ebeveyleri kanalıyla edinir. Ebeveynler dindar, fazla ahlakçı ve akademik eğitimi yücelten kişiler olabilirler. Çocuğun tüm davranışlarını dogmatik ahlaki görüşlerine dayanarak iyi ya da kötü olarak sınıflandırabilirler. Ay’ları Yay’da olan çocuklar genellikle katı bir adalet görüşü ile hoşgörüsüz bir şekilde yetişmiş olabilirler. Böylece başlangıçta edindikleri sistemi aşıp kendi inanç sistemlerini geliştirmekte zorlanabilirler.
Annesini algılayış biçimi: İdeal, dindar, iyimser, neşeli, bazen sorumluluk almak istemeyen anne.
Öğrenmesi Zor Dersler: Kaybetmeyi öğrenmek, duygusal içtenlik. Yüksek duygular ile gündelik gerçekler, bayağı duygular ile kutsal değerler, entelektüel kuşkular ile dinsel inançları arasındaki çelişki ve çatışmayı çözümlemelidir. Diğer insanların duygularını anlamalı ve görüntülerin ardındaki gerçek anlamı bulmaya çalışmalıdır. Kendi fikirlerine, içsel duygularına güvenmeli ve kendi bakış açısını geliştirmelidir. Kendine öğretildiği ve gündelik gazetede anlatılanların ötesindeki ahlaki değerlere varmalıdır. Bilgi bolluğu içinde kaybolmadan, bilginin çeşitliliğini ayırt edip değerlendirebilmelidir. Yüzeyselliğe takılıp iyinin ve doğrunun fetvacısı olmak yerine tevazu içinde hayatın derin çelişkilerini, kendisinin ve başkalarının duygularını hoşgörülü bir şekilde rafine edip hayatının anlamını çıkarmalıdır.
Temel Prensibi: Tüm insanlar yalnızdır.
Anahtar Kelimeleri: Ciddi, hırslı, çalışkan, saygın, dayanıklı, disiplinli, katı, başarılı, melankolik, becerikli.
Oğlak burcunun sınırlı, sorumlu, ciddi, özgüvenli ve kontrollü dünyasına giren Ay kişinin bu burcun yeteneklerinden şüpheye düşüp kendini yetersiz hissetmesine neden olur. Oto kontrolünün ve içsel saygınlık gelişiminin dengesini bozar. Ay’ı Oğlak’ta bulunan kişi Ay’ın kendinde yarattığı ve alışık olmadığı duygusal dalgalanmalara Oğlak’ın tarzıyla cevap verir. Bunlardan hemen kurtulmak için daha fazla disipline olmak ve kendine daha fazla baskı yapmak yoluna gider. Duygularını ve davranışlarını keskin bir çizgiyle ayırır. Güvence ihtiyacı yüzünden daha çok çalışır ve kazanır. Mesafeli, kapalı, donuk, merhametsizce soğuk ve düşüncesiz hale gelebilir. Bazen aşırı duygu girdaplarında depresyon ve melankoli içine girer. Derinden bağlılık bekleyen, çocuksu, oyuncu ve yumuşak tarafını şiddetle inkar eder. Yetersizlik duygularıyla başa çıkamaz. Ancak yavaş yavaş ve duraksayarak açılabilir. Genede sınırlarını açıkça belirler. Başkalarına güvenmekte aşırı temkinlidir. Sevgisini ve duygularını azar azar verir, geriye çeker ve denetim altında tutar. Duyguları hiçbir zaman kendiliğinden akmaz. Güvenli ve emniyette olmadığı duygusuyla çekilen acılar, duygusal yaralar, reddedilme, bastırılma, sevilmeme, kızgınlık ve çaresizlik duygularıyla doludur. Yaşamdan derin bir endişe duyar. Yakınlık ve içtenlikten korkar. Kendisini çok ağır, ciddi ve önemli görür. Duygusal güvenlik ihtiyacını dış dünyaya döndürerek emlak ve mal-mülk almak gibi telafi yollarına sapar. Yaşayacak bir yer bulmakta zorluk çeker. Genellikle olanaklarının altında yaşar ve yaşatır. Mesleğini ailesinin yerine koyar. Saygın olmak ve kendisine hayranlık duyulması için abartılı bir ihtiyaç duyar. Olgunlaşmamış bir otoritesi vardır. Bu otorite ile olur olmaz yere kendi korkuları, güvensizlikleri ve duyguları yüzünden objektifliğini kaybederek ilişkide bulunduğu kişileri kısıtlar ve bastırır. Başkalarının duygularına ve ihtiyaçlarına -en yakınları ve ailesi dahil- küçümsemeyle ve kuşkulu bir güvensizlikle yaklaşır. Kendini kontrol edemediği duygusuyla her an her konuda başkaları tarafından ruhsal ve maddesel olarak sömürüleceğini düşünür.
Tipik Duygusal Reaksiyonları: Oğlak’ta Ay’ı bulunan kişinin incinme duygusu bu insanın başkalarına ısınmasını engeller. Ta derinliklerinde, kendisine ve başkalarına, uzun süre, bazen sonsuza değin kapalı kalır. Ciddi duygular taşır. Sorumluluk almak, ihtiyaç duyulduğunda orada olmak, güvenli bir ortam sağlamak için içgüdüsel bir istek duyar. Kriz zamanlarında işine sığınır. Duygusal durumlarda çok temkinlidir. Açık ve yalın şeylerden hoşlanır. Kıskançlık ve suçluluk duygularına eğilimlidir. Derin duyguları, anaç olan her şeyi, aileyi, romantizmi ve vatanına köklü bağlarla ait olma duygusunu bastırır ve küçümser. Duygusal bağlardan ve aile çevresinde kalmaktan korkar. Gerçek duyguları ifade etmek yerine, ya ağdalı bir duygusal teşhircilik sergiler (sinirli hareketler,bağırma, söylenme..), ya da yoğun olumsuz duyguların ve depresif bir ruh halinin etkisi altında iletişimi keser. Suçluluk duyguları nedeniyle kendine ve başkalarına karşı acımasız davranır. Çekingen, yalnız, hatta hayata küskündür. Kişisel dileklerini bastırır. Kendini değersiz hisseder. Bir türlü bırakamaz, dolayısıyla tahammül edilemeyecek, ümitsiz, kendisine ve başkalarına zarar verecek durumlarda bulunmaya devam eder.
Çocukluk Deneyimleri: Büyümüş de küçülmüş çocuk. Terbiyeli, ciddi. Erken yaşlarda sorumluluk duygusuna, görev üstlenme yeteneğine sahip. Böyle olarak özgüven geliştirir, değerli ve ihtiyaç duyulan bir insan olma duygusunu kazanır. İhtiyaçlarını nadiren söyler. Bazen çok dikkafalı olabilir, özellikle ilgi merkezi durumunda olduğunda. Başka çocuklar gibi çocuksu olamaz. Oldukça geleneksel ebeveynler tarafından açık-seçik kurallar çizilerek yetiştirilmiştir. Aile kendi durumu ve sorumlulukları nedeniyle ya devamlı çalışmak zorunda kalarak kendisine duygusal ve diğer ihtiyaçlarına ilgisiz kalmıştır, ya da erken yaşta aile bütçesine katkıda bulunmak zorunda bırakılmıştır. Ayrıca bir an evvel büyümesi istenmiş ve buna zorlanmış olabilir. Ebeveynler çocuğuyla ilişkilerinde çocuksuluğu, şakacılığı, oyunculuğu unutmuştur. Kendi kendisine yetmeyi küçük yaşta öğrenir. Ailede ezici veya özgüven zedeleyici otorite gösteren bir kişi söz konusu da olabilir.
Annesini algılayış biçimi: Vicdanlı, güvenilir, ama aynı zamanda sert anne.
Öğrenmesi Zor Dersler: Duygularını göstermek ve ihtiyaçlarını dile getirmek. Aile ile iş, ev ile sosyal yaşam, yakınlık ile mesafe, içsel deneyimler ile dışsal zorunluluklar arasındaki çelişkiyi çözmek durumundadır. İçsel dünyasında güveni bulmak ve duygularına, duygusal ihtiyaçlarına yönelmek durumundadır. Temel kişisel yalnızlığının, ihtiyaçlarının ifade olanaklarını aramalıdır. Dışsal, profesyonel işler ve görevler kanalıyla ev yaşamından veya içsel dünyadan uzaklaşma dürtüsünü yenmeli, tüm enerjisini icraata, bir şey yapmaya ve dışsal saygınlığa odaklamak yerine, bağımlılık korkusu taşımadan iç huzuru ve duygusal güvenliği geliştirmelidir. Kendi duygularını ciddiye alarak, kızgınlığa yol açan bastırma duygusundan kurtulup, sağlıklı bir oto kontrole sahip olmak zorundadır.
Temel Prensibi: Gitmeliyim!
Anahtar Kelimeleri: İsyankar, sıradışı, modern, karizmatik, yenilikçi, çözücü, öngörülmez, heyecan verici, köksüz..
Kova burcunun teori ve kavramlara eğilimi, yaratıcılığı, bireysellik özellikleri hareketsiz Ay’la ilişkilendirildiğinde bir şeyin olmasını isteme, fakat onu yapmaya hazır olmama, uygulamada zorlanma, dengeyi yitirip eksantrikliklere ve fanatizme kayma görülür. Bu Ay burcu insanları kendilerini günlük yaşamın deneyimlerinden soyutlama yeteneğine sahiptirler. Böylece her şeyde belirli bir perspektiften nesnel, mantıklı olabilirler. Duygular ve ihtiyaçlar söz konusu olduğunda da mesafe duygusu ve mantık ön plana geçer. Bu mesafe koyabilme kapasitesi nedeniyle her türlü insanla kontak kurabilirler, çünkü kendilerini diğer insanın endişe ve duygularıyla yoğun şekilde uğraşmak zorunda hissetmezler. Arkadaşlık kapasiteleri yüksektir. Kolay uyum sağlarlar, değişkendirler ve arkadaş çevresi içinde sosyaldirler. Genellikle yoğun duygulardan ve fiziksel bedenin kısıtlığı duygusundan yoksundurlar. Entellektüel beceriyi aşırı önemserler . Görüşlerine önem verilmemesinden veya akıllarının niteliğinin küçümsenmesinden çok korkarlar. Yaşamlarında düşünce o kadar egemendirki duygusal derinlik ve uygulanabilirlik açısından yetersiz kalırlar. Kendi duygularından ve ihtiyaçlarıyla yüzleşmekten sadece bağımsızlıklarını yitirecekleri korkusuyla kaçarlar. Kendilerine güven duymadıkları, yeteneklerinden şüphe ettikleri ve cesaretsiz oldukları için ait olma duygusuna yenik düşerler. Ebeveynlerinin ve etraflarındaki tüm kişilerin kendileri hakkında ne düşündüğünü, kendilerini onaylayıp onaylamdığını, onları nasıl gördüklerini mutlaka bilmek isterler. Özel haklara sahip olduklarına inanan, olağandışı ve yanlış anlaşılan biri gibidirler. Daima temas kurmaya, ilham almaya ve aktif olmaya ihtiyaç duyarlar. Motivasyon eksikliği çekerler. Dostane ilişkilere ve ruhsal yakınlıklara ihtiyaçları vardır. Arkadaşlık kurmaya gönüllüdürler, arkadaşlarının her zaman yanında olur ve onların beklentilerini yerine getirirler. Çok zeki, canlı, hazır cevap, ve yaratıcıdırlar. Güçlü ve belirgin bir sezgi, hatta bazen kehanet yetenekleri vardır. Saplantılı boyutta özgürlük ihtiyacı hissederler. Duygusal düzeyde hiçbir şeye kendini gerçekten açamazlar. Herhangi bir anlaşmada, daima bir kaçamak noktası bırakırlar. Genelde “zararsız durumlarda”, yani ulaşılması olanaksız insanlara aşık olmayı tercih ederler. Sahnede bulunmaktan korkarlar. Hemen tedirgin olur, kendilerini baskı altında, sınırlanmış ve hapsolmuş hisseder ve aniden uzaklaşırlar. Mevcut durumdan her zaman hoşnutsuzdurlar.
Tipik Duygusal Reaksiyonları: Tarafsız, sempatik ve hoş sohbettir. Hissetmekte zorlanır. Duygularını dostça, soğukkanlı ve mesafeli bir tavırla saklar. Bağlanmak istemez, yalnızlığı tercih eder. Çeşitlilik sevgisi yüzünden kalıcı ilişkiler kurmaktan kaçınır. Soyutlanmış biridir.. Ne pahasına olursa olsun, aykırı tavırlar sergiler. Kendisini kaybedebileceği derin duygulardan korkar. Yalnız ve soyutlanmış olmasının nedeni mesafeli, kontrollü ve soğuk davranmasıdır. Havalı bir şekilde özgür olmak, bağımsızlığını göstere göstere yaşamak ister. Bağlı olsa da bağımsız gibi davranır. Sevgili olmaktan ziyade iyi bir arkadaştır. Neticede uzak ve ruhsal anlamda erişilmezdir. Teorik olarak kolay ayrılır. Orijinal, yaratıcı ve kendine yeterlidir. Gerçekten kimseye ihtiyacı olmadığı duygusunu verir. Fazla yakınlık ona boğucu gelir. Tüm kapıların ve pencerelerin açık olduğu yerlerde rahat eder. Sadece kendi özgür iradesiyle hareket eder. İlgi odağı olduğu veya baskı altında kaldığı zaman isyan eder. Yüksek düzlemlerde uçmak ister ve bu dünya ile haşır neşir olmayı küçümser. Deneyimlemeyi sever. Huzursuz, dönek ve taşkın ruhludur. Her zaman bir anlaşmayı tek taraflı iptal etme serbestliğini gösterebilir. Yüzeyseldir ve sıcak, koruyucu duygusal bağlantılardan mahrumdur. Hiçbir yere ait olmadığını hisseder, daima yollardadır. Kendi saplantılı özgürlük duygusunun kurbanıdır. Çabuk sinirlenir. Arkadaşlık duyguları aşırı değişiklikler gösterebilir. Arkadaşlığa bağlılığı ancak fikrini değiştirinceye kadar sürer. Özgürlüğü ve bağımsızlığı sadece bir özlem olarak kalır. İç dünyası çok esnektir ve yeni olan her şeye açıktır. Kapalı kapılara ve baskıcı taleplere tahammül edemez. Her şeyi daima gönüllü olarak yapmak zorundadır.(Bu bir takıntı olabilir).
Çocukluk Deneyimleri: Küçük prens veya prens. Bu dünyada bir yabancı, aynı zamanda diğerlerinden farklı ve çok özel olduğunu hisseder. Bir başkasıyla karşılaştırılmaya tahammülü yoktur. Özgürlüğüne düşkün, ebeveynlik görevleri ile kendi özgürlükleri arasında çelişki yaşayan bir aile tarafından yetiştirilmiştir. Çocuğa fazla özgürlük tanınmıştır. Eğitimi ve konsantrasyonu açısından yol gösterilmemiş olabilir. Ebeveynlerin genellikle çocuğun ihtiyaçlarını gideremeyecek ve aitlik duygusunu geliştirmesini engelleyecek şekilde sosyal çevresi ve arkadaşları ile oluşturdukları, sıradışı bir yaşantıları olabilir. Erken yaşta aileden ayrılır ve dünyada kendi yolunu çizer.
Annesini algılayış biçimi: Kendiyle ilgili, bağımsız, konuşkan ve ne yapacağı belli olmayan, güvenilmez anne.
Öğrenmesi Zor Dersler: Normal olmak, uyum sağlamak, bireylik duygusu. Kendi benliğine dair bir fikir edinmelidir. Gurubunun, ailesinin veya kendi kurduğu yuvasının ne içinde, ne dışında olmak gibi çelişkili durumunu dengelemelidir. Kendi umutları, hayalleri için yer açmalı ve onları gerçeğe dönüştürecek pratik uygulamalar geliştirmelidir. Nelere muktedir olduğunu sadece düşüncelerinde bilmeyip bunu hayatının kararlarında göstermelidir. Kendi gücünü, insiyatifini ve yaratıcılığını çarçur etmeden kendi seçtiği ve ideallerine uygun bir grubun içinde bulunmalıdır. Kendi tercihlerini ait olma, başkalarına iyilik etme, ailesini üzmeme çabası ile sadece teoriye hapsetmeden uygulayıp kendi yolunu çizebilmelidir. Özellikle duyguları ve ihtiyaçları söz konusu olduğunda…Harekete geçmek için başkalarını beklemekten vazgeçip irade gücünü güçlendirmeli ve somut dünyada ortaya koydukları ile sahnede yer almaya gönüllü olmalıdır.
Temel Prensibi: Sadece özlemi tanıyan insanlar benim neler çektiğimi bilebilirler.
Anahtar Kelimeleri: Yaratıcı, spiritüel, kaçık, hayalperest, şiirsel, vizyon sahibi, medyum, hassas, merhametli, dalgın, kaçak.
Kaosun anlam kazandığı, sınırların belirsizleştiği, bilinçsizin farkına varıldığı Balık burcu tıpkı Güneş gibi Ay’ı da misafir ederken kendi anlamlarından, derinliğinden ve teslimiyetinden kaybeder. Ne kadar çelişkilidir ki, en duygusal olma potansiyeline sahip Balık’taki Ay sürekli tatsız duygulardan kaçmaya çalışır. Bunun sonucunda, bazı durumlarda, bağımlı bir kişilik geliştirebilir veya hayal dünyasında yaşamaya başlar. Yaşadığı somut dünyada ise duygularıyla bağlantısını yitirip, rasyonel bir şekilde yaşamaya gayret eder. Tüm Balık’ a ait özellikler bilinçaltına hapsolur ve farkındalık yitirilir. Duygularının kaderi doğum haritasındaki diğer güçlerin insiyatifine kalır. Ay Balık burcunda olduğunda, kişi kolay etkilenir bir yapıya sahip olur. Hassastır ve sezgileri güçlüdür. Bu durumda kişi çevresindeki kişilerin ruh halini bir sünger gibi emebilir, onlar üzgünse üzülür, neşeliyse güler. Diğerlerinin ne istediğini anında sezerek, kendisinden istenmese dahi bunları yerine getirebilir. Sanki başkaları için yaşar gibidir. Kandırılması kolay biridir. Sınır koymasını bilemez. Aşırı duyarlı, kırılgan ve hafif depressiftir. Anlaşılmaz ve alıngandır. Ölümü arzular. Mazoşist eğilimleri vardır. Başkalarındaki gizli arzuları ve yeteneklerini keşfetmede ustadır. Zaman zaman biraz uçucu ve geçicidir. Kolay baştan çıkar. Doğa üstü deneyimler yaşamaya karşı içsel bir dürtü hisseder. Kurtarılma arzusu taşır. Empati yeteneği çok gelişmiştir. Derin, sezgisel, imgelemi güçlü, kolay uyum sağlayan, subjektif ve bağışlayıcıdır. Mistisizm meraklısıdır. Düşüncelere dalmak, mistik ve fizik ötesi deneyimler yaşamak ve kendi içinde huzura kavuşmak için sık sık inzivaya ve hareketsizliğe çekilme eğilimindedir. Belirsiz kökenler, bulanık aile ilişkileri vardır. Anne-babası , ailesi veya anayurdu ile kendini özdeşleştirme şansını bulamaz. Sürekli bir dağılma süreci içinde yaşar. Sağlam bir zemin ve sınırlardan yoksun, özgüveni eksik ve sürüklendiği duygusu içindedir. Hasretini çektiği bu yerin neresi olduğunu bilmeden sürekli bir ev özlemi çeker. Sevgiye, şefkate, ilgiye ve özen görmeye doyumsuz bir açlık çeker. Bir başkası ile bir olmaya, bütünleşmeye büyük özlem duyar. Bu durum terkedilme ve yalnız kalma korkusu ile bağlantılıdır. Bu korku nedeniyle bütünleşme ve bir olma duygusunu hayallerinde aradığı bir şey olarak yaşar.
Tipik Duygusal Reaksiyonları: Duygusal açıdan uyuşuktur. Duygularının farkında değildir, kendisine ne hissettiği sorulduğunda sadece bir uyuşukluk duyar, hatta duygusuz olduğu izlenimini verir, ya da acı çekmemek için duygularını bilinçli olarak (kendinden bile) gizler. Acı çekmekten çok korkar. Sınır koymasını bilmediğinden kendini kaybetmekten korkar. Kırılgan olduğundan mesafeli, sert ve çok soğuk davranışlar sergileyebilir. Hatta içsel olarak da öyle hissettiğini düşünür. Duygu dünyası uzun süre kendisi için bir sır olarak kalır. Hiçbir duyguyla yüzleşmediği için duygusal açıdan olgunlaşamaz ve bu alanda saf ve çocuksu kalır. Kurban rolünü oynamaya eğilimlidir. Trajik karmaşıklıklara girmeye, kendini çaresizce teslim etmeye yatkındır. Gerçeklerden kaçma eğilimi gösterir. Sağı solu belli olmaz, istikrarsız, melankolik ve dengesizdir, bağımlılık problemleri yaşar. Aile evinden ancak yavaş yavaş ve pasif bir şekilde ayrılabilir. “Rüyalarında” aile evinden çok uzaklara gider ve titreşimlerin hoş olduğu (örneğin, okyanus kıyısında bir ev) düşler. Çevreden tamamen kopuk, ruhsal bir biçimde tek başına da yaşayabilir. Gerçeklikten uzak bir hayal dünyasında yaşar. Yaşam, sevgi ve aşk ile ilgili olanaksız beklentileri vardır. Ancak -güvende olmak için- bunları denemez bile. Onun yerine, düşler dünyasına, varsayımlara, bağımlılıklara sığınır ve arkasından doyumsuzluk, düşkırıklığı, yalnızlık, depresyon ve melankoli gelir. (Ve bu süreç yer değiştirerek tekrarlanır). Bazı durumlarda duyguları tamamen farkında olmadığı rahatsız edici dürtülere dönüşür. Zaralı yollara sapma ve aldatılma tehlikesi büyük olduğu gibi, kendisi de başkalarını -bilinçsizce- aldatmaya, baştan çıkarmaya ve kandırmaya başvurabilir. Konuşulmayan, bilinmeyen şeyler ve gelecek hakkında bilgi ileten çok duyarlı antenleri vardır. Bir ideale veya bir insana bağlanma yeteneği güçlüdür, abartılı hevesler göstermeye yatkındır. Bilinmeyen durumları ve insanları değerlendirmekte gizemli bir keskinlik duygusu taşır.
Çocukluk Deneyimleri: Endişeli ve utangaç çocuk. Rüyalı, fantezilerle dolu, yaratıcı ve şefkatli. Çok hassas, dolayısıyla sağlığı zayıf. Anne ile kendisini ayıran sınırlardan kurtulmak ister. Başkalarının dünyasında olup bitenleri kolay sezer, kendi görüş açısını bulmakta zorluk çeker. “Ben” demeyi öğrenmesi özellikle aile içinde geç ve güç olur. Bu çocukların aileleri onların ihtiyaçlarına çok fazla ilgi göstermelerine rağmen kendilerine gerçekten ihtiyaç duyulduğunda ortalıkta görünmezler. Beslemek konusunda aşırı ilgiliyken çok önemli konularda (sağlık, duygusal ihtiyaçlar, v.b) bazı hatalar veya ilgisizlikler yapmış olabilirler. Genellikle en yakın ebeveyn kurban rolünde algılanabilir. Özellikle anne, baba tarafından ilgisiz bırakılmış, her türlü özverisine karşı karşılık alamamış olabilir. Böylece çocuk anneyi içselleştirip babaya ve doğal olarak erkeksi yöne savaş açabilir. Bu da küçük yaştan itibaren mücadele, yanıt verme ve kişilik oluşturma konusunda problemler yaşamasına neden olur.
Annesini algılayış biçimi: Fedakar, yumuşak, anlaşılmaz, alıngan, çocuğa suçluluk duyguları aşılayan, bağımlı ve kurban anne.
Öğrenmesi Zor Dersler: Sınır koymak, göbek bağını kesmek, kendi ayakları üzerinde durmak. Kuban olmaktan vazgeçmek. Her koşulda ve zorlukta geri çekilmemek ve hemen vazgeçmemek. Yetersizlik ve beceriksizlik duygusunu yenerek kendinden kuşku duymayı bırakmak. Taahhüt altına girmeyi öğrenmek. Belirsizlikte kaybolmayıp kendini hareketsizleştirmemek. Mistisizmin yüzeysel tarafından sıyrılıp somut dünyada olup biteni mantıklı bir şekilde ilişkilendirmek.
Sevgili Gönül Dostlarım, Büyüden Korunma Ritüelini sizlerle paylaşmak istiyorum. Bir küçük siyah torbaya biraz toprak,…
Sevgili Gönül Dostlarım, Sınırsız zenginlik için kubera mantrasını Om Shreem, Om Hreem Shreem, Hreem Kleem…
Sevgili Gönül Dostlarım, Eski Sevgiliniz ile barışmak mı istiyorsunuz ? İşte bunun için sizlerle çok…
Düşman Korkusundan Kurtulmak İçin Okunacak Dua
Rahman ve Rahîm olan Allah’ın ismiyle. Allah’ın ismiyle sana okurum. Allah sana şifâ versin. Ey…
Hazret-i Âişe -radıyallâhu anhâ-’nın anlattığına göre Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, rüzgar estiğinde ve gökyüzünde…